tualimforum.com
>
KÜLTÜR VE SANAT
>
Dini Konular
>
Peygamberler
Hz. İbrahim (A.S)
Kullanıcı ismi
Beni hatırla
Şifreniz
Kayıt ol
Yardım
Üye Listesi
Ajanda
Bugünki Mesajlar
Arama
Peygamberler
Peygamberler hakkında bilgiler,peygamberlerin hayatı ...
Forumları ara
Konu gösterimi
Mesaj gösterimi
Gelişmiş arama yap
Seçilene git...
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Hz. İbrahim (A.S)
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
Görüntülenme Sayısı
912
LinkBack
Seçenekler
20.08.08, 09:08
#
1
(
permalink
)
Kullanıcı Profili
ÇisiL
Delta Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 581
Konular: 477
Puan Grafiği
Rep Puanı:4934
Rep Gücü:0
RD:
Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 1
58 Mesajına 390 Kere Teşekkür Edlidi
:
Hz. İbrahim (A.S)
Hz. İbrahim (A.S)
Kur'an-ı Kerim'de Allahu Teala'nın "
Halil
" dost diye nitelediği ulu'l-azm mertebesinde olan peygamber.
Nuh (a.s)'un çocukları ve torunları, önce Irak'a yerleşmiş ve Fırat nehrinin yakın bir yerinde Babil şehrini kurmuşlardı. Daha sonra, burada yerleşmiş olanlardan bir grup ayrılıp Dicle kıyısında -
bugün Musul şehrinin civarında
- Ninova şehrini inşa etmişlerdi. Babil'deki halkın yerlileri olan Nabt kavmi, Süryanî dilini konuşmakta olup Babil şehrini de başkent yapmışlardı. Ninova'da ortaya çıkan Asur devletinde ise başkent Ninova olup, Babil'i hakimiyetleri altına almıştı. Bir süre sonra Babil'de, Keldanîler, Asurluların hakimiyetleri altında bulunan Nabt'ların ilim ve kültürüne sahip çıkmıştı.
Babilliler, tek Allah'a inanmayıp putlara ve yıldızlara taparlardı. Putları ve yıldızları, ruhların sembolü olarak kabul ederlerdi. Onların bu inancına "
Sabiîlik
" denir. Sabiîlik; ruhlara ve meleklere ibadet esasından başlar ve giderek yıldızlara, aya, güneşe ve sonunda bunlar adına yapılmış putlara tapmağa varırdı. Babil'de putların hem yapılıp hem de tapıldığı put haneler vardı. Bundan dolayı devlet yönetiminde bir put hane bakanı bile bulunurdu. İşte Allah, böyle inançtan yoksun ve medeniyetten uzak bir toplum olan Babil halkına İbrahim (a.s)'ı göndermişti. "
İbrahim
" kelimesinin manası "
cemaat babası
" demektir. Nitekim kendisinden sonra gelen peygamberle babası Hz. İbrahim'dir.
Cemaatinin "
Allah'ın dostu
" anlamına gelen "
Halîlullah
" unvanına sahip İbrahim (a.s), "
Ulü'l-azm
" denilen büyük peygamberlerden biridir. "
Ulü'l-azm
" gayesine erişen diğer peygamberler ise Nuh (a.s), Musa (a.s), İsa (a.s) ve Muhammed (a.s)'dir. Hz. İbrahim'in "
halilullah
" lakabını alması Allah'a olan sevgi ve bağlılığındandır. Bir rivayete göre Hz. İbrahim insanlara karşı çok cömert olduğu ve onlardan hiçbir şey istemediği için "
halilullah
" diye nitelendirilmiştir.
İbrahim (a.s)'ın nesebi hakkındaki rivayetler muhteliftir. Ancak rivayetlerin hepsi Sâm b. Nuh'a vardığında ittifak etmiştir. Babasının ismi Tarih lakabı Azerî'dir.
Hz. İbrahim'in ismi Kur'an-ı Kerim'de yirmi beş sûrede altmış dokuz defa geçmiştir. Kur'an-ı Kerim'de Hz. İbrahim değişik isim ve sıfatlarla anılmış ve kendisinden övgüyle bahsedilmiştir. Kur'an'da da geçen sıfatlarının bazıları: Evvah (
çok ah eden
), Halim, Münib (
Allah'a sığınan
), Hanîf, Kanit (
Allah'a kulluk eden
), Şakir.
Hz. Peygamber (s.a.s)'de Hz. İbrahim (a.s)'ın faziletini anlatırken şöyle der: "
Kıyamet günü ilk elbise giydirilen kişi, İbrahim'dir.
