|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türkçe-Edebiyat-Dil Bilgisi Türkçe ödevleri,Edebiyat ödevleri,Dil Bilgisi ödevleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
10.12.09, 21:37 | #2 (permalink) |
S.Moderators Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910 Rep Puanı:11076 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 47 464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi : | Aruz Ölçüsü Aruz Ölçüsü Git ve: kullan, ara Nazımda uzun veya kısa, kapalı ya da açık hecelerin belli bir düzene göre sıralanarak âhengin sağlandığı ölçü. Sözlük anlamları ‘yön’, ‘yan’, ‘bölge’, ‘bulut’, ‘keçi yolu’, ‘deli, sarhoş deve’, ‘çadırın orta direği’, ‘karşılaştırılan, ölçü olan şey’ gibi çeşitlidir. Edebî kavram olarak, bu anlamlardan hangisine dayandığı tam olarak bilinmiyor. Aruz ölçüsüne devenin yürüyüşünden doğduğu ve Arap dilcilerinden İmam Halil’in sisteme bağladığı söylenir. Arap, Türk, Fars, Afgan, Pakistan ve kısmen Hint edebiyatında kullanılır. 2. Beyitin birinci dizesinin son kısmı. (Bu şekil bizim edebiyatımızda yoktur.) Aruz ölçüsünde kurallar Eski şairlermizden birkaçı atların gidiş seslerini hoş görerek bazı manzum yapıtlarda bulunmuşlardır: mefûlü mefâilü mefâilü feûlün gibi kalıplardır bunlar Açık veya kapalı heceleri göstermekle birlikte klasik türk edbiyatında da önemli türleri vardır. Arap edebiyatının resmi ölçüsüdür.Türklerin edebiyatına geçmeye başlaması Talas Savaşı'ndan sonra gerçeklerşmiştir.Aruz ölçüsü ile yazılmış şiirler genelde beyitler halinde yazılmıştır. ARUZ ÖLÇÜSÜ 1- Aruz ölçüsünde heceler açık (kısa), kapalı (uzun) ve medli hece olmak üzere üçe ayrılır. 2- Başlıca tef‘ileler şunlardır: Fa‘ (-), Fe ul (. -),Fa‘ lün (- -), Fe i lün (. . -),Fâ i lün (- . -), Fe û lün (. - -), Mef û lü (- - .), Fe i lâ tün (. . - -), Fâ i lâ tün (- . - -), Fâ i lâ tü (- . - .), Me fâ i lün (. - . -), Me fâ î lün (. - - -), Me fâ î lü (. - - .), Müf te i lün (- . . -), Müs tef i lün (- - . -), Mü te fâ i lün (. . - . -)... Burada tef‘ilelerle parantez içindeki hecelerinin değerlerinin aynı olduğuna dikkat ediniz. 3- Aruz vezninde tef‘ileler heceleri bölebilir. Hece ölçüsündeki gibi okuyuşta tef‘ilelerde durgu yapılmaz. 4- Aruz vezninde hecelerin kısalığı ve uzunluğu esas olduğu için bazı Türkçe kelimeler kısa olduğu halde vezin gereği uzun okunur; buna imale denir. İmale kısa heceyi uzun yapar. Arapça ve Farsça kelimelerdeki bazı uzun seslerin vezin gereği kısa okunmasına da zihaf denir. Zihaf ise imalenin tersine uzun heceyi kısa yapmayı sağlar. Hece ölçüsünde böyle bir mesele yoktur. Türk edebiyatında imale çok sayıda bulunmakla beraber zihaf kusuru hoş karşılanmadığı için çok az yapılmıştır. 5- Farsça tamlama eki olan “-i” ile “ve” anlamındaki “ü, vü” bağlacı vezin gereği uzun da kısa da olabilir. 6- Medli heceler hafif bir “i, ı” sesi varmış gibi okunur. Bahâr kelimesi bahâr[ı], eşkden kelimesi ise eşk[i]den şeklinde söylenmelidir. 