Yunus Emre Şiirlerinin Özellikleri
Yunus Emre’nin, şiirlerinde, aruz kalıplarının hece kalıplarına da uyan ölçülerini seçmesi onun bir özelliğidir. Böylece o, eski Türk şiiriyle Müslüman Türk şiir geleneğini birleştirmiştir. Bu özellik, Yunus’un halk toplulukları tarafından anlaşılmasında, sevilmesinde ve benimsenmesinde en büyük etken olmuştur.
Onun başarısı en karmaşık konuları, tasavvuf inancını açık-seçik, yumuşak ve tatlı bir anlatımla şiirleştirmesine ve şiiri yalnız bir biçim olarak değil, ince söyleyişler ve sıcak duygularla donatmasına bağlıdır. Yunus, sanat oyunlarına sapmadan, içinden geldiğince ifade ustasıdır. Dizeleri arasında alışılmış anlam kopmaları yoktur, tam aksine, anlam bağlantıları onun özelliğidir ve bu özelliği onun, şiiri sürekli bir sezgi ve duygu içinde söylemesine yol açar.
Yunus için şiir, umut eden, bu hayattan ve öteki hayattan mutluluk bekleyen, Tanrı’nın öfkesine ve cezalarına değil, sevgisine ve af hazinelerine sığınan insanın sesidir. Yunus, sevgisiz, inançsız, umutsuz insan düşünemediği gibi bunlardan yoksun bir şiir de düşünmemiştir.
Dili
Yunus Emre’nin en büyük özelliği dilindedir. Türkçe’nin güzellik, uyum ve ses sırlarını çok iyi bilen Yunus Emre bu bakımdan Türkçe’nin en büyük mimarı ve kurucusu sayılır. Kullandığı deyimler, şiirinin çatısını kuran kavramlar, konuşulan dile getirdiği derinlik yüzyıllar boyu yaşamış, başka şairleri, daha da önemlisi tüm Anadolu halkını inkâr götürmez bir biçimde etkilemiştir. Yunus, «beyaz Türkçe» dediğimiz güzel, arı-duru ve ahenkli Türkçe’nin böylece yapıcısı ve yürütücüsü olmuştur.
alıntı