|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
06.02.08, 16:34 | #2 (permalink) |
Delta Üye Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: SaMSuN
Mesajlar: 776
Konular: 146 Rep Puanı:1997 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 0 17 Mesajına 80 Kere Teşekkür Edlidi : | Adin Batsin ADIN BATSIN Yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile Yaktın beni küle döndüm dumana döndüm Nasıl edem nere gidem dertli baş ile Bilemedim teli kırık kemana döndüm Canım aldın, can evimden vurdun ya sende Küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de Sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın Sen de vicdansız çıktın adın batsın Zaman ola devran döne sen de çekesin Yitiresin umudunu heder olasın Aşka düşe kahrolasın candan bıkasın Ömrün boyu bir kez olsun gülmeyesin Sen ki beni rezil ettin yedi cihanda Yalan oldum talan oldum senin sayende Sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın Sen de vicdansız çıktın adın batsın Beni özleyince bir nehir yatağını bulsun Kor düşsün dağlarına, ceylanlar suya insin Sesime bakıpta ağlıyorum sanma Seni özleyince böyle olsun birazda Ayrılıversin yaprak dalından İnsan sevdiğinden ayrılıversin Kan damarımdan can pazarından Adam baharından ayrılıversin Dağda dört mevsim erimeyen kar varya Yokluğum öyle erimesin Sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın Sen de vicdansız çıktın adın batsın |
16.02.08, 06:13 | #4 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Aldırma Reis Aldırma Reis Sen içerdeyken ben Sinemalara gittim Bütün filmlerini seyrettim O sevdiğimiz artistin Sen içerdeyken ben Vita kutularında çiçek yetiştirdim Sokakta top oynadım çocuklarla Ayakkabılarımı eskittim Güneşe karşı durdum sabahları Geceleri bir başıma yıldızları bekledim Annenin gönlüne su serptim Aldırma dedim aldırma Bir şarkı söyle bir dilek tut herkes için Bir ada rüzgarı gibi Sürtünerek geç hayata Bir sarmaşık gibi tutun Ve değer ver hatıralara Aldırma dedim Sen annesin, aldırma Sen içerdeyken ben Kiramı ödedim pijamalarımı giydim Haber bültenlerini izledim Gazetelerden kupon kestim Sen içerdeyken ben Sigara içtim, öksürdüm Otobüse bindim Fotoğraflarımıza baktım Acıyan yanlarımı körelttim Deniz kıyısında yürüdüm Manavdan soğan aldım Yeni çıkan şarkıları dinledim Kafeste beslediğimiz kuşu saldım Islık çaldım Sen içerdeyken ben Hep uyandım, sayıkladım Kanadım boyuna Takvimler aldım Her gün bir yaprağını kopardım Deli ayrılığın Sen içerdeyken ben Gömleğimi ütüledim Sobada elimi yaktım Bir şiir yazdım Bir hercai menekşe aldım çiçekçiden Hani o alnına kader değmiş Hani o dudaklarına deniz tuzu dokunmuş Hani o erken vurulmuş Gençliğimiz gibi dağıldım Sen içerdeyken ben Bir adını söyleyemedim şöyle bağıra bağıra Bir yüzünü göremedim Görüş günlerinde Bir de eline değemedim Bir de yüreğine şöyle kucaklayamadım bir de Ölümüne Sen içerdeyken ben Kapı kapattım, pencere açtım Mutfakta oyalandım Kanepede yattım Hatta bir yolluk aldım odaya Çok ta kulak asmadım Çokta koymadı bu bana Alt tarafı içerdeydin Alt tarafı bir yanımı alıp götürmüştün Bir yanımı Yani adamlığımı Yani gözlerimin ferini Yani canımı Alt tarafı şarkılar ölecekti Alt tarafı kanayacaktı kalbim Işte sensiz Işte nefessiz