|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Şairlerin Şiirleri Ünlü Türk Şairlerinin şiirleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
15.08.08, 07:07 | #2 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Bin İkinci Gece (Yolcu) Bin İkinci Gece (Yolcu) Ben sarhoş değilim, yol sokak sarhoş! Hancıyı kaybettim, hanı kaybettim. Hayatı sayfa sayfa okuduğum boş, Sonundaki, imtihanı kaybettim! Anladım, her gerçek, bir yalan gizler! Beni aldatıyor dağlar, denizler... Meçhul bir zamana karıştı izler, Saati, dakkayı, anı kaybettim... Beni benden, kendi benliğim çaldı! Gölgem uzadıkça, boyum kısaldı... Ellerim bomboş bir roman kaldı, İçimdeki kahramanı kaybettim! Bu başımda esen, bir kavak yeli... Ben ondan deliyim, o benden deli! Onu aynalarda gördüm göreli; Bekir Sıtkı Erdoğan'ı kaybettim! Bekir Sıtkı Erdoğan |
15.08.08, 07:08 | #3 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Binbirinci Gece (Hancı) Binbirinci Gece (Hancı) Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı! Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş... Aman karanlığı görmesin gözüm! Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş. Sıla burcu burcu... ille ocağım!.. Çoluk çocuk hasretinde kucağım... Sana her şeyimi anlatacağım, Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş. Güç bela bir bilet aldım gişeden; Yolculuk başladı Haydarpaşa'dan! Hancı n'olur, elindeki sişeden, Birkaç yudum daha ver yavaş yavaş! Ben o gece, hem ağladım, hem içtim, İki gün, diyardan diyara uçtum... Kayseri yolundan, Niğde'yi geçtim; Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş... Garibim; her taraf bana yabancı, Dertliyim; çekinme, doldur be hancı! İlk önce kımıldar hafif bir sancı; Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş... Bende bir resmi var, yarısı yırtık, On yıldır evimin kapısı örtük! Garip, bir de sarhoş oldu mu artık; Bütün sırlarını der yavaş yavaş... İşte hancı! ben, her zaman böyleyim, Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim... Kaldır artık, boş kadehi neyleyim, Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş… Bekir Sıtkı Erdoğan |
15.08.08, 07:09 | #4 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Güz Düşünceleri Güz Düşünceleri Bu sabah gökyüzü daha bir yorgun, Daha bir dumanlı, Daha bir derin! Şu anda, omzumdan tanıdık bir el, Tutup silkelese şöyle bir güzel, Kurtulsam yükünden düşüncelerin!... Bekir Sıtkı Erdoğan |
15.08.08, 07:09 | #5 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Kışlada Bahar Kışlada Bahar Kara gözlüm, efkarlanma gül gayrı! İbibikler, öter ötmez ordayım. Mektubunda diyorsun ki: 'Gel Gayrı!' Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım. Ah çekerim resmine her bakışta! Bir mahzunluk var o boyun büküşte. Emin ol ki, her sigara yakışta, Sanki, duman tüter tütmez ordayım... Mor dağlara, karargahlar kurulur; Eteğinde bölük bölük durulur... On dakika istirahat verilir; Tüfekleri çatar çatmaz ordayım!.. Dağlar taşlar bu hasretlik derdinde; Sabır, sebat etmez gönül yurdunda! Akşam olur, tepelerin ardında, Daha güneş batar batmaz ordayım... Aramıza dağlar girmiş koskoca! Meraklanma, gönlüm dağlardan yüce... Bir gün değil, beş gün değil, her gece, Yatağıma yatar yatmaz ordayıı... Bahar geldi; koyun, kuzu koklaştı, İki aşık, senelerdir bekleşti... Kara gözlüm, düğün dernek yaklaştı; Vatan borcu biter bitmez ordayım!... Bekir Sıtkı Erdoğan |
