![]() |
|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Tarih Tarih dersi ödevleri,Tarih ödevleri... |
![]() | ||
![]() ![]() |
| LinkBack | Seçenekler |
![]() | #1 (permalink) | ||
![]() ![]() TÜRK BAYRAĞI'NIN TARİHÇESİ Türk Bayrağı'nın 1. Kosova Savaşı (28.07.1389) sırasında savaşta ölen Türk askerlerin kanının bir çukurda toplanması sonucunda; ay ve yıldızın yan yana gelmesi ile oluştuğu söylenmektedir. Yapılan tüm varsayımlar arasında, 1. Kosova Savaşı'nın sebep olması en büyük ihtimallerden biridir çünkü 28.07.1389 akşamında gökyüzünde Jüpiter ve Ay yan yana gelmiştir. Türklerin ilk kullandıkları bayrağın rengi ve şekli hakkında kesin bir malumat yoktur. Ancak Orta Asya tarihi hakkındaki bilgilere dayanarak İslamiyet’ten önceki Türklerde Tuğ adı verilen bayrak veya sembollerin kullanıldığı bir gerçektir. Siyahtan kırmızıya kadar; mavi, sarı, yeşil, beyaz gibi çeşitli renklerde semboller kullanmış olan eski Türkler, bir mızrağın ucuna bağladıkları, umumiyetle ipekten yapılmış bu alametlere batrak, badruk, bayrak gibi isimler verdiler. Dokuzuncu asırdan itibaren kitleler halinde Müslümanlığı kabul eden Türkler de çeşitli bayraklar kullandılar. Bu bayraktaki en büyük özellik, İslami motif ve unsurların ön plana geçmesiyle birlikte, milli motif ve sembollere de yer verilmesi idi. İlk Müslüman Türk devletlerinden olan Gazneliler’in bayraklarında, yeşil zemin üzerinde beyaz hilal ve kuş resimleri vardı. Karahanlılar’ın bayraklarında al renk üzerinde dokuz tuğ resmi bulunuyordu. Diğer Müslüman Türk devletleri de çeşitli renk ve şekilde bayraklar kullandılar. Büyük Selçuklu Devleti'nin ilk yıllarında mavi zemin üstüne beyaz çift kartal sembolü ve siyah çizgili gerilmiş yay ve ok resimleri varken, daha sonra siyah renkli bayrak kullandılar. Bu bayrak Anadolu Selçukluları tarafından da benimsenmişti. Selçuklularda hanedan rengi olarak kabul edilen al renkli bayraklar da vardı. Haçlı seferlerine göğüs geren Selahaddîn-I Eyyübi'nin bayrağı san renkli olup, üzerinde hilal bulunuyordu. Bu şekil hem bu devletin bayrağı, hem de Avrupalılar tarafından İslamiyet’in sembolü olarak kabul edilmiştir. Osmanlılar zamanında da çeşitli renk ve şekillerde bayraklar kullanıldı. Osmanlılarda bayrak; padişahı, dolayısıyla devleti temsil ederdi. Zira padişah, devleti temsil etmekteydi. Padişah bayrak ve sancaklarını, Emir-i Âlem denilen pasa ile bunun maiyetindeki saltanat sancaklarıyla mehterhane takımını ihtiva eden bölükler taşırdı. Ayrıca her ocağın, her birliğin hatta her ortanın (taburun) ayrı sancağı vardı. Sancaklar da çeşitli renklerde kullanılmıştır. Yeşil ve kırmızı renklerin hakim olduğu bayrak ve sancaklarda, Osmanoğullarının hanedan rengi kırmızı daha doğrusu al idi. Al renk, doğrudan doğruya Osmanoğullarını işaret ederdi. Sultanlar yani padişah kızları bile beyaz renkte değil al renkte gelinlik giyerlerdi. Padişahın yorganı, çarşafı, yastığı al renkteydi. Al renk esasında Selçuklularda da hanedan rengi olarak kabul ediliyordu. Osmanoğulları, Selçukoğullarının meşru varisleri olarak bu rengi devralmışlardır. Bu husus al renge tamamen bir milli karakter vermiştir ki, bugün de devam etmektedir. Selçuklularda bu rengi selefleri olan Karahanlılardan almışlardı. Kırmızıyı süsleyen ayin menşei ise destanlar dönemine kadar dayanır. Yıldız ise daha sonraki devirlerde konulmuştur. Osmanlıların ilk bayrağı, Anadolu Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Mes'üd tarafından Osman Bey'e gönderilen hediyeler arasındaki beyaz renkli bayrak idi. On dördüncü asırdan itibaren çeşitli renk ve şekilde bayraklar kullanıldı. Kamüs-ül-a'lam'da bildirildiğine göre, Osmanlı sancağının rengini ve (bugünkü ayyildızlı Türk bayrağının) seklini tayin eden, sultan birinci Murad ve Yıldırım Bayezîd devirlerinde yaşayan Tîmürtas Paşa’dır. Bu asırda Osmanlı donanmasında ve azap kıtalarında kırmızı; yeniçeri kıt'alarında beyaz bayraklar kullanıldığı, Fatih Sultan Mehmet'in muasırı olan tarihçi Türsün Bey'in ifadelerinden anlaşılmaktadır. On beşinci asırda Osmanlıların kırmızı bayraklar kullandıkları, Asıkpasazade'nin Alaşehir’de dokunan bir nevi al kumaştan bayrak ve hil'at yapıldığı hakkındaki kaydında yer almaktadır. Muhtelif kaynakların incelenmesinden anlaşıldığına göre, Osmanlılar kuruluştan İtibaren diğer İslam ve Türk devletlerinde olduğu gibi, çeşitli