Işte kimsesiz bir sesti alt tarafı Her tarafım Yıldızlar yine oradaydı oysa Yazdıklarım Gözden kaçan o defter yapraklarında Boşver 128 Hayat bir gemi Yürüt onu göreyim seni Boşver 128A Boşveriyor ya Aldırma reis Reis aldırmıyor ya Bir adını söyleyemedim şöyle bağıra bağıra Bir yüzünü göremedim Görüş günlerinde Bir de eline değemedim Bir de yüreğine şöyle kucaklayamadım bir de Ölümüne Sen içerdeyken ben Vitrinlerin önünden geçtim Minibüs duraklarında bekledim Simitçilerle yarenlik ettim Üstüme bir ceket aldım El tezgahlarında kitaplara baktım Sen içerdeyken ben Hiç oturup ağlamadım Hiç karartmadım umudu Hiç bulandırmadım onuru Öyle dimdik durdum ortada Işte burada ulan işte burada Böyle burada Hiç yıkılmadan Hiç utanmadan Ve hiç unutmadan Sen içerdeyken ben Gülen resmimi yaptırdım Sokaktaki ressama Her zaman yaptığım gibi Buzdolabını ayağımla kapadım Parkların banklarına adını kazıdım Adını kazıdım duvarlara Adını, adımın yanına yazdım Hiç unutmadım, utanmadım Korkmadım Parmaklarımı şıklattım Fidayda'da Hani vardı ya Fidayda'da hanım kızım Fidayda Gelip geçen her tren bağırtısında Kalkıp aynaya baktım sonra Sen içerdeyken ben Perdeleri hiç kapatmadım Hiç bakmadım arkama Başını ellerinin arasına alan Üç-beşinin arasında olmadım Öyle bıraktığın gibi Öyle yaşadığımız gibi yaşadım Sen içerdeyken ben Bir adını söyleyemedim şöyle bağıra bağıra Bir yüzünü göremedim Görüş günlerinde Bir de eline değemedim Bir de yüreğine şöyle kucaklayamadım bir de Ölümüne Sen içerdeyken ben… İbrahim Sadri --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 06:14 | #5 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | An Gibi An Gibi Ve gözlerin gelir geçer içimden Su içerken sen sokulurken akşam kızıllığına Ekmeği bölerken Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan Unutmak kolay sanmışsa şarkılar şiirler yalan yazmışsa ayrılığı Kör olsun sözlerim, unuttuysam adını An gibi aklımdasın Gelir geçer gemiler Belki sende geçersin diye Bir kumru konar her sabah pencereye Bir miladı taşır gece bir yıldız Soğuk olur, üşürsün ya adamakıllı Hani sarılırsın kendine Hani aklın karışır Bu bir divaneliktir gönül aha alışır Ömrüm bitse ne çıkar Can gibi aklımdasın Gündür bu geçer gider Belki bir şey kalmaz sanırsın Yani bir sabah uyandığında Ne hayatın tortusu ne kokusu alışmışlığın Her şey başka olacaktır Başka bir otobüs başka bir gazete Resimlerden silinecek yüzün belki de ne adın ne sanın Bir şafak vakti açınca gözlerini Bir merhabayla Yeniden kurulacak dünya Ve sen her şafak Nan gibi aklımdasın Bazen bir şey geçer içinden insanın En ücra yerlerinden cesaret gibi bir şey Ne olacak işte kömür yanmıyorsa eskisi kadar güzel Fasulyenin tadı yoksa şarkılar yakmıyorsa içini Sadri Alışık öyle güzel ağlamıyorsa Aşık olmayı beceremiyorsa İzzet Günay Mahallenin en güzel kızına Denizin tuzu Yalnızlığın bahanesi yoksa bir bıçak saplanınca yüreğinin tam ortasına zannetme ki ölmek zor ölmek kolay kolay da kan gibi aklımdasın bu da geçer her sabah kanayacak değil ya bakarsın taze ekmek çıkarır köşedeki fırın biraz da helvası bizim bakkalın senden ayırdığım üç beş zeytin otururum sofraya her lokmada geçer acısı belki bırakılmışlığın bende unuturum nasıl unutulursa sana susuzluğum