15.08.08, 07:11 | #6 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Marya Marya Sustu Enadır Life gazinosu Sustu şarkılar, Paletimde renk sustu, fırçamda şekil Ve bu gece ilk defa şimal körfezinde Sustu Paramos'un mazgallarından Şehre pancur pancur dökülen arya, Artık ne tayfalar mevcut, ne komondos bar, Ne o kor tenli, kızıl saçlı kanarya. Bu medar ikliminin tenha gecesinde Sardı bambu kamışlarını pişman bir sükût Sardı bir sızı. Hani birdenbire bazen bütün etrafımızı Sapsarı bir şüphe sarar ya İşte öylesine berbat bir hal var. Hiçbir şey düşünmek istemiyorum, hiçbir şey Ama dördüncü tarassut kulesinde Bir şüpheli sinyal var. Ska-lar-ya! Hayır hayır yalan bütün bunlar Artık ne kadere inanıyorum ne fala Yalan söylüyor o falcı kadın O hintli parya. Ben, yalnız sana inanıyorum Yalnız sana, Marya... Beni kahrediyor böyle geçen her gece Bu hoyrat yıldızlar, bu su, bu okyanus, bu yer Ve gökyüzünde emanet duran Şu asma fener. İnan ki sevgili Marya İnan ki sen gideli, Ne varsa hepsi yabancı, ne varsa hepsi keder Ve hepsi omuzumun üstünde çaresiz bir yük Ve hepsi angarya. Biliyorum bu sabah güneşle beraber biliyorum Bir vapur demirleyecek bu nankör limanda Pol'ün ebedi matemine rağmen Virjini olabilirdi bu vapurda Ama sen yoksun, biliyorum sen yoksun. Sözünü ne çabuk unuttun Marya? Baharda geleceğim diyordun hani Haydi gel daha ne bekliyorsun İşte mevsim bahar ya. Fırçam neden boyle titrer bilir misiniz? Ve neden bütün resimlerimde fon sapsarı. Anlıyorsun değil mi yavrum Bütün kağıtlara sinmiş anlıyorsun Bu tropikal zehir, Bu müzmin malarya, Sensiz nasıl da boş iskele, Sensiz nasıl da tenha şehir Müfreze nöbetçilerinin gözü önünde Koydan yıldızları çalmışlar bir bir, Yine de birkaç çımacı, birkaç palikarya. Ama kim düşünür yıldızları, Yüzbaşı Arnold'u vurmuş yerliler Matemler içinde tekmil batarya. Bu insanlar, bu yıldızlar, bu gök, bu yer Birer birer kaybolmaya mahkûm, birer birer Biz ki çoktan bu sapsarı hasret içinde susuz Biz ki çoktan beri kaybolmuşuz. Nasıl. Ağlıyor musun Marya?.. Sil gözlerini, haydi sil yavrum Bizim yokluğumuzdan ne çıkar Aşkımız var ya... Bekir Sıtkı Erdoğan |
15.08.08, 07:11 | #7 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Rüzgar Saatleri Rüzgar Saatleri Gel benim ruhumun gerçek sesi gel Yıllardır sönmeyen alevim, korum Gel benim ömrümün hikayesi gel Şiirim, sonsuzum, gerçeğim, zorum Gökle yerin birleştiği kavşakta Seni bulup bulup kaybediyorum. İlkin rüzgar değil sanki nefesti; Bir kez başlayınca estikçe esti... Sonra bir upuzun karanlık bastı; Sürdü hep aynı düş, hep aynı yorum Şimdi duraklarda her akşam üstü Seni bulup bulup kaybediyorum. Yitiksin baharlar, güzler içinde Resimler, şarkılar, sözler içinde Bazen bir iz görüp izler içinde Cevap vurgusuyla titriyor sorum Sonra en tanıdık yüzler içinde Seni bulup bulup kaybediyorum... Bekir Sıtkı Erdoğan |
15.08.08, 07:12 | #8 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Sessiz Senfoni Sessiz Senfoni Ellerin vardı, sıcak ve masum. Ellerin, hayal gibi, düş gibi... O zaman talihime yardı ellerin. Beyaz bir gecede, iki kuş gibi, Omzuma nasıl da konardı ellerin?.. Hangi rüzgarlarda şimdi kimbilir? O değirmen altı, o zümrüt koru, İlk dörtlü yoncayı bulduğumuz yer, Ya o çapkın çapkın kestanecikler!... Hani bir yerleri çimdiklenir hafifçe, Kanardı ellerin! Mendilimi sarardım üstüne, Avcumda sahici bir hasta gibi İncecik incecik yanardı ellerin! Bazan kızar hırçınlaşırdı birden; Ruhumu kaldırır, kaldırır boşlukta, Oysa bilmez miyim atamazdı! Geceler sonsuzdu, geceler derin; Bir şeyler düşünür anlatamazdı Kahrından kaskatı donardı ellerin! İnsan, soyununca hissediyor, Gittikçe katılaştığını yerin!.. Tanıdık bir film geçiyordu gozlerimden, Gel gör ki, en güzel yerinde, Ansızın kopardı ellerin! Sonra, dört yabancı el, Dört yorgun omuz, Mezat kapısında bir kuşluk vakti, Çekince ipini mesafelerin; Ayak uçlarıma yığıldı sonsuz!.. Bir tünel gerindi sefil, kapkara! Bir yokluk hıçkıra hıçkıra güldü! Büyüdü göz çukurları kırık heykellerin! Böyle bilmediğim uzak yollara, Beni bırakmasa ne vardı ellerin! Romanımız, ne kadar güzel başlamıştı, Ve işte böyle sonu!.. Şimdi, ışıklar sığ, Gölgeler derin... Mor sarmaşıklarla örtük balkonu, Kafur kokusundan, od ağacından, Dört arşın geceye sardı ellerin… Bekir Sıtkı Erdoğan |
