tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Dini Konular > Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri Sahabeler Hakkında Bilgiler.Evliyalar Hakkında Bilgiler.İslam Alimleri Hakkında Bilgiler.Sahabelerin Hayatı.Evliyaların Hayatı.İslam Alimlerinin Hayatı


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Abdullah Bİn Amr Bİn Âs
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
685

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 22.07.08, 13:52   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: Erzurum
Mesajlar: 442
Konular: 375
Puan Grafiği
Rep Puanı:1980
Rep Gücü:0
RD:Cigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant futureCigde has a brilliant future
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 12
80 Mesajına 96 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Abdullah Bİn Amr Bİn Âs


.:..:.. ABDULLAH BİN AMR BİN ÂS ..:..:..

Abdullah bin Amr, Bedir ve Uhud harbinden başka bütün harplere katılıp, Peygamber efendimizin yanında bulundu. İlk iki harbe yaşı küçük olduğu için katılamamıştır. Katıldığı savaşlara süvâri olarak katıldı. Ayrıca harbe gidecek askerleri tâlim ile, onları savaşa hazırlamak gibi mühim vazîfelerde bulundu. Birçok harbe kumandan olarak katıldı.

Askerlere binek temin et!

Abdullah bin Amr hazretleri, kumandanlığı ile ilgili bir husûsu, kendisi şöyle anlatır:

“Resûl-i ekrem efendimiz, yanımda bulunan develere askerleri bindirerek, bir tarafa göndermemi emir buyurunca, develerin askerlere kâfi gelmeyeceğini gördüm. Peygamberimize mürâcaat ederek, ba’zı askerlerin yaya kaldıklarını söyledim. Peygamberimiz bana şöyle buyurdu:

- Zekât olarak gelen erkek develer karşılığında, dişi develer satın alarak askerlere binek temin et!

Ben de, bir erkek deve karşılığında üç dişi deve alarak, askerlerin gidecekleri yere varmalarını sağladım.”

Abdullah bin Amr hazretlerinin, Peygamber efendimizin vefâtından sonra katıldığı ve büyük kahramanlıklar gösterdiği savaşlardan biri Yermük’tür. Şam fâtihi olan babası Amr bin Âs da bu savaşta ordu kumandanlarından idi. 240.000 kişilik Bizans ordusuna karşı, 46.000 kişilik İslâm ordusu, kısa zamanda zafer kazandı.

Hz. Abdullah bin Amr bin Âs, Peygamber efendimizin yanında bulunup, bizzat işiterek çok ilim öğrenmiştir. Peygamberimizden işittiği her şeyi yazmak için izin istemiş ve aldığı müsâade üzerine pek çok hadîs-i şerîf yazmıştır.

Eshâb-ı kirâmdan en çok hadîs-i şerîf rivâyet eden Ebû Hüreyre, onun hakkında buyurmuştur ki:

- Resûlullahın hadîs-i şerîflerini, Abdullah bin Amr’dan başka benden çok ezberleyen ve rivâyet eden olmamıştır. Çünkü o, yazıyordu. Ben yazmamıştım.

Abdullah bin Amr’ın, Resûlullah efendimizden her işittiğini yazdığını gören Eshâb-ı kirâmın ileri gelenleri, ona dediler ki:

- Sen, Resûlullahtan her işittiğin şeyi yazıyorsun. Hâlbuki, Resûl aleyhisselâm ba’zan gadab, kızgınlık, ba’zan da neş’eli hâllerde iken söz söylemektedir.

Yazmaya devam et!

Bunun üzerine Hz. Abdullah, işittiklerini yazı ile kaydetmek husûsunda tereddütte kalmış ve mes’eleyi Resûl-i ekreme arzetmişti. Resûlullah efendimiz, onu dinledikten sonra buyurdular ki:

- Yazmaya devam et! Çünkü, Allahü teâlâya yemîn ederim ki, ağzımdan hak (ya’nî doğru, gerçek) olandan başka bir şey çıkmamıştır.

