![]() |
|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Türk Ressamların Biyografileri ve Eserleri Türk ressamların hayatı,Türk ressamların eserleri... |
![]() | ||
![]() ![]() |
| LinkBack | Seçenekler |
![]() | #2 (permalink) |
Administrator ![]() ![]() Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.920
Konular: 3793 Rep Puanı:22464 Rep Gücü:20 RD: ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ettiği Teşekkür: 125 207 Mesajına 2.103 Kere Teşekkür Edlidi : | ![]() Ferruh Başağa (1914, İstanbul). İstanbul'da yaşıyor. Yaşayan en yaşlı sanatçımız olan sanatçı 1940 yılında İDGSA'sini bitirdikten bu yana 60 yıldır, bu süre içersinde sanatından hiç bir taviz vermeden soyut çalışmalarını üretmektedir. Bu süre içersinde 50'nin üzerinde kişisel sergi açan sanatçı, ayrıca çok sayıda grup sergisine katılmış, yurtdışı sergi, fuar ve bienallere katılmıştır. Sanatçı tual resminin yanısıra bir dönem heykel denemeleri ile birlikte, mozaik çalışmaları ile de ünlüdür. Uyumlu bir geometrik düzene, düz ve eğilimli çizgilerin dengeli kompozisyonuna bağlı çalışmaları, doğadan esinlenerek yaptığı çalışmalar soyutçu bir eğilimin en iyi örneklerini vermektedir. Önemli Kişisel Sergileri: 1945 Beyoğlu Kitap sarayı, İstanbul (İlk kişsel sergisi) 1947 İsmail Oygar Galerisi, İstanbul 1950 Helikon Derneği, Ankara 1952 Maya Sanat Galerisi, Ankara 1953 Helikon Sanat Galerisi, Ankara 1960 Şehir galerisi, İstanbul 1963 Türk Alman Derneği, istanbul 1971 Taksim Sanat Galerisi, İstanbul 1975 Sarajevo Üniversitesi, Yugoslavya 1977 Mostar, Üniversitesi 1982 Tiglat Sanat Galerisi, İstanbul 1986 Ramko Sanat Galerisi, İstanbul 1989 Doku Sanat Galerisi, Ankara 1991 Viyana, Bregenz, Feldkish, Salzburg-Avusturya 1992 Ramko Sanat Galerisi, İstanbul 1997 Doku Sanat Galerisi, Ankara 2000 Yapı Kredi Kazım Taşkent Galerisi, İstanbul 2001 Galeri Binyıl, İstanbul Soyutun Duayeni Ferruh Başağa Haşim Nur Gürel'in "kısa ve öz" konuşan bir sanatçı olarak tanımladığı Ferruh Başağa, resimlerinde varlığı belirgin olan soyut sanatı şu sözlerle anlatıyor: "İnsanın ilk yarattığı soyut sanattır. Soyut sanat, kavramların önsezisidir. İlkel toplumlarda soyut sanatı doğuran nedenlerle, uygar toplumlarda soyut sanatı doğuran nedenler farklıdır. İlkel toplumlar evren hakkında bilgisizliklerinden ötürü soyut sanata gitmişlerdir. Uygar toplumlar ve uygar insanlar bilim, düşünce ve uygarlığın gelişmesi ile evren hakkında yeterince bilgi sahibi olmaları nedeniyle soyut sanatı kavrarlar. Doğada sanat yapıtı yoktur. Sanat yapıtlarını insan düşüncesi ortaya koyar. (...) 1948'lerde başladığım soyut çalışmalar, Türk resminde gelişen bir tavrın ifadesi ve başlangıcı idi. Soyuta yönelten etkenlerin başında, daha önce de söylediğim gibi, çağımızda yalnızca görünüm ve doğa olmayacağını, sanatta düşünce ve yaşamın büyük etkisi olduğunu anlamam yatıyordu. Çeşitli tarzlar denedimse de (non-figüratif, lekecilik) soyut araştırmaları da sürdürdüm. 