İnsan günahkar bir varlıktır. Her insan günah işleyebilir. Ben asla günah işlemedim diyecek kimse yoktur. Kimi insan günaha ucundan bulaşıyor, kimisi de günah içinde boğuluyor. Günaha girmemizin en büyük nedeni ise nefsimizdir. Nefsimize kanarak ister istemez günaha bulaşabiliyoruz. Ne kadar günah işlesek de unutmamamız gereken bir şey vardır. O da Allah'ın merhametidir. Allah bağışlayandır, esirgeyendir, merhamet edendir.. Bu yüzden günah işlediğimiz zaman hemen samimiyetle tövbe etmelidir. Çünkü Allah tövbeleri kabul edendir. Günah işleyen bir kimse; "Allah'ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, günahlarımı affet" "Ya Rabbi Sensin ilah, Senden başka ilah yoktur, Sübhansın, bütün noksanlıklardan münezzehsin, Yücesin. Doğrusu ben kendime zulmettim, yazık ettim. Affını ve merhametini bekliyorum Ya Rabbim!" "Rabbimiz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, muhakkak ki ziyana uğrayanlardan ve kaybedenlerden oluruz." şeklinde dualarda bulunabilir yada kendi sözleriyle de Allah'tan af dileyebilir. “Nasıl olsa tövbe ederim.” düşüncesiyle günaha dalan kimse tövbe etme fırsatı bulabilecek midir, buna ömrü yetecek midir, bir garantisi var mıdır? Veya en önemlisi, davranışları Allah’ın gazabını çektiği halde, Allah kendisine tövbeye dönüş fırsatı verecek midir? Bütün bunların da göz önünde tutulması gerekir. Tövbe, istiğfar ettikten sonra, nasıl olsa Allah affeder diyerek suç işlemeyi sürdürmemeli ki, kulluk sırrı kaybolmasın. Kur’ân bu gerçeğe şöyle işaret eder: “Onlar çirkin bir günah işledikleri veya herhangi bir günaha girerek kendilerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar ve günahlarını bağışlaması için O’na niyazda bulunurlar. Günahları ise Allah’tan başka affedecek kim vardır? Ve onlar işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler.” Yüce Allah'ın merhamet buyurduklarından olalım inşaallah.. alıntı