Hz. Abdullah Resûlullahtan işittiği bütün hadîs-i şerîfleri, Sahîfe-i Sâdıka adında bir mecmûada toplamıştır. Kendisine sorulan suâllere, bizzat Resûlullahtan işiterek yazdığı bu mecmûayı çıkarıp bakar, sonra cevap verirdi.

Hadîs-i şerîf râvîlerinden Ebû Kubeyl, Abdullah bin Amr ile ilgili şunu nakletmektedir:

“Abdullah bin Amr bin Âs’ın yanında bulunuyorduk. Kendisine, İstanbul ve Roma şehirlerinden hangisinin daha evvel fethedileceği soruldu.

İstanbul feth olunacaktır!

Hz. Abdullah, suâli dinledikten sonra, bir sandık getirtmiş ve Sahîfe-i Sâdıka’sını çıkarmış ve ona bakıp şu cevâbı vermişti:

- Bir gün, Resûlullahın etrafında oturmuş, hadîs-i şerîf yazıyorduk. Bir ara Resûl-i ekreme; “İstanbul ve Roma şehirlerinden hangisi daha evvel feth edilecek” diye soruldu. (En önce Heraklius’un şehri olan İstanbul fetholunacaktır) buyurdular.”

Abdullah bin Amr’ın ilminden en çok istifâde eden muhitlerden biri de Basra’dır. Bu şehre vâli tâyin edilenler, onun derslerine koşmayı başlıca vazîfe biliyorlardı. Naklettiği ilimlerden bütün Müslümanlar faydalanmıştır.

Arapçadan başka İbrânice ve Süryânice de bilen Abdullah bin Amr hazretleri, Resûlullah efendimizin mübârek ağızlarından işiterek topladığı hadîs-i şerîf mecmûasına, son derece titizlik gösterirdi. İmâm-ı Mücâhid diyor ki:

- Abdullah bin Amr’ın elinde bulunan kitaplarından hangisine bakmak istesek, mâni olmazdı. Fakat bu hadîs-i şerîf mecmûalarından birini okumak istediğimiz zaman, ona son derece îtinâ gösterir ve, “Ben, bunu bizzat Resûl-i ekremin mübârek ağzından işiterek topladım. Onu, bütün dünyaya değişmem” derdi.

Yedi yüz civârında hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir...

Abdullah bin Amr bin Âs hazretleri, uzun boylu, yakışıklı bir zât idi. Zühd ve takvâsı çok olup, zirâatle iştigâl eder ve geçimini bu yoldan sağlardı. Son derece cömert olup, eline geçeni dağıtır ve herkesi memnûn ederdi. 684 târihinde yetmişiki yaşlarında Şam’da vefât etti.

Hayrın en iyisi

Bir gün Hz. Abdullah’a soruldu:

- Şerrin en fenâsı ve hayrın en iyisi hangisidir?

Buyurdu ki:

- Hayrın en iyisi; doğru söz, kötülüğü düşünmeyen kalb ve itâat eden hanımdır. Şerlerin de en fenâsı; yalan söz, fenâ kalb ve itâat etmeyen hanımdır.

Hz. Abdullah şöyle bildiriyor:

Bir gün Resûl-i ekreme, “Yâ Resûlallah! Müslümanın hangisi hayırlıdır” diye sorduğum zaman buyurdular ki:

- Fakîrleri doyuran, tanıyıp-tanımadığı her Müslümana iltifât edendir.

Abdullah bin Amr hazretleri, ilme çok ehemmiyet verirdi. Buyururdu ki:

- Resûlullahtan işittim. Buyurdu ki:

“İlmin azalması, âlimlerin azalması ile olur. Câhil din adamları, kendi görüşleri ile fetvâ vererek fitne çıkarırlar, insanları doğru yoldan saptırırlar.”

Abdullah bin Amr hazretleri, gece sabaha kadar namaz kılar, gündüzleri oruç tutardı. Harâmdan son derece sakınır, hattâ mubâhların çoğunu da terkederdi. Kur’ân-ı kerîmi çok okurdu. Ba’zan gece lâmbayı söndürür, Allah korkusundan sabaha kadar ağlardı.
Çok ağlamaktan dolayı ömrünün sonuna doğru gözleri görmez olmuştu. Kendisi şöyle anlatır:

Üç gün oruç tut!