1970'lerde yenilenme isteği ile yeni bir boşluk içinde bana özgü biçimleri aradım. Bugüne dek de bu arayışı sürdürmekteyim. Soyut resim çağdaş anlatımdır, bana göre." Gürel, sanatçının "Akdeniz Işığı Dönemi"nin ilk resimlerini ise şöyle yorumluyor: "Geniş tabanı tualin ortalarında yer alan dengeli, merkezi üçgenler oluşturan düşey, yatay ve verev çizgiler... En altta "tahterevalli"nin orta noktası gibi merkezde yoğunlaşan formu taşıyan, yüksekliği az basık bir üçgen alan... Sanatçının özellikle 1980'li yıllardan sonra üzerine gittiği bu kurgu, insanoğlunun "pamuk ipliğine bağlı gündelik yaşamı" ile sanat yapıtının veya diğer idealize biçimlerin karşıtlığını akla getirir. Sualtı kayalıklarını, soyut yelkenlileri, uzay çağının piramitlerini akla getiren bu formlar, görkemlerine karşın temellerindeki nazik denge nedeniyle insanı düşündürürler ve tedirgin ederler. Birbirine yakın ve paralel çizgilerin tüm resim sathında, bozulmuş bir karolaj, bir abaküs veya bir okyanusya yıldız haritasını çağrıştırabilecek, küçük üçgen ve dörtgen benekleri ile kıpır kıpır olan yapıtlar... Ressamın bir dönem resmettiği satranç oynayanları ile de akrabalıkları olduğu söylenebilecek bu yapıtlarda, sanatçı, kurallarını kendi koyduğu ve kazananın belli olmadığı bir "sonsuz taş oyunu"nu zaman veya kader ile oynar gibidir." İnsanın ilk yarattığı soyut sanattır. Soyut sanat, kavramların önsezisidir. İlkel toplumlarda soyut sanatı doğuran nedenlerle, uygar toplumlarda soyut sanatı doğuran nedenler farklıdır. İlkel toplumlar evren hakkında bilgisizliklerinden ötürü soyut sanata gitmişlerdir. Uygar toplumlar ve uygar insanlar bilim, düşünce ve uygarlığın gelişmesi ile evren hakkında yeterince bilgi sahibi olmaları nedeniyle soyut sanatı kavrarlar. Doğada sanat yapıtı yoktur. Sanat yapıtlarını insan düşüncesi ortaya koyar. Soyut sanat, sanatta bir devrim ise bu devrim dünya hakkında yeni bir tasarımdan oluşur. Salt biçimi temsil eden görüntüye ulaşma farklı yollardan olabilir. Doğadan (organik), doğa biçimlerinden hareket ederek bu biçimsel varlığa gidilebileceği gibi, salt düşünceden hareket ederek (inorganik) kurgusal yoldan da biçime varılabilir. Her iki kolda (da) soyutluk söz konusudur. Resim soyut düzeni gösteriyorsa hangi yöntemle meydana gelirse gelsin, soyut bir yapıt ortaya çıkmıştır. Yeni biçim vermeye dayalı resim, tümüyle özgünleşmiş ve yeni biçim vermeyle olur. Yani salt renk düzeyi üzerinde düzeysellikle resim sanatı yapma yolunda biçim verme, bir eylem olur. Böyle bir yasal yapıya dayanan sanat yapıtı aynı zamanda salt resim öğelerinden meydana gelmiş bir düzendir. Bu yapıt gereken leke ve espaslarla boyut kazanır. Başağa, "Ben konuşarak değil, düşünerek üreten bir kişiyim." demekte. Yukarıdaki alıntılardan da anlaşılabileceği gibi, sanat yaşamı süresince yapıtları dışında çok az konuşan bir kimlik ve konuştuğunda da kısa ve öz konuşması, iki üç kelimelik cümle kurguları dikkati çekmektedir. Bu sözdizimi resimlerinin dili ile de paralellikler akla getirmekte; sanatçının dolaysız ve dolambaçsız anlatım öğelerini her iki ortamda da yeğlediği anlaşılmakta. Yoğunlaşarak kristalleştirilen düşünce; net, duru ve öz biçem ve kurgu ile gerçekleştirilen yapıtları aracılığıyla "başka"larına sanatçının kimliğinin de bir aynası olarak sunulmaktadır. Ferruh Başağa 1914 İstanbul'da doğdu. 