ve nasıl becerdiysem kahrolmayı öyle unuturum ekmek gibi an gibi aklımdasın Ve gözlerin gelir geçer içimden Su içerken sen sokulurken akşam kızıllığına Ekmeği bölerken Yalnızsam yıllar nasıl geçmişse aradan Unutmak kolay sanmışsa şarkılar şiirler yalan yazmışsa ayrılığı Kör olsun sözlerim, unuttuysam adını An gibi aklımdasın An gibi aklımdasın aklımdasın... İbrahim Sadri --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 06:15 | #6 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Buyur Usta Buyur Usta Oğlum, onüç-ondört anahtarı ver Al usta Oğlum, yat motorun altına Nesi var bir bakıver Olur usta Oğlum, iyi sık civatayı Sonra sahibi ne der? Sıkıyorum usta Bileğim yettiğince Yüreğim yettiğince Sıkıyorum işte Oğlum, terlemişsin Akmasın terin motora Motor pas yapar sonra Olur mu be usta Ter pas yapar mı Gözyaşı pas yapar mı? Oğlum ne diyorsun bak işine Bakıyorum usta Yalnız ellerim Ellerim çatlamış be usta Ellerim acı içinde Yüreğim var ellerimde Yüreğim yanıyor usta Kan ter içinde Hem usta Sen hiç okula gittin mi Okul nasıl bir şey be usta Öğretmen nasıl biri Usta sahi Orda da motor baktırırlar mı ki Orda da söverler mi çocuklara be usta Orda da döverler mi? Oğlum bak işine kızdırma beni Olur usta ha usta Senin anan da saçlarını okşar mıydı Sana ağlar mıydı gecenin al yalazında Sahi usta sen hiç ağladın mı bir sabah Cansız düşende anan Yavaşça gözlerinin önünde Oğlum bak işine ! Attırma tepemi gir motorun altına Usta dur kızma! Bak giriyorum motorun altına Dünyanın altına Giriyorum usta giriyorum Desteğe gerek yok usta Desteğe gerek yok Ben oraya yüreğimi koyuyorum İnan taşır be usta İbrahim Sadri --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 06:16 | #7 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Eğer Eğer Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse, Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı, Merak ediyorum neler yapacağınızı... Biliyorum ama Böylesine şerefli bir konuğa açacağınızı en güzel odanızı, Ona sunacağınız yemeklerin en iyisi olacağını, Ve inandırmaya çalışacağınızı, Onu evinizde görüyor olmaktan mutluluk duyacağınızı; Gerçekten evinizde ona hizmet etmekten alacağınız hazzı. Fakat söyleyin bana, Efendimizi evinize doğru gelirken gördüğünüzde, Onu kapıda mı karşılayacaksınız? Yoksa onu içeri almadan önce, aceleyle, Bazı dergileri, gazeteleri çarçabuk saklayıp Yerine Kur'anı mı koyacaksınız? Peki hala Amerikan filmlerini seyredecek misiniz televizyonda? Yoksa kapatmaya mı koşacaksınız aceleyle, O size kızmadan önce? Kim bilir? Belki de ağzınızdan hiç çıkmamış olmasını mi dilerdiniz, Hatırlayamadığınız en son çirkin kelimeyi... Peki ya dünyalık müziğinizi, kasetlerinizi de saklayacak mısınız? Ve bunun yerine ortalığa, Kitaplığınızın raflarında tozlanmış, Hadis kitapları mı çıkaracaksınız? Hemence içeriye girmesine izin verecek misiniz? Yoksa telaşla ne yapayım diyerek, Sağa sola mı koşturacaksınız? Merak ediyorum: Eğer Peygamber Efendimiz, Bir kaç günlüğüne sizinle birlikte yaşasa, Yapmaya devam edecek misiniz, Her zaman yaptığınız şeyleri? Ailenizdeki sohbetler eski halini koruyacak mı? Her yemekten sonra sofra duası etmeyi, Yine zor mu bulacaksınız? Hiç yüzünüzü asmadan, Oflayıp puflamadan, Her