7- Feilâtün / Feilâtün / Feilâtün / Feilün kalıbıyla yazılan şiirlerde ilk tef‘ile bazı mısralarda Fâilâtün, son tef‘ile ise Fa‘lün olabilir. Bu sadece bu kalıba özgü bir durumdur. Bu kalıpla yazılan şiirlerde başta imale yapmaya gerek yoktur. Farklı tef‘ile parantez içinde hemen altında gösterilir. 8- Türkçe kelimelerle aruz veznindeki başarı Muallim Naci ile başlamış olup Türk aruzu Tevfik Fikret, Yahya Kemal Beyatlı ve Mehmet Âkif Ersoy tarafından gerçekleştirilmiştir. Hatta Mehmet Âkif o kadar başarılı olmuştur ki bir çok kişi İstiklâl Marşı'nın hece ölçüsüyle yazıldığını zanneder. Oysa bu marş aruzun “Fe i lâ tün / Fe i lâ tün /Fe i lâ tün /Fe i lün” kalıbıyla yazılmıştır. 9- Aruzla yazılan bir şiirin hece sayısı bazan eşit olabilir. Mısralardaki açık kapalı dizilişinin aynı olması o şiirin aruzla yazıldığın gösterir. Cânı cânânı bütün vârımı alsın da Hüdâ 15 hece Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ 15 hece 10- Sessiz bir harfle biten kelime vezin gereği açık olması gerekirse, kendinden sonra sesli ile başlayan bir hece varsa birinci kelimenin sonundaki harf, ikinci kelimenin ilk hecesine ulanır. Buna ulama denir. Ulama kapalı heceyi açık yapar. Ulama genellikle yapılır; fakat her zaman yapılmak mecburiyetinde değildir. 11- Servet-i Fünun edebiyatçıları bir şiirde değişik aruz kalıpları kullanmak suretiyle serbest vezne zemin hazırlamışlardır. Cenap Şahabetin'in “Elhân-ı Şita” adlı şiiri bu şekilde yazılmıştır. Bu şiirdeki bazı mısralar Feilâtün / Mefâilün / Feilün, bazı mısralar ise Mef‘ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün kalıbıyla yazılmıştır. 12- Bir şiirin vezni en az iki mısradan hareket ederek bulunabilir. Tek mısraa bakarak vezin bulunmaz. 13- Mısralardaki imale ve zihaf kusuru olan heceleri altı çizilerek belirtilmiştir. 14- Bir şiirin vezni bulunurken şu işlemler yapılır: a) Veznini bulacağımız mısraların hecelerindeki uzun seslilere dikkat ederek yazmalıyız. b) Önce mısralardaki hecelerin açık mı kapalı mı oldukları tespit edilir. c) Medli hece olup olmayacağı özellikle kontrol edilmelidir. Bu ihmal edilirse bir mısradaki hece değeri eksik çıkar. Mısralardaki heceler sayılarak medli hece olup olmadığı konusunda bir ipucu yakalayabiliriz. d) Hecelerin açık kapalı değerleri karşılıklı kontrol edilir. Önce imkân varsa ulama, yoksa imale yapılır. Zihaf çok az bulunduğu için en sonra o ihtimal düşünülür. e) Hecelerin karşılaştırılması yapıldıktan sonra açık kapalı değerleri çizgi ve nokta şeklinde ayrı bir yere geçilir. Mısra sayısına göre tef‘ile sayısı tahmin edilmeye başlanır. İlk tef‘ile en az heceden oluşur. Genelde az heceli Fa’, Fe i lün, Fâ i lün gibi tef‘ileler sonda bulunur. f) Yazılan aruz kalıbı ile işaretler arasında uyum olmasına dikkat etmelidir. ARUZ, hecelerin kısalığına ve uzunluğuna dayanan şiir ölçüsüdür. Arap edebiyatında İslam dininin ortaya çıkmasından önce doğ*muş ve kuralları belirlenmiştir. Aruzun te*mellerinin eskiçağlarda devesinin sırtında uzun çöl yolculukları yaparken bir türkü tutturan Araplar'a kadar uzandığı ileri sürül*müştür. Bu görüşe göre deve, binicisinin