9 Kasım 9 Kasım 1953 - Atatürk'ün tabutunun, sabah, görevli heyet huzurunda açılarak rapor düzenlenmesi. Atatürk'ün tahnit edilmiş nâşının hiç bozulmamış olduğu görüldükten sonra, gerekli rapor düzenlenerek heyet tarafından imzalanmıştır. (Düzenlenen raporda, Atatürk'ün nâşının kurşun tabuttan ceviz tabuta alınma işleminin bugün yapıldığı yazılmış ise de, bu işlem tahnit durumunu tespit ile görevli tıp profesörü Kâmile Şevki Mutlu'nun önerisi ve heyetin uygun görmesi ile 10 Kasım 1938 sabahına bırakılmıştır). 1938 - Atatürk'te, ağır koma halinin devam etmesi.
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği'nin, Atatürk'ün sağlığıyla ilgili olarak saat 10.00, saat 20.00 ve saat 24.00'te olmak üzere üç bildiri yayımlaması (saat 24.00'teki bildiride "Umumî durumun tehlikeli bir hal aldığı" bildirilmiştir). 1936 - Montreux (Montrö ) Boğazlar Sözleşmesi resmen yürürlüğe girdi.
Montrö Sözleşmesi ile Boğazlar üzerindeki Türk egemenliği kesin olarak kabul edilmiştir. MONTRÖ SÖZLEŞMESİ CUMHURİYET TARİHİNİN EN ÖNEMLİ SÖZLEŞMELERİNDEN BİRİDİR. Türk boğazlarından geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliği işlerini düzenleyen bu sözleşme, 24 Temmuz 1923'de Lozan Antlaşması ile birlikte imzalanan Boğazlar Sözleşmesinin yerine geçmiştir. 1930 - Atatürk'ün, Ankara'ya gelen Amerika İktisat Bakanlığı Müsteşarı Klein'ı kabulü. 1925 - Atatürk'ün, Çankaya'da şair Abdülhak Hâmit (Tarhan) Bey'i kabulü. 1924 - Aralarında Rauf Bey (Orbay), Refet Paşa (Bele) ve Dr. Adnan Bey'in (Adıvar) bulunduğu bazı mebuslar Halk Fırkası'ndan istifa etti. 1922 - Babaeski'nin kurtuluşu. Lozan Antlaşması için Lozan'a gidecek heyet İstanbul'dan ayrıldı. Atatürk'ün, Hindistan Merkez Hilâfet Komitesi Başkanı Seyit Chotani'ye mektubu: "...Bizim bu büyük zaferimizin doğurduğu büyük sonuç yalnız Türkiye'nin mukadderatı üzerine etki yapmakla kalmayacak, aynı zamanda bütün zulüm gören milletleri, kendi hayat ve bağımsızlıklarını tehdit ve baskı altında tutan zalimler aleyhine hareket için gayrete getirecektir." 1920 - Batı Cephesi (Garp Cephesi) iki bölüme ayrıldı (kuzey cephesi, güney cephesi). Batı Cephesi, Kuzey ve Güney Cephesi olarak iki bölüme ayrıldı. İsmet Bey (İnönü) Kuzey Cephesi, Refet Bey (Bele) ise Güney Cephesi komutanlıklarına tayin edildi. Batı Cephesi komutanlığına Genelkurmay başkanı İsmet Bey (İnönü), Güney cephesine de Albay Refet Bey (Bele) getirildi. 1919 - Atatürk'ün, güney bölgelerinin İngilizlerin çekilmesinden sonra Fransızlar tarafından işgali üzerine Antep, Adana, Sis, Mersin, Cebelibereket Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerine telgrafı: "...Türk hükümeti parçalarından olan bu yerlerin Fransızlar tarafından işgalinin bütün hükümet memurlarıyla Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetleri ve Belediye Başkanları tarafından kamuoyu ve Amerika katında protesto edilmesi ve bu haksızlığın düzeltilmesinin istenmesi bildirilir." Atatürk'ün, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Heyetlerine, Bahriye Nazırı Salih Paşa'nın Amasya görüşmelerinde Millî Meclisin Anadolu'da toplanmasını kabul ettiğini bildiren yazısı. Harbiye Nazırı Cemal Paşa'nın, Atatürk'e telgrafı: "...Millî örgüt adına hükümet işlerine müdahale edilmemesi hakkında hükümetin tarafınıza başlangıçtan beri yapılmış olan bildirisi kesindir. ...Şimdiki hal bir müddetçik daha devam edecek olursa, Heyet-i Vükelâ'nın çekileceği muhakkaktır(!)" 1918 - İngilizlerin Seddülbahir ve Kumkale'ye kuvvet çıkararak Çanakkale Boğazı'nın her iki tarafını işgal etmeleri. Çanakkale Boğazı'nın iki yakası, İngilizler tarafından işgal edildi. Çanakkale Boğazı'nın Rumeli yakası 20 Kasım'da Fransızlar'a devredildi. İskender'in bir İngiliz müfrezesi tarafından işgali. İngilizler, İskenderun ve Antakya'ya asker çıkardı. 1916 - Atatürk'ün, sabah saat 8.00'de Ziyaret'ten hareketi, saat 17.00'de Duhan'a gelişi, geceyi Duhan'ın kuzeyinde 13. Alay'ın eski ordugâhında çadırda geçirmesi. 1914 - Atatürk'ün, Sofya'dan Bahriye Nazırı Cemal Paşa'ya mektubu: "...Bugün zât-ı âlileriniz ve Talât Bey, birçok üyesi eksik bir hükümette, milletin ruhunu ve devletin çıkarlarını büyük bir hassasiyetle takip ederek başarı ihtimalinin güçlenmesini sağlıyor ve çeşitli nezaretlerin işlerini yürütmeye mecbur kalıyorsunuz. Ancak böyle bir anda Fethi Bey'in Sofya Büyükelçiliğinde tutularak ihmal edilmesi, kabul edilemeyecek bir durumdur." Kaynak:edebiyatogretmeni.net --------------Tualimforum İmzam-------------- |