vakit namazınızı kılacak mısınız? Ya sabah namazı için, Sıcacık yatağınızdan, Erkenden fırlayacak mısınız? Peki ya yine mırıldanacak mısınız, Her zaman söylediğiniz şarkıları? Ve okuyacak mısınız, Her zaman okuduğunuz kitapları? Peki bilmesine izin verecek misiniz, Aklınızın ve ruhunuzun beslendiği şeyleri? Yoksa hiç bilmemesini mi isterdiniz? şöyle diyelim ya da: Gideceğiniz her yere götürebilecek misiniz Peygamberi de? Yoksa birkaç günlüğüne değişecek mi planlarınız? Tanıştırmaktan onur duyacak mısınız en yakın arkadaşınızı onunla? Yoksa hiç karşılaşmamalarını mı umardınız, Peygamberin ziyareti bitene dek birbirleriyle? şimdi söyleyin açık yüreklilikle, Onun kalmasını ister misiniz sizinle? Sonsuza dek, hep birlikte... Yoksa rahat bir nefes mi alacaksınız, Ziyareti bitip gittiğinde? Gerçekten bilmek ilgi çekici olabilir değil mi? Bilmek ve düşünmek, Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse Yapacağımız şeyleri... Eğer bir gün Peygamber Efendimiz ziyaretinize gelse, Yalnızca birkaç günlüğüne aniden çalsa kapınızı, Merak ediyorum neler yapacağınızı ... İbrahim Sadri --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 06:16 | #8 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Geri Dönen Adam Geri Dönen Adam Yağmur yağıyordu Benim saçlarımda kırağılar vardı omuz omuza konmuş bir gül Kapıyı açtım,elinde eski bir bavul Yüzünde daha da eski bir hikaye Geldim dedi, geldim işte Sana kendimi getirdim,belki unutmuşsundur Birlikte söylediğimiz şarkıları getirdim Bir kaç gömlek bir pijama attı Tuttuğum notları,serin volta boylarında adımları sayıp susuşlarımı Elimle büyüttüğüm nazlı bir menekşeyi Gökyüzüne verdiğim dualarımı Çakmağımı,sigaramı,tabakamı ve kitaplarımı getirdim Döndüm dedi,döndüm işte Içeri girdi aksıyordu bir ayağı Oysa nasılda akardı bayrak gibi önümüzde Nasılda oynardı saçları rüzgarı bulanda Bir ceylan gibi nasıl da koşardı Ayağım dedi,derin bir nefes aldı Içerde dedi,bir bakır tas bıraktım bir kehribar tesbih Birkaç kitap,birkaç iyi arkadaş Tüketilmiş bir çeza ve bir ayak,güldü sonra Dedemin yemen çölünde bıraktığı ayağı ben içerde bıraktım Kurban olsun ikimizinki de memlekete Oturduk,uzun uzun baktık kendimize Onüç yıl sonra yeniden karşı karşıya Bir deli gençliği birlikte düşürmüştük yollara Bir yüreğimiz vardı ve onu koymuştuk ortaya Ben başımı onun omzuna yaslardım O tale'al okurdu kulağıma Ben bazı geceler oturup ağlardım O dua ederdi hepimiz adına Ve pis bir sonbahar akşamında ayrılmıştık Caddelerde arabalar akıyordu yağmur yağıyordu Babalar ekmekleri saklamış ceketlerinin altına Korkuyla evlerine koşuyordu Düdükler çalıyordu,sirenler çalıyordu,şehri kimler çalıyordu? Oysa biz onunla yüreğimizi koymuştuk ortaya Arkasından baktım,elinde tahta bir bavul,cebinde ikimizin yüreği şifadan ayrılık,rahmetten yoksulluk şen olasın mahpusluk Kaldır gözlerini yerden,onüç yıl dediğin ne ki? Bana mektup yaz,bir de menekşe resmi yap Ve bir gül gönder anama Kaldır gözlerini yerden,onüç yıl dediğin ne ki? Ve yürüdü Yusuf Yanıp sönen mavi ışıklar düştü gölgesine Ben onüç yıl bekleyecektim onüç yıl kavuşmak için Cebinde rehin götürdü yüreğimi İbrahim Sadri --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 06:17 | #9 