İZMİR Tarihi Mekanlar Ve Binalar
İZMİR Tarihi Mekanlar Ve Binalar Resimleri
İZMİR Tarihi Mekanlar Ve Binalar Tarihçeleri
Konak Meydanı Hükümet Konağı, Sarı Kışla’nın meydana bakan cümle kapısı ve cephesi tarafından çevrelenen Konak veya daha az bilinen adıyla Kışla Meydanı… Meydanı tamamlayan İzmir’in simgesi Saat Kulesi ile kompozisyon tamamlanıyor. 1829 yılında inşa edilen Sarı Kışla 1955 yılında yıktırıldıktan sonra, İzmir’in bu en eski kamusal alanının tanımlı özelliği kayboldu. Modern bir kent merkezi yapmak için yıktırılan kışla kentin belleği için önemli bir kayıp olmaktan başka, günümüzde şimdiki ihtiyaçlar için işlevlendirilme şansı da yok edilmiş oldu.
Saat Kulesi
Bir yıl süren hazırlık, kampanya çalışmaları ve inşaattan sonra, sultan II. Abdülhamid’in Osmanlı tahtına çıkmasının 25. yılı münasebetiyle 1901 yılının 31-Ağustos/1-Eylül günlerinde icra edilen törenlerle açıldı. İzmir Valisi Kamil Paşa’nın başlatmış olduğu bir kampanyayla finansı sağlanan Kule, İzmirlilerin padişahlarına armağanıydı. Kulenin gümüş bir maketi padişaha sunulduğundan, günümüzde Topkapı Sarayı’nda korunmaktadır. Maketin gümüşten imal edilmesinin nedeni, 25. yılın “Gümüş yıldönümü” kabul edilmesi ve Osmanlı sultanlarının modern monarşilerdeki hükümdarlar gibi bu kutlamalara önem vermeleriydi.
Hükümet Konağı
Hükümet Konağı’nın önündeki alan, binanın varlığından ötürü günümüzde Konak Meydanı adıyla anılıyor. Osmanlı Devleti’nin modernleşme sürecinde yaşanan dönüşümün gereği olarak, şimdiki yapının yerinde bulunan konağın idari hizmet binası haline getirilmesiyle ortaya çıktı. Eski konak hem yıpranmışlığından hem de yetersiz gelmesinden ötürü yıktırılarak, 1869-1872 yılları arasında şimdiki binanın ilk şekli inşa ettirildi. Osmanlı Devleti konağı inşa ederken, İzmir gibi pek çok yabancının yaşadığı dışa dönük bir kentte devleti temsil edeceğinden ötürü hiçbir harcamadan kaçınmamıştı. 1970 yılı Ağustos’unda çıkan yangında harap olan binanın restorasyonunda aslına sadık kalınmış olsa da, bazı bölümleri yeniden inşa edilmemiştir.
Yalı Cami
Konak meydanında yer almaktadır. Bu nedenle bir diğer ismi Konak camiidir. Mehmet paşa kızı Ayşe hanım tarafından, aynı yerde bulunan medresesi içinde yaptırılmıştır. Kesin olmamakla birlikte 1755 yılında veya bundan kısa bir süre önce yapılmış olmalıdır. Medresenin en son kalıntıları 1905 sigorta planlarında gösterilmektedir. Camii 1. Dünya savaşı yıllarında Vali Rahmi bey tarafından ve daha sonra çeşitli defalar tamir edilmiştir. En son büyük tamirat 1964 yılında yapılmıştır.
Kızlarağası Hanı
1774 yılında, dönemin Darüssaade ağası Hacı Beşir Ağa tarafından inşa ettirildi. Darüssaade ağalığı Osmanlı sarayının harem kısmıyla ilgili bir görev olduğu için, Kızlar Ağası Hanı adıyla tanındı. Harabe halindeyken Vakıflar idaresi tarafından 1980’li yıllarda adeta yeniden inşa edilerek tekrar kent yaşamına kazandırılan han, günümüzde hem İzmir’i ziyaret eden yabancıların hem de İzmirlilerin rağbet ettikleri bir uğrak noktası niteliği kazandı.
