Ahmet Paşa Hakkında Bilgi Ve Gazelleri Ahmet Paşa'nın Hayatı Doğum yeri Edirne. Ama doğum tarihi bilinmiyor. Ciddi bir öğrenim gördü. Bursa'da müderrislik, Edirne'de kadılık yaptı. Fatih Sultan Mehmet'in hocası ve sohbet arkadaşı oldu. Vezirlik rütbesi aldı. Fakat bir kabahati yüzünden Fatih'in emriyle hapsedildi. Ancak yazdığı "kerem" redifli kasidesini Fatih çok beğendi ve kendisini affetti. Bazı sancak beyliklerinde bulundu. İkinci Beyazıt zamanında Bursa sancak beyliğine atandı. 1497'de Bursa'da öldü. XV. yüzyılın en büyük divan şairidir. Gazel ve kasideleriyle dikkat çeker. Şarkı ve murabbada da olgun örneklerini verdi. Dizeleri Divan şiirinin söz ve anlam özellikleriyle örülüdür. Farsça ve Arapça'yı ustaca kullanır. Ünü Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırlarını aştı. Kendisinden sonraki divan şairleri birçok şiirine benzetiler yazdı. Beyitler 1
Sor dil-i bîçâremin hâlin perîşan zülfüne
Hâlini bilmez perîşânın perîşan olmayan
2
Mürûr-i vâ’de-i yâre inanma sen Ahmet
Gama inan inanırsan ki eski yârindir
3
Lebi lebine erişmeğe çâre yok Ahmet
Meğer ki toprağına kıla rûzgâr kadeh
4
Cânıma bir merhabâ kıldı ezelde çeşm-i yâr
Şöyle mest oldum ki gayrin merhabasın bilmedim
5
Ahmed ol kamet-i dil-cûya hevâdar olalı
Nerde bir serv görürse yakasın çâk eyler
Günümüz Türkçesiyle:
I.Zavallı gönlümün halini perişan saçına sor, perişan olmayan perişanın halini bilmez.
2.Ahmet! Sen sevgilinin vadini tutacağına inanma, inanırsan gama inan ki, o senin eski dostundur.
3.Ahmet! Senin dudağının onun dudağına erişmesine çare yok; meğer ki, zaman , senin toprağın kadeh yapsın.
4.Sevgilinin gözü, ezelde( zamanın başlangıcında) gönlüme bir “merhaba” dedi, öyle kendimden geçtim ki, başkalarının merhabasını duymaz oldum.
5.Ahmet! O gönül çekici usul boylunun havasına gireli, nerde bir selvi görse (onu anıp) yakasını yırtar (dövünür). Ahmet Paşa "gazelleri" Gazel - Eyâ Peri Nicesin... Eyâ peri nicesin hoş musun safâca mısın
Gele berî nicesin hoş musun safâca mısın
Şeker dudaklı kamer yüzlü serv boyluların
Semen-beri nicesin hoş musun safâca mısın
Bahâr-ı hüsn ü behâda belâlı bülbülünün
Gül-i teri nicesin hoş musun safâca mısın
Bizimle bir nefes insanlık eyle soruşalım
Gel ey perî nicesin hoş musun safâca mısın
Sefer kalıp gelir Ahmet ki deye şehrimizin
Güzelleri nicesin hoş musun safâca mısın
Günümüz Türkçesiyle:
1-)Ey peri! Nasılsın! Hoş musun! Safâlı mısın! Beri gel; nasılsın, hoş musun? Safâlı mısın?
2-)Şeker dudaklı, ay yüzlü, selvi boyluların yasemin göğüslüsü! Nasılsın?Hoş musun? Safâlı mısın?
3-) Güzellik, alımlılık baharında belâlı bülbülün taze gül! Nasılsın?Hoş musun? Safâlı mısın?
4-) Ey peri! Gel, bizimle bir soluk alımı insanlık et de soruşalım! Nasılsın?Hoş musun? Safâlı mısın?
5-)Ahmet, “şehrimizin güzelleri! Nasılsınız? Hoş musunuz? Safâlı mısınız?” demek için yola çıkmış geliyor. Ahmet Paşa Gazel - Yandım Elinden Ey fitnesi çok kavli yalan yandım elinden
Bir nâz ile bin gönlüm alan yandım elinden
Sen şem’ gibi gayr ile mecliste gülersin
Ben akıtırım yaş ile kan yandım elinden
Her hâr ile sen sohbet edersin dün ü gün ben
Derdin ederim mûnis-i can yandım elinden
Şol sunduğun âteş midir ey sâki bana kim
Kim aldın ele câm heman yandım elinden
Ahmet çeke cevrini göre lûtfunu ağyâr
Ey şefkati az şûh-i cihan yandım elinden
Günümüz Türkçesiyle:
1-)Ey fitnesi çok, sözü yalan! Yandım elinden. Bir naz ile bin kere gönlümü alan! Yandım elinden!
2-)Sen toplantıda başkasıyla mum gibi gülersin, ben kanlı göz yaşı akıtırım;yandım elinden!
3-)Sen gece gündüz her dikenle ( yani rakiple ) sohbet edersin, bense senin derdini can dostu edinirim; yandım elinden!
4-) Ey sâki! Bana şu sunduğun ateş midir ki, eline kadehi alır almaz, hemen yandım elinden!
5-) Ahmet senin cefanı çekiyor, başkaları (rakipleri) lûtfunu görüyor; ey şefkati az dünya şûhu! ( dünyanın en nazlısı, neşelisi) yandım elinden. Ahmet Paşa |