İstanbul'un Altınları
İki usta Oyuncu Demet Akbağ ve Haluk Bilginer, İstanbul'un Altınları dizisiyle atv'de bir araya geliyor.
Senaryosu ve zengin Oyuncu kadrosuyla izleyiciyi ekrana kilitleyecek olan dizi için iki Oyuncu şöyle dedi: "Daha ne olsun!" dedirtecek bir proje!
Yapımcıların yıllardır bir araya getirmek istediği iki büyük Oyuncu Haluk Bilginer ve Demet Akbağ, atv için buluştu! Yapımcılığını Kalinos filmin üstlendiği 'İstanbul'un Altınları' dizisinin Yönetmen koltuğunda ise Yonca Güzelpınar oturuyor. 'Bir Demet Tiyatro' dizisinden sonra ulusal kanalda yayınlanan bir dizide ilk defa rol alacak olmanın heyecanını yaşayan Demet Akbağ, 'İstanbul'un Altınları'nda, isim babası Yılmaz Erdoğan olan İsmet Azmarazlı adlı opera sanatçısını canlandırıyor. Usta Oyuncuyu sette ziyaret ettik ve dizi üzerine konuştuk. İşte anlattıkları...
SEYİRCİ BENİ ÇOK ÖZLEMİŞ
Demet Hanım uzun zaman sonra bir TV dizisiyle ekrana dönüyorsunuz. Neler hissediyorsunuz?
Geniş kitlelere hitap etmeyi özlemişim. Hem adrenalini hem de iyi bir kadroyla göz göze oynamayı özledim. Sit-com'larda tiyatroya yakın bir tat aldığım için, böyle işleri daha çok tercih ediyorum. Haluk'la karşılıklı oynamayı bugüne kadar çok istedik ama bir türlü olamamıştı. Onunla bu dizide ilk defa birlikte rol almaktan dolayı çok mutluyum. Senaryosu, yönetmeni ve Oyuncu kadrosuyla "Daha ne olsun!" dedirtecek bir işin içindeyim.
Televizyondan neden uzak kaldınız?
Risk almak istemediğim için şimdiye kadar uzak kaldım. 'Bir Demet Tiyatro' kadar güzel bir şey olmalı diye çıta koydum kendime. Mükemmeliyetçi yapım yüzünden de çok seçici davrandım. Bir yerde sorumluluğu almak lazım. Ben de o sorumluluğu bu diziyle aldım. Beni takip eden seyirciye daha fazla haksızlık yapmak istemedim. Seyirciden "Demet Hanım sizi ne zaman göreceğiz?" diye çok serzeniş alıyorum. Madem özlediniz, o zaman buyrun...
ERKEK DÜŞMANI 'İSMET'
Rolünüzden bahseder misiniz?
'İsmet Azmarazlı', Milano'da opera okumuş, 15 senede beş evlilik yapmış, en sonuncusundan da ayrılmış ve erkek düşmanı olmuş, kendini erkek hegemonyasını sonlandırmaya adamış bir kadın. Bütün bu erkek düşmanlığına karşın son derece bakımlı ve süslü bir soprano. Üçüncü kocasından olan kızı 'Monika'yla Altın Apartmanı'na taşınıyor ve apartmanı birbirine katıyor. Yine çok dominant bir karakter olan 'Reşat'la karşılaşıyor. 'İstanbul İstanbullularındır' diyen eski kafalı bir adam.
Erkeklerden nefret ediyor ama adı erkek ismi İsmet. .
Evet. O konuda Yılmaz Erdoğan'a çok teşekkür ediyorum. 'İsmet Azmarazlı' onun bana hediyesidir. Onun yazmadığı dizilerde bile ondan söz etmeden edemiyorum. Mucizevi bir isim koyma yeteneği vardır. Kendisine bahsettim, "Bu Azmarazlı benden sana hediye olsun" dedi. Adı benden, soyadı Yılmaz'dan bir karakter çıktı ortaya.
