tualimforum.com
>
EĞİTİM ve ÖĞRETİM
>
Dersler/Ödevler
>
Fizik
Geçmişten Bugüne Elektrik Tarihi
Kullanıcı ismi
Beni hatırla
Şifreniz
Kayıt ol
Yardım
Üye Listesi
Ajanda
Bugünki Mesajlar
Arama
Fizik
Fizik dersi ödevleri,Fizik ödevleri...
Forumları ara
Konu gösterimi
Mesaj gösterimi
Gelişmiş arama yap
Seçilene git...
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Geçmişten Bugüne Elektrik Tarihi
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
Görüntülenme Sayısı
1146
LinkBack
Seçenekler
20.11.09, 00:23
#
1
(
permalink
)
Kullanıcı Profili
Mavi Lord
Gamma Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jun 2008
Mesajlar: 1.027
Konular: 856
Puan Grafiği
Rep Puanı:2266
Rep Gücü:0
RD:
Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 39
51 Mesajına 124 Kere Teşekkür Edlidi
:
Geçmişten Bugüne Elektrik Tarihi
Geçmişten Bugüne Elektrik Tarihi
Aydınlatma, elektriğin en büyük kullanım alanlarındandır.
Doğa belli bir kurallar dairesinde işler ve insanlar doğada yaşarken bu kuralları çözerek yaşamlarını kolaylaştırmaya, doğanın kurallarını keşfederek dünyayı kontrol etmeye çalışırlar. Öyle ki teknoloji ve bilim zamanla insanların elinde büyük bir güç haline gelmiştir. Dünya yaşamını kolaylaştıran ve onu kontrol eden topluluklar diğer topluluklar karşısında prestij ve saygınlık kazanmış, onlara hükmetme yöntemi olarak teknolojilerini kullanmışlardır.
Elektrik ve manyetizma eski çağlardan beri bilinen gerçeklikler olmasına rağmen, mekanik ve hidrolikteki bilimsel gelişmelerin tamamlanmaması, malzeme konusunda karşılaşılan zorluklar ve bu konuya ilginin oldukça düşük bir şekilde sadece manyetizmayla kısıtlı kalması sebebiyle elektrik biliminin gelişimi 16. yüzyıla kadar gecikmiştir. Gelişmeye başlayan elektrik teknolojisi dünyada köklü değişikliklere yol açmış insan yaşamını toptan değiştirecek etkilere yol açmıştır. Elektrik tarihi, elektrik biliminin bugünlere gelirken geçirdiği dönüşümleri, teknoloji ve yaşama etkilerini ve bu bilimin gelişimine katkıda bulunan bilim adamlarını anlatan tarihtir.
Eski çağ elektrik tarihi
Eski Yunan toplumunda barışın sağlanıp belli bir refah düzeyine erişilmesiyle birlikte insanlar bilimle ilgilenmeye başlamıştı. Bilim adamları doğayı inceliyor, onun işleyiş kurallarını çözüp insanların yaşamını kolaylaştırmaya çalışıyorlardı. Eski Yunan döneminde Milet'te (Anadolu, Aydın civarında eski yerleşim yeri) yaşayan Thales (M.Ö. 624 - M.Ö. 546) de doğayla ilgili araştırmalar yaparken kehribarın yünle ovulduğunda tüy ve saman gibi hafif maddeleri kendine çektiğini, uzun süreli ovmalarda ise insan vücuduna yaklaştırıldığında küçük kıvılcımlar çıkardığını farkedip bazı araştırmalarda bulunmuştu.
Deneyleri sonucunda hasır ve buna benzer maddelerin de aynı özelliği gösterdiğini gözlemledi. Tales'in incelediği şey bugünkü statik elektrikti ve insanlık tarihinde statik elektrikten ilk söz edilmesi Tales'in yaşadığı Eski Yunan dönemine rastgelmektedir.
Eski çağ tarih kayıtlarında elektriğin bundan sonraki ilk anılması Miletli Tales'ten 300 yıl kadar sonrasına (M.Ö. 4. yüzyıl) rastlamaktadır. Theophrastus, kendi zamanında lyncurium olarak adlandırılan ve günümüzde turmalin olduğu düşünülen kıymetli şeffaf bir taşın küçük kütleleri kendine çektiğini gözlemlemiş ve kayda geçirmişti
Pliny, torpido adlı temas edildiğinde şok etkisi yapan balıktan söz etmişti, ancak bu etkinin kehribar veya turmalin maddelerinin etkisiyle aynı olduğu farkedilememişti. 5. yüzyıl'da yaşamış olan Eustathius, Tiberius'un azatlı bir kölesinde bulunan gut hastalığının bu balık sayesinde tedavi edildiğinden bahseder. Elektriğin tıbbi amaçlarla ilk kullanımı da bu olaya dayanmaktadır.
Antik Yunanca'da kehribar anlamına gelen ēlektron sözcüğü, Yeni Latince'de kehribar gücü anlamına gelen electrica kelimesi olarak kullanım alanı bulmuştu. 1600'lerde William Gilbert tarafından kullanılan ve kehribar gibi anlamına gelen electricus kelimesi, Sir Thomas Browne (1605 - 1682) adlı İngiliz yazar tarafından 1646 yılında yayımladığı Pseudodoxia Epidemica adlı eserinde elektrik şeklinde ilk defa kullanılmıştır. Sırayla İngilizce ve Fransızca'ya geçen kelime dilimize de elektrik olarak kazandırıldı.[4] Elektrik sözcüğü, hemen hemen tüm dünya dillerine aynı şekilde girmiş ve evrensel özellik kazanmıştır.
