Yağmur.. Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü
bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama&
Şimdi telefon açsam sana sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; 'Babamlar nasıl ilacını aldın mı?'
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta
dalıp giderdin yemek yaparken tahta kaşıkla
tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena&
Omuzlarım ağrı**** uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben ya da
'Annenin kaderi kıza' dedikleri doğru mu?
'Baban eskitir her şeyi kızım' demiştin bir kez
anlamamışım meğer eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye
çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne
yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.
Evimi topluyor toz alıyor patlıcan kızartıyor
televizyon seyrediyor akşam çalan kapıyı açıyorum
açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor demleniyor demleniyor&
Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle
kalbimde bir acı. Şarkılar seni söyler.
İCLAL AYDIN.. alıntıdır... |