Kemeraltı
İzmir’in eski iç limanı üzerinde yükselen camiler, iş yerleri, hanlar, çarşılar ve pazarlardan oluşan tarihi Kemeraltı bölgesi… İç limanın karayla buluştuğu kavis üzerinde dizilen camiler, kentin bir dönemine tanıklık ediyor. En öndeki Kestane Pazarı Camii, onun ön tarafında yer alan ve yanında Kızlar Ağası hanının bacaları izlenen ise Hisar Camii… Resmin sol tarafındaysa Şadırvan Altı Camii görülüyor. Kemeraltı yüzlerce yıldır kesintisiz ticaret yapılan, yüzlerce han ve binlerce iş yerinin bulunduğu İzmir’in hala en önemli iş merkezi.
Borsa Sarayı
İzmir’in dünya ekonomisiyle bütünleşen bir ticaret kenti olmasından ötürü, modern iktisadi kurumlarla erken tanıştığı bilinmektedir. Borsa da bunlardan birisidir. Yürütülen çalışmaların olgunlaşması, yasal çerçevenin hazırlanması ve özel borsaların faaliyetten men edilmesinden sonra 1892 yılında kuruldu. Uzun süre farklı binalarda hizmet veren kurum, 1928 yılında tamamlanan ve teslim alınarak “Borsa Sarayı” adıyla hizmete sokulan binasında faaliyetlerini sürdürmeye başladı.
Kızılçullu Su Kemerleri
İzmir’in Roma İmparatorluğu (MÖ. 133-MS. 395) döneminden kalan tanıklarıdır. Yeşil Dere üzerinde günümüzdeki Buca Köprüsünün hemen sağında bulunmaktadırlar. Kızılçullu Kemerleri adıyla anılmalarının sebebi, Şirinyer ve bu mevkinin eski ismi olmasındandır. İzmir’in su ihtiyacını karşılamak için yapılan ve şehre gelen suyun büyük bölümünü nakleden kemerlerin üzerinde kurulu olduğu derenin bir diğer ismi de Kemer Çayı’dır. Su kemerleri daha sonraki devirlerde de kullanılmışlardır. Bu bağlamda 17. yüzyılın ikinci yarısında Vezir suyunu kente ulaştıran Vezir kemeri yapılana kadar, Osmanlılar tarafından defalarca tamir edilmişlerdir. Asansör
Dünyada kent içi ulaşım araçlarının en özgün örneklerinden tarihi Asansör İzmirli işadamı ve Bayraklı mağazalarının sahibi Nesim Levi tarafından yaptırıldı. İnşaatın tamamlanması ve hizmete alınması 1907 yılında gerçekleşti. Halil Rıfat Paşa semtindeki mahallelerde yaşayanların Mithat Paşa Caddesi ile irtibatını sağlayan Asansör, sahilden geçen Göztepe tramvay hattına kolaylıkla ulaşmayı sağlamıştı. Kent içi ulaşım araçlarının çeşitlenmesine bağlı olarak, asansör tek seçenek olmaktan çıkana kadar uzun yıllar boyunca bölgede yaşayanlara hizmet etti. Şimdiyse, İzmir’in albenili mekanlarından birisi oldu ve restoran olarak kullanılıyor.
İzmir Kız Lisesi
İzmir Valisi Rahmi(Aslan) bey zamanında Muallim Mektebi yapmak üzere inşa edilmeye başlanan bina yarım kalmıştı. 1919-1922 yılları arasındaki dönemde Yunan İşgal Komiserliği tarafından Ionia Üniversitesi kurmak amacıyla tamamlandı. İzmir’in kurtuluşundan sonra 1923 yılından itibaren Erkek Muallim Mektebi olarak hizmet vermeye başladı. 1936 yılında Muallim Mektebi’nin kurulmakta olan Köy Enstitüleri kapsamında Kızılçullu’ya taşınmasından sonra İzmir Kız Lisesi’ne tahsis edildi.