tualimforum.com
>
EĞİTİM ve ÖĞRETİM
>
Dersler/Ödevler
>
Matematik - Geometri
Olasılık Teorisi
Kullanıcı ismi
Beni hatırla
Şifreniz
Kayıt ol
Yardım
Üye Listesi
Ajanda
Bugünki Mesajlar
Arama
Matematik - Geometri
Matematik ödevleri,Geometri ödevleri...
Forumları ara
Konu gösterimi
Mesaj gösterimi
Gelişmiş arama yap
Seçilene git...
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Olasılık Teorisi
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
Görüntülenme Sayısı
1538
LinkBack
Seçenekler
08.08.08, 13:31
#
1
(
permalink
)
Kullanıcı Profili
SERDEM
S.Moderators
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:
Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
Olasılık Teorisi
OLASILIK TEORİSİ
Fiziksel ve sosyal bir olgunun kesin olarak belirlenmesi olanaks
ız da olsa, bu tür olgular yeterince gözlendiklerinde belirli bir düzenleri oldukları saptanabilir. Bu düzenin matematiksel ifadesini elde etmek, olguların gerçekleşmesine ilişkin yargılarımızı, önermelerimizi sayılaştırmak olasılık teorisinin sunduğu araçlarla olanaklıdır. Basitçe ifade edersek
olas
ılık,
rastlant
ısal bir olguya ilişkin bir önermenin kesine yada olanaksıza ne kadar yakın olduğunu gösteren bir sayıdır.
‘’0’’ olanaks
ızı ‘’1’’ ise kesini simgeler. Olasılık, objektif yöntemlerle ve/veya sübjektif süreçte hesaplanabilir. Bu büyük ölçüde ilgilenilen olayın niteliğine ve dolayısıyla baş vuracağımız olasılık tanımına bağlı olacaktır. Olasılığın 3 temel tanımını görmeden önce, bu tanımlarda ortak kullanılan temel kavramları ele alalım.
TEMEL KAVRAMLAR
Rastlant
ısal Deney ve Rastlantısal Deneme:
Raslant
ısal deney
ya da k
ısaca
deney
, sonucu kesin olarak bilinmeyen olgulara ili
şkin gözlem yapma ya da veri toplama süreci olarak tan
ımlanabilir. Örneğin hilesiz bir para 3 kez atılırsa kaç kez tura geleceğini, bir fabrikada üretilen makine parçalarının defoluluk yüzdesini tahmin etmek amacıyla çekilecek 40 adet makine parçasının kaç tanesinin defolu olacağını önceden bilemeyiz. Öyleyse madeni para 3 kez atılıp, kaç kez tura geldiği sayıldığında ya da 40 adet makine parçası kontrol edildiğinde birer rastlantısal deney yapılmış olur.
Raslant
ısal deney
raslant
ısal denemelerden
olu
şur. Paran
ın 3 kez atılması rastlantısal deney ise, her bir atış bir raslantısal denemedir. Rastlantısal deney 40 adet makine parçasının incelenmesi ise, her parçanın kontrolü bir rastlantısal denemedir. Süphesiz rastlantısal deney tek bir denemeden oluşuyorsa deney – deneme kavramları denk olur.
Sonuç:
Her bir denemede elde edilen durum denemenin
sonucu
olarak adland
ırılır. Örneğin para ikinci atışta tura gelmişse ya da kontrol edilen 17. Parça defolu ise bu durumda para atışı deneyinin 2. Denemesinde sonucu ‘’Tura’’, parçaların kontrolü deneyinin 17. Denemesinin sonucu ‘’Defolu’’ olarak gerçekleşmiş denilecektir.
Örnek Uzay:
Bir rastlant
ısal deneyde gerçekleşebilecek tüm mümkün farklı sonuçların oluşturduğu küme
örnek uzay
olarak adland
ırılır.
Örne
ğin rastlantısal deney hilesiz bir zarın bir kez atılması ise, deney 6 farklı biçimde sonuçlanabileceği için örnek uzay S= {1,2,3,4,5,6} olacaktır. Zar iki kez atılıyorsa, bu deney 36 farklı şekilde sonuçlanabilir : S= {(1, 1) , (1, 2) , (1, 3) , ...., (4, 6) , (5, 6) , (6, 6) }. Rastlantısal deney bir makine parçasının kontrolü ise, iki farklı sonuç mümkündür; parça defoludur ya da değildir. Öyleyse örnek uzay S={Defolu, Defosuz} olacaktır.
