tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > ATATÜRK KÖŞESİ > Gençlige Hitabe ve Nutuk
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Gençlige Hitabe ve Nutuk Atatürk'ün gençliğe hitabesi...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Balıkesir Hutbesi
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
2144

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 26.06.09, 16:56   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
S.Moderators
 
SERDEM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:SERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon1c Balıkesir Hutbesi

Balıkesir Hutbesi

Balıkesir Hutbesi, Mustafa Kemal'in 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir'deki Zağnos Paşa Camii'ndeki ünlü konuşmasıdır.
7 şubat 1923- Balıkesir Zağnos paşa camii'nde, Atatürk tarafından hutbe verilmiştir,

"Ey Millet, Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmı, âtıfeti, hayrı üzerinize olsun. peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s.) efendimiz hazretleri cenâb-ı hak tarafından insanlara hakâyık ve akâid-i kat'iyyeyi (kesin inançları) telkin etmek için me'mûr olmuştur (görevlendirilmiştir), mersûl olmuştur (gönderilmiştir). peygamberimiz efendimiz hazretlerinin delâlet-i peygamberânesiyle tesis etmiş olan dînimizin kanûn-i aslîsi cümlenizce mâlumdur ki kur'an-ı azîmüşşânın ihtivâ ettiği nusûhtur (öğütlerdir). bu nusûha istinâden tesis etmiş olan dinimiz 1300 bu kadar seneden beri âlem-i beşere feyz-i rûhânî vermiş son dindir ve dîn-i ekmeldir. çünkü tabiata, akla, mantığa tamamen muvâfık, mutâbık ahkâmı ihtivâ eder. filhakîka böyle olması ve en son din olabilmesi için bu mezâyâyı âliyeyi (yüksek meziyetleri) câmî bulunması (içine alması) icap eder. çünkü aksi takdirde kavânîn-i ilâhiye (ilâhî kanunlar) beyninde tezat olması lazımdır. zira bilcümle kavânîn-i dîniyeyi yapan ve kuran Allah azîmüşşân'dır. biliyorsunuz cenab-ı peygamber bütün mesâi-i zâtiyesinde (şahsî çalışmalarında) iki hâneye mâlik bulunuyordu. birisi kendi evi, diğeri Allah'ın evi idi. millet işlerini ekseriyâ Allah'ın evinde, camide eshâb-ı kirâm ile istişâre ederek yapardı. biz bu dakikada Allah'ın evinde bulunuyoruz. Allah'ın huzurunda, peygamberimiz aleyhissalâtü vesselâm efendimizin ehl-i imân ile beraber ictimâ ettiği dâr-ı kudsîde bulunuyoruz. böyle bir sevaba beni muzahhir eden (kavuşturan) balıkesir'in dindar, çok kıymettâr ve kahraman insanlarının huzûrudur. bundan dolayı çok memnunum. çünkü cenâb-ı hakk'a karşı en kıymetli bir vazife ifâ ettiğimizden nâşî (dolayı) en büyük sevaba nail olacağım. ey balıkesir halkı! camiler yalnız birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için değildir. camiler bilhassa din ve dünya için neler yapmak mecburiyetinde olduğumuzu düşünmek, meşveret etmek (fikir alışverişinde bulunmak) içindir. herşey ancak meşveretle iyi tarîka (yola) sevk edilir. biliyorsunuz ki cenâb-ı peygamber ekseriya rufekâ-i mesâîsiyle (çalışma arkadaşlarıyla) meşveret eder, dünya umûrunda (işlerinde) kendinden kuvvetli, daha zekî arkadaşları olduğunu teslim buyururlardı. binâenaleyh, sizin de kendi işlerinizde her birerlerinizin dimağları (beyinleri) mutlaka ayrı ayrı hâli faaliyette (çalışma hâlinde) bulunmalıdır. bugün burada memleketimizin mâmûriyeti için, bütün bunların istinâd ettiği (dayandığı) istiklâli tâmmemiz (tam bağımsızlığımız) bilâ kayd-ı şart (kayıtsız şartsız) hâkimiyetimiz (egemenliğimiz) için neler düşündüğümüzü açıkça söyleyelim, hasbihâl edelim (konuşup dertleşelim). ben size yalnız kendi düşündüklerimi söylemek değil, sizin düşündüklerinizi bilmek istiyorum. esasen âmâl-i milliye (millî emeller), irâde-i milliye (millî irâdeler), temâyulât-ı milliye (millî meyiller) demek, halkın içerisinden şu veya bu bir kaç kişinin emelleri değil, bütün bir milletin muhassalası (hülâsâsı, özü) demektir. bu muhassalanın fevkine (üstüne) çıkmak ve tahtında(altında) kalmak mutlaka yanlıştır. hakîki yolu bulabilmek için halkın efkârı hissiyâtını (fikrî duygularını) daima bilmek lâzımdır. buna binâen sizden çok rica edeceğim: bana ne sormak istiyorsanız sorunuz, dinleyeceğim. cenâb-ı hakka tekrar hamd ve senâ ederek burasını terk ve sizi dinlemek üzere aşağıya iniyorum.' minberden indiklerinde ise hutbe ile ilgili olarak sorulan bir soruya da şu cevabı vermişlerdir: 'efendiler! hutbe demek halka hitap etmek, yani söz söylemek demektir. hutbenin manası budur. hutbe denildiği zaman bundan bir takım kavram ve manalar çıkarılmamalıdır. hutbeyi söyleyen hatip'tir. yani söz söyleyen demektir. biliyoruz ki, hazreti peygamber hayatta bulunduğu dönemde hutbeyi kendileri söylerlerdi. gerek peygamber efendimiz ve gerek ilk dört halîfe'nin hutbelerini okuyacak olursanız görürsünüz ki, gerek peygamberin, gerek dört halîfe'nin söylediği şeyler o günün meseleleridir. o günün askerî, idarî, malî, siyasî ve sosyal konularıdır. müslümanlar çoğalmaya, islâm ülkeleri genişlemeye başlayınca, hazreti peygamber'in ve dört halîfe'nin hutbeyi her yerde bizzat kendilerinin söylemelerine imkan kalmadığından, halka söylemek istedikleri şeyleri tebliğe bazı kişileri görevlendirmişlerdir. bunlar herhalde müslümanların en büyük reisleri idi. onlar camii şerifte ve meydanlarda ortaya çıkar, halkı aydınlatır ve doğru yolu göstermek için ne söylemek lazımsa söylerlerdi. bu usûlün devam edebilmesi için bir şart lazımdı. o da milletin reisi olan kişinin halka doğruyu söylemesi, halkı dinlemesi ve halkı aldatmaması. halkı genel durumdan haberdar etmek son derece mühimdir. çünkü herşey açık söylendiği zaman halkın aklı faaliyet durumunda bulunacak, iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olan şeyleri reddederek şunun veya bunun arkasından gitmeyecektir... hutbeden maksat halkın aydınlatılması ve doğru yolun gösterilmesidir, başka şey değildir. yüz, ikiyüz hatta bin sene evvelki hutbeleri okumak, insanları bilgisizlik ve tembellik içinde bırakmak demektir. hatiplerin halkın kullandığı dille konuşması lazımdır. geçen sene millet meclisi'nde söylediğim bir nutukta demiştim ki, 'minberler, halkın şuurları ve vicdanları için bir ilim ve nur kaynağı olmuştur. böyle olabilmesi için minberlerden yankılanacak sözlerin bilinmesi, anlaşılması ve ilmî ve fennî hakîkatlere uygun olması lazımdır. asil hatiplerimizin siyasî, sosyal ve medenî gelişmeleri her gün takip etmeleri gerekmektedir. bundan dolayı hutbeler tamamen türkçe ve zamanımızın ihtiyaçlarına uygun olmalıdır ve olacaktır."