" (Buhari, Enbiya, 8). "
bir gece bana rüyamda her zaman gelen iki melek
(
Cibril ile Mikail
)
geldi. Bunlarla beraber gittik nihayet uzun boylu birinin yanına vardık,
(
Semaya doğru yücelen
)
boyunun uzunluğundan başını neredeyse göremeyecektim. O İbrahim
(
a.s
)
idi
" (Buharî, Enbiya, 8).
İbrahim (a.s) Babil halkına uzun süre hak dini, dünyayı, ahireti, hayatı, ölümü ve yeniden dirilişi anlatmış, en yakını olan babasına ise bu meseleyi inceden inceye izah etmişti. Ancak başta babası Azer olmak üzere halk, İbrahim (a.s)'a inanmayıp inkar etmişti. İbrahim (a.s), babasının bu hareketine kızmamış, ona darılmamıştı. Hatta onun için Allah'tan rahmet dileyerek babasına karşı şöyle dedi: "
Sana selam olsun! Senin için rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı lütufkardır
" (Meryem, 19/47). Bundan sonra İbrahim (a.s), baba ocağını terk ederek oradan ayrıldı.
Milletine, putların hiçbir fayda sağlayamayacağını pek çok kere söyleyen ve ancak Yüce Allah'ı üstün niteliklere sahip olduğunu bildiren İbrahim (a.s), milletinin kendisine inanmadığını görünce hemen Nemrud'a gitti. Kur'an-ı Kerîm'de ismi geçmeyen ve o sıralar milletinin başında bulunan Nemrud, sahip olduğu servet ve saltanatıyla kendini ilah sanmaktaydı.
İbrahim (a.s), Nemrud'a Allah inancından bahsetti. Fakat o reddetti ve İbrahim (a.s.) ile Rabbi hakkında mükaşaya girişti. İbrahim (a.s) Allah Teala'nın hem dirilttiğini hem de öldürdüğünü söyleyince Nemrud, kendisinin de bunu yapmağa gücü yettiğini ifade eder. Nemrud, bunu ispat için, iki adamı getirtmiş, birini öldürmüş, diğerini bırakmış; böylece öldürmeğe ve diriltmeğe kadir olduğunu göstermişti. Bu defa İbrahim'(a.s.): "
Allah güneşi doğudan getiriyor, sen de batıdan getirsene
" (el-Bakara, 2/258) deyince Nemrud şaşırıp kalmıştı.
Bir ara, Allah inancını kabule yanaşmayan halk, bir bayram günü adetleri üzere put haneye yemek getirmiş, putlarının önüne koymuş, daha sonra da eğlenme yerlerine gitmişti. İbrahim (a.s)'ı de götürmek istemişler, ancak o, rahatsız olduğu gerekçesiyle gitmemişti. Onlar eğlence yerlerine gidince, put haneye girip putların hepsini paramparça etmiş, içlerinden sadece en büyüğünü, ona baş vursunlar diye sağlam bırakmıştı.
Bayram eğlenceleri biten halk, yine adetleri üzere yemeklerini almak için put haneye gelmiş, ancak put haneyi harabeye dönmüş bir durumda görünce, putları bu hale getirenin İbrahim (a.s.) olabileceğini düşünmüşler. İbrahim (a.s)'i çağırıp şu şekilde sorguya çekmişlerdir: "
Ey İbrahim! Tanrılarımıza bu hareketi sen mi yaptın?
" Hz. İbrahim bu soruya "
Belki onu, şu -büyük-leri yapmıştır. Konuşabiliyorsa, onlara sorun!
" şeklinde cevap verdi (el-Enbiya, 21/62-63). Halk, putların cansız ve konuşamaz olduklarını itiraf edince İbrahim (a.s) tevhit inancını haykırırcasına şöyle dedi: "
O halde Allah'ı bırakıp da size hiç bir fayda ve zarar veremeyecek olan putlara ne diye taparsınız? Size de, Allah'ı bırakıp taptıklarınıza da yazıklar olsun! Hala akıllanmayacak mısınız?
" (el-Enbiya, 21/66-67).
İbrahim (a.s)'ın bu savunması, sapıklar tarafından onun suçlu duruma düşmesine yetmişti. Sapıkların lideri Nemrud, İbrahim (a.s)'ın öldürülerek veya yakılarak cezalandırılmasını teklif etmiş ve nihayet ateşte yakılmasına karar verilmişti. Hazırlanan ateşin alevi, en şiddetli ve hararetli duruma geldiğinde İbrahim (a.s)'ı mancınıkla fırlatıp ateşe attılar. Ancak ateşin ve her şeyin sahibi olan Allah, ateşe şöyle emir verdi: "
Ey ateş İbrahim'e
karşı serin ve zararsız ol!
