tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > MÜZİK ve VİDEO > Şarkıcıların Hayatları ( Biyografileri ) > Yabancı Şarkıcıların Hayatları ( Biyografileri )
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Yabancı Şarkıcıların Hayatları ( Biyografileri ) Yabancı sanatçıların hayatları ( Biyografileri )


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Mekong Delta Biyografisi-Mekong Delta Hayatı-Mekong Delta Kimdir?Grup Mekong Delta
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
964

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 13.12.09, 21:25   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Nerden: Konya
Mesajlar: 255
Konular: 229
Puan Grafiği
Rep Puanı:1700
Rep Gücü:0
RD:Akasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant futureAkasya has a brilliant future
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 139
35 Mesajına 70 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Mekong Delta Biyografisi-Mekong Delta Hayatı-Mekong Delta Kimdir?Grup Mekong Delta

Mekong Delta Biyografisi-Mekong Delta Hayatı-Mekong Delta Kimdir?Grup Mekong Delta

Mekong Delta ‘80’lerin en ilginç projelerinden biriydi. Bunun nedeni Aaarrg Records’un sahibi ve aynı zamanda Warlock, Living Death, Steeler gibi ‘80’lerin önde gelen Alman gruplarının ses teknisyeni olan Ralph Hubert’in 1985 senesinde başlattığı, farklı gruplardan çeşitli Alman müzisyenleri bir araya getirerek o günün müziklerinden tamamen bağımsız, yenilikçi bir şeyler yaratmak için kurduğu bir proje olmasıydı. 4 kişiden oluşan ilk kadroda ilginçtir, Ralph Hubert kendisi yer almıyordu. Grubun sonraki 5 kişilik kadrosunda Ralph Hubert bas çalıyordu ve davulda Running Wild, Grave Digger gibi gruplardan tanıdığımız Jörg Michael, gitarlarda Living Death gitaristleri Frank Fricke ve Reiner Kelch ile vokallerde Wolfgang Borgmann yer alıyordu. Ancak metal piyasasında Alman müzisyenlere fazla ilgi gösterilmeyeceği düşünüldüğünden elemanlar takma isimler kullandılar, dahası hiç konsere çıkmadıklarıgibi hiç fotoğraf da çektirmiyorlardı, bu da grubun “esrarengiz” bir havaya sahip olmasını sağlıyordu. Self-titled albümleri 1987’de, birazdan bahsedeceğim “The Music” ise 1988’de yayınlandı. Sonra grup elemanları farklı gruplarda çaldığından kadroda istikrar sağlanamadı, buna rağmen 1990’a dek “The Principle Of Doubt” ve “Dances Of Death (And Other Walking Shadows)” gibi iki sağlam albüm daha yayınladılar. Metal dünyası için dertlerle dolu geçen 90’ların ilk yarısında ise vokalistleri Borgmann ve baterist Michael grupta yoktu, ancak 1994’e kadar “Kaleidescope ve “Visions Fugitive”albümlerini yayınladılar, dahası turneye çıkmaya başlayarak bir de konser albümü yayınladılar. Grubun son çalışması 1997’de yayınlanan enstrümantal “Pictures At An Exhibition” oldu. Grup yıllardır yeni bir çalışmaya imza atmamasına rağmen Progressive Thrash Metal tarzında imza attıkları birbirinden başarılı albümleri ile çok "ayrı" bir konuma sahip.

“The Music Of Erich Zahn” grubun tek konsept albümü ve Queensryche’ın “Operation Mindcrime”’ı ile “Iron Maiden’ın “Seventh Son Of A Seventh Son” albümleri ileaynı sene çıkmasının yanında, özellikle “Seventh Son” ile oldukça benzer bir temaya sahip. Albüm H.P. Lovecraft’ın aynı isimli kısa öyküsünden uyarlanmış olsa da buradaki konseptte öyküdekinden daha fazlası var.