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Kaç, Gizlen, Sus Kaç, Gizlen, Sus Ben ölmek için doğmadım.. Her gece yürüyüşlerimde Bir yıldız kayar gökten Ama hiç dilek tutmadım, Kehribar tesbih misal Hep yıldızlar saydım, Yalnızlıktan kaçıp, ayın mehtabında dolaştım, Kendimi gizledim vefasız aynalarda, Kamufle olup sessizliğe sustum, Ben kaçtım, ben gizlendim, ben sustum.. Ben ayrı dünya çocuğu.. Her gece ayın doğuşunda Sancısını çekerim yalnızlığın, Sonra firari fikirle yıldızlar sayarım, Kaçarım esaretine düşmekten yalnızlığın, Gök kubbesi altında gizlenirim karanlığın, Yürürüm gecenin kucağına susarım, Benim adıma doğan Her Gündüz için, her güneş için “To be or not be” önemli değil, Her ne kadar asil bir eylem olmasa da Ben kaçarım, ben gizlenirim, ben susarım.. Ben ölmek için doğmadım.. Her gece yürüyüşlerimde Bir yıldız kayar gökten Ama hiç dilek tutmadım, Kehribar tespih misal Hep yıldızlar saydım, Ben kaçtım, ben gizlendim, ben sustum.. Ben ölmek için doğmadım Ben ebedi yaşamak için öleceğim… İbrahim Sadri --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
16.02.08, 06:18 | #10 (permalink) |
Administrator Üyelik tarihi: Jan 2008 Nerden: İzmir
Mesajlar: 1.288
Konular: 433 Rep Puanı:2786 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 48 121 Mesajına 160 Kere Teşekkür Edlidi : | Kırmızı Araba Kırmızı Araba Süleyman kara bıyıklı bir işçidir Ve bu kara bıyıklı Süleyman'ın hikayesidir İş bulduğu günlerde evine dik dönmekte Ve götürdüğü ekmeği yemektedir Karısı Neriman ve oğlu Cevahir'le birlikte Ne kadar zalim esse de rüzgar Ne kadar belini bükse de ekmek parası Aslan gibi bir adamdır işçi Süleyman Onun Cevahir’i vardır Cevahir altı yaşındadır Çünkü gözleri çakmak çakmaktır Çünkü Süleyman’a bir başka bakmaktadır Bir pazar sabahı Tutar babası Süleyman; Cevahir'in elinden Ve yanında kader yoldaşı karısı Neriman Çıkarlar gezmeye İstanbul’u inadına Bir yol düşünür Süleyman Ulan bu bahtı kapalı kentte Yürümek de parayla değildir elbette Üstelik Neriman’a hanidir istediği o naylon terlikle Canından özgü Cevahirine Bir gazozla bir simidi alabilecek kadar Para da vardır cepte Yürürler İstanbul şehrinin kalbine Önce Neriman'ın naylon terliği alınır bir seyyardan Sonra da beğenirler simidin en hasosunu umutları Cevahir’e Anlatır işçi baba Süleyman İş ararken adım adım arşınladığı sokakları Bak Cevahir işte şu Yeni Cami Hem cami hem güvercinlerinin bakması nasılsa bedavadır Bak Cevahir şu dumanı tütenler vapur şu çığlık çığlığa ağıt yakanlar martılardır Hem vapurun dumanı hem vapurun düdüğü de bedavadır Bak Cevahir şu uzakta görünen de köprüdür Geçmesi değilse de onun da bakması bedavadır O pazar günü Kara bıyıklı işçi Süleyman Karısı can yoldaşı Neriman Ve gözleri çakmak çakmak olan oğulları Cevahir Gezerler İstanbul şehrini böyle bedavadan Ve birden mumun alevi söner İstanbul’un yalanı biter Nasıl olur bilinmez takılır Cevahir’in gözü Bir oyuncakçı vitrininde Pırıl pırıl yanan kırmızı oyuncak arabaya Döner kara bıyıklı dağ gibi babası Süleyman’a Bana şu kırmızı arabayı alsana baba Alsana be Süleyman Canına can parçana Bir oyuncak araba almayacaksan eğer Yuh olsun sana Nasıl olsa babası onu çok sevmektedir Işin belası küçük Cevahir bunu bal gibi bilmektedir