Örnek uzay kesikli veya sürekli olabilir. S= { 1,2,3,4,5,6} gibi sonlu ya da S= {2,4,6,8,...} gibi say
ılabilir sonsuz değerlerden oluşan örnek uzaylar
kesikli
olarak nitelendirilirken, bir do
ğru parçası üzerindeki ya da bir düzlem içindeki noktalar gibi sayılamayan sonsuz sayıda elemandan oluşan, dolayısıyla tek tek değerler yerine S= { X| a< x < b } gibi bir aralıkta ifade edilen örnek uzaylar ise
sürekli
olarak dü
şünülecektir.
Örnek uzay
ın kesikli ya da sürekli oluşu rastlantısal deneyi belirleyen değişkene ve bazen de bizim ölçme ya da kriterimize bağlıdır. Örneğin dayanma süresini test etmek amacıyla, bir ampulün teli yanana kadar açık bırakıldığını düşünelim. Ampulün teli hemen yanabileceği gibi, sonsuza kadar da bozulmadan (teorik olarak) kalabilir. Öte yandan zaman sürekli bir değişken olduğu için ampulün ömrü bizim ölçme hassaslığımıza (saat, dakika, saniye vs.) bağlı olarak her değeri alabilir. Öyleyse bu deneyin örnek uzayı S= { X | 0
<
X <
¥
} olacakt
ır. Aralık olarak ifade edilen bu örnek uzay süreklidir. Ancak var sayalım ki, pratik nedenlerle ampulün dayanma süresi tam sayı olarak ifade edilmek istensin. Örneğin 2 saat 46 dakika olan bir değer en yakın tam değer olan 3 ile gösterilsin. Bu durumda örnek uzay negatif olmayan tam sayılardan S={0,1,2,3,...,
¥
} olu
şan say
ılabilir sonsuz yani kesikli örnek uzay olacaktır.
Olay:
Örnek uzay
ın
herhangi bir alt kümesine
olay
denir. Örne
ğin
bir zar
ın atılması deneyinin örnek uzayı S= {1,2,3,4,5,6}’ in
alt kümeleri olan A1 = { 1,3,5 } , A2 = { 2,4,6 } , A3 = { 1,2 }
kümeleri birer olay
ı gösterebilir. Sözlerle ifade edilirse
A1
olay
ı zarın tek gelm
esi , A2 olay
ı zarın çift gelmesi,
A3 olay
ı
ise zar
ın 3’ ten küçük bir sayı gelmesi olabilir.
Yukar
ıda verilen ampul örneğinde ise ampulüm ömrünün 120 saatten az olması
B1={x | x<120} ya da 75 ile 1200 saat aras
ında olması
B2={x | x 75 < x < 1200 }, 250 fazla olmas
ı
B3={ x|x >250} alt kümeleri birer olay
ı simgeler.
Uygulama:
Hilesiz bir para üç kere at
ılsın. Örnek uzayı en az tura gelmesi olayının kümesini oluşturduğumuzda.
En az 2 tura gelmesi olay
ını
A ile gösterelim. S ve A;
S = { TTT, TTY, TYT, TYY, YTT, YTY, YYT, YYY} A={ TTT, TTY, YTY,YTT} olacakt
ır.
Olaylar
ın çeşitli kombinasyonları da aynı örnek uzayda yeni olayların tanımlanmasını sağlar. Aşağıda bunların temel olanları, Venn şemalarıyla birlikte verilmiştir.
A1
È
A2 : A1’ in veya A2’ nin veya her ikisinin
De gerçekle
şmesi olay
ıdır.
A1A2 : A1 ve A2 olaylar
ının her ikisinin de
Gerçekle
şme olay
ıdır.
At1: A1’ in tümleyeni olarak adland
ırılacak
Bu olay A1’ in gerçekle
şmemesi olay
ıdır.
A1 \ A2 : A1’ in gerçekle
şm
esi ve A2 ‘ nin
Gerçekle
şmemesi olay
ıdır.