İsterseniz öyküyü bir hatırlayalım: Kahramanımız tekinsiz, esrarengiz Auesil sokağında bir pansiyona taşınır. Burada geceleri pansiyonun en üst katından gelen keman sesleri dikkatini çeker. İsimsiz kahramanımız (bundan sonra Lovecraft olarak geçecek) en üst katta Erich Zahn isimli yaşlı, sağır ve dilsiz bir kemancının yaşadığını öğrenir. Lovecraft en sonunda merakına yenilir ve kemancıyı ziyaret eder. Bu arada kemancının odası, bir yokuş üzerine kurulmuş sokağın en yüksek noktasıdır, dahası sokağın sonundaki yüksek duvarın ardının görülebildiği tek yerdir.Lovecraft pencereyi açıp duvarın ardını görmek istediğinde kemancı telaşlanarak onu engeller. Ona her şeyi yazacağını söyler. Daha sonraki günlerde kemanın çaldığı melodiler gittikçe garipleşir, adeta Erich Zahn kemanını kullanarak bilinmeyen bir güçle mücadele etmektedir. Bir gün sesler iyice garipleşir ve en sonunda aniden kesilir. Lovecraft koşarak Erich Zahn’ın odasına çıkar ve gördüğü manzara karşısında şok olur. Kemancı gitmiştir, pencere açıktır ve odada parçalanmış İncil yaprakları dört bir yana saçılmıştır. Lovecraft kemancının kimsenin farkında olmadığı ama dünyayı acıya ve kötülüğe boğan gizli bir güçle, müziği aracılığıyla mücadele ettiğini, ama bunu kimseye anlatamadığını anlar. Erich Zahn bu mücadelede kendini feda etmiştir. Lovecraft son olarak pencereye yaklaşır, duvarın ötesine bakar, gördüğü manzara karşısındaşok geçirerek önce pansiyondan, sonra da Auesil sokağından kaçar (duvarın ötesinde ne olduğu sürpriz olsun, hikayeyi okuyup kendiniz görün). Kendine geldiğinde sokağa geri dönmek ister, ama sokağı bulamaz, adeta hiç varolmamışçasına kaybolmuştur...

Grup öyküyü bir yandan yine orijinalinde olduğu gibi fantastik temeller üzerinde tutsa da, insanların farkında olmadığı ve içlerinde yaşadıkları çürümüşlüğü, kötülüğü günümüz dünyasına uyarlamış. Söz konusu karakterin savaştığı bu kötülüğü yayan karanlık güçten bahsedilirken, bir yandan da gücün ve paranın esiri olmuş günümüz toplumuna çok sert eleştiriler yöneltiliyor (“True Lies”). Erich Zahn insanların günlük yaşamları içinde görmezden geldikleri “deliliği” (“Confessions Of Madness”) görüyor ve dahasıbu deliliğin sürmesi sonucunda neler olacağına tanık oluyor (“Memories Of Tomorrow”). Aynı “Seventh Son…”’da olduğu gibi insanları uyarmak istiyor ancak başarılı olamıyor (öyküdeki “dilsizlik” bunun bir metaforu olarak görülmüş olabilir). Ve sonuçta yine öykünün orijinalinde olduğu gibi kendini feda ediyor, ve albüm şu sözlerle tam anlamıyla boşlukta noktalanıyor “Ne öğrendik ki? Hiçbir şey değişmedi...”.

