Daha gözyaşım kurumadan gözlerimde ve yıkıyorken gözyaşlarım yüzümü atılan bir tokadın deli şiddetinde düşlerimden uyandırdın yeniden. Bir bendim sanıyordum
yüreğinde, bir bendim sanıyordum gözlerinde. Daha birkaç zaman öncesinde düşlerimizde geziyorduk el ele. Düşlerimizde sabahlıyor, düşlerimizde akşamlara
kafa tutuyorduk. Şimdi uzaklarda, çok uzaklardasın. Erişebileceğim yetişebileceğim ya da gelebileceğim bir yer olsaydı gidiş yerin hemen gelir yüreğimi
alırdım ellerinden. Ben sana ağlıyordum. Ellerim kanıyor yüreğim parçalanıyor ve sana ağıtlar yakıyordum. Şimdi sana dokunan ellerimi senin için kanayan
ellerimi yangınlarda bıraktım. Yansınlar ebediyete kadar. Yüreğimi bulamıyorum, bulsam onu da bırakıp ayazlarda donduracağım bırakacağım kızıl kanlar içinde
dokunmayacağım.
Bir deli bıraktın ardında bir deli yürek götürdün yanında geri vermemek üzere. Sana yazdığım kaç yazım da bilmem kaç şiirimde çığlıklarım gökyüzünü inletti
ve sandıklar dolusu hatıralarımız şimdi dipsiz kuyularda. Sen bana, ben sana ağlıyorduk bir zaman aralığında. Değişen ne şimdi biliyor musun?
Sadece ben ağlıyorum gerçekten yok oluşuna. Kendimi artık senin yanında nereye koyacağımı bilmiyorum. Yüreksiz kalan bir bedenin yeri yok bu dünyada.
Yalnızlığım şimdi deli bir rüzgâr gibi dağ başlarında kardan buzdan deli boranlardan yana, yalnızlığım şimdi serseri bir mayın, şimdi kafa tutuyor etrafına.
Kaç gecenin çığlıklarında uyandım biliyor musun? Kaç Lacivert gecede dondum sensiz. Sayısız kaç sarı saçlı güneşe yalvardım ısıtsın beni diye ama olmadı,
geçmedi yüreğini kaybeden bedenimin üşümeleri senden sonra. Gözlerim susmuyor konuşuyor hala
ellerim ve boşluğa, yalnız karanlık boşluğa bakıyor gözlerim. Çıkmaz sokaklarda elimden tutup tam yolumu gösterecekken bana, birden yok oldun karanlıklarda.
Dar sokakların kaldırım taşlarında sabahlıyorum şimdi. Sokak lambalarına yoldaşlık ediyorum. Yorgun bitkin bedenimin üzerinden geçiyor sabah hayat telaşı
ile sokaklara dökülen insanlar. Ezip geçtikleri yüreğini kaybeden bu sefil bedeni fark etmiyorlar bile. Her üstüme basanın ayaklarına yapışıyor bedenimden
bir parça. Lime lime eksiliyorum, parça parça yok oluyorum. Kızıl kanıma gökyüzünden düşen yağmur damlaları karışıyor. Bedenimden akan kanı alıp götürüyor
her bir damla, kanımın kızıla boyadığı sokakları temizliyor. Geceden sabaha benden bir iz kalmıyor. Yok oluyorum…
Sadece sende kalan yüreğim yaşıyor…
Melekler öpsün yüreğinizden...
Sağlıcakla kalın...