Erol Akyavaş (1932 - 1999) 1950 yıllarında katıldığı Batı sanat ortamında genç yaşında başarıya ulaşmıştır. Gününün tavrına uygun serbest, lekeci kompozisyonlarla iç dünyanın bilinmezlerine yönelen resimlerinde giderek kendi öz gelenekleri, Doğu estetiği yüzeye çıkmaya başlamıştır. 1970'lerde Akyavaş İslam duyarlılığını daha çok benimseyerek Türk resmi içinde iddialı bir kimlik ve gelenek sorununa odaklanmıştır. Zamanla Işık ve renkte yoğunlaşan resimleriyle Akyavaş, sanata tekrar kutsal olanla anlamlandırmaya çalışan ve İslam anlayışına çağdaş bir ifade getirebilien ender sanatçılardandır. Erol Akyavaş, kırk yılı aşkın sanat yaşamı boyunca, son derece serbest bir dille resmin bir çok farklı ifade biçimini denemiştir. Erken yıllarında leke ve kaligrafik imgelere, soyut biçimlere ilgi duyan sanatçı; daha sonraları figürü ve mimari öğeleri yoğunlukla kullanmış, ancak düzenlemelerdeki irrasyonel yanyana gelişlerle sürrealizme yakınlaşmıştır. Leke, işaret, yazı, figür ve soyut biçimleri bir arada kullanarak kendine özgü bir kompozisyon anlayışı sergileyen Akyavaş'ın resmi, son yıllarda giderek imgelerden arınmış, renk ve ışığa yönelmiştir. Alıntıdır.