15.08.08, 07:13 | #9 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Ska-lar-ya Ska-lar-ya Ta dipte yarım gökyüzü, üç bin kapı çığlık! Ta dipte bütün bir gece siz varsınız artık... Onlar, buna bir kuşkulu sinyal diyecekler, Ya da bir şifreli arya! Sen yağmana bak sevgili dost, yağmana bak sen, Sen yağmadığın anda yalandır ska-lar-ya! Mevsim deseler, mavide mevsim süresiz yaz... Bir yaprağı anlatmağa binlerce şiir az. Söz var ki, basit dillere sözlüklere sığmaz! Manaya şekil, maddeye candır ska-lar-ya! Bir damla güneş, mahşere döndürdü bilinci; Sıyrıldı sedef giysilerinden iki inci. Tanrım, yediden yetmişe vermiş bu sevinci, Bir mutlu heves, bir heyecandır ska-lar-ya! Her gün biri başlar, birinin devri dolunca... Hiç başka duyan var mı acep gurbeti bunca? Her yol bu duraktan geçer akşamlar olunca; Her bağrı yanık yolcuya handır ska-lar-ya! Bir sırça saray, toprağı Hakkın tapusundan. Besbelli ki bir dost eli geçmiş yapısından! Boş dönmiyecek kimse bu hacet kapısından, Her dosta barış, düşmana kandır ska-lar-ya! Bir sevgi yeter gönlüme, bir parça güler yüz. Yıllarca yarım kaldı kitap, inmedi son cüz! Hep böyle tüter ta can evimden gece gündüz; Eşyayı saran mavi dumandır ska-lar-ya... Dıştan, bu ömür bahçesi bir kupkuru arsa, Her yaprağı bir cennet olur ehli açarsa. Gel sevgili dost, topla senin burda ne varsa! Tam meyvelerin olduğu andır ska-lar-ya... Bekir Sıtkı Erdoğan |
15.08.08, 07:14 | #10 (permalink) |
Beta Üye Üyelik tarihi: Feb 2008 Nerden: Adana
Mesajlar: 5.415
Konular: 1058 Rep Puanı:2028 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 46 73 Mesajına 92 Kere Teşekkür Edlidi : | Suda Ayak İzleri Suda Ayak İzleri Önce bir deniz düşer aklıma Masmavi bir şarkı başlar derinden. Sonra yosun kokan ıslak bir rüzgar; Saf saf, serin serin gelir, Rüzgarda lirik fısıltılar, Rüzgarda ilkbahar sahillerinden Müjdeler taşıyan sözlerin gelir! Açılır hayale kıvrak bir yelken, Çözülür dolaşır mısralar bir bir. Ve sen gelirsin uzaklardan sen; Hani o en yitik efsanelerden Ta ruhuma gülen gözlerin gelir. Çocuksu bir umut karışır tuza, Tüm katı gerçekler çözülür, erir. Kıyıdan bir gölge uzar sonsuza Yasaklar, incecik bir geçit verir; Üzerinden ürkek, belli belirsiz Üzerinden kaçak yakamozlarla Bana doğru ayak izlerin gelir... Bekir Sıtkı Erdoğan |
Tags |
bekir, bekir sıtkı erdoğan, bekir sıtkı erdoğan seçme şiirler, bekir sıtkı erdoğan seçme şiirleri, bekir sıtkı erdoğan şiir, bekir sıtkı erdoğan şiirleri, erdogan, siirleri, sitki |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Bekir Sıtkı Özer İlköğretim Okulu Derince Kocaeli - Derince B. Sıtkı Özer İlköğretim | Pelince | Anaokulu - İlköğretim | 0 | 25.02.11 13:23 |
Bekir Sıtkı Erdoğan İlköğretim Okulu Karaman - Bekir Sıtkı Erdoğan İlköğretim Okulu | Pelince | Anaokulu - İlköğretim | 0 | 21.07.10 21:47 |
Beki Sıtkı Erdoğan'ın Hayatı | Başak | Şairlerin Hayatı ( Biyografileri ) | 0 | 01.11.08 04:55 |
Sivaslı Sıtkı Şiirleri | Josephine | Türk Şairlerin Şiirleri | 3 | 31.08.08 08:59 |
Sıtkı Caney Şiirleri | Josephine | Türk Şairlerin Şiirleri | 5 | 31.08.08 08:56 |