10.02.08, 15:33 | #22 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | Görü Görü Bundan önceki hayatımın içinden geçiyorum Önceki hayatımdaki çölden geçiyorum Şimdi iki yanında yükselen uzun binalara aldırmadan Burası çöldü biliyorum O zaman da çöldü Bu zamanda Binaların örtemediği çölü görüyorum Eski bedenimde aldığım öldürücü yaralar Yalnızca birer leke şimdiki bedenimde Yatağan, saldırma, ok mızrak Fal gibi saklı duruyor derinimde Kutsal kitaplara dilini veren şiir Birer leke dilimde Bir zamanlar gördüğüm bir rüya bu Şimdi içinden geçiyorum Görmüştüm görmüştüm görüyorum Murathan Mungan |
10.02.08, 15:34 | #23 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | Grizu Grizu Sözcüklerin hepsi pusu İçindeki dilsiz çocuk Çengel yürek, sarsak adım Kırışmış kafesi yüzünün Bu rol sana sepya Alnın eski Türkçe yazısı Taahhütlü sözcükler Çık bu oyundan çık! Her replik sobe Sözcüklerin gönderdiği yerden Kim sağ salim dönebilmiş geriye Çok azı gittiği gibi kalır gönderildiği yerde: metruk anlam, tenha dilek atomize edildiğin dil oyunlarının içinde saklı Grizu: karşı tehlike Kundakçı laser yakıyor jeneriği Gittikçe genişleyen bir perde kalır gittikçe genişleyen bir perdede Murathan Mungan |
10.02.08, 15:35 | #24 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | Güz Beyleri Güz Beyleri Güz beyleri! Güz beyleri! Kızarmış yapraklar saltanatı, nal sesleri Cam çekiçler göğsünüzde Hiçbir uyku silemez yüzünüzden Yılın değil bu ömrün hazanı Başka göklerden bir yıldız Başka dağlardan bir ırmak Başka atlaslarda yaşadı Bağrınıza kadar battığınız gece Hiçbir yağmur yıkayamaz artık bu duayı Bulutların atlarla birlikte uyuduğu Bir zamanlar sizin olan mevsimden Bir yaprak düşüyor Ne zaman gözlerimin önünden geçseniz Cam çekiç Yüreğimden kopmayan çığ Siz yoktunuz ben sizin mevsiminize geldiğimde Murathan Mungan |
10.02.08, 15:36 | #25 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | İstersen Hiç Başlamasın İstersen Hiç Başlamasın İstersen hiç başlamasın Bu hikaye eksik kalsın Onca yaraların ardından Yeni bir aşk yaratamazsın Örselenmiş bir çocukluk İşte benim bütün hikayem Kaç sevda geçse de yüreğimden Bu yıkıntıları onaramazsın İstersen hiç başlamasın Geç kalmışız birbirimize Yanlış kapılarla geçmiş bunca yıl Dönemeyiz artık ilk gençliğimize İstersen hiç başlamasın Söz verelim kendimize. Murathan Mungan |
10.02.08, 15:37 | #26 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | İzin İzin Bilmediğiniz kelimelerin altını çizin, derdi Öğretmenim. Bunca yıl, bunca yol, bunca hayat ve kitaptan sonra bütün kelimelerin altını çiziyorum -Öğretmenim, artık izin istiyorum. Murathan Mungan |
10.02.08, 15:38 | #27 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | Kırılgan Kırılgan Kırılgan bir çocuğum ben Yüreğim cam kırığı Bütün duygulardan önce Öğrendim ayrılığı Saldırgan diyorlar bana Oysa kırılganım ben Gözyaşlarım mücevher Saklıyorum herkesten Ürküyorlar gözümdeki ateşten Ürküyorlar dilimdeki zehirden Ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözükara cesaretimden Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum, Bir yanı çılgın dağ doruğu. Oysa böyle yapmasam ben Nasıl korurum içimdeki çocuğu? Bir yanım çılgın nar ağacı Bir yanım buz sarayı. Murathan Mungan |
