tualimforum.com
>
EĞİTİM ve ÖĞRETİM
>
Dersler/Ödevler
>
Türkçe-Edebiyat-Dil Bilgisi
Türk Dili Kelimeler Harmonisi
Kullanıcı ismi
Beni hatırla
Şifreniz
Kayıt ol
Yardım
Üye Listesi
Ajanda
Bugünki Mesajlar
Arama
Türkçe-Edebiyat-Dil Bilgisi
Türkçe ödevleri,Edebiyat ödevleri,Dil Bilgisi ödevleri...
Forumları ara
Konu gösterimi
Mesaj gösterimi
Gelişmiş arama yap
Seçilene git...
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Türk Dili Kelimeler Harmonisi
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
Görüntülenme Sayısı
1482
LinkBack
Seçenekler
11.12.09, 22:51
#
1
(
permalink
)
Kullanıcı Profili
SERDEM
S.Moderators
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:
Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
Türk Dili Kelimeler Harmonisi
Türk Dili Kelimeler Harmonisi
Türk dili birçok eski kelimesini yerlerine daha güzellerini buldukça, terketmiş, fakat eskiden beri her güzel kelimesini de yaşatmıştır. Türkçe’nin çağlar boyunca süren macerası, bu güzeli aramak duygusundadır.
Ali Şir Nevaî, Türkçe’nin, bir fiiller ve mecazlar lisanı olduğunu anlatır. Bir tarih boyunca at üstünde yaşayarak, engin Asya bozkırlarını Gel ! Git ! Vur ! Kır ! Çık ! İn ! Koş ! Dur !
vb
. gibi tek heceli kelimelerle çınlatan Türkler, devamlı hareket halinde oldukları için, bütün fiillerini kendileri şekillendirmişlerdir. Madencilik, ziraat, binicilik ve savaşla ilgili kelimelerin yanı sıra Türk sanatına ait pek çok kelimeyi de yine kendileri oluşturmuşlardır. Fakat İslâm dinine ait kelime ve kavramların mühim bir kısmını, Arapça ve Farsça’dan almışlardır.
Türk milleti gibi, büyük ve fatih bir milletin dili öz dil olamaz. Her şeyin ilme bağlı olduğu çağımızda bilgi ve teknoloji transferi ile çağın varidatının benimsenmesi ve bunun insanlığa sunulması; beyandaki eda vasıtasıyla olacaktır.
Dillerin, kelimeleri değil fakat sesleri millîdir. Her dilin kendi iç ve dış mûsıkîsi millîdir. Hiçbir medeniyet dilinin bütün kelimeleri millî olamaz, fakat sesi mutlaka millî olur.
Bir de mimarisi millî olur. Yani, kelimelerin yan yana gelmesinden doğan söz istifi bu yan yana gelişlerin meydana getirdiği ifade abidesi millîdir. Kısaca, cümle yapısı millîdir. Mesela, Türkçe’deki Özne-Tümleç-Yüklem (Fiil) sıralanışındaki mantık, millîdir.
Bir dilin kelimelerini hor görmek, hakir görmek, hele şu veya bu politik, ideolojik sebeple bazı kelimeleri dilden atılabilir görmek, büyük yanılgıdır. Çünkü, milletlerin olduğu gibi kelimelerin de tarihi vardır.
Bir milletin ataları, asırlarca o kelimelerle duymuş, onlarla düşünmüş; birbirlerini ve evlatlarını o kelimelerle sevmiştir. Onlar bu kelimeleri millî bir sanatla işleyip Türk yapmışsa, evlatları, artık o kelimelere düşman kesilemezler.
Bu itibarla, başta edebiyatçılar olmak üzere, herkese ciddî sorumluluklar düşmektedir. Sadece mevcudu öğrenip-öğretmekle kalmayıp; büyük istidatları teşhis ederek onlara ciddi sorumluluklar vermemiz ve dilimizin gelecekte çok ileri bir seviyede temsil edilmesini sağlamamız gerekmektedir. Bunun için de, ben bir taraftan dilin kendi kurallarına uygun kelime üretirken, diğer taraftan da asırlardan beri kullanıla kullanıla dilimize mâlolmuş kelimelerin muhafazasının zaruretine inanıyorum. Milletimize mâlolmuş bu kelimeler artık bizimdir ve zenginliğimizin bir buududur.