türküsüne göre adım atmakta, eğer türkünün ritmindeki ara kısa ise hızlı, uzun ise yavaş gitmekteydi. Bunun farkına varan çöl yolcusu Arap'ın, devenin ağır ağır attığı dört adımdan aruzun temelini oluşturan ilk şiir ölçüsünü çıkardığı söylenir. Daha sonra usta şairlerin elinde gelişen bu ölçünün kurallarını ilk kez Arap dilbilimci Halil bin Ahmed (yaklaşık 718-776 ya da 791) belirlemiştir. Arap edebi*yatında yaygınlık kazanan aruz zamanla başta İran ve Türk şiiri olmak üzere İslam dinini kabul eden bütün ülkelerin edebiyatını etki*ledi. Aruzda heceler uzun (kapalı) ve kısa (açık) olarak ikiye ayrılır. Uzun heceler sen, al, tut örneğinde olduğu gibi ünsüz harfle ya da â, î gibi düzeltme imli bir ünlü harfle biter ve çizgi (-) ile gösterilir. Kısa heceler ise bu, di, a örneğinde olduğu gibi ünlü bir harfle biter ve nokta (.) ile gösterilir. Dize sonundaki hece*ler kısa da olsa uzun sayılır. Bu uzun ve kısa heceler çeşitli biçimlerde yan yana gelerek kalıpları oluşturur ve her kalıp/&'/«« (—),fâilâ-tün (- • —), mefâîlün (•-------------- ) gibi değişik adla anılır. Bu küçük kalıpların yan yana gelmele*rinden vezin adı da verilen büyük kalıplar oluşur. Bu kalıpların en çok kullanılanların*dan ikisi şunlardır: Fik ri hür vic /dâ nı hür ir/fâ m hür bir /şâ i rim Fâ i lâ tün/fâ i lâ tün/fâ i lâ tün/fâ i 1ün -•--/-•--/-•--/-•-(Tevfik Fikret) Be lâ sın ben/de bil mem kız/mı sın oğ lan/ Me fâ î lün/me fâ î lün/me fâ î 1ün/ ._-_/._ _ _/. ___/ mı sın kâ fir me fâ î 1ün (Nedim) . _ _ _ Aruz ölçüsünü Araplar'dan sonra İranlılar kullanmış, oradan Türkler'e geçmiştir. Daha önce hece vezni ile şiir yazan Türk şairleri İslam dinini kabul ettikten sonra aruz ölçüsüy*le şiir yazmaya başladılar. Ama Türkler için aruz kalıplarını kullanmak kolay olmadı. Arapça ve Farsça'daki gibi uzun ünlü bulun*mayan Türkçe ile aruz kalıplarına uygun şiir yazmak zordu. İlk dönemlerde hece ölçüsüne yakın kalıplar kullanmak ve kimi ünlüleri uzatmak gereğini duydular. Ancak, aruz ka*lıplarıyla başarılı şiir yazmak için bu da yeterli olmadı. Zamanla Türkçe'ye giren Arapça ve Farsça sözcükler ve dil kuralları aruz kalıpla*rının başarıyla kullanılmasını sağladı Türk edebiyatında aruzla yazılmış ilk yapıt Kutadgu Bilig'dir (1069). 16. yüzyılda Fuzulî ve Bakî gibi divan şairleri aruz ölçüsünü kusursuz denilebilecek bir düzeyde kullan*dılar. Tevfik Fikret, Mehmet Âkif Ersoy, Yah*ya Kemal Beyatlı aruzu büyük bir ustalıkla kullanan son şairlerdir. Cumhuriyet sonrasın*da aruz yerini, hece ölçüsü ve serbest şiire bırakmıştır --------------Tualimforum İmzam-------------- Aksini Belirtmediğim Takdirde Yazdığım Konular ALINTIDIR Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri Anaokulu - İlköğretim Sınav Soruları ve Ders Notları |
Tags |
aruz, vezni |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
İstiklal Marşı Aruz Ölçüsü - İstiklal Marşı Biçim Özellikleri | Okyanus | İlköğretim | 3 | 24.12.19 09:08 |
2011 Mevlana Şeb-i Aruz Törenleri | Okyanus | Mevlana Özel Bölümü | 0 | 01.12.11 00:54 |