Han Bir gün Sultan İbrahim Edhem sarayında oturmuş, görevlileri de huzurunda saf kurmuşlardı. Derken elinde keşkül ve asâsıyla bir derviş çıkageldi. Saraya girmek istiyordu. Görevliler sordular: -İhtiyar, nereye gidiyorsun? -Bu hana gitmek istiyorum. - Burası han değil, Belh sultanının sarayı. - Hayır, handır. Sultan konuşmaları duyunca dervişi yanına çağırdı. - Ey derviş! Burası benim sarayım. Neden han diyorsun buraya? - Ey İbrahim! İzin verirsen sana birkaç soru soracağım. Bu saray ilk önce kimindi? - Dedemin. - Deden ölünce kime kaldı? - Babama. - Baban ölünce kime kaldı? -Bana. - Sen ölünce kime kalacak? - Oğluma. - Ey İbrahim! Birinin girip birinin çıktığı yer han değil de nedir?