bayraklar kullandılar. On beşinci asırda padişaha ait sancaklardan başka çeşitli askeri birliklere ve büyük devlet adamlarına, beylerbeyi, sancakbeyi, donanma kumandanı ve reisleriyle azap ocaklarına ve ticaret gemilerine mahsus türlü renklerde bayrak ve sancaklar vardı. Bu bayrakların ve sancakların üzerinde muhtelif sekil ve yazılar bulunurdu. Yeniçeri ocağının muhtelif ortalarının (tabur) kendileri ne mahsus nişanları vardı. Kışlaların kapılarına asılan ortaların bayraklarına bu alametler nakşedilirdi. Bu asırda yeniçerilere ak, sipahilere kırmızı, silahdar bölüğüne san, orta ve aşağı bölüklere alaca renkli olarak verilen bayraklar bu birliklere verilen sancak mahiyetinde idi. Çünkü Osman Gazi'den İtibaren Kanuni Devri de dahil olmak üzere padişahlara mahsus olan bayrak beyaz renkli idi. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran ve Mısır seferlerinde, otağının önüne hakimiyet alameti olan beyaz ve kırmızı renkli bayraklar dikilmişti. Ayrıca Yavuz Sultan Selim zamanında, bugün Topkapı Sarayı mukaddes emanetler dairesinde bulunan, Peygamber Efendimize ait olan Sancak-ı Şerif Osmanlılara geçti. Asırlardır muhafaza edilen Sancak-i Şerif kılıf içinde bulundurulur, asla açılmazdı. Sefer-i hümayunlarda padişahlar beraberlerinde götürürlerdi. Halifelik alametlerinden biri olan Sancak-ı Şerif, devleti son derece tehdit eden hallerde ve isyanlarda padişahîn emriyle çıkarılır, millet, asilere karşı Sancak-ı Şerif’in altında toplanmaya çağrılırdı. Bu suretle millet birlik içinde hareket ederek isyanı bastırırdı. Yavuz Sultan Selim zamanında Çaldıran seferinde ilk defa olarak kullanılan yeşil renkli bayrak, bu devirden sonra da hemen her zaman sık sık kullanılmıştır. Osmanlılar; hilafete de sahip olduklarını göstermek için kullandıkları yeşil renkli sancak, Barbaros Hayreddîn Pasa ve Utul Ali Reis'in donanmalarında da kullanıldı Sultan I. Mahmut devrinde donanma bayrağı olarak kabul edildi. Kanuni Sultan Süleyman devrinde de beyaz, alaca, kırmızı ve san bayraklara siyah ve yeşil renkliler ilave edildi. Doğrudan doğruya padişahın hassa kuvvetini teşkil eden kapıkulu ocaklarının taşıdıkları bayraklar, umumiyetle saltanat sancakları sayılırdı. Macaristan seferine çıkan ve orduya kumandan tayin edilen Sadrazam İbrahim Paşa’ya; beyaz, yeşil ve sarı renkte üç sancakla iki kırmızı, iki de alaca bayrak verilmesi bu hususu ispat etmektedir. Topraklı süvarinin yukarısı yeşil, aşağısı kırmızı renkte olmak üzere iki renkli bayrağı vardı. Osmanlı ordusunda olduğu gibi, donanmasında da türlü renk ve şekillerde bayraklar kullanıldı. On besinci asırda genellikle kırmızı renkli bayraklar kullanıldığı halde on altıncı asırda kumandana mahsus bayrağın yeşil, derya beylerinin ise beyaz, kırmızı, sarı, sarı kırmızı, ufki çizgili alaca bayraklar kullandıkları görülmektedir. Bu asırda ticaret gemilerinin beyaz bayraklar taşıdıkları da bazı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Daha sonraki asırlarda da kaptan paşalara mahsus olan bayrak yeşil idi. Gemi sancaklarında en ziyade kırmızı renk kullanılmakla beraber, yeşil bayraklar da kullanılmıştır. Bunların kimlere ait olduğu üzerlerindeki şekillerden anlaşılırdı. Sultan I. Mahmut devrinden sonra donanmada daha çok yeşil sancaklar kullanılmaya başlandı. Kalyonların *** sancakları yeşil olduğu gibi, amirallere mahsus forslar da yeşil zemin üzerinde Zülfikar ve hilal şekillerini ihtiva ederdi. Sultan III. Selim zamanında ordu ve donanmada yapılan yeni düzenlemeler esnasında bayraklar üzerindeki hilal şekline, sekiz köseli yıldız ilave edildi. Bayrak meselesinin belirli esaslara bağlandığı bu devirde, büyük gemilerin muhtelif direklerine çekilecek bayraklar tespit edildi. Padişaha mahsus gemiye (taht gemisi) çekilecek kırmızı sancağın üstünde Sultan III. Selim’in tuğrası vardı. Ticaret gemilerinin taşıdığı bayrakların renk ve şekillerinin tespit edildiği bu dönemde, Cezayir Beylerbeyi’nin, üst köşesinde beyaz renkte sarıklı bir insan başı bulunan kırmızı bayrağı vardı. Bu dönemde kumandan forsları yeşil olup, beylerbeyliğe ait ticaret gemilerinin bayrağı; yeşil, beyaz, kırmızı üç ufki parçadan meydana gelmişti. Tunus ve Cezayir ticaret gemileri ortası yeşil olmak üzere iki mavi, iki kırmızı, beş ufki parçadan meydana gelen bayraklar taşıyordu, Trablus Beylerbeyi ile İstanbul limanına mahsus sancak, üç