Ayn
ı anda gerçekleşmeleri mümkün olmayan diğer bir deyişle kesişmeleri boş küme olan olaylara
ayr
ık olaylar
denir. Örne
ğin olay kavramını tanımlarken örnek verilen A1 ve A2 olayları aynı anda gerçekleşmeleri olanaksız olduğu (zar hem tek hem de çift sayı gelemez), dolayısıyla A1A2 =
Æ
oldu
ğu için ayrıktırlar. Ancak aynı şeyi A1 ve A3 ile A2 ve A3 olayları için söyleyemeyiz. Benzer şekilde B1 ve B2 ile B2 ve B3 olayları da kesişimleri boş küme olmadığı için ayrık değilken, B1 ve B3 olayları için ayrıktır.
Uygulama :
A, B, C olaylar
ı aşağıdaki gibi tanımlansın.
A= {a, b, c, d} B= {d, e, f} C= {c, d, f, g}
A U B, AC, BC, AB, A U C, B U C, ABC, ve A\B olaylar
ını yazınız.
Çözüm:
A U B= {a, b, c, d, e, f} AC= {c, d} BC= {d, f} AB= {d}
A U C= {a, b, c, d, f, g} B U C= {c, d, e, f, g} ABC= {d} A\B= {a, b, c}
OLASILI
ĞIN TANIMLARI
Olas
ılığın hesaplanmasında ya da tanımlanmasında başlıca üç temel yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz. Bu yaklaşımlarını kısaca ele alalım.
KLAS
İK YAKLAŞIM
S, gerçekle
şme şanslar
ı eşit (eş olasılıklı) sonuçlarından oluşan bir örnek uzayı ve A ise bu örnek uzayda tanımlı bir olayı göstersin. A olayının gerçekleşme olasılığı
P (A)
, bu yakla
ş
ımda
P (A) = n(A) / n (S)
Olarak tan
ımlanır.
Uygulama:
Hilesiz bir zar bir kez at
ılırsa 4’ ten büyük bir sayı gelme olasılığı nedir?
Çözüm :
Zar
ın hilesiz olduğunun belirtilmesi ile zarın yüzlerinin eşit gerçekleşme şansına sahip olması, dolayısıyla klasik tanıma başvurarak olasılığın hesaplanabileceği anlaşılmalıdır. S={1, 2, 3, 4, 5, 6} ve A={5, 6} olduğuna göre
P (A) = 2 / 6
Olacakt
ır.
Örnek uzay
ının sonsuz olduğu durumda payda sonsuz olacağı için klasik tanımın kullanılmayacağı açıktır. Bir diğer zayıf nokta ise örnek uzayı oluşturan tüm mümkün sonuçların eş olasılıklı (eşit sansa sahip) olması gerektiği koşuludur. Bu varsayım aslında rastlantısal deneye ve deneyin nesnesine ilişkin yapılan soyutlamadır.
Bu yüzden
şans oyunlar
ına ilişkin olasılık problemlerinde zarın, madeni paranın hilesiz ya da homojen olduğu, iskambil destesinin iyi karıştırıldığı belirtilir. Aslında matematiksel nesneler de fiziksel açıdan soyutlanmıştır. Doğruların kalınlığı düzlemlerin yüksekliği yoktur. Bir noktadan eşit uzaklıktaki noktaların geometrik olarak tanımlanan çemberler pürüzsüzdür. Oysa bir kağıdın üzerine çizdiğiniz doğru, düzlem ya da çember matematiksel ifadelerine tam olarak uymazlar. Kağıdın dokusu, mürekkebin kalınlığı nedeniyle aslında hepsi fiziksel olarak 3 boyutludur. Ancak matematiksel nesneleri salt matematiksel düşünen, onlara fiziksel bir anlam katmayan matematikçiler (işlerini iyi yapmaları için bu şarttır.) için bu durum sakınca yaratmaz. Klasik tanımda yapılan soyutlama da bu anlamda matematiksel açıdan idealdir ve olasılık hesabına kolaylık sağlar. Ancak olasılık yaşama ilişkindir ve tüm mümkün sonuçların her zaman eşit şansa sahip olduğunu iddia etmek gerçekçi olmaz. Örneğin yarın yağmur yağma olasılığı ile ilgileniyorsak, örnek uzayın iki elemanı vardır. S={Yağmur yağar,Yağmur yağmaz}; klasik tanıma göre bu iki mümkün durumu eş olasılıklı kabul etmemiz, dolayısıyla her koşulda, her mevsimde yağmur yağma olasılığını ½ olarak vermemiz gerekir. Benzer şekilde kuzey anadolu fay hattında 2005 yılına kadar deprem olma olasılığı ile ilgileniyorsak yine iki mümkün durum vardır: S={Deprem olur, Deprem olmaz} . Hiçbir jeolojik inceleme yapmaksızın, deprem tarihi incelenmeksizin bu iki durumun eşit şansa sahip olduğunu iddia etmek şüphesiz gerçekçi olmayacaktır.
