28 OCAK 1935 - Atatürk'ün, öğleden sonra otomobille Topkapı'ya kadar bir gezinti yapması, akşamüzeri Dolmabahçe Sarayı'na dönüşü.
1934 - Atatürk'ün, öğleden sonra Başbakanlığı ziyareti ve İsmet Paşa ile görüşmesi.
1933 - Atatürk'ün, Gaziantep'ten Adana'ya dönüşü ve buradan Mersin'e geçerek resmî ziyaretlerde bulunuşu.
Atatürk'ün, Prof. Dr. Fuat KöPage Rankingülü'nün 27 Ocak 1933 tarihli bayram tebriki telgrafına cevabı: "Hakkımdaki samimî duygularınıza teşekkür eder, başarılar dilerim."
Atatürk'ün, akşam Gülcemal vapuru ile Mersin'den Antalya'ya hareketi.
1932 - Atatürk Galatasaray Lisesi'ni üç kez ziyaret etmiştir.
(2 Aralık 1930, 28 Ocak 1932, ve 1 Temmuz 1933)
Atatürk'ün, akşamüzeri Dolmabahçe Sarayı'ndan otomobille hareket ederek Beyazıt ve Şişli tarafından bir gezinti yapması.
Atatürk'ün, akşam Dolmabahçe Sarayı'nda sofrada, Maarif Vekili Esat (Sagay) Bey hakkında sert tenkitlerde bulunan Dr. Reşit Galip'e müdahalesi: "Yorgun görünüyorsunuz, gidip istirahat edebilirsiniz!" Reşit Galip, Atatürk'ün bu yerinde müdahalesine "Burası milletin sofrasıdır, kovulmamalıyım; kalkmam!" şeklinde yersiz bir cevap vermiş, bu cevap üzerine Atatürk "O halde biz kalkalım; masayı beyefendiye bırakalım!" diyerek sofradan ayrılmıştır.Bu olayı takiben Reşit Galip, Ankara'ya dönmüş, büyük üzüntü ve pişmanlık duygularıyla Atatürk'e, 30 Ocak 1932 tarihini taşıyan bir mektup göndermiştir. Atatürk'ün, bu olaydan kısa süre sonra Reşit Galip'i bağışladığını, Reşit Galip'in 24 Mart 1932 akşamından itibaren Atatürk'ün sofrasında tekrar yer aldığını, nihayet 19 Eylül 1932'de Maarif Vekilliği'ne atandığını görüyoruz.
1925 - Atatürk'ün, Silifke'den Taşucu kasabasına gelişi ve geceyi burada geçirişi.
Atatürk'ün, Silifke'de Türkocağı'nı ve Sultanî Mektebi (Lise)'ni ziyareti ve okulun hatıra defterine yazdıkları: "Bu nur ocağında, geleceğin parlak güneşleri doğuş halindedir."
1922 - Sovyet elçisi Aralov'un Ankara'ya gelişi.
1921 - Türkiye Komünist Fırkası kurucusu Mustafa Suphi ve 14 arkadaşı Trabzon açıklarında Batum'a geri dönmek üzere bindirildikleri bir motorda Yahya Kaptan ve arkadaşlarının saldırısına uğradı. Öldürülen komünistlerin cesetleri Karadeniz' e atıldı.
Atatürk'ün, Sadrazam Tevfik Paşa'nın 27 Ocak 1921 tarihli telgrafına cevabı: "Millî iradeye dayanarak Türkiye'nin mukadderatına el koyan yegâne meşru ve müstakil hâkim kuvvet, Ankara'da aralıksız toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Türkiye'ye ait bütün meselelerin halline memur ve her türlü haricî münasebetlere muhatap, ancak bu Meclisin hükümetidir. ...İtilâf Devletleri, Londra'da yapacakları konferansta, Doğu meselesini adalet ve hukuk dairesinde halletmeye karar vermişlerse davetlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetine doğrudan doğruya yöneltmelidirler."
Atatürk'ün, Sadrazam Tevfik Paşa'ya ikinci telgrafı ve istekleri: "Zat-ıŞahane, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni tanıdığını kısa bir hatt-ı hümâyun ile ilân buyuracaklardır."
1920 - Misak-ı Millî (Ulusal Yemin):
Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın gizli toplantısında Misâk-ı Millî kabul edildi.
İstanbul Meclis-i Mebusan'ın gizli oturumunda 6 maddelik Misak-ı Milli Beyannamesi'nin kabul edildi.
Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararların son Osmanlı meclisinde kabul edildiğini bildiren karar. "Millî yemin, sözleşme" anlamına gelmektedir. Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın gizli toplantısında Misak-ı Millî'nin kabulü.(17 Şubat 1920'de, Misak-ı Millî'nin yabancı parlâmentolara ve basına bildirilme kararı alınmıştır). Kaynak:edebiyatogretmeni.net