hilalli olup yeşildi. Sultan III. Selim devrinde kurulan Nizam-i Cedîd Ordusu kıta’ları için ortasına sarı sırma ile bir hilal yahut ortadaki hilalden başka dört kösesine de hilaller islenmiş kırmızı veya fes rengi bayraklar kullanıldı. Sultan II. Mahmut zamanında da bayrak şekilleri hemen hemen aynı devam etti. Ancak bu devirde kalelere ve hükümet binalarına ayyıldızlı al sancak çekildiği görülmektedir. Yeniçeri ocağının kaldırılması üzerine bunlara ait hususi bayrakların kullanılmasına son verildi. Yeniçeriler arasında çok yayılmış olan yeniçeriliği ve Bektaşiliği hatırlatan bir takım kelimelerle birlikte bayrak kelimesinin kullanılması da yasak edildi. Bunun yerine sancak kelimesinin kullanılması için her tarafa emirler verildi. Yeniçerilerin son zamanlarında genellikle kırmızı renkte, üzerinde beyaz bir pençe, bir Zülfikar ve bir daire sekli bulunan çatal uçlu bayraktar kullanıldı. Sultan II. Mahmut tarafından kurulan Asakır-i Mansüre-i Muhammediyye'ye mahsus olarak üzerinde kelime-i şahadet veya fetih ayetleri bulunan siyah bayraklar yapıldı. Siyah rengin tercihi Peygamber Efendimizin Ukab adli meşhur siyah sancağının rengini taklit etmek maksadıyladır. İkinci meşrutiyetin ilanına kadar orduda üzerinde ayetler yazılı ve hükümdarların ortası tuğralı armalarını taşıyan sırma saçaklı çeşitli alay sancaktan kullanıldı ve ondan sonra da bu adet devam etti. Bu sancakların rengi umumiyetle kırmızı idi. Kırmızı zemin üzerine hilal ve yıldız bulunan bayrak, Osmanlılarda İlk defa 1793'de devletin resmi bayrağı olarak kabul edildi. Ancak bu bayraktaki yıldız, sekiz köseli idi. Bu bayrak Osmanlı Devleti'nin resmi ve umumi sembolü olarak kullanıldı. Sultan I. Abdülmecit zamanında 1842'de yıldızın beş köseli olması kararlaştırıldı ve Osmanlı bayrağının şekli kesinleşti. Bu devirde padişaha ait tuğralı sancaktan başka hükümdarın gemileri ziyaretinde kullanılan, ortasında güneş ve dört kösesinde de şualar bulunan bir sancak daha vardı. Kaptan paşaya mahsus sancakta; bir hilal ile sekiz köseli yıldız mevcuttu. Osmanlı hâkimiyetinde bulunan, Tunus, Eflak, Boğdan beyleri ile Sırp prensliğinin özet bayraklarında; Osmanlı bayrağının kırmızı rengiyle birlikte mavi, beyaz, san gibi mahalli renkler de kullanılırdı. Tunus beyinin sancağının, ortasında kırmızı zemin üzerindeki bir beyaz daire içinde kırmızı hilal ve yıldız sekli mevcuttu. Sırp, Eflak ve Boğdan beylerbeyleriyle Sisam adasına ait hususi bayrakların üst köselerinde, Osmanlı hâkimiyetinin sembolü olmak üzere, kırmızı zemin üzerinde beyaz üç yıldız bulunan sarı, Eflak bayrağı İle mavi Boğdan bayrağında, birincisinde çifte kartal, ikincisinde de bir öküz başı mevcuttu. Sultan Abdülaziz zamanından başlayarak, padişahlara mahsus kırmızı renkli bayrakların ortasındaki tuğraların beyaz renkte sekiz suali bir güneş içinde alınması adet oldu. Sonradan bu bayrağın rengi vişneçürüğü olarak değiştirildi ve saltanat sancağı kabul edilen bu bayrak, saltanatın kaldırılmasına kadar devam etti. Sultan II. Abdülhamit zamanında Cuma namazı münasebetiyle yapılan selamlık resminde hilafete mahsus bir bayrak kullanılırdı. Bu, kırmızı atlas zemin üzerine etrafı beyaz ile işlenmiş dört köşe bir çerçeve içinde; bir tarafında Fetih süresi, diğer tarafta ise güneş resmi bulunan sırma saçaklı ve ucu hilalli bir sancaktı. 1922'de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından saltanatın kaldırılması üzerine halifeye mahsus olarak, yeşil zemin ortasında sekiz suali beyaz bir güneş içindeki saltanata mahsus bayrak kaldırıldı ve kırmızı zeminde beyaz ay yıldızı ihtiva eden sancak kabul edildi. Cumhuriyet idaresinin kurulmasından ve halifeliğin kaldırılmasından sonra 25 Teşrin-i Evvel 1925'de bir sancak talimatnamesi çıkarılarak, harp ve ticaret gemileri hakkında muayyen esaslar kabul olundu. 29 Mayıs 1936 tarih ve 2994 sayılı Kanunla Türk Bayrağı’nın şekli ve ölçüleri kesin bir şekilde tespit edildi. 28 Temmuz 1937 tarih ve 2/7175 sayılı Kararnameye ilişik 45 maddelik bir tüzük ( Türk Bayrağı Nizamnamesi ) ile de Türk Bayrağı'nın kullanılışı kural altına alındı. ![]() | |||
![]() | ![]() |
![]() | #2 (permalink) |