ALTIN APARTMANI AYNI TÜRKİYE'YE BENZİYOR
Dizide bir İstanbul beyfendisi olan 'Reşat Altın' karakterini canlandıran Haluk Bilginer, "Bu dizi, 'Ezel'den sonra beni komedide görmek seyircinin hoşuna gidecek. Biz çekerken çok eğleniyoruz. Seyircinin de izlerken çok keyif alacağına eminim" diyor.
Sizi bu dizide oynamaya cezbeden şey neydi?
Bu proje çok sevdiğim 10 yıl önce yaptığımız 'Tatlı Hayat'ın yapımcısı Mine Öztürk'ten geldi. Yine onun yazarı Haluk Özenç'ten çıktı. Teksti ilk okuduğumda çok güldüm. Heyecanlandım çok hoş bir şey çıkacak diye. Umarım seyirci de bizimle aynı fikirde olur.
SIT-COM ÇOK RAHAT
Rolünüzden bahsedebilirmiyiz?
'Reşat Altın', annesiyle birlikte yaşayan, çok sevdiği biricik kızını hiç sevmediği bir damada kaptıran bir adam. Bunların üstüne, sahibi olduğu Altın Apartmanı'na haz etmediği kiracılar taşınıyor. Aslında bir İstanbul beyefendisi, sakin olmaya çalışıyor ama komşularının yaptıkları karşısında delirmemesi mümkün değil.
Çatışma da komşular ile arasındaki kimlik farkından doğuyor değil mi?
Aynen öyle. Anadolu'dan gelen komşusu var. İtalya'dan gelen opera sanatçısı var. Modern, post modern, eski, yeni, Doğu-Batı çatışması derken; hepsiyle tartışmalar yaşıyor. Altın Apartmanı bu anlamda Türkiye'ye çok benziyor. Türkiye'deki birçok unsuru barındırıyor.
Demet Hanım'la iyi bir ikili olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Onun kararını izleyici verecek ama ben Demet'le oynamaktan çok büyük keyif alıyorum. Çok iyi bir Oyuncu. Demet'le bizi 10 yıldır bir araya getirme çabası var. Kısmet bu diziyeymiş. Gerçi 'Neredesin Firuze'de beraber oynadık ama karşılıklı sahnemiz yok denecek kadar azdı. O yüzden Demet'le ilk defa karşılıklı oynuyoruz diye sayıyorum. Biz çekerken çok eğleniyoruz, umarım seyirci de izlerken bizim kadar eğlenir.
Sizi en son 'Ezel'de 'Kenan Birkan' rolünde görmüştük. Komediyi kendinize daha mı yakın görüyorsunuz?
'Ezel' bitti, bu başladı. Drama dizisinden komedi dizisine geçtim. Bunun seyirciyi pozitif anlamda şaşırtacağını düşünüyorum. Ben ikisini de oynamayı çok seviyorum. Ama rahatlık açısından sit-com'un yeri tartışılmaz; stüdyoda, haftada iki gün çalışıyorsunuz.
GERGİN KADIN ROLÜNÜ SEVERİM
İsmet rolünü kendinize yakın buldunuz mu?
Gergin kadın rolleri nedense bende çok fazla vücut buluyor. Gergin, asabi sinirli ve dominant kadın rollerini severim. İyi de oynadığımı söylerler. Oynadığım rolle arama çok duvar koymam. Mutlaka kendimden bir şeyler olur içinde. Bu samimiyet de seyircime geçiyor. Bu açıdan kendimi şanslı hissediyorum.
İsmet Azmarazlı'da Demet Akbağ'dan ne kadar var peki?
Çok vardır. Başta kocam olmak üzere yakınlarım, sinirlenince çok komik olduğumu söylüyorlar. Ben zaten bu rolü bunun için kabul ettim. Madem evde sinirlenince komik oluyorum; bari dedim, televizyonda sinirleneyim de bu işten para kazanayım...