Kabakulak Hastalıgı Teşhis ve Tedavisi Kabakulak Hastalıgı Teşhis ve Tedavisi KABAKULAK Kabakulak akut gidişli bulaşıcı bir hastalıktır ve bütün dünyada yaygın olarak görülür. Kış sonunda ya da ilkbaharda küçük bölgesel salgınlar halinde ortaya çıkar. En çok 5-10 yaşlarındaki çocuklarda görülür. Hastalık en çok tükürük bezlerine, özellikle boynun iki yanında kulakmemesinin hemen altındaki iki büyük beze (kulakaltı tükürük bezleri; parotis) yerleşir. NEDENİ Kabakulak virüse bağlı bir hastalıktır. Bu virüs kökenli enfeksiyonun en belirgin patolojik görünümü, tükürük bezlerinin ileri derecede şişmesidir. Bu durum belirli bir baskıya ve ağrıya neden olur. Enfeksiyonun yayıldığı bezin tamamı kanla dolar, tükürük bezlerini çevreleyen kapsülde küçük kanamalar ortaya çıkar. Asinüslerin (salgıbezini oluşturan küçük loblar) hücrelerinde değişik düzeylerde doku Ölümü (nekroz) gelişir. Bu arada tükürük kanallarının çeperleri kalınlaşmıştır. Hastalık atlatıldıktan sonra, asinüs hücreleri kendilerini yeniler ve bozulmuş olan tükürük bezleri normale döner. NASIL BULAŞIR? Kabakulak virüsünün kökeni insandır ve hastalık kolay bulaşır. Çünkü kesin tanıya varmayı sağlayan en belirgin özellik olan şişliğin ortaya çıkmasından önce de hastalık başkalarına geçebilir. Bulaştırıcılık süresi, hastalığın klinik olarak başlamasının bir hafta öncesinden şişliğin kaybolmasına değin geçen zamandır. Konuşma, öksürük ve aksırıkla çıkan tükürük damlacıkları ve hastanın tükürüğünün bulaştığı nesneler virüs taneciklerinin yayılmasını sağlar. Virüs vücuda ağız burun ve göz yoluyla girer ve kan aracılığıyla yayılır. YAYILMA Kabakulak en çok 5-10 yaş arasındaki çocuklarda görülür. Ama daha çok erkeklerde 20 yaş dolayında da ortaya çıkabilir. Genellikle, hastanın içinde yaşadığı toplulukta yerel salgınlar halinde ortaya çıkar. En çok kış aylarında görülür. BELİRTİLERİ Kabakulağın kuluçka dönemi 10 ile 20 gün arasında değişir. Hastalık başlangıç evresinde özgül belirtiler göstermez; genel kırıklık, hafif ateş, isteksizlik, bulantı ve 1-2 gün süren ürpermeyle başlar. İlk özgül belirti kulakaltı tükürük bezi bölgesinin ağrılı şişmesidir. Başlangıçta işitme yolunun önünde ortaya çıkan şişlik daha sonra çeneye kadar tüm bu bölgeye yayılır; hastalığın kabakulak olarak adlandırılmasına neden olan görünüm ortaya çıkar. İlgili kasların kasılması nedeniyle çiğneme güçleşir. Şişlik önce tek yanda başlar, daha sonra 1-2 gün içinde öbür yandaki beze de yayılır. Kabakulak olgularının yüzde 30-40′ında hastalık belirti vermeden geçirilir. GİDİŞİ Hastalığın gidişi oldukça hızlıdır. 10-12 gün içinde şişlik hafifler ve ortadan kalkar; genel durum oldukça iyidir. İlk günlerdeki kulak ve baş ağrıları geçtikten sonra, hastanın özel bir şikâyeti kalmaz. Ama kabakulak her zaman ılımlı bir hastalık değildir. Bazen tabloyu ağırlaştıran komplikasyonlar ortaya çıkar. Virüs kulakaltı tükürük bezinin yanı sıra dilaltı ve çene altındaki tükürük bezlerine de yerleşebilir. Bu noktaya kadar tehlikeli bir durum söz konusu değildir. Çünkü hastalık bu bezlerin şişmesiyle sınırlı kalır ve daha sonra iyileşir. Ama virüsün cinsel organlara yerleşmesi, özellikle erkeklerde erbezi iltihabına yol açması hastalığın gidişini ağırlaştırır. Yükselen ateşle birlikte ürperme başlar, iltihaplı erbezi çok ağrılıdır ve normalin iki ya da üç katı kadar büyür. Ama çok az olguda erbezi iltihabı kalıntısı olarak erbezi körelmesi, buna bağlı eşey hücrelerinin ölümü ve kısırlık ortaya çıkar. Hastalık genellikle erbezlerinin yalnızca birini etkilediği için ciddi sonuçlara yol açmaz. Bu komplikasyona ergenlik öncesi erkek çocuklarda çok seyrek rastlanır. Bazen, özellikle kabakulağın başlangıç evresinde, ateş 39°C-40°C’ye yükselir; baş dönmesi ve baş ağrısı görülür. Çocuk başını arkaya doğru hareketsiz bir biçimde tutar. Bunlar sinirsel yapılarda, yani beyin-beyin zarında iltihaplanma işaretleridir. Bu hastalık iyi huylu biçimlerde de belli oranlarda hep vardır ve başlangıçta baş ağrısıyla kendini belli eder. Seyrek olarak ağır biçimde ortaya çıkan beyin-beyin zan iltihabı hızla ve tam olarak iyileşir, hiçbir iz bırakmaz. TEDAVİ Olguların çoğunda, hastalar iyi bir uyum gösterdiği için kabakulak Özel bir tedavi gerektirmez. Belirtiler belirgin hale geldiğinde, tedavi önlemleri ağrıyı, ateşi ve genel kırıklığı hafifletmeye yöneliktir. Virüs kökenli bir enfeksiyon olduğu için verilebilecek belirli bir ilaç yoktur. Kabakulağın olası komplikas-yonlannın tedavisi de şikâyetlerin giderilmesine yöneliktir. Ateş sürdüğü sürece sıcak ve iyi havalanan bir odada dinlenmek gerekir. Sıvı ve yumuşak gıdalar alınarak çiğneme hareketleri önlenir. KORUNMA Kulakaltı tükürük bezi şiş olduğu sürece (en az 9-10 gün süreyle) bulaşma olasılığı vardır. Kabakulağa karşı koruma sağlayan gammaglobülin enjeksiyonları ile sağlanan koruyucu tedavi, hastalığı hafifletmede ve salgının yayılmasını önlemede yararlıdır. Günümüzde aşılama yoluyla etkili bir koruma mümkündür; bunun için hastalık yapıcı gücü hafifletilmiş bir virüs aşısı kullanılır. Aşı, bir yaşından büyük çocuklara derialtı yoluyla tek bir doz verilerek uygulanır. Bağışıklık 12 gün sonra yerleşir ve kalıcıdır. |