tualimforum.com
>
KÜLTÜR VE SANAT
>
Dini Konular
>
Peygamberler
Hz. Muhammed’in İnsanlarla Şakalaştığına Dair Örnekleri
Kullanıcı ismi
Beni hatırla
Şifreniz
Kayıt ol
Yardım
Üye Listesi
Ajanda
Bugünki Mesajlar
Arama
Peygamberler
Peygamberler hakkında bilgiler,peygamberlerin hayatı ...
Forumları ara
Konu gösterimi
Mesaj gösterimi
Gelişmiş arama yap
Seçilene git...
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Hz. Muhammed’in İnsanlarla Şakalaştığına Dair Örnekleri
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
Görüntülenme Sayısı
1597
LinkBack
Seçenekler
27.09.12, 12:50
#
1
(
permalink
)
Kullanıcı Profili
EZEL
Moderator
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 1.089
Konular: 909
Puan Grafiği
Rep Puanı:2080
Rep Gücü:37
RD:
Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 41
64 Mesajına 108 Kere Teşekkür Edlidi
:
Hz. Muhammed’in İnsanlarla Şakalaştığına Dair Örnekleri
Hz. Muhammed’in İnsanlarla Şakalaştığına Dair Örnekleri
Peygamberimiz (sav)’in Yaptığı Şakalar
Herkese samimi ve içten davranırdı Zaman olur, şakalaşır, tatlı ve güzel bir hava oluştururdu Çünkü başka türlü olsaydı, insanlar Peygamberimiz (sav)’e yanaşamazlar, ona soru bile soramazlardı .
Zaten insan her zaman ciddi ve ağır meseleleri konuşamaz, bazen ortamın yumuşatılması, insanların rahatlatılması gerekir.
Herkes gibi Peygamberimiz (sav) de şaka yapar, lâtifeli konuşur, ama hiçbir zaman yalan söylemezdi Çünkü şaka yollu da olsa, yalan yalandır.
Bunun yanında, Peygamberimiz (sav) insanlarla alay etmez, hafife almaz, dalga geçmez, küçük düşürmez, mahcup etmez, zor durumda bırakmaz, "işletme" gibi olumsuz tavırları hoş karşılamazdı.
Peygamberimiz (sav)’in yaptığı şakalar yerli yerinde ve mesaj doluydu Lüzumsuz ve yersiz değildi Daha çok gönül alıcı ve sevindirici şakalar yapardı.
Çocuklarla, hanımlarıyla, yaşlı ve kimsesiz kişilerle şakalaşması bu türdendi.
Peygamberimiz (sav)’in bir başka latifesini de Enes bin Mâlik'ten dinleyelim:
"Çöl halkından Zahir adında bir adam vardı Zahir Peygamberimiz (sav)’e her gelişinde kendi yetiştirdiği ürünlerden hediyeler getirirdi Şehirden çöle döneceği zaman da, Peygamber (sav) Efendimiz ihtiyacı olan şeylerle onun heybesini doldururdu Gelen hediyelere bu şekilde karşılık verdikten sonra da şöyle buyururdu:
"Zahir bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz"
"Peygamberimiz (sav) Zahir'i çok severdi Halbuki Zahir hiç de güzel değildi. Fizikî olarak son derece çirkin bir adamdı
"Bir gün pazarda çölden getirdiği malları satmaya çalıştığı bir sırada Peygamber (sav) Efendimiz gitti, sessizce yaklaştı, Zahir'i arkasından kucakladı ve elleriyle gözlerini kapadı
"Zahir tutanın kim olduğunu göremiyordu Tutan kimse bıraksın' diye çabalamaya başladı Bu arada göz ucuyla arkasından tutanın Efendimiz (sav) olduğunu anlayınca sırtını Peygamberimiz (sav)’in göğsüne iyice dayamaya başladı
"Zahir'in bu neşeli hareketinden hoşlanan Peygamber (sav) Efendimiz yüksek sesle:
"Bu köleyi satıyorum, var mı alan?' diye seslenmeye başladı
"Zahir boynu bükük, mahzun bir halde:
"Yâ Resulallah, benim gibi değersiz bir köleye vallahi kuruş veren olmaz' deyince Peygamber (sav) Efendimiz: "Hayır, yâ Zahir, sen Allah katında hiç de değersiz değilsin' buyurdu"
Bir gün yaşlı bir kadın Peygamberimiz (sav)’e gelerek:
"Yâ Resulallah! Cennete girmem için bana dua eder misiniz?" dedi
Peygamber (sav) Efendimiz:
"Yaşlı kadınlar Cennete giremez" diye ona takıldı
Bunun üzerine kadın ağlayarak oradan ayrıldı
Peygamber (sav) Efendimiz, Sahabîlere:
"Gidin ona söyleyin, 'Sen Cennete yaşlı olarak giremezsin' Cenab-ı Hak, 'Biz onları yepyeni bir yaratılışla yarattık da, eşlerine sevgi ile düşkün hep aynı yaşta genç kızlar yaptık' buyurmuyor mu?" (Vakıa Sûresi, 36)
Peygamberimiz (sav) kimsesiz, fakir, yoksul, herkesin yüz vermediği, ilgilenmediği insanlarla küçük şakalar yapar, kalplerini kazanırdı .