" (el-Enbiya, 21/69). Böylece İbrahim (a.s) ateşten kurtulmuş oldu. O sırada İbrahim (a.s)'a inanan tek bir kişi vardı; o da Lut (a.s) idi.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "İbrahim aleyhi's-salatü ve's Selam yalnız üç defa (te'vil ile başka bir manaya çevirerek) yalan söylemiştir. Bunların ikisi Aziz ve Celil olan Allah'ın zatı ve rızası için: Birisi (putperestlere) "
ben hastayım
" demesi öbürüsü de "
Belki putların şu büyüğü bu işi işlemiştir
" demesi. Resulullah üçüncüsü için de şöyle demiştir: "
İbrahim günün birinde zevcesi Sâre ile birlikte azılı bir zalime uğramıştı
" (Buharî, Enbiya, 8).
Hadisenin devamı şöyle anlatılmıştır. Hz. İbrahim amcasının kızı olan hanımı Hz. Sare ile birlikte Mısır tarafına seyahat ederken "
Erdün
" kasabasına gelmişler; şehrin kralı ile aralarında ilginç bir hadise geçmiştir. Ebu Hureyre, Peygamber (s.a.s)'den rivayet etmiştir. Hz. Peygamber şöyle anlatmıştır: "İbrahim (a.s) hanımı Sare ile birlikte bir şehre gelmişlerdi. O şehirde bir kral veya zalim bir idareci vardı. Bu zalime "
İbrahim, yanında çok güzel bir kadınla şehre girdi
" diye haber gönderdiler. Kral "
ey İbrahim! yanındaki kadın neyin, kimindir?
" diye sordurdu. İbrahim (a.s) (din) kardeşimdir" dedi. Sonra Sâre'ye gelip "
sakın beni yalancı çıkarma, ben bunlara seni kız kardeşimdir dedim. Allah'a yemin ederim ki, yeryüzünde benden, senden başka iman eden hiç kimse yoktur
" buyurdu. Sâre kralın yanına gelince kral (ona kötülük yapmaya) teşebbüs etti. Hz. Sâre kalktı abdest aldı, namaza durdu. Sonra şöyle dua etti: "
Ya Rab! Ben sana ve senin peygamberine iman ettimse, ben kadınlığımı zevcimden başkasına karşı koruduysam
(
ki şu ana kadar böyleydim
)
benim üzerime şu kafiri musallat etme
". Kralın nefesi boğuldu; ayağıyla yere vurarak çırpınmaya başladı. Bunun üzerine Sâre "
Allah'ım şayet bu adam ölürse bunu bu kadın öldürdü denilir
" diye dua etti. Bunun üzerine adam rahatladı". Bu hadise üç defa tekrarlandı. "
Bunun üzerine melik etrafındakilere
" siz bana şeytan göndermişsiniz. Bu kadını İbrahim (a.s)'e gönderiniz. Hacer'i de Sare'ye veriniz" dedi. Bunun üzerine Sâre Hz. İbrahim'in yanına gelerek ona (olayı anlattı) ve "
Anladın mı! Allah kafiri zelil etti; bana bir cariyeyi de hizmetçi verdi
" dedi (Buharî, Buyû, 100; Hibe, 36).
İbrahim (a.s), o ülkeden ayrıldıktan sonra pek çok yer gezdi. Sonunda Şam'da karar kıldı. Orada kendisine inananlar günden güne arttı. İbrahim (a.s)'e inanların oluşturduğu kitleye "
İbrahim milleti
" adı verildi.
İbrahim (a.s) Babil'den ayrılacağı zaman, babası için Allahu Teala'dan bağışlanma dileyeceğini hatırlamış ve babasının affı için Allah'a şöyle yalvarmıştı: "
Babamı da bağışla! Çünkü o sapıklardandır
" (eş-Şuara, 26/86). Babası da olsa kafirler için dua edilmeyeceğini bilen İbrahim (a.s) bunu, memleketinden ayrılırken verdiği sözden dolayı yapmıştı. İbrahim (a.s)'ın duası kabul edilmedi ve ayeti kerimede bu durum şöyle ortaya kondu: "
Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra akraba bile olsalar puta tapanlar için mağfiret dilemek peygamberlere ve mü'minlere yaraşmaz
" (et-Tevbe, 9/113).
