İslamiyetten Önce Türk Resim Sanatı TÜRK RESİM SANATI İSLAMLIKTAN ÖNCE TÜRK RESMİ: Islamliktan önce Türklerde resim biliniyor ve yapılıyordu. Uygur Türkleri zamanında yazılan kitaplarda Minyatür resimlemelere rastlanmıştır. Minyatür Resim: Konularını o devrin devlet adamlarının savaş, tören, av ve diğer yaşantılarından alırdı. Perspektif kurallarına uyulmaz, ışık-gölgeye yer verilmez, şekiller kendi rengine uygun olarak yüzeysel ve düz olarak boyanırdı, Form verme işi yapılmazdı. Figürler kişilerin önemine göre büyük yada küçük çizilirdi. Guaj veya suluboya tekniği kullanılırdı. İSLAMLIK ÇAĞI: Türkler islamlığı kabul ettikten sonra resim sanatı dinsel etkilerin altına girmiştir. Daha çok süsleme, bezeme ve güzel yazı alanlarında çalışılmıştır. Selçuklular devrinde süsleme mimariye de girmiş, taş üzerine yapılan insan, hayvan ve bitki motifleri süs olarak kullanılmıştır. Osmanlılarda Minyatür sanatında gerçek bir gelişme görülür. Minyatür ve duvar süslemecilerine Nakkaş adı verilirdi. 18 yy’da yaşamış Levni, en gelişmiş Minyatür sanatçısıdır. 2. Mahmut’un kendi portresini yağlıboya yaptırarak çoğaltması minyatür devrinin sonu sayılır. Bati ressamlarının memleketimize gelmesi, askeri okullara resim dersinin konması ile batı etkisi görülmeye başlanmıştır. BATI ETKİSİNDE TÜRK RESMİ: Batı resmi ile ilgimiz Fatih’in saltanatı (1451-1481) ile başlamıştır. Bu devirde İstanbul’a davet edilen İtalyan ressam Gentile Bellini Fatih’in portresini yapmıştır. Yapılan bu hamle sadece sarayda kalmış halbuki batı en büyük ressamları yetiştirme yolundaydı.(Rönesans dönemi) Batı resim sanatına ikinci ilgi 3. Ahmet zamanında(1703-1730) olmuştur. Avrupa’dan istanbul’a gelen sanatçılar çalışmalar yapmış ve Dolmabahçe Sarayı’nda sergilemişlerdir. Böylece batı resmi toplumumuzda etki yaratmaya başlamıştır. Sanatçılarımız yağlıboya tekniğini uygulamaya özendirilmiştir. Türk resim sanatında batı anlamı ile ilk çalışmalar 3. Selim(1793) ve 2. Mahmut(1835) zamanında mühendis ve harp okullarına konan resim dersleri ile başlamıştır. Bu okullarda yetişen yetenekli sanatçılar Avrupa’ya sanat eğitimi için gönderilmişlerdir. Bu dönemde yetişen ressamlarımız kendilerine özgü realist çalışmalar yapmışlardır. Bunlardan, Şeker Ahmet Paşa(1841-1906) Türkiye’de ilk resim sergisini açan ressamdır. Osman Hamdi Bey(1842-1913) Eski Eserler Müzesi’ni kurarak müzecilik fikrini getirmiştir. Bu günkü Güzel Sanatlar Akademisi’nin de kurucusudur. EMPRESYONİSTLER: Ibrahim Çallı (1882-1960) ;Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin Sanat kurucularından olup Güzel Sanatlar Akademisi’nde görev yapmıştır. Çallı Kuşağı’nın kurucusudur. Nazmi Ziya Güran(1881-1937) ; Empresyonizm ilkelerini en yakın şekilde ülkemize getiren sanatçılarımızdandır. Hikmet Onat, Feyhaman Duran, Avni Lifij D GRUBU SANATÇILARI: Zeki Faik İzer, Nurullah Berk, Cemal Tollu, Elif Naci, Abidin Dino, Zühtü müridoğlu, Sabri Berkel, Zeki Kocamemi, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cevat Dereli, Eren Eyüboğlu, Turgut Zaim, Hamit Görele, Şefik Bursalı, Ali Avni Çelebi, Şevket Dağ, Ruhi arel, Sami Yetik ( milli harp sahneleriyle ünlüdür). ÖZGÜN BASKI TEKNİKLERİNİ UYGULAYAN SANATÇILAR Ağaç Baskı: Gauguin ve Munch Litografi ( Taş baskı): Lautrec ( afiş tasarımları) Gravür baskı: Goya Günümüz Türk Özgün Baskı Sanatçıları: Gül Derman, üleyman Saim, Burhan Doğançay, Hayati Misman, Nevzat Akarol, Basri Erdem, Muammer Bakır, Mustafa Aslıer, Aliye Berger ( Cumhuriyet ve sonrası). alıntı |