|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
18.08.08, 06:58 | #2 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | ? ? Artık evreni duymuyordum Ne de Gül yapraklarının sesini Çünkü asalak bir perde Evrenle senin aranda Siyah ışığını sızdırıyordu sadece Günün ilk saatlerinde boynundan Misk kokusu yükselirdi de sadece... Gülseli İnal |
18.08.08, 06:59 | #3 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Bense Uzatmıştım Saçlarımı Koyu Bir Irmak İçin Bense Uzatmıştım Saçlarımı Koyu Bir Irmak İçin İnce sızılar duyarım günle gecenin birleştiği yerde yavaş yavaş solan bir çiçeğin solgun ışığı yansımıştır yüzüme oysa gün parlak gökyüzü kızıldır henüz yalnızlıklardan sıyrılıp bir iki yıldız yıldızlardan aldığım bir gülüştür benimki takındığım dudağımın ucundaki derin bir dağ kovuğunda otururum sonra bir kartalla senlibenli birazdan gün solacak sessizlik takınacak kendi sessizliğini istek başlayacak denizden bir martının mavi sayrıl uçuşundan bir iki beyaz martı geçecek şölen mi başlayacak ne kırmızıyla yeşilin tutuştuğu yerde altın sağraktan akan suyun sessiz görünüşü gibi yeter diyor morluk sır verdim dağlara ben sır verdiklerim içinde takındığım gülüşüm de var. Nedir bu beni saran sonsuz kıyılar uğuldayan ormanlar denizin durmadan yükseldiği kumsal dalgaların bölündüğü kıyı arayışlarla başlayan gece küskün biten sabah nedir nedir beni saran hüzün gökyüzünden topraktan ve sudan hiç durmadan fışkıran akşam bense uzatmıştım saçlarımı koyu bir ırmak için bense önümdeki yeşil başlı ağaçların eğildiği yüzümü yıkadığım o eski sunak önümden akıp geçen bir kara yelkenli saçlarım ise günışığından arta kalan bir yele gibi önüne katmış da ışığı güpegündüz bir gülün boyatışını bekleyebilirim sonsuza dek bekleyebilirim yeni doğan bir sabah sevisini kollarımdan geçen ırmak başımı yasladığım yeşil ay kurallarım var hiç bir doğaya uymayan şaşırmalarımda hiç durmadan gökyüzüne bir gül boy atar. Gülseli İnal |
18.08.08, 07:00 | #4 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Çıplak Tenime Birgün Işığı Çıplak Tenime Birgün Işığı Artık yok bana izin bu sabah göremiyorum ışıklar nerede ben nasıl kayıp bir denizde titrek yıldızların ölü çekiminde toz atmosferinin yeşil akışında yıkımın sırsız bir aynadaki duruşuna gövdemin hiçe sayılmasına ki ürpererek görüyorum bir ırmak dinleniyor artık gövdemde ve et kan can olarak anlaşılmanın acısına yok bana dirilip yerden kalkmak ellerimi sizin bakırçalması yüzünüze uzatıp kirletip o bile yok tarih bile yok yaşam defterlerimde yok diyorum size yağmurun bırakıp gittiği gölcüklerde var yaşamımda görülmemiş fırtınaların açtığı o büyük boşluklar var ki duruyorum ellerimden kurumuş nergisler düşerken toprağa duruyorum o benim tarihimi yapan büyük derin boşluğun önünde yakutumsu kurtlar ki oynaşıyorlar dibinde melekler kızlarına ninniler söylüyor o sedef o çiğden o ince kızlarına göklerden serinliği otlardan çiğleri yeşil dereden alıyorum gizi o büyük boşluğun beni sürükleyen gövdemi parçalayan boşluğun önünde duruyorum şimdi mercanlı karanlık durmadan çekiyor beni dilim tutuk bir ayağım aksak söz çıkmıyor ağzımdan yağmurun insanı arkadan vurmasına su hancerine alev yarasına boğuntunun izine yanığın akan gülüne çıplak gövdeme tenime bir gün ışığı ve çarpıp geri dönüyor ışık tenimden çıplak gövdemden siz