Bir vitrindeki kırmızı arabaya bakar Süleyman Bir karısı Neriman’a Sonra takılır gözleri Cevahirin gözlerindeki umuda inadına Ulan alt tarafı bir oyuncak araba Dünya yansa yorganın yok içinde Süleyman Alem çökse üstüne hayıfın çok Süleyman Bakarsın cepteki son gazoz parasına Cevahir’in o kocaman umuduna Yakışır şu kırmızı araba Bırakır karısı Neriman’la Cevahir’i dışarda Girer iflah etmez bir umutla dükkana Sorar dağ gibi Süleyman Usta şu vitrindeki nazlı gelin şu zalimin ışıltısı şu bahtımın kara yıldızı şu İstanbul ağrısı şu Cevahir’in çakmak çakmak gözleri şu kırmızı araba kaç para Bir Süleyman’a bakar adam bir arabaya Çok para der hemşerim yani çok para Süleyman cebinde bir gazoz parası Yıkılmış bir dağ artığı Bir tufan sonrası perişanlığı Döner kapıya çıkmak için dışarı Oğlu Cevahir Kırmızı arabayla getirecek Babasını beklemektedir Nasıl olsa babası ordan O kırmızı arabayla çıkacaktır Nasıl olsa Kara bıyıklı dağ gibi İşçi Süleyman babasıdır Yani Cevahir’in gözünde o Dünyanın en güçlü Dünyanın en zengin Dünyanın en büyük adamıdır Süleyman Ama Süleyman Eli boş çıkar dükkandan Sorar Cevahir hani baba Hani kırmızı araba Sorar hesabı bulutlar dağa Nasıl desin Süleyman Nasıl desin adam yüreği Ben onu sana alamadım Benim ona param yetmedi diye Başlar ağlamaya Cevahir Başlar bulutlar ağlamaya Yanar yerin yedi arzı Ve güvercinlerin kalbi başlar kanamaya Ulan İstanbul yanar içine Süleyman’ın Sorar Cevahir Hani baba hani kırmızı araba Martıları gösterir Süleyman Bak ne güzel uçuyor Cevahir martılar havada Boş ver kırmızı arabayı Baksana martılara Bakmaz martılara Cevahir Bakar yangın gibi arabaya Ama bak der Süleyman Ne güzel uçuyor martılar havada Cevahir bir çocuktur küçük yüreğinde yer çoktur Takılır gözü martılara Gözünden sel olup akan kan rengi yaşlarını siler Evet der ne güzel uçuyor martılar havada Ve unutur gider Cevahir kırmızı arabayı Unutur gider dalar gözleri martılara Cevahir unutur unutmasına ya Kara bıyıklı dağ gibi işçi baba Süleyman Ömrü boyunca unutmaz o kırmızı arabayı Her gece döşeğine yattığında Uyumak için gözlerini kapadığında Demir lokma gibi Bir kırmızı araba takılır durur kursağına Bütün ömrü boyunca İşte bu Kara bıyıklı Süleyman’ın hikayesidir Ve herkesin bir yerine Bir gün bir Süleyman acısı değmiştir İbrahim Sadri --------------Tualimforum İmzam-------------- Deniz |
Tags |
ibrahim, sadri, siirleri, ıbrahim sadri, ıbrahim sadri seçme şiirler, ıbrahim sadri seçme şiirleri, ıbrahim sadri şiir, ıbrahim sadri şiirleri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Sadri Şener Biyografisi - Sadri Şener Kimdir - Sadri Şener Hayatı - Sadri Şener Yaşam | Kartal | Diger Ünlülerin Biyografileri | 0 | 26.12.13 19:02 |
Sadri İsminin Anlamı ve Açıklaması - Sadri Adının Anlamı ve Açıklaması - Sadri İsmini | Kartal | Erkek Bebek İsimleri ( Erkek Bebek Adları ) | 0 | 06.12.12 03:09 |
Şehit Er Ibrahim Öztürk İlköğretim Okulu Göle Ardahan - Göle Şehit Er Ibrahim Öztürk | Pelince | Anaokulu - İlköğretim | 0 | 26.08.11 04:45 |
Peygamber Efendimiz Gelse - ibrahim Sadri | ÇisiL | Dini Şiirler-İlahiler | 0 | 15.08.09 04:46 |
Sadri Maksudi Arsal Biyografisi,Sadri Maksudi Arsal Hayatı | Sude | Diger Ünlülerin Biyografileri | 0 | 20.06.09 00:20 |