1922-1935 Yugoslavya'da orta ve teknik öğrenimini (elektromekanik) tamamladı. 1936 İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü'ne girdi. Nazmi Ziya, Zeki Kocamemi ve Leopold Levy'nin atölyelerinde çalıştı. 1940 Müstakil Ressamlar Derneği'nin üyeliğine alındı. 1941 Yeniler Grubu'na katıldı. 1945 İlk kişisel sergisini açtı. 1945 Halk Partisi gezilerine katıldı. 1947 İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü'nü bitirdi. 1947-1950 Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü'nde memur olarak çalıştı. 1950 Kurucusu olarak Ressamlar ve Heykeltraşlar Derneği'ne üye oldu. 1950-1971 Çalışmalarını serbest ressam olarak sürdürdü; özel vitray ve mozaik atölyeleri kurdu. 1956 TBMM yurt gezilerine katıldı. 1971 Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Vitray ve Mozaik atölyelerini kurmak üzere öğretim görevlisi olarak görevlendirildi. 1980 Plastik Sanatlar Derneği'ne üye oldu. 1981 Emekliye ayrıldı. Ferruh Başağa, yurtiçi ve yurtdışında 100'ün üzerinde kişisel ve karma sergide yer aldı, birçok uluslararası yarışmaya katıldı ve çeşitli yarışmalarda jüri üyeliği yaptı. Ödüller 1939 Halk Evi Yarışması Birincilik Ödülü ve İkincilik Ödülü 1949 Devlet Resim ve Heykel Sergisi Ahmet Çanakçılı Birincilik Ödülü 1956 Heybeliada Deniz Harp Okulu Mozaik Yarışması Birincilik Ödülü 1965 Ankara İş Bankası Genel Müdürlük Vitray Yarışması Birincilik Ödülü 1969 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Atatürk Anıtı Mansiyonu 1970 Türk Ressamlar Derneği Kuruluş Kutlaması Ödülü 1973 Yarımca Şenliği Resim Yarışması Birincilik Ödülü 1977 Mostar Üniversitesi Ödülü 1985 Sedat Simavi Vakfı Plastik Sanatlar Ödülü 1991 Mimar Sinan Üniversitesi Onur Ödülü 1991 Plastik Sanatlar Derneği Onur Ödülü 1998 8. Sanat Fuarı Artist 98 Onur Ödülü 1999 Ressamlar Derneği Kurucu Üyesi Onur Ödülü 1999 Turkcell Resim Yarışması Onur Ödülü 1999 Türkiye GESAM Saygı ve Onur Ödülü 2005 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülü --------------Tualimforum İmzam-------------- TUALİM Tualimforum kurallarını okuyunuz Lütfen. Forum kullanımı hakkında bilgi için TIKLAYINIZ%TIKLAYINIZ. Soru ve sorunlarınızı BURADAN bize yazabilirsiniz. Kurallara uymayan kişilerin tualimforum'a girişleri yasaklanacaktır. Lütfen imzanıza site adı, link içeren resimler koymayınız sorgusuz silinecektir. |
![]() | ![]() |
![]() |
Tags |
basaga, eserleri, ferruh, hayati |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Ferruh İsminin Anlamı ve Açıklaması - Ferruh Adının Anlamı ve Açıklaması - Ferruh İsm | Kartal | Erkek Bebek İsimleri ( Erkek Bebek Adları ) | 0 | 02.12.12 15:59 |
Adanalı Dizisi Ferruh Resimleri (Rüzgar Aksoy) | Okyanus | Ünlülerin Resimleri | 1 | 13.04.09 05:16 |
Ferruh Başağa Resimleri | Renklerin Dansı | Türk Ressamların Resimleri | 3 | 24.12.08 17:03 |
Cem Yalın Hayatı Eserleri | Renklerin Dansı | Türk Ressamların Biyografileri ve Eserleri | 0 | 18.12.08 23:38 |
Gerrit Dou Hayatı Eserleri | SERDEM | Yabancı Ressamların Biyografileri ve Eserleri | 2 | 20.07.08 03:40 |