Edgar Allan Poe’nun Edebi Kişiliği Edgar Allan Poe’nun Edebi Kişiliği Edgar Allan Poe’nun sanatı da hayatına benzer: Son derece acı dolu, o derecede de karmakarışıktır. Hele, kendi duyduğu acı verici korku ürpertilerini okurlarına da aynen duyurmakta son derece ustadır. Başından geçenleri canlandırmasını da gayet iyi bilir. Edgar Allan Poe’nun şiirleri azdır. Bunlar içinde Türkçe dahil bütün dünya dillerine çevrilmiş olan çağdaş Avrupa şiirini etkilemiş bulunan “Kuzgun“, “Annabelle Lee“, “Çanlar” gibi parçalar son derece duygulu eserlerdir. Eleştirme yazıları kuvvetli bir mantık, sağlam bir görüş, doğru hükümlerle kendi alanında örnek olmuştur. Edgar Allan Poe’nun kişiliğinin en kuvvetli yönü şüphesiz, hikayeciliğindedir. “İşitilmedik Hikayeler” adını verdiği hikaye kitabında kabus fikrinin en eşsiz örneklerini canlandırmıştır. Kendi söylediğine göre o zamana kadar hikayelerde temel olan “olay” yerine, bir “etkileyici düşünce” arıyor, bunu hareket noktası yapıyordu. Sonradan, bu etkileyici düşünceyi gerçekleştirmek üzere bir olay kurguluyordu. Örneğin “Sphinx” adlı hikayesinde okuyucuyu korkudan ürperten canavarın bir santim boyunda bile olmadığını ancak hikayenin sonunda anlaşılır. “Morg Sokağı Cinayeti” gibi polis hikayeleri de yazmış olan Poe, bunlarda, hikayeye olayın sonundan başlarsak tarzını getirmiştir. 70 kadar hikayesi vardır. Bunlar içinde “Kuyu ile Sarkaç“, “Kızıl Ölümün Maskesi“, “Değirmi Portre” en tanınmışlarıdır. Edgar Allan Poe’nun hemen hemen tüm eserleri Türkçemize çevrilmiş durumdadır. --------------Tualimforum İmzam-------------- Yeniden gülmem için Beni baştan sevmen lazım....... |