![]() ![]() Türk Bayrağı Yapımı Türk bayrağı ebatlarına göre baskısı ay ve yıldız çizimi yapılmaktadır..Buna göre Türk bayrakları en küçük ebatlarından 200x300 CM ebadına kadar baskılı yani "fabrikasyon" dediğimiz baskı tekniği ile üretim yapılmaktadır.Fabrikasyon baskılı Türk bayraklarında metraj baskı yapılır. Rulo olarak baskısı yapıldıktan sonra toplara sargısı yapılır ve konfeksiyon atölyelerimizde nizami ölçü ve ebatlarına göre kesimi yapılmaktadır, kesimi yapıldıktan sonra kenar dikişleri nizami bir şekilde dikilir dış mekan hava koşullarına uygun iplikler kulanılır ve daha sonra fitilleri dikişi yapılır ve son aşamada direk bayrakları için kulpları takılır sağlam bir şekilde dikimi yapıldıktan sonra kalite kontrolden tek tek geçilmekte olup ve ambalajı yapılır ve stoğa kaldırılır. Büyük ebat Türk Bayraklarında ise işlemler daha farklı bir şekilde ve daha değişik bir işçilikle yapılmaktadırlar 200x300 cm ebadına kadar olan baskılı bayraklar için yukarda yapımı ile ilgili bir bilgi verilmiş olup şimdi 200x300 cm ebedından daha büyük türk bayrakları nın yapımı ile ilgili bilgi vereceğiz.. Büyük ebat Türk bayrakları pikolu dediğimiz dikiş tekniği ile yapılmaktadırlar, bayrakların ebatlarına göre kumaşların birleştirilip zeminin dikişi ile başlanmakta olup kenar dikişleri yapıldıktan sonra ay ve yıldız çizimi yapılarak dikilen bayrak zeminin üzerine nizami bir şekilde konularak titizlikle ölçüleri alınarak üzerine çizilmiş ay yıldızı iğnelerek arka yüzüne düz beyaz kumaş parçası bayrağın arka kısmına belirtilen ebat ve ölçüde ön parçanın üzerine gelebilcek şekilde o da iğnelerek hazırlanır ve daha sonra zig zag makinalarda çizilmiş ay yıldızın çizimi üstü itina ile dikilmekte olup dikiş işi bittikten sonra makasla dikilen yerler kesilerek ay yıldızın meydana gelmesi oluşmakta kalite kontrolu yapıldıktan sonra müşteriye teslim edilecek konuma gelmektedir. Bu büyük ebat Türk bayraklarıda binalara asılmak üzere ve direklere asılmak üzere ikiye ayrılır bunların dikiş ve kolonlama sistemleri farklı olmaktadır büyük ebat Türk bayrakları raşel,paraşüt ve alpaka kumaşa olmak üzere değişik kumaşlardanda imalatı yapımı yapılmaktadır.Büyük ölçülerde ki Türk bayrakları fitillerinin içerisine geniş ve kalın kolon uygulaması yapılarak, uçlarına demir halkalar takılarak daha dayanıklı olması için sağlam dikiş ipi ile dikilir. ![]() | |
![]() | ![]() |
![]() | #3 (permalink) |
![]() ![]() Türk bayrağı Ebatları 15X22,5 cm Masa Türk Bayrağı 20x30 cm Dizili Flama yada Sopalı Kullanılır 30X45 cm Dizili Flama yada Sopalı Kullanılır 50X75 cm Mitingler yada Cama Asılarak Kullanılır 70x105 cm Mitingler yada Direkte Kullanılır 100x150 cm Direkte yada Süslemede Kullanılır 150x225 cm Direkte Kullanılır 200X300 cm Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 300x450 cm Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 400x600 cm Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 500x750 cm Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 600x900 cm Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 800x1200 cm Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 10x15 metre Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 12x18 metre Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 15x22,5 metre Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 20x30 metre Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır 30x45 metre Direkte yada Binalara Asarak Kullanılır ![]() | |
![]() | ![]() |
![]() | #4 (permalink) |
![]() ![]() Sembol ve Manası •Bir görüşe göre,Türk Bayrağındaki kırmızı renk eski Türk geleneklerine göre egemenliği anlatır. Beyaz renk güç, ululuk, adalet ve temizliği ifade etmektedir. •Başka bir görüşe göre, Türk Bayrağındaki hilal "İslamiyeti"; yıldız ise "Türklüğü" temsil eder. Kırmızı renk ise toprağa karışan "kan"ı temsil etmektedir. •Başka bir görüşe göre, Ay-yıldız Orta Asya'dan gelen "Türklüğü", kırmızı zemin ise "vatanı" temsil etmektedir. •Başka bir görüşe göre, Ay ve yıldızın savaşta dökülen Türk askerlerinin kanina yansımasıdır. •Başka bir görüşe göre, Hilal İslamiyet'i, 5 köşeli yıldız İslamiyet'in 5 şartını, kırmızı bu uğurda dökülen kanları, beyaz ise Türk'lerin doğruluğu, saflığını temsil eder. •Başka bir görüşe göre; yarım ay "yenilenme"yi, yıldız "Türklüğü" temsil etmektedir. •Başka bir görüşe göre hilal ebced hesabındaki değeri "Allah" sözcüğüyle aynı olduğu için Allah'ı simgeler; yıldız ise Muhammed yazılışının stilize edilmiş şeklidir. Bayrağın Standartları 1.Bayrağın boyu, eninin bir buçuk katıdır, 2.Ay ve yıldızın meydana getirilmesi için çizilen çemberlerin merkezleri eksen üzerinde bulunur. 