İngilizler
:
" Bahtiyardır o İngilizce ki, onda her dilden kelime vardır." derler.
Bugün İngilizce’ye Hristiyanlaşma döneminde giren, yüzde yetmiş beş nispetinde Latince ve Fransızca kelime vardır. Bu kelimeler İngilizce
ye, Fransız / Norman istilası "döneminde girmiştir. İki asırlık Fransızca hakimiyetinden sonra İngilizce ancak l6. asırda devlet dili olabilmiştir. Orta İngilizce
de de Latin/Germen ağırlığı vardır. Sömürgecilik döneminde Uzakdoğu dillerinden de binlerce kelime girmiştir.
Mehmet Çalışkan adlı gayretli bir araştırmacı İngilizce
de sırf A harfinde 200
den fazla Arapca, Farsça ve Türkçe kökenli kelime tespit etmiştir. Fakat bu kelimelerde öyle bir ses değişikliği yapılmış ve kelimeler öylesine İngilizce olmuştur ki, bunlar, bir milletin kelimelere millî bir mûsıkî verişindeki sihiri, coğrafya tesirini ve kavmî dehayı gösterir.
Meselâ, aslı Latince olan ‘cultura’ kelimesinin Fransızcası ‘kültür (culture)’ İngilizcesi ‘kalçır’dır. ‘Kalçır,’ İngilizcedir. ‘Final’ kelimesi Fransızca, fakat aynı şekilde yazılan ve aynı mânâda kullanılan ‘faynıl’ İngilizcedir. İngilizce
de böyle 90.000 kelime vardır.
Türkçe
de ‘altın, gümüş, demir, çelik’
vb
. gibi, sesli maden adları, Türk dili var olalıdan beri yaşayan ve yaşatılan kelimelerdendir. ‘Gönül’ kelimesi de böyledir. Bu kelimenin en eski Türkçe
de söylenişi, ‘könkül’dü, zamanla ‘köngül’ şeklini aldı. Yüzyıllarca da bu biçimde kullanılmıştır. Ona gönül sesini veren Oğuz Türkçesi ve onun devamı olan Türkiye Türkçesi’dir.
‘Gönül
e önce VIII. asırda rastlıyoruz. Kelimeyi, taşa kazdıran adını bildiğimiz ikinci Türk yazarı,
Yolluk Tiğin :
Taş tokıtdım, könğültegi sabımın ... bitidim:
(Taş yontturdum, gönüldeki sözümü yazdırdım) diyor Ardından, Kutadgu Bilig yazarı Yusuf Has Hacib ona, aruz
la mâniler söyletmiştir ;
Köngül kimni sevse korur közde ol.
(Gönül kimi sevse gözünün önünde (hep) onu görür.)
Yunus Emre
nin;
“Taşdın yine deli gönül, Sular gibi çağlar mısın?” mısralarıyla şahlanan kelime, Nihayet Yahya Kemal
de vecizeleşip ya tam neş
e, ya tam ızdırap; ya hep ya hiç manasındadır: “Ya şevk içinde harap ol, ya aşk içinde gönül! Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yahut gül” seviyesine yükseltmiştir.
Türkler Arapça
dan ‘kalb’i almış, ‘yürek’ sözüyle birlikte kullanmıştır. Fârisî’den (yine ‘gönül’ demek olan) ‘dil’i seçmiş; dilber, dilâra, gibi dilşâd, dildâde, ve dilrubâ gibi söyleyişlerden de hoşlanmışlardır. Fakat başka dillerden değişik kelimeler aldı diye ‘gönül’ü terketmemiş, aksine onu bütün gönlüyle sevip hayatının her döneminde belki de her anında kullanmışlardır.
Bir millet neden önce ‘yalab (yalav)’ dediği söze, sonradan ‘alev’ deme ihtiyacını duyar? ‘Yınanç’ kelimesine ‘inanç’ sesini verir. Niye, fethettiği ‘Salanıkos’ isimli şehre ‘Selanik’ deme inceliğini gösterir? Niçin, Yunanca ‘adamas’ sözünü, Farisî ahengi daha güzel bularak ‘elmas’ diye kullanır? Neden, Farsça ‘badam’ sözünü kaba bulur da onu ‘badem’ diye değiştirir? Ne diye, Yunanca ‘kastanon’ sözünü Türkçe
de ‘kestane’ ahenginde kullanır? Hatta neden Yunanca yoluyla aldığı ‘elektrik’ kelimesine ‘elektirik’ şeklini verir ?