FREKANS TANIMI
Klasik yakla
ş
ımda rastlantısal deney soyut bir kavramdır. Yani deneyin fiziksel olarak gerçekleştirilmesi gerekmez. Diğer bir deyişle olasılıklar
önsel
(a priori) verilir. Paran
ın hilesiz olduğu var sayılır ve tura gelme olasılığı 0,50 olarak hesaplanır. Hilesiz olduğuna emin olmadığımız bir madeni paranın tura gelme olasılığı ile ilgileniyorsak, bu olasılığı bulmanın bir yolu söz konusu parayı yeterince atmak olabilir. Para n kez atılırsa ve n (A) kez tura gelirse n(A)/n oranını yani tura sayılarının
frekans oran
ını
tura gelme olas
ılığı kabul edebiliriz. Sezginsel olarak para ne kadar çok atılırsa n (A)/n oranının gerçek olasılığa o kadar çok yaklaşacağını söyleyebiliriz.
Öyleyse olas
ılığın istatistiksel tanımı da denilen bu yaklaşımda, bir A olayının olasılığı
P (A) = lim n(A)/ n
n
®¥
olarak tan
ımlanabilir. Burada n, rastlantısal deneyin tekrarlanma sayısını, n (A) ise, bu denemelerde A olayının gerçekleşme sayısını (frekansını) göstermektedir. Öyleyse bu tanımda olasılıklar klasik tanımın tersine
sonsal
(a posteiori) verilmektedir.
Zar hilesiz oldu
ğu için klasik tanıma göre, herhangi bir yüzün gerçekleşme olasılığı
P (A) = 1/6
@
0,1667
Olacakt
ır.
Do
ğada ve toplumda bir çok olayın olasılığını hesaplamada, bu olayların geçmişteki tekrar sayılarına (frekansına) başvururuz. Bu yüzden frekans tanımı geniş bir uygulama alanına sahiptir. Örneğin sigorta şirketleri belirli bir yaş grubundaki bir kişini ölme olasılığını hesaplamada daha çok ölüm istatistiğine başvururlar. Çünkü belirli bir yaş grubundaki ölümlerin toplam ölümlere oranı (frekans oranı) yıldan yıla büyük değişiklik göstermez. Geçmiş verilere bakıldığında bu oranın belirli bir değere yakınsadığı ve güvenebileceği anlaşılır.
Her ne kadar klasik tan
ımın kısıtlamaları (sonlu örnek uzayı ve örnek uzayın elemanlarının eş olasılıklı olması varsayımları) bu tanımda yoksa da, frekans oranı tanımının da zayıflıkları vardır. Birincisi, tanımda yer alan sonsuz kavramının pratikte neyi temsil ettiğine, gerçek olasılığa yakınsamanın gerçekleşmesi için kaç denemeye ihtiyaç olduğuna ilişkin kesin bir yanıt vermek olanaksızdır. İkincisi, bir dizi denemede belli bir değere yakınsamanın gerçekleşeceğini varsaysak bile; başka bir dizi denemede aynı değere yakınsamanın gerçekleşeceğine ilişkin teorik bir garanti yoktur.
SÜBJEKT
İF TANIM
Bir olay
ın sübjektif olasılığı, daha önceki iki tanım da olduğu gibi yalnızca objektif yöntemlerle değil, sübjektif yargılarının da hesaba katıldığı ve söz konusu olayın geçerliliğine ya da olabilirliğine ilişkin verilen ve veren kişinin olayın gerçekleşmesine ilişkin kişisel güveninin derecesini gösteren [0, 1] aralığında reel bir sayıdır. Burada 0 olanaksızlığı, 1 ise kesinliği simgeler.