3.Ay, iç ve dış çemberlerinin birbirini kesmesinden meydana gelir, 4.Ayın dış çemberinin çapı, Bayrak eninin yarısına eşittir, merkezi,uçkurluğun iç kenarından Bayrak eninin yarısına eşit uzaklıktadır, 5.Ayın iç çemberinin çapı, Bayrak eninin onda dördüne eşittir, merkezi, dış çember merkezinden uçuş yönüne doğru Bayrak eninin 0.0625 katı uzaklıktadır, 6.Ayın ağzı uçuş yönüne bakar, 7.Yıldız, çapı Bayrak eninin dörtte birine eşit olan ve beş eşit parçaya bölündüğü farz edilen bir çemberin bölüşme noktaları birer atlanarak meydana getirilir. Yasada, yıldızın uçlarından biri, Bayrak ekseniyle ayın iki ucundan geçtiği farz edilen çizginin kesiştikleri noktada çizilmiştir. Bu nokta ile iç çemberin uzaklığı için yasada verilen rakam, eğer yasadaki şekil doğru ise, yanlıştır. Ancak, yasadaki şekle uygun Bayrak çizmek için bu rakamın verilmesi de gereksizdir. Kanuna göre, Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara kürsülere, örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez. Hiçbir siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanılamaz. Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atılamaz, gerekli özen gösterilmeden kullanılmaz. ![]() Kültürel Etkisi Türkiye bayrağı pek çok ülkenin bayrağınada öncül oluşturmuştur.Bunlardan birkaçı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti , Cezayir , Tunus ve Pakistan ile Endonezyada bulunan Aceh bölgesi ve Çinde bulunan Doğu Türkistan Bölgesi ile Naruziye bayrağıdır. Doğu Türkistan ya da Uygur Çin Halk Cumhuriyeti'nin de bayrağı Türkiye bayrağından esinlenmiştir. Türkiye bayrağı ile arasındaki tek fark fon rengidir. Bu fark Aceh bayrağında süsleme olarak bilinir. Gerçek Türkiye bayrağının solunda beyaz ve dikey bir şerit uzanır. Bu renk, Aceh bayrağındaki yatay siyah süslemelerde kenardır ve Aceh bayrağının süslemesi kuzeye ve güneye paralel uzanır. | |
![]() | ![]() |
![]() | #5 (permalink) |
![]() ![]() Türk bayrağı Kanunu Kanun Numarası : 2893 Kabul Tarihi : 22/9/1983 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 24/9/1983 Sayı : 18171 Yayımlandığı Düstur : Tertip: 5 Cilt: 22 Sayfa : 599 AMAÇ Madde 1 - Bu Kanunun amacı Türk Bayrağının şekli, yapımı ve korunması ile ilgili esas ve usulleri belirlemektir. BAYRAK ŞEKLİ YAPIMI Madde 2 - Türk Bayrağı, bu Kanuna ekli cetvelde gösterilen şekil ve oranlar- da olmak kaydıyla beyaz ay - yıldızlı albayraktır. Bayrak ile özel bayrakların (sembolik bayrak, özel işaret, flama, flandra ve fors) standartları, hangi kumaş ve maddelerden yapılacağı tüzükte gösterilir. Bayrağın Çekilmesi ve İndirilmesi BAYRAK ÇEKİLMESİ VE İNDİRİLMESİ Madde 3 - Bayrak, kamu kurum ve kuruluşlarıyla yurt dışı temsilciliklerine ve kamu kuruluşlarıyla gerçek ve tüzelkişilerin deniz vasıtalarına çekilir. Yurt içinde ve yurt dışında yetkililerin araçlarına takılır. Bayrak çekilirken ve indirilirken tören yapılır. Bayrak törenlerinin gereken biçimde yapılmasından o mahaldeki yetkili amirler sorumludur. (Değişik:14/7/1999-4409/1 md.) Kamu kurum ve kuruluşlarında Türk Bayrağı sürekli çekili kalır. (Değişik: 14/7/1999-4409/1 md.) Bayrağın; nerelerde daimi olarak çekilmeye- ceği, hangi kapalı yerlere konulacağı, nerelere fon olarak takılacağı veya ası- lacağı, kamu kurum ve kuruluşlarından başka yerlerde ne zaman ve nasıl çekile- ceği, Türk Silahlı Kuvvetleri yüzer birliklerinde ve Türk Bandıralı ticaret gemilerinde Bayrak çekme ve indirme zamanları ile Bayrak çekilirken ve indi- rilirken yapılacak törene ilişkin hususlar, tüzükte gösterilir. BAYRAĞIN YARIYA ÇEKİLEN DURUMLAR Madde 4 - Türk Bayrağı, yas alameti olarak 10 KASIM`da yarıya çekilir. Yas alameti olmak üzere Bayrağın yarıya çekileceği diğer haller ve zamanı Başbakan- lıkça ilan edilir. Bayrağın Selamlanması BAYRAĞIN SELAMLANMASI DURUMU Madde 5 - Çekilmesi ve indirilmesi esnasında veya tören geçişlerinde Bayrak, cephe alınarak selamlanır. Bayrağın örtülebileceği Yerler BAYRAĞIN ÖRTÜLEBİLECEĞİ YERLER Madde 6 - Türk Bayrağı, Cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin, şehitlerin ve tü- zükte belirlenecek asker ve sivil kişilerin cenaze törenlerinde bunların tabut- larına, açılış törenlerinde ATATÜRK heykellerine veya resmi yemin törenlerinde masalara örtülebilir. Ayrıca milli orf ve