Daha sayalım mı ?
Bir dilde binlerce istisnası olan bir kaide olur mu ? Olursa ona kaide, hem de dilin temel kaidesi denir mi?
Dilcilik taassupla olmaz. Cehaletle hiç olmaz.
Dilin farkına, dilin zevkine, dilin dehasına varmakla olur, dili sevmekle olur. Şimdi sen, madem ki bu tarihin çocuğusun; eski zafer ve şeref asırlarının bugünkü evladısın; atalarının sana miras bıraktığı her güzel şeyi seveceksin.
Ataların bize miras bıraktığı en güzel iki şeyden biri bugünkü Türk vatanı ise, ikincisi Türkçe
dir.
Günümüzde, her zamankinden daha geniş imkânlara sahip bulunuyoruz. Bugün, Türkçe
ye hâkim insanlar, konferans, seminer, panel ve sempozyumlarla meselenin önemini vurgulayabileceği gibi, gazete, dergi gibi yazılı ve görsel medya, bu önemli neticeye ulaşmada vasıta olarak kullanılabilir. Milletimizin kendini bütün dünyaya anlatabilmesi, kabul görmesi, bir açıdan Türkçe
nin "dünya dili" haline getirilmesine bağlıdır.
Burada, son olarak, eski bir Türk dili aşığını anacağım: Bu Türk dili âşığı, Divanü Lugati
t-Türk yazarı, Kaşgarlı Mahmut
tur. Kaşgarlı Mahmut, bundan dokuz asır evvel, -Bağdat
ta -Türk dili için şunları söylüyordu:
“Türk Dili
ni öğreniniz ! Çünkü Türklerin uzun sürecek saltanatları olacaktır.”
Onun dediği oldu.
Bu söz bugün için de doğrudur; ve şöyle bir değişiklikle, bugün de söylenebilir: Türk dilini seviniz! Çünkü Türklerin en az geçmişleri kadar büyük geleceği olacak ve bu gelecek o geçmişe dayanacaktır.
Hasılı, geleceğe emin adımlarla yürüyen, Türk dünyası, Türkçe
yi mutlaka dünya dili hâline getirme mecburiyetindedir.
KAYNAKÇA:
*Karaman Türk Dili Dostu Çalışanlar İletişim Demesi Yönetim Kurulu Başkanı
1.Mehmet Kaplan, Kültür ve Dil, İstanbul 1982
2.N.Sami Banarlı, Türkçe
nin Sırları, İstanbul,1975
--------------Tualimforum İmzam--------------
Aksini Belirtmediğim Takdirde Yazdığım Konular
ALINTIDIR
Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri
Anaokulu - İlköğretim
Sınav Soruları ve Ders Notları
Tags
dili
,
harmonisi
,
kelimeler
,
turk
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor.
(0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Yetkileriniz
You
may not
post new threads
You
may not
post replies
You
may not
post attachments
You
may not
edit your posts
BB code
is
Açık
Smileler
Açık
[IMG]
Kodları
Açık
HTML-Kodları
Kapalı
Trackbacks
are
Açık
Pingbacks
are
Açık
Refbacks
are
Açık
Forum Rules
Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
son Mesaj
Türk İşaret Dili Kelime Listesi
Kedi
Engellilerde Eğitim
0
28.01.10
05:07
Atatürkün Türk Dili İle İlgili Söyledikleri
SERDEM
Türkçe-Edebiyat-Dil Bilgisi
0
10.12.09
23:45
Türk Dili Ders Notları
SERDEM
Açıköğretim 4. Sınıf Ders Notları
0
26.05.09
05:22
Türk Dili Soru ve Cevapları
SERDEM
Açıköğretim 4. Sınıf Ders Notları
0
26.05.09
05:20
Türk Dili ve Edebiyatının Bölümleri
Güllü
Türkçe-Edebiyat-Dil Bilgisi
3
08.03.08
21:05
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat:
21:40
.
-- English (US)
-- Tr
İletişim
-
www.tualimforum.com
-
Arşiv
-
Kullanım sözleşmesi
-
Yukarı git
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
LinkBack
LinkBack URL
About LinkBacks
Bookmark & Share
Digg this Thread!
Add Thread to del.icio.us
Bookmark in Technorati
Tweet this thread