Sübjektif tan
ım, piyasaya ilk kez sürülecek olan bir ürünün % 25’ lik Pazar payı alması, 2015 yılında bir meteorun dünyaya çarpması ya da 20 yıl içerisinde Kuzey anadolu fay hattı üzerinde merkez üssü İstanbul’ un güneyi ve 7 büyüklüğünde bir deprem olması gibi gelecekte gerçekleşecek olayların olasılığını hesaplamada kullanılabilir. Olasılıklar tayin edilirken objektif veriye ve / veya sübjektif yargıya başvurulur. Örneğin deprem olasılığını hesaplayacak uzmanlar, son depremdeki fay deformasyonunun boyutunu, fayın ne kadar kırıldığını incelemek ve riskli fayın 3 boyutlu görüntüsünü çıkarmak suretiyle gelecek depreme ilişkin sübjektif yargıda bulunabilirler.
Bunun yan
ı sıra geçmişteki düzenli levha hareketlerini, daha önceki tarihte, hangi noktalarda, ne büyüklükte depremlerin olduğuna ilişkin objektif veriyi de sübjektif yargıyla birleştirerek olasılıkları tayin edebilirler. Ancak başvurdukları kriterlere, bilgi birikimlerine ve yeteneklerine göre farklı uzmanların farklı olasılıklar verebileceğini de sübjektif tanımda doğallıkla kabul etmemiz gerekir. Bir A olayının olasılığı bu yaklaşımda şu şekilde verilebilir. Örneğin deprem olma şansını, olmama sansının 3 katı görüyorsak,
P (A) / 1-P (A) = 3 / 1
E
şitli
ğini yazabiliriz. Buradan P (A)
P (A) = 3 – 3P (A)
Þ
P(A) = ¾
Olur. Öyleyse A’ ya verilen
şans x, verilmeyen şans y ise,
P (A) / 1 – P (A) = X / Y
E
şitli
ğinden A olayının gerçekleşme olasılığı
P (A) = X / X+Y
Olarak elde edilebilir. Ba
şka bir deyişle ifade edilirse, bir A olay
ının gerçekleşmesine ilişkin sübjektif olasılık:
P (A) = A’ ya verilen
şans / Toplam şans
Olarak tan
ımlanabilir. verilen şanslar ise genellikle kısaca x : y notasyonu ile belirtilir. Öyleyse yukarıdaki örnekte verilen şanslar 3 : 1 olarak ifade edilebilir.
OLASILIK TEOR
İSİNİN AKSİYOMATİK YAPISI
Matemati
ğin aksiyomatik yapısının 3 temel unsuru vardır:
Tan
ımsız terimler (Örn: Öklit geometrisinde nokta, doğru yada küme teorisinde küme, eleman)
Tan
ımsız ilişkiler (Örn: doğru üzerinde bir nokta, X kümesinin elemanı)
Aksiyomlar (Örn: iki noktadan bir do
ğru geçer). Aksiyomların sezgisel olarak doğrulukları açıktır ve ispatlamadan doğru olarak kabul edilirler.
Bu üç temel unsurdan yararlanarak, teoremler, yard
ımcı teoremler, sonuçlar vs. ile matematiksel yapı oluşturulur. Olasılık teorisi de aksiyomatik bir yapı olarak ele alınırken, olasılığın kendisi tanımsız bir terim olarak düşünülür. Yani olasılık teorisinde olasılığın ne olduğu sorusunun değil, nasıl hesaplanacağı sorusunun anlamı vardır.
Olas
ılık Teorisinin Aksiyomları:
S bir rastlant
ısal deneye ilişkin örnek uzay olsun. Olasılık teorisinde olasılığın ölçümünü sağlayacak aşağıdaki 3 aksiyoma başvurulur:
P( A )
³
0
P( S ) = 1
S örnek uzay
ı A1, A2,.....An,...... ayrık olaylarından oluşuyor ise;
P ( A1 U A2 U.....U An,...) = P (A1)+P (A2)+......+P (An)+...
E
şitli
ği yazılabilir. A olayının olasılığı P (A) daha önce tartışılan 3 tanımdan herhangi biriyle hesaplanabilir. Ancak hesaplanan bu olasılığın yukarıda verilen 3 aksiyomuda sağlaması gerekir.
Uygulama:
A1, A2, A3, A4 bir örneklem uzay
ını oluşturan ayrık olaylar ise, aşağıda bu olaylara ilişkin verilen olasılıkların uygunluğunu tartışalım.
