Sfigmomanometre Nedir? Kan Basıncı Nasıl Ölçülür? Sfigmomanometre Nedir? Kan Basıncı Nasıl Ölçülür? Kalp, kanı atardamarlar (arteriler) yoluyla bütün vücuda pompalayarak dolaştırır; kan başka bir damar sistemi olan toplardamarlar (venalar) yoluyla da kalbe döner. Bu iki damar sistemi kılcal damarlar (kapilerler) ile birbirine bağlıdır. Normal olarak bir insanın kalbi, dinlenme halinde iken, dakikada 72 defa atar ve her bir atışında 120-140 cm3 kanı vücuda iter. Kan basıncı, kalbin pompalamış olduğu kanın kan damarlarının çeperine yapmış olduğu basınçtır. Kanın iki çeşit basıncı vardır: Sistolik basınç ve diastolik basınç. Sistolik basınç, kalbin sıkışması sırasındaki kan basıncı; diastolik basınç ise kalbin iki vuruşu arasındaki dinlenme sırasında, yani kalbin gevşemesi halindeki kan basıncıdır. Diastolik basınç, kan damarlarının içlerindeki kana karşı olan dirençlerin ölçüsüdür. Kan basıncını ölçen araca sfigmomanometre (sphygmo Yunanca nabız sözcüden gelir) denir. Bu araç, adından sanılacağı gibi karmaşık değildir; lastikten yapılmış ve üzeri kumaşla kaplanmış bir kolluk biçiminde olup hava ile şişirilebilir ve bir civalı manometreye bağlı bulunur. Sfigmomanometre, kollukta bulunan hava basıncının manometredeki civa kolonuna etki yapmak suretiyle civanın yükselip alçalmasını sağlamaktadır. Kolluk içindeki hava, basıncı yükseldikçe tübün içindeki civayı yukarı doğru iter; basınç azalınca civa kolonu alçalır. Yani sfigmomanometre, tıpkı atmosfer basıncını ölçen bir barometre gibi aynı prensibe dayanarak çalışmaktadır. Bir insanın kan basıncını ölçmek için, aracın kolluk kısmı, tıpkı bir sargı gibi, kola, dirseğin üst kısmına, sıkıca bağlanır ve bir el pompasıyla şişirilir. Belirli bir basınçtan sonra kolluk, kanın akışını durduracak derecede kolu sıkar. Bu anda artık nabız duyulmaz olur. Nabız, kalbin pompalama hareketi sonucu meydana gelen bir basınç dalgasıdır. Kan, kalbin her vuruşunda damarlar içinde akar; kan kalpten uzaklaştıkça akışı yavaşlar. Bilekte nabzın duyulabilmesinin sebebi, oradan deriye yakın bir atardamarın geçmesi ve bu atardamarın bir kemik yakınında bulunmasından ötürü, üzerine bastırabilmemizdir. Nabzın vuruşları duyulmaz olunca, doktor stetoskopunu, dirsek kısmının iç yanından geçen büyük bir atardamar üzerine kor ve kolluktaki havayı boşaltmaya başlar. Kolluğun kol üzerindeki basıncı azaldıkça, kalp atardamar içine kanı itmek imkanını bulur. Bu halde nabız yeniden duyulmaya başlar. Doktor, dikkatle dinleyerek ilk düzenli vuruşu saptar. Bu andaki civa yüksekliği sistolik basıncı gösterir. Kolluktaki hava azaltıldıkça, duyulan sesler hafifler; en sonunda hafif bir mırıltı halini alır. Bunu anlayabilmek için, nabzınıza kuvvetle basınız; atışını kuvvetli duyacaksınız, basıncı azaltınız; atışın yavaş yavaş kaybolduğunu göreceksiniz. Nabzın duyulmaz hale geldiği andaki basınç diastolik basınçtır. Bu basınç da civanın yüksekliğiyle dile getirilir. Diastolik basınç saptandığı zaman, kalp büsbütün gevşemiş durumdadır. |