Enes bin Mâlik anlatıyor:
"Bir gün adamın biri Peygamber (sav) Efendimizin huzuruna geldi ve kendisinden bir binek hayvanı istedi .
"Peygamberimiz (sav) ona, 'Peki, sana bir dişi deve yavrusu vereyim mi?' diye takıldı .
"Adamcağız, 'Yâ Resulallah, ben sizden bir binek istiyorum, dişi deve yavrusunu ne yapayım?"
"Peygamber (sav) Efendimiz gülerek:
"Bütün develer dişi deve yavrusu değil midir?' buyurdu"
Peygamberimiz (sav)’in dadısı ve Zeyd bin Hârise'nin hanımı Ümmü Eymen, bir gün Peygamber (sav) Efendimize gelir ve onu evine davet eder:
"Yâ Resulallah, beyim sizi davet ediyor"
"O da kim, hani şu gözlerinde beyazlık olan adam mı?"
"Beyimin gözlerinde beyazlık yok yâ Resulallah!"
"Evet, gözlerinde beyazlık var"
"Vallahi yok yâ Resulallah"
"Hiçbir insan yoktur ki, gözlerinde beyazlık bulunmasın"
DEVEYİ KESTİRDİLER
Sahabîlerin içinde Nuayman adında çok şakacı birisi vardı Yaptığı şakalar bazen aşırıya kaçardı Fakat yine de Peygamberimiz (sav) onu anlayışla karşılardı
Bir gün çölde yaşayan bedevi Araplardan birisi Peygamberimiz (sav)’i ziyarete gelmişti Devesini Mescidin avlusuna bağlayıp içeri girmişti
Sahabîlerden birisi deveyi görünce Nuayman'a:
"Şu deveyi kessen de etini yesek, eti çok özledik Nasıl olsa Peygamberimiz (sav) devenin parasını ödeyecektir"
Nuayman da itiraz etmedi ve deveyi yere yatırdı, kesti ve başladı yüzmeye
Devenin sahibi Peygamberimiz (sav)’in huzurundan çıkınca bir de ne görsün, devesinin derisi yüzülüyor
"Eyvah! Devemi kesmişler" diye feryada başladı
Peygamber (sav) Efendimiz dışarı çıktı:
"Bunu kim yaptı?" diye sordu
"Nuayman yaptı" dediler
Nuayman kaçmıştı Peygamber (sav) Efendimiz Nuayman'ın peşine düştü, aramaya koyuldu
Sonunda Duabaa adında bir kadının evinin bahçesinde buldu Nuayman evin avlusundaki çukura girmiş, üzerini de hurma ağacı yaprağı ile örtmüştü
Peygamberimiz (sav) eve girince birisi bir taraftan yüksek sesle:
"Biz onu görmedik" diyor, bir taraftan da parmağıyla Nuayman'ın saklandığı çukura işaret ediyordu
Peygamberimiz (sav) gitti, onu çukurdan çıkardı Nuayman'ın yüzü gözü toz toprak içinde kalmıştı Peygamberimiz (sav) sordu:
"Niçin böyle yaptın?"