işte devlet-millet kaynaşmasının muazzam örneği... atatürk'ün dinî yönünü tenkit edenler mesnetsiz tenkitlerini hiç olmadı şu insaf eleğinden geçirmek zorundadırlar. atatürk, türkiye cumhuriyeti devleti'nin cumhurbaşkanları içinde cami minberinden konuşma yapan tek cumhurbaşkanıdır. işin doğru yolundan sapıp, 'şunun için yapmış, bunun için yapmış' patikalarına sapanları ise, kendi körlükleri içinde bırakmaktan başka yapılacak ne vardır ki? (not: bu konuşma, balıkesir belediye başkanı sami gökdeniz tarafından 1995 yılında uludağ üniversitesi atatürk ilkeleri ve inkilap tarihi okutmanı fuat özer'e tercüme ettirilerek günümüze kazandırılan 'zafer-i millî gazetesi'nin ekinde de verilmiştir.)

Kaynak:wikipedia
--------------Tualimforum İmzam--------------
Aksini Belirtmediğim Takdirde Yazdığım Konular ALINTIDIR



Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri

Anaokulu - İlköğretim

Sınav Soruları ve Ders Notları
SERDEM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
balikesir, hutbesi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Balıkesir Şehrinin Adı - Balıkesir Şehrinin Mitolojik Hikayesi - Mitolojide Balıkesir Kartal Genel Kültür 0 03.08.14 00:54
Veda Hutbesi İle İnsan Hakları Beyannamesinin Karşılaştırılması EZEL Dini Bilgiler 0 27.09.12 12:40
Balıkesir Valiliği Adresi ve Telefonu - Balıkesir Valiliği İletişim - Balıkesir Vali Tolga Balıkesir 0 24.01.12 23:21
Atatürk'ün Balıkesir Hutbesi - Atatürk Ve Balıkesir Kedi Balıkesir 0 24.10.09 02:04
Balıkesir Yöresi Halkoyunları - Balıkesir Halk Oyunları - Balıkesir Oyunları Kedi Balıkesir 0 24.10.09 01:07


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:29 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2