adetler göz önünde tutularak Bayrağın diğer kullanılma şekil ve yeri tüzükte gösterilir. YASAKLAR Madde 7 - Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara kürsülere, örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerle- re ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya uniforma şeklinde gi- yilemez. Hiçbir siyasi parti, teşekkül, dernek, vakıf ve tüzükte belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları dışında kalan kurum ve kuruluşun amblem, flama, sembol ve benzerlerinin ön veya arka yüzünde esas veya fon teşkil edecek şekilde kullanı- lamaz. Türk Bayrağına sözle, yazı veya hareketle veya herhangi bir şekilde hakaret edilemez, saygısızlıkta bulunulamaz. Bayrak yırtılamaz, yakılamaz, yere atıla- maz, gerekli özen gösterilmeden kullanılamaz. Bu Kanuna ve tüzüğe aykırı fiiller yetkililerce derhal önlenir ve gerekli soruşturma yapılır. CEZALAR Madde 8 - Bu Kanuna ve çıkarılacak tüzüğe aykırı olarak Bayrak yapmak, sat- mak ve kullanmak yasaktır. Bu yasağa aykırı olarak yapılan Bayraklar o mahallin yetkili amirlerince toplatılır. Bu Kanun hükümlerine aykırı davranışta bulunanlar suçları daha ağır bir ce- zayı gerektirmediği takdirde Türk Ceza Kanununun 526 ncı maddesi uyarınca ceza- landırılır. TÜZÜK Madde 9 - Bu Kanunun ilgili maddelerinde tüzükte düzenleneceği belirtilen hususlar ile kanunun uygulanmasına ilişkin diğer esaslar, bu Kanunun yayımı ta- rihinden itibaren altı ay içinde çıkarılacak tüzükte gösterilir YÜRÜLÜKTEN KALDIRILAN KANUN Madde 10 - 29 Mayıs 1936 Tarih ve 2994 Sayılı Türk Bayrağı Kanunu yürürlük- ten kaldırılmıştır. YÜRÜLÜK Madde 11 - Bu Kanun yayımı tarihinden altı ay sonra yürürlüğe girer. YÜRÜTME Madde 12 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 5994-1 Not: Ayrıca bunun yanı sıra direkte yırtık,sökük,delik,kirlenmiş ve ebata uygun olmayan Türk bayrağı 'da kullanmak kanunlar gereği yasaktır. ![]() | |
![]() | ![]() |
![]() | #6 (permalink) |
![]() ![]() Al Rengin Anlam ve Önemi Türk mitolojisinde, Türklerin renklerle ilgisi önemli bir yer tutar; mavi (gök mazisi, Türkuaz), beyaz/ak ve al/kızıl renkleri başta gelir. Al renk kırmızıdan farklıdır, kutsal, Tanrısal renktir. Kırmızı renk adı Türkçe'de 12. asırdan önce pek görülmemektedir. Kırmızı, Türkçe'ye sonradan, Sogdca'dan veya Farsça'dan geçmiştir. Oğuz/Türkmen boylarının çok eskiden beri al renkli börkler giydiği bilinmektedir. Börklerin bütününde al ya da bir diğer deyişle kızıl renk görülmekle beraber, başka renklere de tesadüf ediliyor ki, esas olan gelenek, bütün börklerde, tepe kısmının yani Tanrıya yüz tutan kısmın, Tanrısal renk saydıkları al renkten olmasıdır. Bu tarz bugün efelerin, zeybeklerin, seymenlerin v.s. folklorik başlıklarında da muhafaza edilmektedir. Al renk adı kutsallık içerdiği içindir ki, Türkler, "kırmızı bayrak" değil "al bayrak," "kırmızı kan" değil "al kan," demişlerdir. Yermek, aşağılamak anlamında "karalamak" derken, yüceltmek, övmek, kutsamak karşılığı da, "allamak" sözünü kullanırlar. Bugün dilimizde kullandığımız "allamak pullamak" sözü de aynı maksatla kullanılır. Türkler, al yahut kızıl rengi, Tanrısal renk, kutsal renk kabul ettikleri için, eski Türk inancına göre, Tek Tanrı veya Gök Tanrı'nın gökte olduğunun tasavvuru ile başlarına giydikleri börkün, Tanrıya karşı olan, yani tepe kısmında genellikle kızıl yahut al renk kullanmışlardır. Bir başka söyleyişle, başlıklarında, Tanrısal kutsallık verdikleri Kızıl rengi kullanarak Tanrıya tazimlerini bildirmiş oluyorlardı. Kızıl yahut al renk, güneşin doğmak üzere iken (şafak vakti) ve yine battıktan hemen sonra gökyüzüne yansıttığı kırmızımsı renktir. Türkler eskiden, genellikle, şafak sökerken, ve akşam vakitlerinde, gökteki, "göyün kızıllığı" dedikleri bu görüntü anında dua ederlerdi. Türkler bu şekilde dua ile, sabah vakti onu karşılıyor, akşam vakti de onu yine dua ile uğurluyorlardı. Kırmızı (al/Kızıl), mitolojik Türk kosmik anlayışında da, göğün zirvesini ve ateşi ifade eder. "Al", Türk lehçelerinde "yüksek", "yüce" ve "kudret" anlamlarına da gelir. Altay dağının adı aynı maksatla söylenmiş olup, Al=yüce-yüksek, tay=tağ/dağ demek olup Al-tay=yüce-ulu dağ, yüksek dağ anlamındadır. "Al" terkibindeki ilahi anlamlarla kutsiyet kazandırılmış olan Altay dağı, Şamanlarda, bir ruh ve tanrısal bir kutsiyetle yadedilir. Ayin ve dualarında da kutsal Altay dağına hitap edilir. Halûk Tarcan, eski Türk dili ve mitolojisini incelediği kitabında konu ile ilgili ilginç görüşler ileri sürüyor: "... güneş, gökteki ateş gibi, korkunç bir kudret ve enerjidir. Değdiği, kendisine verilen, yani al/dığı her şeyi yakar, kendi gibi alev, ateş haline getirir. Rengi al/dır, kutsal olduğu için, rengini ifade eden al kelimesi de kutsal anlamına gelir. (Prof. Dr. A. İnan) (Al/ip gökyüzüne, Tanrı'ya götürdüğü için kutsal demektir. Al-Apa, al/an=ilah, alıp Tanrı'ya eriştiren "ilah" demektir ki, alap, sonunda Alp şekline girmiştir.