Karşılığında "soyaçekim" deyimi de kullanılan kalıtım, canlı varlığın atalarından edinmiş olduğu maddelerin etkisi, hatta kontrolü altında olduğunu belirtir. Başka türlü söylemek gerekirse,her canlı varlığın atalarıyla aynı nitelikleri taşıdığı anlamına gelir.
Yukarda, bir canlı varlığın atalarından almış olduğu "maddeler" e değinmiştik. Bu maddeler, enzimler ve öteki proteinler sentezini, dolayısıyla da organizmanın bütün canlılığını düzenleyen bir temel "ilke" yerine kabul edilebilir.
Kalıtım maddesi, özel yapıda-organik kimyasal maddeler olan ve kısaltılmış halinde DNA diye belirtilen "deoxyribo-nucleotide" lerle protein bileşimlerinin dizisidir.
Bildiğimiz gibi yeryüzünde her gün milyonlarca canlı dünyaya gelir. Bunlardan bazıları, dünyaya geldikleri andan itibaren ana-babalarına benzerler. Bazıları ise , hayatlarının çeşitli dönemlerinde değişiklikler gösterirler. Nitekim, bir kelebek doğduğu zaman yani dünyaya geldiğinde bir tırtıl görünüşündedir. Buna karşılık, yeni doğmuş insan yavrusu bir bebektir. Fakat gene de dünyaya gelmesinde sebep olan anne ve babasının küçük bir örneği durumundadır. Burada sözkonusu olan benzerlik, her canlıya ait genel yapı ve özel davranış karakteristiklerinin kuşaktan kuşağa, ana-babadan, doğan yavruya geçmesiyle gerçekleşir. Yeni dölün eski döle benzemesi hali ve bunu sağlayan etkenlerin yeni doğan yavrulara geçmesi "kalıtım-soyaçekim-ırsiyet" diye tanımlanır.
Tabiat bilginleri,filozoflar,bilim adamları,kalıtım konusuyla çok eskiden beri ilgilenmişlerdir. Bilim tarihinde bu konu iki açıdan ele alınmıştır. Buffon, Spencer ve Darwin gibi tabiat bilginleri kuramsal (teorik-nazari) çalışmalar yaparlarken.Mendel ve Naudin'le onların yöntemlerini uygulayanlar pratik çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Aradan belirli bir zaman geçtikten sonra, çalışmalar Avusturyalı Mendel'in çıkış noktasından ve onun doğrultusunda devam ettirilmiştir. Mendel'in çalışmalarının sonucu yayınlanmışsa da,çağdaşları bunu gereğince anlayamamışlardır. Ancak 1900 yılında,bu büyük bilim adamının deneysel çalışmaları yeniden ele alınmıştır. Özellikle Amerikalı tabiat bilgini Morgan ve arkadaşları, Mendel'in ortaya koyduğu sonuçları kanunlar halinde geliştirmişlerdir. Mendel, kalıtımın her karakter için bezelyenin büyüklüğü, insanın gözünün rengi, vs. gibi belirgin ve özel bir yapıcı,yani bir faktör kabul etmekle açıklanabileceğini ortaya koymuştur. Bu faktörler sonradan "gen" diye tanımlanmıştır. Gen'ler, artık özel bir enzim yapan, karakteri kontrolü altında bulunduran kısa kromozom bölüntüleri olarak kabul edilmektedir.
Mendel'in deneysel çalışmalarının layık olduğu şekilde tekrar ele alınması,kalıtım konusundaki bilimsel çalışmaların da düzen kazanmasında rol oynamıştır.