10.02.08, 15:39 | #28 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | Kupon Kupon Ucuz bir efsane alın Gündelik yaşamınızdan Bir İmge biçin kendinize Pazarın ürettiği görünmez kumaşlardan Ya da değişik tarihli parçalardan Yüzünüzü ısmarlayın Yukarıdan aşağıya üç Soldan sağa beş Üç beş kişi Sığdırın kendinize Yedeğinizde bulunsun Malum, bu durumlar belli olmaz Her çekiliş için farklı Kuponlar Bu durak olmazsa önümüzdeki durak İlerleyelim beyler Öldürdükçe içimizi önde boş yer var Murathan Mungan |
10.02.08, 15:40 | #29 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | Kuzeydeki Pencere Kuzeydeki Pencere Kokladığın gülün kokusu kalmış sende Bıraktığın denizin tuzu Geçtiğin iklimlerin masalı sinmiş üstüne Kuzeydeki pencere açık Göçebe bin bir gece Sözcükler sökülmüş bir anıyı Ne kadar tamamlayabilirse Bir andır eski defterlerin Güneşinden vurur yüzüne Yazsam olmaz dersin Kimi zaman sırf bunun için Yazmaya değerse de Kuzeydeki pencereyi açarken Yere düşen defterden görünür: Eksik kule, yırtık nehir Sımsıkı kapatmış olsak da Bizi ürperten anıları hayatımızın Eski defter ya da kuzeydeki pencere Murathan Mungan |
10.02.08, 15:41 | #30 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İstanbul
Mesajlar: 3.491
Konular: 3144 Rep Puanı:6312 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 74 366 Mesajına 520 Kere Teşekkür Edlidi : | Manşet Manşet Hayatıma manşet istiyorum. Birkaç manşete ihtiyacım var, günler tekdüze Karton filmlerden yapılma bütün serüvenlerin içinden geçtiğimiz karanlık tünel bizim olmayan gündelik Büyük bir köy artık bana tanınan, dünya! ölüm tek ticaretin Biz söyleriz başkalarına kalır kelimeler sanal gerçeklikler için vurguna inmiş manşet Gözlerimize attıkları bandın sakladığı karanlık kimsenin ofsetinde kazınmıyor yalan sarmal grafik kendine çevriniyor Biz söyleriz başkalarına kalır kelimeler Rekabetten başka yapacak bir şey bırakmıyorlar bize Şerefin, haysiyetin, adaletin ve ümidin eski moda öyküsüne bir biletim var, alıp cezalı bir biletle değiştiriyorlar. Sesim hiçbir metinde tanınmayacak böyle giderse. Aşık olmak istiyorum. Kendileri koyuyorlar kuralları. Naklen yayınlamak istiyorlar bütün duygularımı. Güzel pişmanlıklar yaşamak istiyorum, bırakmıyorlar, sterilize ediyorlar hemen yaşadığım her anı. Hilesiz kuşlar bile kartpostallarda tuzağa düşürülüyor, Tebrik ediliyor; poz verdiriliyor kanatlarına. Pozdan putlar yaratılıyor her yanda, afişlerde, ekranlarda, vitrinlerde, sokak pozlara tapmaya zorlanıyor insanlar. Zorlandıklarını hiç anlamıyorlar. Her yerde bela var. Olmayacak yerlerde üşüyorum. Çarşaflarımı denetliyorlar ben yokken. Pencereme konan kuşları takibe alıyorlar. Tek kişilik bir içbükey zaman bile bırakmıyorlar bana. Çıkmasam odam gömleğim oluyor. Çıkmasam sokaklar tundra. Aynaya bile şebekemi gösteriyorum. Bakın kimseyi dövmek istemiyorum. Aktör de olmak istemiyorum. Vücuduma ve ruhuma muhtacım. Rahat bırakmıyorlar. Yerimi bilmeliyim gitmeden önce. İzmarit olmak istemiyorum. Gençken ve yeniyken bir şeyler denemeliyim. Önce bir manşet bulmalıyım kendime, her şeye bir manşetten başlamalıyım. O zamanları anlatmak istiyorum. Zamanı öğrenmeye çalışırken yitirdiğimiz zamanları. Ölümden anlayan bir yanımız vardı gene de Sesimiz açılırdı. Uyurken korkardık. Sıçrardık uyku arasında ya da birinin elini tutardık Gecenin koyu kibrinde gölgelense de erden masumiyetimiz gelip geçerdik her şeyin yanı başından derinleşmekti en büyük tehlike Bağışlanırdık. Gençtik. Gençlik kaba cephane. hiçbir şeyin içimize fazla işlemesine izin vermezdik kahkahayla baş etmeye çalışırdık gözümüzle göremediğimiz her