Nuayman:
"Yâ Resulallah, size burada olduğumu söyleyenler yaptırdılar bana"
Peygamber (sav) Efendimiz bir yandan Nuayman'ın yüzünü gözünü siliyor, diğer yandan da gülüyordu Peygamberimiz (sav) daha sonra deve sahibine devesinin parasını ödedi ve işi tatlıya bağladı
Peygamber Efendimiz, Allah'ın elçisi olması dolayısıyla ciddi, vakarlı, ağırbaşlı, heybetli bir insandı Bu hali zaten normaldi Çünkü taşıdığı görev, üstlendiği vazife bunun gereğiydi Ancak her haliyle o da bir insandı Hem de çok cana yakın
Herkese samimi ve içten davranırdı Zaman olur, şakalaşır, tatlı ve güzel bir hava oluştururdu Çünkü başka türlü olsaydı, insanlar Peygamberimize yanaşamazlar, ona soru bile soramazlardı.
Zaten insan her zaman ciddi ve ağır meseleleri konuşamaz, bazen ortamın yumuşatılması, insanların rahatlatılması gerekir
Herkes gibi Peygamberimiz de şaka yapar, lâtifeli konuşur, ama hiçbir zaman yalan söylemezdi Çünkü şaka yollu da olsa, yalan yalandır
Ebû Hüreyre'nin rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Kul şaka ile de olsa yalanı, doğru bile olsa lüzumsuz tartışmayı bırakmadıkça tam inanmış bir mü'min olamaz"
Peygamber Efendimiz bir yandan yeri geldikçe şaka yaparken, diğer yandan da Sahabîlerin yersiz şaka yapmamaları konusunda uyarıda bulunurlardı
"Arkadaşlarınla ağız kavgası yapma, bir söz verip de tutmamazlık etme"
Etrafındakiler sordular:
"Yâ Resulallah, siz de şaka yapıyorsunuz"
Çelişkili gibi görünen bu durumu Peygamberimiz şöyle cevapladı:
"Evet, ben de şaka yaparım, fakat şaka yaparken bile sadece hakikati söylerim"
Bunun yanında, Peygamberimiz insanlarla alay etmez, hafife almaz, dalga geçmez, küçük düşürmez, mahcup etmez, zor durumda bırakmaz, "işletme" gibi olumsuz tavırları hoş karşılamazdı
Peygamberimizin yaptığı şakalar yerli yerinde ve mesaj doluydu Lüzumsuz ve yersiz değildi Daha çok gönül alıcı ve sevindirici şakalar yapardı Çocuklarla, hanımlarıyla, yaşlı ve kimsesiz kişilerle şakalaşması bu türdendi
Peygamberimiz çocukları çok severdi Onlarla ilgilenir, sevindirirdi Çocuklar Peygamberimizden hiç kaçmazlar, nerede görseler hemen yanına gelirler, çevresini sararlardı.
Enes bin Mâlik anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz insanların en güzel ahlâklısı idi Benim Ebû Umeyr adında küçük bir kardeşim vardı Peygamber Efendimiz bizim eve gelerek onu gördüğünde,
"Ebû Umeyr'i üzgün görüyorum, sebebi nedir?" "Babam, 'Yâ Resulallah, oynadığı nugayr kuşu öldü' dedi
(Nugayr, serçeye benzeyen kırmızı gagalı bir kuştur)
"Bundan sonra Peygamber Efendimiz, Ebû Umeyr'i ne zaman görse;
"Ebû Umeyr ne oldu senin nugayr?' diye takılırdı"
Hazret-i Enes'in kendisi de Peygamberimizin hizmetine on yaşlarında iken girmişti Bir defasında Efendimiz kendisine:
"Ey iki kulaklı adam" diye takılmıştı