(125) Alp dağlarına bu adı verenler, Kamunlar adını taşıyan, İtalyan Alplerine yerleşmiş olan Ön-Türklerdir." Eski şamani inançlara göre ateş, kötü ruhları kovar, insanın kötü ruhlardan temizler. Abdulkadir İnan'ın nakline göre, VI. Yüzyılda Göktürk Kağanına, elçi olarak gelen Bizans elçileri iki ateş arasından geçirilerek, onlarla beraber gelmesi muhtemel olan kötü ruhların kovulması sağlanıyordu. Bu adet Moğol saraylarında da var. Başkurt ve Kazak Türkleri, yağlı bir paçavrayı ateşleyip hastanın etrafında, "alaslama" dedikleri, "alas, alas" diye dolaştırarak, hastaya musallat olmuş kötü ruhları kovmuş oluyorlardı. Buna Anadolu'da "Alazlama" denilmektedir. Kızıl sözü, renk anlamının yanında, aynı mitolojik anlayıştan kaynaklanarak, bildiğimiz altın anlamında da kullanılır. Azerbaycan ve Türkistan lehçelerinde, altına "kızıl" derler, sözü kullanılır. Çok eski devirlerde para yerine değer olarak kürk kullanırlardı. Türkler kürke "ten/tın/tın" derlerdi. En değerli kürkler de güneş kızıllığının (al) renginde olanlardı. Güneş kızıllığı renginde olan en değerli kürkler için de yine güneşin rengi olan "al" sözü ilaveli "al-tın" al kürk, kızıl kürk diyorlardı ki kıymetin değer birimi idi. Bugün, kıymet değeri olarak kullandığımız madene verilen altın (al-tın) adının anlamını kaynağı, anılan eski Türk anlayış ve kavrayışına dayanır. Türkistan Türklerinde, küçük bir gümüş sikke olup, genellikle sikkeye denilen, asrımızın ilk çeyreğine kadar Türkistan'da para birimi olarak kullanılan "tenge" sözü de aynı (al-kürk) "ten/tın" kökenlidir. Bugünkü Kazakistan Cumhuriyeti'nin resmi para biriminin adı da, anılan kürk adından türemiş "tenge"dir. Rusça'da para karşılığı olarak kullanılan "dengi" sözü de, Türkçe'den Rusça'ya geçmiş olan "tenge"nin Rusça söylenişidir. Türkler için tarihsel ve mitolojik büyük önem taşıyan al rengin, Türk Bayrağının da temel rengi olması hiç de şaşırtıcı değildir. Hilal Ay ve Yıldız Batı kaynaklarının bir kısmı hilalin ilk olarak Bizans kentinin bayrağında görüldüğünü, yıldızın ise Hristiyan dininin kabulünün ardından Meryem Ana'ya ithafen Konstantin tarafından şehrin bayrağına eklendiğini belitmektedir. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinin ardından 1000 yılı aşkın süredir kullanılmakta olan bu bayrağı benimsediği; aynı motifin bu tarihten itibaren de İslam dininin bir sembolü haline geldiği belirtilmektedir. Araştırmamızın ölçeğini biraz genişlettiğimizde, Türkiye'deki dağlık arazilerden Nil Vadisine kadar pek çok yerde "Ay tanrısı" tapınaklarının bulunduğu ve "Ay tanrısına" tapınmanın bir zamanlar bugün Orta Doğu olarak tanımlanan bu yörede en yaygın din olduğunun kaynaklarda ifade edildiğini görüyoruz. Ay tanrısı hilal formunda bir sembol ile temsil edilmekteydi. Bugün İslam'ın baz aldığı ay ve yıl hesaplaması da bildiğimiz gibi Ay'ın evrelerine dayanmaktadır. Bu bölgede yaşamış en önemli uygarlık Sümerlerdir. Ural-Altay dillerinin Sümer dili ile ilgisi bilimsel olarak saptanmış olup, Türkçe ve Macarca'nın sözcüklerinin benzeşmesinde %50'nin üzerinde bir orana rastlanmaktadır. Örneğin Sümer dilinde "dingir", Türkçe'de "tengri" yani "tanrı"dır. Kültürel benzeşmelerin de çokluğu Sümerlerin orjininin de Orta Asya olup, Mezopotamya'ya sonradan göçler vasıtasıyla geldiklerini işaret etmektedir. Bu bakış açısı altında, hilal, yıldız motiflerini yoğun olarak kullanmış olan Sümerlerin, bu sembolleri Orta Asya'daki köklerinden taşımış olması ihtimali kuvvetlidir. Zira, Sümerlerin dini inanışlarında, Altay Şamanizminin önemli etkisi göze çarpmaktadır. Ege adaları, Batı Anadolu ve Trakya'da arkeolojik kazılarda ele geçen sikkelerde hilal ve yıldız motifinin sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Bu durum bölgede yaşayan halkların