İbrahim (a.s)'in bundan sonraki yaşantısı Lut (a.s), İsmail (a.s) ve İshak (a.s) ile birlikte geçti. Bunlar hakkında Allahu Teala şöyle buyurur: "
Onları buyruğumuz altında, insanları doğru yola götüren önderler yaptık; onlara iyi işler yapmayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi vahyettik. Onlar bize kulluk eden kimselerdi
" (el-Enbiya, 21/73).
Allah Teala, İbrahim (a.s)'a on sayfalık bir kitap da vermiştir. Uzunca bir süre yaşadıktan sonra, ömrünün sonlarına doğru Mısır'a gitti. İbrahim (a.s) vefat ettiğinde -
kuvvetli rivayetlere göre
- Kudüs yakınlarında Halilü'r-rahman denilen yerde defnedildi.
Hanîflik:
İbrahim (a.s)'in dinin temeli tevhide (Allah'ın birliğine) dayanıyordu. Ancak zamanla bu inanç unutulmuş ve putperestlik Araplar arasında tamamen yayılmıştı. Buna rağmen birkaç kişide tevhit akîdesinin izleri görülüyordu. Bunlara "
Hanif
" denirdi.
Hanîf, batıldan uzak, Hakk'a yönelen ve tevhit inancı üzere bir Allah'ı tasdik eden kişi demektir. Kur'an-ı Kerim de "
hanîf
" kelimesi birkaç yerde geçer. "
Hanif
" kelimesi daha çok, Hz. İbrahim için Allah'a saf ve temiz bir şekilde ibadet eden bir kul anlamında kullanılmıştır.
Haniflikle ilgili ayetlerde şu ifadeler bulunur: "
Ve hanif olarak yüzünü dine doğrult ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!
" (Yunus 10/105) "
Sonra da biz, Hanîf olan, müşriklerden olmayan İbrahim'in dinine uy, diye sana vahyettik
" (en-Nahl, 16/123).
İslam'dan önce Arap toplumunda; Varaka b. Nevfel, Abdullah b. Cahş, Osman b. Hüveyris, Zeyd b. Amr, Kuss b. Saide gibi kişiler hanifler arasında bulunuyordu. Bunlar; cansız, dilsiz, hiçbir şeye güçleri yetmeyen putların önünde eğilmeyi, onlara yalvarmayı çirkin sayan kişilerdi.
Tags
hz
,
hz. ibrahim
,
hz. ibrahim (a.s)
,
hz. ibrahim hakkında
,
hz. ibrahim hakkında bilgi
,
hz. ibrahim hayatı
,
hz. ibrahim kimdir
,
hz. ibrahim yaşamı
,
İbrahim
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor.
(0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Yetkileriniz
You
may not
post new threads
You
may not
post replies
You
may not
post attachments
You
may not
edit your posts
BB code
is
Açık
Smileler
Açık
[IMG]
Kodları
Açık
HTML-Kodları
Kapalı
Trackbacks
are
Açık
Pingbacks
are
Açık
Refbacks
are
Açık
Forum Rules
Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
son Mesaj
İbrahim Dizlek Biyografisi - İbrahim Dizlek Kimdir - İbrahim Dizlek Hayatı - İbrahim
Kartal
Şairlerin Hayatı ( Biyografileri )
3
30.10.16
00:36
İbrahim Yılmaz Biyografisi - İbrahim Yılmaz Kimdir - İbrahim Yılmaz Hayatı - İbrahim
Kartal
Futbolcuların Hayatı ( Biyografileri )
0
20.05.14
17:04
İbrahim Hacıosmanoğlu Biyografisi - İbrahim Hacıosmanoğlu Kimdir - İbrahim Hacıosmano
Kartal
Diger Ünlülerin Biyografileri
0
26.12.13
18:55
İbrahim Yazıcı Biyografisi - İbrahim Yazıcı Kimdir - İbrahim Yazıcı Hayatı - İbrahim
Kartal
Diger Ünlülerin Biyografileri
0
07.05.13
16:21
İbrahim Sehic Biyografisi - İbrahim Sehic Hayatı - İbrahim Sehic Kimdir - İbrahim
Eylül
Futbolcuların Hayatı ( Biyografileri )
0
15.12.11
20:18
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat:
03:51
.
-- English (US)
-- Tr
İletişim
-
www.tualimforum.com
-
Arşiv
-
Kullanım sözleşmesi
-
Yukarı git
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
LinkBack
LinkBack URL
About LinkBacks
Bookmark & Share
Digg this Thread!
Add Thread to del.icio.us
Bookmark in Technorati
Tweet this thread