(a) P (A1)=2 / 3 P (A2)=1 / 6 P (A3)= 1 / 12 P (A4)= 1/ 12
(b) P (A1)=1 / 4 P (A2)=2 / 4 P (A3)= 2 / 4 P (A4)= 1/ 4
(c) P (A1)=1 / 2 P (A2)=3 / 5 P (A3)= 1 / 5 P (A4)= 2/ 5
Verilen olas
ılıklar olasılık teorisinin 3 aksiyomu ile tutarlı olmak zorundadır.
Olas
ılıkları hepsi pozitif olduğu için birinci aksiyomu (P (A1)
³
0) sa
ğlanır. Toplamlar 1’ i verdiği için ikinci aksiyom ( P (S)= 1)sağlanır. Üçüncü aksiyom (P ( A1 U A2 U A3 U A4)=P(A1)+P (A2)+P (A3)+ P (A4)) olayların tanımından dolayı sağlanır. Öyleyse bu şıkta verilen olasılıklar tutarlıdır.
Birinci aksiyom sa
ğlanıyorsa da toplam olasılık (6 / 4) 1’ den büyüktür; dolayısıyla ikinci aksiyom sağlamaz. Bu yüzden olasılıklar geçerli değildir.
P (A3) < 0 oldu
ğu için birinci aksiyom sağlamaz. Bu yüzden olasılıklar geçersizdir.
Baz
ı Önemli Teoremler:
Ai, S örnek uzay
ında tanımlı bir olay olsun. P (A
i) olas
ılığının hesaplanmasında daha önce söz edilen 3 tanımdan da faydalanılabilir ve üç aksiyom kullanılarak çeşitli teorem ve sonuçlar elde edilebilir. Aşağıda bunlardan bazılarına yer verilmiştir.
Teorem 1:
At, A olay
ının tümleyeni ise P (
At ) = 1 – P (A)
Teorem 2:
P (
Æ
) = 0
Teorem 3:
A1
Ì
A2 ise P (A1)
£
P (A2)
Teorem 4:
P (A1 U A2) = P(A1) + P(A2) – P (A1A2)
3 olayda söz konusu ise;
P( A1 U A2 U A3)= P(A1) + P(A2) + P(A3) – P(A1A2) – P(A1A3) – P(A2A3) + P(A1A2A3)
Olacakt
ır.
(Boole e
şitsizli
ği):
P(A1 U A2)
£
P(A1) + P(A2)
teoremin bir sonucu olan Boole e
şitsizli
ğinin genel hali ise
n n
P
(
UAi
)
=
å
P(Ai)
i=1 i=1
Olarak yaz
ılabilir.
Teorem 5:
0
£
P (A)
£
1
Teorem 6:
P (A) = P (AB) + P (ABt)
--------------Tualimforum İmzam--------------
Aksini Belirtmediğim Takdirde Yazdığım Konular
ALINTIDIR
Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri
Anaokulu - İlköğretim
Sınav Soruları ve Ders Notları
Tags
olasilik
,
teorisi
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor.
(0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Yetkileriniz
You
may not
post new threads
You
may not
post replies
You
may not
post attachments
You
may not
edit your posts
BB code
is
Açık
Smileler
Açık
[IMG]
Kodları
Açık
HTML-Kodları
Kapalı
Trackbacks
are
Açık
Pingbacks
are
Açık
Refbacks
are
Açık
Forum Rules
Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
son Mesaj
Olasılık Kavramının Janus ile İlgisi - Olasılık Kavramı ve Janus
Tolga
Genel Kültür
0
13.08.14
00:07
Tahmin ve Olasılık Cümleleri
Okyanus
İlköğretim
0
27.09.13
16:38
Olasılık Teorisi - Olasılık Teorisi Nedir - Olasılık Hakkında - Olasılık Teorisi Hakk
SERDEM
Matematik - Geometri
0
21.08.09
01:09
Bant Teorisi - Bant Teorisi Nedir - Bant Teorisi Hakkında
SERDEM
Kimya
0
21.08.09
00:30
PermÜtasyon kombinasyon olasılık
tualim
Matematik - Geometri
0
29.02.08
05:05
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat:
18:50
.
-- English (US)
-- Tr
İletişim
-
www.tualimforum.com
-
Arşiv
-
Kullanım sözleşmesi
-
Yukarı git
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
LinkBack
LinkBack URL
About LinkBacks
Bookmark & Share
Digg this Thread!
Add Thread to del.icio.us
Bookmark in Technorati
Tweet this thread