inanışlarında bu motiflerin yer ettiğini işaret etmektedir. Milattan önce 1200 ve 100 yılları arasında Orta Asya Türk dilini konuşan Saka adı verilen halkın Avrasya'da yaşadığı da saptanmıştır. Birlikte kullanıldığı durumlarda hilal, ayı simgelerken, yıldızın güneş veya venüs'ü ifade ettiği belirtilmektedir. Tarihi ve arkeolojik çalışmalar, hilal ve yıldız sembolünün kullanımını bir tarafta Sümerlerin inanışları vasıtasıyla Orta Asya Şamanizmine ve Türklerin atalarına, diğer tarafta ise Amerika yerlilerinin şamanizmine dayandırmaktadır. Bugün Türk Bayrağında yer alan hilal ve yıldız motiflerinin binlerce yıllık bir yolculukla bugüne kadar geldiğini ve orijininin Türk'lerinde ataları olan kadim dönemlerde yaşamış uygarlıklara dayandığını görüyoruz. Sonuç olarak, tüm dünyanın bugün İslam dininin sembolleri olarak kabul ettiği hilal ve yıldızı; aslında biz Türklerin İslama bir sembol olarak kazandırdığını görüyoruz. Bayrağımızın al renginin tanrısal kutsal bir renk; üzerindeki hilal ve yıldızın da binlerce yılın gizeminden gelen astrolojik objeler olduğu kesin. Binlerce yıl bayrağında bu sembolleri taşımış böyle bir millete de elbette özgün bir görev verilmiş olmalıdır diye de düşünmemiz gerekir. | |
![]() | ![]() |
![]() | #7 (permalink) |
![]() Türk bayrağı Şiirleri BAYRAĞIM Atalarım gökten yere İndirmişler ay yıldızı, Bir buluta sarmışlar ki Rengi şafaktan kırmızı. Onun ateş kırmızısı, Ne gelincik ne de gülden, Türk oğlunun öz kanıdır, Ona bu al rengi veren. Ay yıldızı, gökyüzünün Ayla, yıldızından yüksek, Türkün ün alın yazısıdır, Türk'tür onu yükseltecek. Hasan Ali Yücel SANCAĞA Ellerde dolaşan bu siyah sancak, Göklere yükselen bir âh olmasın! Doğru mu bu kadar ye'se kapılmak, Korkarım, bu matem günah olmasın! Milletin kalbinde yer etmez keder; Asırlar değişir, seneler geçer... Ne kadar karanlık olsa geceler, Mümkün mü sonunda sabah olmasın. Dilerse, her yüzde keder görünsün, Yıldızlar yerlere düşüp sürünsün... Dilerse, her taraf ye'se burunsun; Sade senin yüzün siyah olmasın! Bir kızıl alevdin gökde bir zaman; Solardı renginden nuru güneşin. Şimdi bir dumansın, kara bir duman; Sinmiş gönüllere sanki ateşin. Ağlıyor uzaktan bakan rengine, Diyor: "Matemde mi öz vatanımız?.." Biz seni boyarız o kan rengine, Var damarımızda hâlâ kanımız! Ey güzel sancağım, solmasın yüzün, Biz henüz yaşarken ye'se bürünme! Hicrana takati yok gönlümüzün, Bu matem yüzüyle bize görünme! Ey güzel sancağım, o "ay yıldız"m, Sana tarihinden kaldı hediye, Üstünden eksilme vatanımızın, Dalgalan bu "iller benimdir!" diye. Orhan Seyfi ORHON BAYRAK Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü... kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, ışık şık dalga dalga bayrağım. senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Sana benim gözümle bakmayanın mezarını kazacağım. seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku ne keder... gölgende bana da, bana da yer ver! sabah olmasın günler doğmasın ne çıkar; yurda ay yıldızın ışığı yeter. Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü dün kızıllığında ısındık; dağlardan çöllere düşürdüğü gün gölgene sığındık. Ey şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalı; barışın güvercini, savaşın kartalı... yüksek yerlerde açan çiçeğim; senin altında doğdum, senin dibinde öleceğim. tarihim, şerefin, şiirim, her şeyim; yeryüzünde yer beğen nereye dikilmek istersen söyle, seni oraya dikeyim! Arif Nihat ASYA ![]() --------------Tualimforum İmzam-------------- Boşverdim | |
![]() | ![]() |
![]() |
Tags |
bayraginin, bayragininsembol ve manası, sembol ve manası, tarihi, turk, türk bayrağı, türk bayrağı kanunu, türk bayrağı'nın tarihi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Türk Bayrağı-Hareketli Türk Bayrağı | Güllü | Avatarlar-Gıfler-Anime-Userban-Forum İmzaları | 1 | 20.09.15 00:10 |
Facebook Türk Bayrağı Kapak Fotoğrafları - Zaman Tüneli Türk Bayrağı Kapak Fotoğrafla | Kartal | Network ve İnternet | 1 | 26.08.14 23:01 |
Türk Bayrağı Boyama - Türk Bayrağı Boyama Sayfaları | SERDEM | Boyama Kitapları-Resimleri | 0 | 25.09.12 01:57 |
Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı - Türk İslam Tarihi Video | Başak | Geçmiş Yıllarda Çıkmış Kpss Soruları | 4 | 01.03.12 17:22 |
Türk Bayrağı Avatarları | ASYA | Avatarlar-Gıfler-Anime-Userban-Forum İmzaları | 0 | 28.11.11 01:13 |