Onlar; Oğuz Kağan’dan bugüne kadar, Türk’ün devlet-i ebed müddet fikrini devam ettiren gizli teşkilatın liderleriydi… Kimi, Gök-Türk Devleti’ni; kimi, Selçuklu Beyliği’ni; kimi, Osmanlı İmparatorluğu’nu; kimi de Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmakla görevlendirildi. Nizamülmülk’ten İmam-ı Gazali’ye, Selçuk Bey’den Mevlana Celaleddin-i Rûmi’ye, Osman Bey’den Dursun Fakih’e, Sultan Abdülhamit’ten Enver Paşa’ya ve Mustafa Kemal’den Turgut Özal’a kadar birçok isme; Teşkilat’ın gizli sancağı emanet edildi. Pakistan’da, Afganistan’da, Lübnan’da, Azerbaycan’da, Bosna’da; Osmanlı Devleti’nin bakiyesinde kurulan elliye yakın devletin harcında Onlar’ın gizli faaliyetleri vardı.
Ve bugün; Türk’le Kürt’ü, Türk’le Fars’ı savaştırmak isteyen Kaos Düzeni’nin mimarları, hesap etmedikleri bir gerçekle yüzleşmeye başladı: Teşkilat’ın askerleri, yeni bir düzen için geri dönüyorlardı…
Çam da bizim, kozalak da bizim!
Teşkilat-ı Mahsusa, Osmanlı Devleti’nin son istihbarat teşkilatı idi. Kurulduğu günlerde, kabinedeki bakanların birçoğu ve üst düzey komutanların büyük bir kısmı dahi böyle bir örgütün varlığından haberdar olmamıştı. Örgütün, Trablusgarp’tan Hindistan’a kadar yüzlerce hücresi ve bu hücrelere kayıtlı binlerce ajanı vardı. Üyeleri arasında Mustafa Kemal, Enver Paşa, Celal Bayar, Eşref Kuşçubaşı, Kazım Karabekir, Fuat Balkan, Süleyman Askeri ve Fevzi Çakmak gibi birçok ünlü sima da bulunuyordu.
Teşkilat-ı Mahsusa, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaptığı gizli çalışmalarla, elliden fazla devletin kurulmasını sağladı. Teşkilat’ın gizli hücreleri, aradan yüz yıl geçmesine rağmen henüz ortaya çıkarılamadı.
Selman Kayabaşı, bu heyecan verici kitapta Kıbrıs’ta Türk Mukavemet Teşkilatı’nı kuran, Bosna Hersek’in bağımsızlığını kazanmasında büyük pay sahibi olan ve son olarak Kerkük’te ortaya çıkan Teşkilat’ın; Musul’dan Semerkand’a, Lübnan’dan Pakistan’a, Roma’dan Selanik’e ve Azerbaycan’dan Kafkasya’ya kadar, günümüzdeki faaliyetlerinin izini sürüyor.
ALINTI