görmüştünüz hani ki tutsaklık bitmeli artık ve kendini kemiren yürek ve tüm isteği gömen kendimi yok eden o büyük boşluğun önünde ah neler görüyorum titrerdi yüreğiniz yok artık ruhumun kırgın olduğu yerlerde dolaşmak yok diyorum şurada bir defalık hırpalayan rüzgarların estiği karakayalığın alnında parlayan maden kabuksu maden yoksa benim size vermeye göğsünüze takmaya çalıştığım şey mi sıvı istekler su cinlerinin iniltisi işte hepsi birden sarıyor beni neden sıvı kayalık durup duruken eriyor ve parıltısını saçan o maden bitkimsi öz dayanıp duruyor yaşama suya toprağa rüzgara ve bana ve savaşıyor amansızca ve su cinlerinin ölüm dansı başlıyor bende oluşmuş tohumları siz toplamadan bozmadan derimin gerginliğini toprağın elmas parıltısını ey siz dediğim sizler istemiyorum artık isteğin de en son sınırını... Gülseli İnal |
18.08.08, 07:01 | #5 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Dalgalar Dalgalar Bu sabah salkım söğütler sallanacak yine ölüler üstünde çırpınacak öylece uzak kıyılarda esecek ses veren yüreğinin üstünden doğru rüzgârı geçenlerde anlatmıştır bozkırın acımasızlığı insanoğlunun suçlu yürüyüşünü kutsal dağa hani canım hatırlasana, şimdi oturduğun yerde eskiden bir tahtın bulunduğunu ışıklı bir kapıdan kanatlanmış ayaklarınla geçmiştik birlikte gelirler öperler seni, yağmur saçlı sicim saçlı ruhlar tanıdık onlar, geçen gün aynı ağaçların arasından geçmiştiniz yollarınız ayrıydı ama herşey kızılrengi, duman, yeşil kırık bir horoskop'tan yitirilmiş denizler aşkına böyle olabilirdi ancak iniltiler hummalar yağmurlar besleyici asitler kedi gözleri aydan düşen ay parçaları suskunluklar dağı ovanın kitapsı yıldızları hepsi teninde tutuştu, gövdeni sakladığın yerde tutuştu... Gülseli İnal |
18.08.08, 07:02 | #6 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Ekin Acısı Ekin Acısı Akşamüstü ekin acısı mı bu yoksa sarışın buğdayın iç çekişi mi suların artık unutması mı toprağı Nedir bu ağaç yalnız ürperen öyle ayışığına hazırlanırken dallarını Nedir bu acı sinen bu kalabalık otlara sari yüreğe ki ateş ülkesidir orası kızıl tandan daha da aşk küskünü Nedir bu köklerde sızlanmalar acıyı yağdıran durgun sümbül yüzler kimdi ay bahçesinde tek başına dans eden kim kırıyor dalları Biliyorum dağılıp gidecek her şey polenler gibi uçuşacak ruhlar Antares'in ruhu uçacak nergis parçalanacak ay gölünde... Gülseli İnal |
18.08.08, 07:03 | #7 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Ey Gözleri Düşrengi Ey Gözleri Düşrengi Ne söylersen onu yapıyorum elimde değil verdiğin güle dokunmamak gözlerin neredeyse bedenim orada oluşuyor yeniden rüzgârların eğilip kulağıma fısıldadıkları oluyor söylediklerin dilim tutuluyor sanki buruk bir yemiş tatmışçasına sessiz bir başına yokolarak yeniden yaşıyorum yanında hiçliğin tadına bakıyorum varlığını biraz biraz duydukça bedenim bedenine kapanıyor yavaşça sırtında büyük sırmalı bir harmaniyle karşılıyorsun beni bir bulut gelir hani kanatları yağmur rengidir uzun yol yorgunudur sonra başka türlü bir yüzdür gökyüzü onu yaşıyorum yanında kış sabahının açmış tüm çiçekleri elinde elimde değil senin yanında ırmakların sesini dinlememek birden bire allak bullak oluyorum gelişinle kollarımdan uç veren zeytin dalları ipek bir sedire yatırıyorum duygularımı seni ey yağmur kaçkını sabah yeli tadı sen güneşin ışıkdamlası ayışığı dansı sen geceyarısı beyazı kasırgada deniz denli tutkunu olduğum sen yemişlerin zehir tadı evrenim tuzum dağyelim yaşamım ve yanıbaşımda soluk alıp veren deniz gibi sen... Gülseli İnal |