Peygamberimiz aile içinde mükemmel bir eş, şefkatli ve sevimli bir babaydı Zaman zaman eşleriyle de şaka yapar, onlarla olan samimiyetini geliştirirdi
Hazret-i Âişe genç ve zeki bir hanım olduğu için Peygamberimiz ona ayrı bir ilgi gösterirdi
Hazret-i Âişe anlatıyor:
"Ben zayıf, ince belli genç bir hanımdım Bir seferde Peygamberimizle birlikte bir yolculuğa çıktım Peygamberimiz bir yerde Sahabîlere:
"Siz ilerleyin" dedi Onlar gidince ikimiz arkada yalnız başına kaldık Bana:
"Gel seninle yarışalım" dedi ve koşmaya başladık Ben kendisini geçtim
"Aradan birkaç yıl geçmişti Yine onunla birlikte bir yolculukta iken bir yerde Sahabîlere:
"Siz ilerleyin" dedi ve ikimiz yalnız kaldık
"Gel yarışalım" dedi O zamanlar ben kilo almıştım Önceki yarışmayı da unutmuştum Koşmaya başladık Fakat bu sefer de o beni geçti Gülümseyerek:
"Bu defaki benim seni geçişim, o gün beni geçişine bedel olsun' buyurdu"
Peygamber Efendimizin kendi aile içindeki bir latifesini de Numan bin Beşir rivayet ediyor:
"Bir gün Hazret-i Ebû Bekir, Peygamber Efendimizin huzuruna girmek için izin istedi Kızı ve Peygamberimizin hanımı Âişe'nin Efendimize bağırdığını işitti
"Resulullaha nasıl bağırırsın?' diye elini kaldırarak bir tokat atmaya davrandı Fakat Peygamberimiz bırakmadı Ebû Bekir kızgın olarak ayrıldı, çıktı
"Ebû Bekir çıktıktan sonra Peygamber Efendimiz Âişe' ye:
"Gördün mü, seni nasıl kurtardım adamın elinden' dedi
"Aradan birkaç gün geçtikten sonra Ebû Bekir tekrar müsaade isteyerek Peygamberimizin huzuruna girdi Bu sefer Efendimizle Âişe'yi barışmış görünce sevindi ve Peygamberimize dönerek şöyle dedi:
"Beni nasıl kavganıza kattıysanız, barışınıza da katar mısınız?"
"Peygamberimiz:
"Kattık, kattık' buyurdu"
Peygamberimizin aile içinde şöyle bir latifesi de olmuştu:
Adamın biri Peygamberimizin amcasıoğlu Abdullah bin Abbas'a sordu:
"Peygamber Efendimiz şaka yapar mıydı?"
"Evet, yapardı"
"Şakalarından bir örnek verir misiniz?"
"Bir gün hanımına bol bir elbise giydirdikten sonra;
"Güle güle giy, Allah'a şükret ve gelinler gibi yerde sürü' diye takıldı"
Peygamberimiz kimsesiz, fakir, yoksul, herkesin yüz vermediği, ilgilenmediği insanlarla küçük şakalar yapar, kalplerini kazanırdı
Enes bin Mâlik anlatıyor:
"Bir gün adamın biri Peygamber Efendimizin huzuruna geldi ve kendisinden bir binek hayvanı istedi
"Peygamberimiz ona, 'Peki, sana bir dişi deve yavrusu vereyim mi?' diye takıldı
"Adamcağız, 'Yâ Resulallah, ben sizden bir binek istiyorum, dişi deve yavrusunu ne yapayım?"
"Peygamber Efendimiz gülerek:
"Bütün develer dişi deve yavrusu değil midir?' buyurdu"
Peygamberimizin dadısı ve Zeyd bin Hârise'nin hanımı Ümmü Eymen, bir gün Peygamber Efendimize gelir ve onu evine davet eder:
"Yâ Resulallah, beyim sizi davet ediyor"
"O da kim, hani şu gözlerinde beyazlık olan adam mı?"
"Beyimin gözlerinde beyazlık yok yâ Resulallah!"
