İnvaziv Olmayan Meme Kanseri (karsinom in-situ) İnvaziv Olmayan Meme Kanseri (karsinom in-situ) “In situ” “özgün yerinde” anlamına gelmektedir Bu tip meme kanserinde kanser hücreleri orijinal lokasyonlarında kaldığı, çevre dokulara ya da daha ötelere metastaz yapmadıkları ya da yayılmadıkları için “in situ” ifadesi kullanılmıştır. Başlıca iki tip karsinoma in-situ bulunmaktadır Anormal hücreler lobül içerisinde çoğaldıklarında lobüler karsinom in-situ olarak adlandırılmaktadır Buna karşın anormal hücreler süt kanallarının içinde çoğaldıklarında duktal karsinom in situ olarak tanımlanmaktadır Karsinom in situnun kanser öncesi bir durum olduğu düşünülmektedir; daha ciddi invaziv bir kansere evrilebilmekte ya da bu yöndeki riski artırabilmektedir. Erken Tanı ve Tarama Düzenli kontrol erken teşhis şansını artırır Aşağıda tanımlanmış olan tarama testleri kanseri erken evrede saptamaya yardımcı olabilir: * Kendi kendine meme muayenesi – Erken tümörlerin, özellikle yıllık mamogramlar ve klinik meme muayeneleri arasında gelişen tümörlerin saptanmasında yardımcı olabilir Kendi kendinize yapacağınız aylık meme muayeneleri normal koşullarda memenizin nasıl göründüğü ve nasıl duyumsandığı konusunda fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır Bu şekilde kalınlaşma, yumrular, spontan meme ucu akıntısı, büzüşme ya da çukurlaşma gibi değişiklikleri fark edebilirsiniz. Bir yumru hissettiğinizi düşünüyorsanız çok endişelenmeyin Meme dokusu yumrulu bir yapıya sahiptir, bu yumrulu yapı bazı bireylerde diğer bireylere oranla daha belirgindir Memenin her yerinde yumrulu bir yapı duyumsuyorsanız bu olasılıkla normal meme dokusudur, endişelenecek bir durum değildir Memenin diğer kısımlarından daha farklı hissettiğiniz yeni bir yumru söz konusuysa – daha önce hissettiğiniz yapıdan daha sert ve daha farklı – bunu hekiminizin kontrol etmesi gereklidir. * Klinik meme muayenesi – Olası değişiklikler açısından meme ve koltuk altının görünümünü ve dokusunu kontrol etmek amacıyla hekimler, hemşireler ve diğer eğitimli sağlık çalışanları tarafından fizik muayeneler yapılır Amerikan Kanser Cemiyeti 20’li ve 30’lu yaşlardaki kadınların rutin sağlık kontrollerinin bir parçası olarak en azından üç yılda bir kez klinik meme muayenesi yaptırmalarını önermektedir 40 yaşın üzerindeki kadınlarsa yılda bir kez bu muayeneden geçmelidir. * Mamogram – Memeyi görüntülemek üzere X ışınlarının kullanıldığı bir yöntemdir, elle hissedilemeyen tümörleri saptayabilir Mamogram mevcut tarama yöntemlerinin en iyisi olarak nitelendirilmektedir Tümörü, en etkin biçimde tedavi edilebileceği erken evrede saptayabilmektedir 40 yaş ve üzerindeki kadınların her yıl mamogram yaptırmaları önerilmektedir. * Ultrason – Bir ekran üzerinde görüntü oluşturmak üzere yüksek frekanslı ses dalgalarının kullanıldığı bir yöntemdir Fizik muayene ya da mamografi sonucu saptanan normal dışı yapının katı (selim fibradenom) ya da sıvıyla dolu (selim bir kist) olup olmadığını belirlemede en etkin yöntem ultrasondur Ultrason katı bir yumrunun kanserli olup olmadığını göstermez. Tanı Mamogramda bir yumrunun ya da normal olmayan bir alanın gözlenmesi alışılmadık bir durum değildir Benzeri bir bulgu saptandığında söz konusu yumrunun ya da anormal alanın kanserli olmadığını güvencelemek için ilave testlerin yapılması gereklidir Genellikle ilave mamogramlar ya da ultrason gibi diğer görüntüleme teknikleriyle kanser tanısı dışlanabilir. Kanser tanısının dışlanamadığı olgularda, memeden hücre ya da doku örneği alıp incelemek için biyopsi yapılması gerekmektedir Meme kanseri tanısını koymak için kullanılan iki tür biyopsi vardır: iğne biyopsileri ve cerrahi biyopsiler İğne biyopsisinde ince bir iğne yardımıyla memeden doku ya da hücre örnekleri alınır İğne biyopsisi en az girişimsel olan ve doktorun muayenehanesinde gerçekleştirilebilen biyopsi türüdür Cerrahi biyopside, doku örneklerini almak için memede bir kesi yapılır. Biyopsi fikri korkutucu gelebilir, ancak biyopsi yapılan kadınların çoğunun meme kanseri olmadığı gerçeğini de anımsamak gerekir Amerika’da biyopsi yapılan her 5 kadından yalnızca birine kanser tanısı konmaktadır Bununla birlikte biyopsi önemli bir uygulamadır; kanser saptanmışsa doğru tedavinin zamanında başlanması olanaklıdır Hekiminiz meme kanseri olduğunuzu belirlediğinde kanserin vücudunuzun başka yerlerine yayıp yayılmadığını görmek için ilave testler yaptırmanız gerekebilir Bu testlerden bazıları: * Akciğer grafisi – genellikle akciğer kanserini saptamak amacıyla gerçekleştirilen ilk testtir Göğüs grafisi tümörün akciğerlerdeki lokasyonunu belirlemeye yardımcı olan iki boyutlu bir resimdir * BT ve MRI taramaları – (bilgisayarlı tomografi) taramalarında vücudun yüksek oranda ayrıntılı kesitlerini göstermek için bilgisayarlardan yararlanılmaktadır Tümörün boyutunu, şeklini ve lokasyonunu belirlemeye yardımcı olan üç boyutlu görüntüler elde edilebilmektedir * PET taraması – PET (pozitron emisyon tomografisi) taraması, normal hücreleri hızlı bölünen kanser hücrelerinden ayrımsayabilen daha yeni bir teknolojidir PET taramaları akciğer grafisi, BT ve MRI taramalarından sonra tümörün habis ya da selim olduğunun, veya kanserin göğüs boşluğuna yayılıp yayılmadığının belirlenmesinde kullanılır. Not: İnternetten alıntıdır. |