Ali Avni Çelebi Biyografisi Ali Avni Çelebi (1904-1993) 1904 yılında İstanbul’da doğdu. Babasının teşvikiyle Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’ne girdi. Burada, öğreniminin ilk iki yılını Hikmet Onat Atölyesi’nde desen çalışmalarıyla sürdürdü, son iki yılda Çallı Atölyesi’nde yağlı boya tekniğini öğrenerek Sanayi-i Nefise Mektebi’ni tamamladı. Bireysel olanaklarıyla 22 Mayıs 1911’de Münih’e gitmiş, kısa bir süre Heinemann’ın özel atölyesine devam etmiştir. Daha sonra Münih Akademisi Grober atölyesine girmiş ve bir sömestr öğrenim görmüştür. Mahir Tomruk’un önerisiyle katıldığı Hans Hoffman Atölyesi’nde ise ancak iki ay çalışabilmiş, ekonomik yetersizlikler nedeniyle Berlin’de aile dostlarının yanında kalarak, Berlin Akademisi Kleve Atölyesi’ne devam etmek zorunda kalmıştır. Bu dönemde devlet bursu almayı başaran Ali Avni, 1927 yılına kadar Hoffman öğretisinde eğitimini sürdürmüştür. Yurda döndükten sonra Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nin kuruluşunda görev almıştır. Sanat anlayışıyla Türk resim sanatına yeni boyutlar katan Çelebi, 1931 yılında atandığı Akademi Muallim Yardımcılığı görevinden aynı yıl uzaklaştırılmıştır. Mesleği dışında, başka bir görev kabul etmeme kararı nedeniyle 1934 yılına dek aktif çalışma hayatından uzak kalan Çelebi, Zeki Kocamemi ile birlikte kuş kafesi yaparak yaşamını sürdürmeye çalışmıştır. 1934 yılında, o da Mahmut Cuda gibi İstanbul Üniversitesi’nde göreve atanmış ve Arkeoloji bölümü desinatörü olmuştur. Çelebi ilk kişisel sergisini 1932 yılında açmıştır. Daha sonra 1975’ten başlayarak günümüze kadar biri Ankara’da, yedisi İstanbul’da olmak üzere sekiz kişisel sergi açan sanatçı, yurt içinde ve yurt dışında birçok karma sergiye de katılmıştır. 1993 yılında hayatını kaybeden Ali Avni Çelebi, Türk Resim sanatına yeni boyutlar katan çağdaş resim anlayışının belirlenmesinde pay sahibi olan bir sanatçıdır. Dışavurumcu anlayıştan ve kübizmin uzantısı olan resimsel uygulamalardan; akıl, düşünce ve hayal gücü, dünya görüşü ve yeteneği paralelinde yararlanmış ve özgün bir yoruma ulaşmıştır.
Ali Avni Çelebi (1904-1993)
1904 yılında İstanbul’da doğdu. Babasının teşvikiyle Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi’ne girdi. Burada, öğreniminin ilk iki yılını Hikmet Onat Atölyesi’nde desen çalışmalarıyla sürdürdü, son iki yılda Çallı Atölyesi’nde yağlı boya tekniğini öğrenerek Sanayi-i Nefise Mektebi’ni tamamladı. Bireysel olanaklarıyla 22 Mayıs 1911’de Münih’e gitmiş, kısa bir süre Heinemann’ın özel atölyesine devam etmiştir. Daha sonra Münih Akademisi Grober atölyesine girmiş ve bir sömestr öğrenim görmüştür. Mahir Tomruk’un önerisiyle katıldığı Hans Hoffman Atölyesi’nde ise ancak iki ay çalışabilmiş, ekonomik yetersizlikler nedeniyle Berlin’de aile dostlarının yanında kalarak, Berlin Akademisi Kleve Atölyesi’ne devam etmek zorunda kalmıştır. Bu dönemde devlet bursu almayı başaran Ali Avni, 1927 yılına kadar Hoffman öğretisinde eğitimini sürdürmüştür. Yurda döndükten sonra Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nin kuruluşunda görev almıştır. Sanat anlayışıyla Türk resim sanatına yeni boyutlar katan Çelebi, 1931 yılında atandığı Akademi Muallim Yardımcılığı görevinden aynı yıl uzaklaştırılmıştır. Mesleği dışında, başka bir görev kabul etmeme kararı nedeniyle 1934 yılına dek aktif çalışma hayatından uzak kalan Çelebi, Zeki Kocamemi ile birlikte kuş kafesi yaparak yaşamını sürdürmeye çalışmıştır. 1934 yılında, o da Mahmut Cuda gibi İstanbul Üniversitesi’nde göreve atanmış ve Arkeoloji bölümü desinatörü olmuştur. Çelebi ilk kişisel sergisini 1932 yılında açmıştır. Daha sonra 1975’ten başlayarak günümüze kadar biri Ankara’da, yedisi İstanbul’da olmak üzere sekiz kişisel sergi açan sanatçı, yurt içinde ve yurt dışında birçok karma sergiye de katılmıştır. 1993 yılında hayatını kaybeden Ali Avni Çelebi, Türk Resim sanatına yeni boyutlar katan çağdaş resim anlayışının belirlenmesinde pay sahibi olan bir sanatçıdır. Dışavurumcu anlayıştan ve kübizmin uzantısı olan resimsel uygulamalardan; akıl, düşünce ve hayal gücü, dünya görüşü ve yeteneği paralelinde yararlanmış ve özgün bir yoruma ulaşmıştır.