şeyle, ölesiye korkardık kendi içimizden tanımadığımız biri çıkacak diye günün birinde anonim bakış için rehin verdiğiniz gözler önünde geçip giden yazıp duran söyleyip eyleyen ben değilim duru suyun arı mantığın dingin optiğin önünde görülmek görünmek gözükmek isterim çok mu zor çok mu olanaksız bilmek isterim karşı durduğum şeyler vardır hayatta manifestoya varmadan daha kısa mesafelerde çözgüsü atkıya daha kolay dolanabilecek bir dolu yol derin çözümsüzlükte adı konmamış gizli bir sözleşme saklı madde imha ve imla ne çöllerde yiten geç dönemin mecnunları ne teneke kutularda biriktirdiğim madeni paralar en büyük günahımı işlemedim daha elementlerin minimal kullanımı daha yolun başındayım, yakında şimdiki zaman yalnızca çarşı pop ve popcorn zulmün bütün ayları iki bin yıllık kadim şehirlerde işkenceciler emniyet müdürü, katiller vali, Bağdat naklen bombalanıyor tarih ekrana çıkıyor, şifreli çantalarda taşınıyor parçalanmış haritalar, zulme çalışıyor devletin ve sermayenin bütün kanalları, polisler gazeteci, sarı kartlı muhbirler, satılık şeref koltukları, eski bir alınlık: Geçmişi anlamayan onu bir daha yaşamak zorundadır hem ortadoğudayız hem viyana kapılarında kuşe bir gravürde dağılıyor kimlikler değerler özsu; katil hep başkası çıkıyor kara piyasada kapalı iktisat her yıl geriye çalışıyor infilaka kadar körlük infilaka kadar kötülük herkes birbirine düşman olursa sistem mümkün oluyor ve buna, hayat işte, deniyor şairler biliyor sonuna geliyoruz büyük duvara herkes bir manşet bulmalı parçalandığı fragmanlara bugünlerden bir gün çıkacaksak eğer, çıkılacaksa, gömdüğümüz şeyler olmalı bugünlere, bir gün başka gözler bugünleri yeniden okuduğunda bizi görsünler diye, birkaç manşetlik kaba cephane ne yalnızca siper ne barikatta verdiğimiz ölüler şiir gizimizi herkesin gözleri önünde kaçırır geleceğe kolay kirlenmeyecek mecralar deltalara vurur akıntısı çıkarız çıkmalıyız acemi şiirler büyür başkalarının okuduğu olduğu yerde bizi de oldurur derin teorisiyle tekin olmayan şiirlerin kotuma altına aldığı yarınlar saklar kendi çocuklarını da eski ve kara bir şarkı yineler kendini başkalarının kaderlerinde: "kendini ele verdiğin yerde başkasına ihanet etmiş olursun yapma n'olursun! bizi almazken bizim kurduğumuz şehirler biz söyleriz başkalarına kalır kelimeler varsın olsun sen gene de yapma n'olursun!" yarım bırakılmış bir fragman gibi, parçalanmışlığın sunduğu acemilikler gibi mükemmel olmaktan özellikle kaçınmış şiirler gibi söylenebilecek binlerce sözden yalnızca birkaçı gibi kirletilmiş kayıtsızlığın her vahşeti mümkün kıldığı bir dünyada hayatımızın başına çekin kendi manşetinizi Murathan Mungan |
Tags |
mungan, murathan, murathan mungan, murathan mungan seçme şiirler, murathan mungan seçme şiirleri, murathan mungan tüm şiirleri, murathan mungan şiir, murathan mungan şiirleri, siirleri |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Murathan Munganın Aşk Şiirleri | Melodi | Aşk ve Sevgi Şiirleri | 0 | 09.02.14 15:50 |
Üç Aynalı Kırk Oda - Murathan Mungan | SERDEM | Yeni Çıkan Kitaplar-Kitap Tanıtımı | 0 | 16.01.10 10:47 |
Murathan Mungan Biyografisi,Murathan Mungan Hayatı | Sude | Türk Edebiyatçıların Hayatı ( Biyografisi ) | 0 | 13.06.09 22:32 |
Murathan Mungan - Aşk Yeniden | ÇisiL | Aşk ve Sevgi Şiirleri | 0 | 14.07.08 05:35 |
Murathan Mungan Hayatı ( Biyografisi ) | Deniz | Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 04.02.08 16:59 |