18.08.08, 07:04 | #8 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Gecenin Dürtüleri Gecenin Dürtüleri Nereye vardık hangi kıyılara yıldızlerın izni gerekti, çıkarmamız için tül giysiyi sonra dalla kendilerini verdiler eğri büğrü menekşeler kasrında vahşi ve hayvaniydi gece de tanımını çoktan aşmıştı küçük darbeleri ise ırmak silip süpürüyordu İki yıl böyle oldu ayışığının bol sarmalıyla beslendik değişimin duruk gövdesinde ölü menkeseli kız uzanıp alıyorum ağaçtan olgun inciri esrarlı bir yarılışla günler boyu yıldırımların geldiği bölgeye kararmış günlerden kalan ne... Gülseli İnal |
18.08.08, 07:05 | #9 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Güz Söylenceleri Güz Söylenceleri Nedir bu yüzyıldır karanlık bakışlarını görürüm ayın başımı çevirip duyarım kokusunu bir güz günü korkulu sabahın serinliğini taşır derin duyguların pınar tadında duru çimen kokan yaşlı ağaçlarda salınır gizemli ışınları Omega'nın nedir bu onulmaz bir yara gibi yüzün bırakırım artık ne olursa olsun köPage Rankingülerin orada çökmüş toprak mı yoksa yiten deniz mi içimizde uğuldayan ağzın mayıs ağzı kuşkundur gövden, ama bir zamanlar gülde gözükmüştü tanrı nice güller böyle gövdenden yaprak dökerken nedir bu kuşkun kısır toprak üstünde binbir dansı onaylamayan rüzgar uçup giden yaz içindir dokunmayın ayın tenine yanar parmak uçlarınız, teniniz sonra nedir bu yüzün uzak yaşam taraçalarında... Gülseli İnal |
18.08.08, 07:06 | #10 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Hazzın Uyuklayışı Hazzın Uyuklayışı içi özlemle sarsılırken genç gövdelere bütün ruhlarının adına yapıyorsun bunu gelgitleri gibi suyun binlerce yosun sarmalında taşlar tutuşunca uyuklayan kayalıklar için ki çılgın ay vururken yüzüne, mermer sütuna, değişen kıra durmadan durmadan değişen kıra unutkan toprak bu ayışığından kalma beş yıl çoraklıktan sonra yeniden kabaran toprak yeşeren güneş gibi sabahları batan güneşle kaybolan otlar gibi geceleri topraktan üzümün şarabın kan gibi fışkırması bu bereketli pullar dönemeci ey dağların yüksek düşleri, kayalık zehirleri uzam ölüleri... Gülseli İnal |
Tags |
gulseli, gülseli inal, gülseli inal seçme şiirler, gülseli inal seçme şiirleri, gülseli inal şiir, gülseli inal şiirleri, siirleri, İnal |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Engin İnal Biyografisi - Engin İnal Kimdir - Engin İnal Hayatı - Engin İnal Yaşamı | Serap | Türk Sinema Sanatçılarının Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 22.09.14 14:53 |
Bülent İnal Resimleri - Bülent İnal Fotoğrafları - Bülent İnal Resim | Başak | Ünlülerin Resimleri | 0 | 12.01.13 14:38 |
İnal İsminin Anlamı ve Açıklaması - İnal Adının Anlamı ve Açıklaması - İnal İsminin M | Kartal | Erkek Bebek İsimleri ( Erkek Bebek Adları ) | 0 | 03.12.12 02:55 |
Gülseli İsminin Anlamı ve Açıklaması - Gülseli Adının Anlamı ve Açıklaması | Kartal | Kız Bebek İsimleri ( Kız Bebek Adları ) | 0 | 11.11.12 02:14 |
İbnülemin Mahmut Kemal İnal Biyografisi,İbnülemin Mahmut Kemal İnal Hayatı | Sude | Türk Edebiyatçıların Hayatı ( Biyografisi ) | 0 | 16.06.09 22:01 |