Anadolu Selçuklularda Toplumsal ve Ekonomik Yaşam Toplumsal Yaşam
Türklerin 11. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya gelmesi ile birlikte Anadolu’nun nüfus yapısı tamamen değişti. Türklerden önce Anadolu, çoğunlukla Hıristiyan Ermeni ve Rum nüfustan oluşurdu. Ancak Anadolu Selçuklu Devleti ve beylikler döneminde Anadolu’daki Müslüman Türk nüfusunun çoğunluğa ulaştı. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde halkı önce yerleşikler ve göçebeler diye ikiye ayırabiliriz. Yerleşik nüfusun çoğu köylerde ve bir kısmı kentlerde yaşardı. Kentlerde Türklerin sayısı Ermeni ve Rumlara oranla daha azdı ve kentte yaşayanlar çoğunlukla zanaat ve ticaret ile uğraşırdı. Devlet memurluğu, medrese hocalığı gibi işlerde çalışan insanlar da vardı. Şehirlerde yaşayan Müslüman esnaflar “Ahilik” adı verilen özel meslek örgütleri kurarlardı. ( Ayrıntılı bilgi için yandaki kutuya bakınız ) Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuruluşundan sonra kentlerdeki toplumsal ve ekonomik yaşamın canlandığını görüyoruz. Zamanla kentlerdeki Türk ve Müslüman nüfusu arttı. Köylüler tarım yoluyla geçimlerini sağlarken, göçebeler için başlıca geçim kaynağı hayvancılık idi. Köylüler ve göçebeler yetiştirdikleri ürünleri şehir pazarlarına getirip satarlardı. Çiftçiler, sebze ve meyve gibi tarım ürünleri satarken, göçebeler daha çok et ve süt ürünleri, yün deri gibi şeyler satarlardı. Unutmayalım ki Anadolu’da yaşayan göçebe Türklere “Türkmen” adı veriyoruz. Ekonomik Yaşam Arkadaşlar, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurulmasından sonra ve özellikle III. Haçlı Seferinden sonraki dönemde (yani I. Gıyaseddin Keyhüsrev ve onun oğulları I. İzzeddin Keykavus ve I. Alaeddin Keykubad dönemlerinde) Anadolu’da savaş ortamı sona erdi, huzur ve güven ortamı sağlandı. Tarım üretimi arttı. Dokumacılık ve dericilik çok gelişti. Devlet bu ürünleri dışarıya satarak gelir sağlamaya başladı. Ayrıca dışarıdan da mallar geliyordu. Kısacası bu dönemde iç ve dış ticaret çok ama pek çok canlanmıştı. Anadolu Selçuklu Devleti sultanları askeri fetihlerini bu ticareti daha da geliştirecek şekilde yaptılar. Nitekim, Karadeniz kıyısındaki Sinop ve Samsun limanları ve Akdeniz kıyısındaki Antalya ve Alanya limanları ticari özelliklerinden dolayı fethedildiler. Resimler : Kayseri'deki "Sultan Hanı". Anadolu Selçukluları zamanında yaptırılan bu kervansarayın hem çizimini hem de bugünkü halini gösteren bir fotoğrafını görüyorsunuz. Anadolu'nun bir çok yerinde Anadolu Selçuklularından kalma kervansaraylar vardır. Kıyıdaki kentler dışında Konya, Kayseri, Sivas, Amasya, Tokat, Erzincan ve Erzurum gibi şehirler önemli ticaret merkezleriydi. Buralarda ticaret hanları ve dükkanlar vardı, büyük pazarlar kurulurdu. Kervan ticareti çok önemliydi. Anadolu Selçuklu Devleti sultanları kervan ticaretini geliştirmek ve desteklemek için şehirlerde hanlar ve önemli yollar üzerinde büyük ve görkemli kervansaraylar inşa ettiler. Bu yollardan geçen Müslüman ve Hıristiyan tüccarların canları ve malları devlet tarafından korunurdu. Her tüccar bu kervansaraylarda konaklar ve ihtiyaçlarını giderirdi. En çok ticaret yapılan ülkeler Bizans, İran, Venedik, Ceneviz ve Arap ülkeleriydi. Çeşitli tarım ürünleri ile birlikte, yün, tiftik, ipek, halı, kilim ve deri satılırdı. Ayrıca koyun, sığır, at gibi hayvanlar ve şap, tuz, demir, bakır ve gümüş gibi maddeler alınır ve satılırdı. Yukarıdaki resimlerde bu dönemde yapılmış kervansaraylardan örnekler görüyorsunuz. Yine bu dönemde Anadolu’dan geçen büyük ticaret yolları için aşağıda Haritaya bakınız. Harita : Anadolu Selçuklu Devleti zamanındaki belli başlı ticaret yollarını görüyorsunuz. Haritada görüldüğü gibi, Antalya ve Alanya hem doğudan hem de kuzeyden gelen kervan yollarının sona erdiği son derece önemli liman kentleriydiler. I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in Antalya'yı, I. Alaeddin Keyhüsrev'in ise Alanya'yı ekonomik avantajlarından ötürü fethettikleri bu haritaya bakarak daha iyi anlaşılıyor. |