"Evet, gözlerinde beyazlık var"
"Vallahi yok yâ Resulallah"
"Hiçbir insan yoktur ki, gözlerinde beyazlık bulunmasın"
Peygamberimizin buna benzer bir latifesini Hasan-ı Basrî Hazretleri rivayet ediyor:
Bir gün yaşlı bir kadın Peygamberimize gelerek:
"Yâ Resulallah! Cennete girmem için bana dua eder misiniz?" dedi
Peygamber Efendimiz:
"Yaşlı kadınlar Cennete giremez" diye ona takıldı
Bunun üzerine kadın ağlayarak oradan ayrıldı
Peygamber Efendimiz, Sahabîlere:
"Gidin ona söyleyin, 'Sen Cennete yaşlı olarak giremezsin' Cenab-ı Hak, 'Biz onları yepyeni bir yaratılışla yarattık da, eşlerine sevgi ile düşkün hep aynı yaşta genç kızlar yaptık' buyurmuyor mu?" (Vakıa Sûresi, 36)
Peygamberimizin bir başka latifesini de Enes bin Mâlik'ten dinleyelim:
"Çöl halkından Zahir adında bir adam vardı Zahir Peygamberimize her gelişinde kendi yetiştirdiği ürünlerden hediyeler getirirdi Şehirden çöle döneceği zaman da, Peygamber Efendimiz ihtiyacı olan şeylerle onun heybesini doldururdu Gelen hediyelere bu şekilde karşılık verdikten sonra da şöyle buyururdu:
"Zahir bizim çölümüz, biz de onun şehriyiz"
"Peygamberimiz Zahir'i çok severdi Halbuki Zahir hiç de güzel değildi Fizikî olarak son derece çirkin bir adamdı
"Bir gün pazarda çölden getirdiği malları satmaya çalıştığı bir sırada Peygamber Efendimiz gitti, sessizce yaklaştı, Zahir'i arkasından kucakladı ve elleriyle gözlerini kapadı
"Zahir tutanın kim olduğunu göremiyordu Tutan kimse bıraksın' diye çabalamaya başladı Bu arada göz ucuyla arkasından tutanın Efendimiz olduğunu anlayınca sırtını Peygamberimizin göğsüne iyice dayamaya başladı
"Zahir'in bu neşeli hareketinden hoşlanan Peygamber Efendimiz yüksek sesle:
"Bu köleyi satıyorum, var mı alan?' diye seslenmeye başladı
"Zahir boynu bükük, mahzun bir halde:
"Yâ Resulallah, benim gibi değersiz bir köleye vallahi
kuruş veren olmaz' deyince Peygamber Efendimiz: "Hayır, yâ Zahir, sen Allah katında hiç de değersiz
değilsin' buyurdu"
• • •
Avf bin Mâlik anlatıyor:
"Tebuk savaşında Peygamberimizin huzuruna gittim Deriden yapılmış bir çadırın yanındaydı Kapıdan selâm verdim Selâmımı aldı ve bana:
"Buyur, gir' dedi
"Bütün vücudumla mı gireyim?' dedim
"Bütününle gir' dedi ve girdim
"Çadır küçük olduğu için Avf şakayla, 'Bütün vücudumla mı gireyim?' demişti"
Böylece Peygamberimiz şakaya şakayla karşılık vermişti.
Alıntı
--------------Tualimforum İmzam--------------
Allah'ım Hakkımızda Hayırlısını Ver.
Amin
Tags
dair
,
hz
,
hz. muhammed’in insanlarla şakalaştığına dair örnekleri
,
hz. muhammed’in yaptığı şakalar
,
insanlarla
,
muhammed’in
,
muhammed’in
,
ornekleri
,
peygamberimiz (sav)’in yaptığı şakalar
,
peygamberimizin insanlarla şakalaştığına dair örnekler
,
sakalastigina
,
İnsanlarla
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor.
(0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Yetkileriniz
You
may not
post new threads
You
may not
post replies
You
may not
post attachments
You
may not
edit your posts
BB code
is
Açık
Smileler
Açık
[IMG]
Kodları
Açık
HTML-Kodları
Kapalı
Trackbacks
are
Açık
Pingbacks
are
Açık
Refbacks
are
Açık
Forum Rules
Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
son Mesaj
Aşka Dair Kitap Özeti - Aşka Dair Kitap Tanıtımı - Gonca Uzun Aşka Dair
SERDEM
Yeni Çıkan Kitaplar-Kitap Tanıtımı
0
29.04.14
17:50
Muhammed Çetin Biyografisi - Muhammed Çetin Kimdir - Muhammed Çetin Hayatı - Muhammed
Kartal
Siyasetçilerin Hayatı ( Biyografisi )
0
31.01.14
18:50
Hz. Muhammed’in Hayatı Kronolojisi
ASYA
İlköğretim
0
06.02.13
02:15
Hz Muhammed’in Hayatı iZLE - Hz Muhammed’in Hayatı
Okyanus
Peygamberler
0
24.07.12
19:43
Çağan Irmak’ın son olay filmi ’’ISSIZ ADAM’
Güllü
Müzik Haber
4
03.12.08
01:26
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat:
17:52
.
-- English (US)
-- Tr
İletişim
-
www.tualimforum.com
-
Arşiv
-
Kullanım sözleşmesi
-
Yukarı git
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
LinkBack
LinkBack URL
About LinkBacks
Bookmark & Share
Digg this Thread!
Add Thread to del.icio.us
Bookmark in Technorati
Tweet this thread