Albümdeki müziği tarif etmek oldukça zor çünkü aynı dönemden, daha doğrusu aynı janr içersindeki gruplardan Mekong Delta’ya benzeyenine rastlamadım şu vakte dek. Kabul, müziklerinin içindeki belirli öğeler başka grupları hatırlatıyor, örneğin vokaller biraz Forbidden’ı anımsatırken, müzikteki ölçü değişimleri, komplike riffler Paradox’u ya da Hexx’i anımsatıyor. Ancak Mekong Delta’nın müziğini benzersiz yapan şeyler hiç şüphesiz ki kullandıkları özenle seçilmiş karanlık, tekinsiz riffler, müziğin“aşırı” komplike olmasına rağmen son derece akıcı yapısı, gerek vokallerde, gerek gitarlarda kullandıkları efektler, her bir enstrümanın adeta suyu çıkartılırcasına birbirinden farklı partisyonlar çalması, 4 hatta 5 farklı gitar partisyonunun beraber gittiği kısımlar. Mekong Delta “The Music Of Erich Zahn”’da tüm bu ekstrem unsurları soğuk, karanlık bir sound içersinde birleştiriyor ve ortaya kafa karıştırıcı, donuk ve bunaltıcı bir müzik çıkıyor; aynı Lovecraft’ın öykülerindeki yapı gibi... Şu ana dek Lovecraft’tan etkilenen birçok grup gördüm (bilhassa Black Metal grupları), ancak Lovecraft’ın paranoyak, karamsar yazım tarzına bu kadar yakın bir karşılık getiren bir gruba daha rastlamadım.

Hiç şüphesiz grubun bu öğeleri bu kadar benzersiz bir biçimde bir araya getirmesinde grubun sahip olduğu senfonik altyapının da büyük bir rolü var. Gitarların davranışları klasik Thrash rifflerinin çoğu kez dışına çıkıyor; 4/4’lük ölçüyüalbüm boyunca çoğu yerde mumla ararken bilhassa sololarda ve müziğin üzerinde giden armonik gitar partisyonlarında müzik adeta yaylı enstrümanlar için yazılıp daha sonra gitar ve basa uyarlanmış havası veriyor. Bu bahsettiğim yapının albümdeki en iyi örnekleri hiç şüphesiz “Confessions Of Madness” ile “Memories Of Tomorrow”. Özellikle“Memories Of Tomorrow”’un nakarat bölümünde bas gitarın gitarlardan tamamen bağımsız olarak farklı melodiler çalması dikkat çekici, ki albüm boyunca mükemmel kullanılan bas gitar bu yapıyı sürekli olarak sergilemekte. Buradaki bas kullanımı gerçekten inanılmaz (bkz. Steve DiGorgio), bas gitar miksajda oldukça yukarıda tutulmuş , üstüne üstlük bas partisyonları da böyle mükemmel yazılınca sonuç tam bir ses ziyafetine dönüşüyor.

Albümdeki sololara da özel olarak değinmek gerekir; sololar kesinlikle “dolgu malzemesi” olarak düşünülmemiş, çoğu kez ardı ardına kısa ama farklı yapıda sololar geliyor, bunlara bas soloları da dahil (“Age Of Agony”, “The Final Deluge”). Grup dediğimgibi gitarlar üzerinde yer yer farklı efektler kullanmış, ki kulağım beni yanıltmıyorsa söz konusu efektler Pestilence’ın “Spheres” albümünde kullanılan ve gitardan viyolonsel sesi çıkartabilen synthesizer’ların eski birer modeli olsa gerek. Keza albümdeki karanlık hava yer yer söz konusu albümü çağrıştırmıyor da değil (tabi ki bu çok daha kalıplı bir albüm). “True Lies”’ın girişi buna iyi bir örnek. Söz konusu efektler vokallerde de mevcut, özellikle grubun yer yer kullandığı “acayip”bir efekt var ki garip gelebilir ama neredeyse kuş sesini andırıyor (tam tarif edemiyorum, dinleyince görürsünüz). “Age Of Agony”’nin nakarat kısmında bu efekt çok mistik bir hava veriyor.Albümün en güzel yönlerinden biri ise sürükleyiciliği. Böyle kafa karıştırıcı bir müzik ile albüm son derece sıkıcı bir hale gelebilirdi ama grup albümün dinamizmini birbirinden farklı farklı yapılar gösteren parçaları birbiri ardına, adeta bir zincirin halkaları gibi sıralayarak sağlıyor.