Ben, devamlı olarak, geceleri ibâdetle, gündüzleri de oruçlu olarak geçireceğimi söylemiştim. Benim bu sözlerim Resûlullah efendimize haber verilmişti. Peygamber efendimiz de bana buyurdular ki:

- Böyle diyen sen misin?

- Evet, öyle söylemiştim ya Resûlallah!

- Bunu yapamazsın. Bunun için ba’zan oruç tut, ba’zan da tutma! Hem uyu, hem de ibâdet et ve ayda üç gün oruç tut! Çünkü üzerinde bedeninin, gözlerinin, âilenin, misâfirlerin hakkı vardır. Ve muhakkak ki, ayda üç gün oruç sana yeter. Bu, bütün sene oruç tutmak gibidir. Çünkü iyi amel, on misli ile mükâfâtlanır.

- Bundan daha fazlasını yapabilirim.

- Bir gün tut, iki gün boz!

- Bundan daha fazlasını yapabilirim ya Resûlallah!

- Bir gün tut, bir gün tutma! Bu Hz. Dâvüd’ün orucudur ve en uygun oruç budur.

- Bundan daha fazlasını yapabilirim.

- Bunun fazlası yoktur.

Bundan sonra Hz. Abdullah diyor ki: Resûlullahın buyurduğu ayda üç gün orucu kabûl etmiş olsaydım, bana çoluk çocuğumdan ve bütün malımdan daha sevgili olacaktı.

Hz. Abdullah, misâfire ikrâmı çok severdi. Bununla ilgili Resûlullahtan işittiği şu hadîsi söylerdi: “Allaha ve âhıret gününe îmân eden, misâfirine ikrâm etsin! Allaha ve âhıret gününe inanan, komşusuna hürmet etsin! Allaha ve âhıret gününe îmân eden, ya hayır söylesin, yâhut sussun.”

Abdullah bin Amr hazretleri şöyle anlatır:

Birisi Resûl-i ekreme gelip cihâda gitmek için izin istedi. Resûlullah efendimiz, o kimseye buyurdu ki:

- Anan baban hayatta mı?

- Evet hayattalar yâ Resûlallah!

- Onların yanına dön ve hizmetlerinde bulun!

Çok ağlardınız

Hz. Abdullah bin Amr bin Âs’ın hikmetli sözleri çoktur. Buyurdular ki:

“Faydasız söz söylemeyiniz!”

"Müzevvirlik, ara bozuculuk ve iki dostun arasını açmak, Allahü teâlânın gadabına sebep olur. Eğer siz benim bildiğime vâkıf olsaydınız, çok ağlardınız.”

Hz. Abdullah, meşhûr Mısır fâtihi Âmr bin Âs’ın oğlu olup, 616 yılında doğmuştur. Annesi, Rayta binti Münebbih’dir. Babasından önce îmân etti. Müslüman olmadan önce adı Âs idi. Peygamber efendimiz Abdullah olarak değiştirdi. Künyesi, Ebû Abdurrahmân’dır. Abâdiledendir

Cigde isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
abdullah, amr, Âs, bİn


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Burçin Abdullah Resimleri - Burçin Abdullah Fotoğrafları - Burçin Abdullah Resim Okyanus Ünlülerin Resimleri 1 21.09.12 00:15
Arzu Abdullah Biyografisi - Arzu Abdullah Hayatı - Arzu Abdullah Kimdir? Başak Türk Edebiyatçıların Hayatı ( Biyografisi ) 0 23.04.12 10:04
Abdullah Atalar Biyografisi - Abdullah Atalar Hayatı - Abdullah Atalar Kimdir Serap Türk Bilim Adamlarının Hayatı 0 09.12.11 23:42
Abdullah bin Avn - Abdullah bin Avn Hayatı - Abdullah bin Avn Kimdir? EZEL Sahabeler - Evliyalar - İslam Alimleri 0 12.08.11 22:20
Abdullah Tercüman Biyografisi,Abdullah Tercüman Hayatı,Abdullah Tercüman Kimdir? İpek Türk Bilim Adamlarının Hayatı 0 28.06.09 16:14


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:17 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2