Bu noktada “Interludium” başlıklı ve albümün tam merkezinde yer alan enstrümantal parçadan bahsetmek gerekir diye düşünüyorum. Söz konusu parça dinlediğim en iyi enstrümantal parçalardan birisi ve tek kelimeyle dehşet verici. Grup bu parçada oldukça melankolik bir klasik gitar partisyonunun ardından “Psycho” filminin Bernard Hermann imzalı unutulmaz müziğini sample olarak kullanıyor ve geride kalan “Metal” enstrümantasyonunu kendileri kotararak Therion’un asla ulaşamadığı görkeme sahip bir senfonikmetal çalışması çıkarıyor ortaya. Bu parçada albüm boyunca üstün bir performans gösteren Jörg Michael’ın performansı doruğa çıkıyor. Kapanıştaki “Epilogue” ise sadece vokal ve klavye ile oluşturulmuş, tarif etmek için kelimelerin yetersiz kalacağı bir çalışma.

Albüm bir bütün olarak lirikleri takip dilerek dinlendiğinde inanılmaz etkileyici oluyor, ama parça parça değerlendirildiğinde de çok güçlü bir sonuç var ortada; “Age Of Agony” ve “The Final Deluge” gelmiş geçmiş en iyi Thrash metal parçaları arasına kafadan girebilecek eserler.

“The Music Of Erich Zahn”’ın hiç şüphesiz en büyük sorunu prodüksiyonu; sound kirli ve boğuk. Ama hani bazı albümler vardır ya, kötü prodüksiyon atmosferini hepten güçlendirir, gücünü yükseltir, işte “The Music Of Erich Zahn”’da da bu durum söz konusu. Sound’un boğukluğu müziğin atmosferini iyice kuvvetlendiriyor.

Albümün CD versiyonunda bonus olarak daha önceden bir EP’lerinde yer alan “The Gnome” yer alıyor, ki söz konusu parça bir klasik müzik uyarlaması.

“The Music Of Eric Zahn” yapıldığı zamanın çok ötesinde bir çalışma olmasının yanı sıra bugün bile benzersizliğini koruyor. Bence tüm zamanların en iyi metal albümlerinden biri.Bugün neredeyse “obscure” bir konumda bulunan bu albüm kesinlikle çok daha fazla ilgiyi hak ediyor. “The Music Of Erich Zahn” bir sanat eseri ve bir albümden çok bir “tecrübe”.

Not: İnternetten alıntıdır.
Akasya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
biyografisimekong, delta, hayatimekong, kimdirgrup, mekong, mekong delta, mekong delta biyografi, mekong delta biyografisi, mekong delta hakkında, mekong delta hakkında bilgi, mekong delta hayatı, mekong delta kim, mekong delta kimdir, mekong delta özgeçmişi, mekong delta yaşamı

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Grup Antares Biyografisi - Grup Antares Kimdir - Grup Antares Hayatı - Grup Antares Eylül Türk Rock Müzigi Şarkıcılarının Hayatları ( Biyografileri ) 1 15.11.16 22:59
Grup Merdiven Biyografisi-Grup Merdiven Hayatı-Grup Merdiven Kimdir? Akasya Türk Rock Müzigi Şarkıcılarının Hayatları ( Biyografileri ) 1 20.01.15 14:45
Grup Tillo Biyografisi - Grup Tillo Kimdir - Grup Tillo Hayatı - Grup Tillo Yaşamı Kartal Diger Ünlülerin Biyografileri 0 01.05.14 16:21
Grup Kolpa Biyografisi - Grup Kolpa Hayatı - Grup Kolpa Kimdir? Okyanus Türk Rock Müzigi Şarkıcılarının Hayatları ( Biyografileri ) 0 14.06.12 19:45
Pi Biyografisi-Pi Hayatı-Pi Yaşamı-Pi Kimdir?Grup Pi Biyografisi-Grup Pi Kimdir? Akasya Türk Rock Müzigi Şarkıcılarının Hayatları ( Biyografileri ) 0 21.12.09 00:05


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:18 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2