Ortaçağ elektrik tarihi
Ortaçağ'da Avrupa'da bilim büyük bir sekteye uğramıştı. Uzun süren savaşlar, yönetimde din etkisinin aşırı derecede artması, bilimin dine karşı çıkmak olarak algılanacağı korkusu gibi nedenlerden dolayı bilim tarihi karanlık çağa girmişti. Bu çağda bilimin her dalında görülen durgunluk elektrik dalında da görülür. Bu çağda gerçekleşen tek yenilik elektrik ile manyetizmanın arasındaki benzerlik ve farkların açıklanmasıydı. Manyetizma, elektrikten daha uzun bir geçmişe sahiptir. M.Ö. 900'lü yıllarda efsaneye göre bir çoban, farklı bir taş türünün demiri kendisine çektiği keşfetti. Bu günkü ismiyle mıknatısın gücü tamamen kehribarın çekme gücüne benzediğinden, eski çağlarda elektrik ile manyetizma sık sık birbirine karıştırılıyordu.
2. yüzyıl'da Çinliler tarafından mıknatısın şerit haline getirilip serbest bir şekilde dönmeye bırakıldığında kuzey - güney yönünde sabit kaldığı keşfedildi. Mıknatısiyetin bu yön bulma kabiliyeti sayesinde Çinliler manyetik pusulayı icat etmişlerdi. Manyetizma ve bu pusulalardan Avrupa'da ise ilk defa 1180 yılında Alexander Neckam (1157 - 1217) bahsetmişti. Bu gelişmenin ardından denizciliğin önündeki en büyük engellerden biri olan yön bulma sorunu tarihe karışmış oldu.
Manyetik pusulanın Avrupa'ya gelmesiyle birlikte bu konudaki araştırmalarda bir kıpırdanma oldu. Fransız bir bilgin ve askeri mühendis olan Peter Peregrinus (Petrus Peregrinus de Maricourt veya Hacı Petrus) Sicilya Ordusuna mensuptu ve bir kuşatma sırasında arkadaşına mıknatıslarla ilgili, adı Maricourt'lu Hacı Petrus'un Foucaucourt'lu Asker Syergus'a Mıknatıs Hakkında Yazdığı Mektup olan 1269 tarihli bir mektup yazdı. Peregrinus bu mektubunda, manyetik kutuplardan (manyetik kuvvetin en yüksek olduğu bölge), aynı kutupların birbirini itip farklı kutupların birbirini çektiğinden, mıknatısın kuzey - güney kutuplarının nasıl belirlenebileceğinden bahsetti.Manyetik kutup tanımının ilk defa yapıldığı mektupta ayrıca mıknatısların bölünmesiyle yeni kutup ve iki ayrı mıknatıs oluşması da açıklanmıştı. Ayrıca manyetik devre kullanılarak sürekli hareket elde edilmesi hakkında çalışmalar da mevcuttu.
Bu çalışmalar elektrik ve manyetizma için bir kıvılcım çaksa da bu konular hakkında Rönesans'a kadar hiç bir çalışma yapılmadı ve hiç bir şey yazılmadı. Ancak bu çalışmalarla birlikte elektrikle manyetizma arasındaki benzerlikler ve farklılıklar hakkında bir görüş oluşmuştu. Manyetik devrelerle sürekli hareket etme çalışmaları Yakın Çağda gerçekleşen elektrik makineleri devrimine mantık olarak oldukça benzemekteydi. 300 yıl kadar yeni bir durgunluk çağına giren elektrik çalışmaları, Rönesans'la birlikte büyük bir ivme kazandı ve tüm dünyayı derinden etkileyecek gelişmelerin önü açılmış oldu.
Yeni çağ elektrik tarihi
Avrupa'da matbaanın icat edilmesiyle birlikte basılı yayınların yaygınlaşmış, bilgiye daha çok kişi kolayca ulaşmış, insanlar ve bilim üzerinde kilise baskısı giderek azalmıştır. Bu gelişmelerin ardından rönesans ve reform hareketleri başlamış, dünyanın kaderini değiştirecek teknolojik gelişmeler büyük ivme kazanmıştır. Günümüzdeki elektrik - elektronik bilimlerinin gelimişliği yeni çağdaki çalışmaların bir ürünüdür.
17. yüzyıl
Rönesans'ta manyetizma ve mıknatıslar konusunda en çok ses getiren çalışmalardan biri William Gilbert (1544 - 1603) adındaki İngiliz bilimadamının araştırmalarıdır. William Gilbert'in asıl mesleğinin hekimlik olmasına ve 1600 yılında Kraliçe I. Elizabeth'in hekimliğine atanmasına rağmen, asıl şöhreti De Magnete (Mıknatıslar Hakkında) adlı kitabına dayanmaktadır. Bu kitapta manyetizma konusu bütün yönleriyle ele alınmış, mıknatısın hareketi, itme ve çekme güçleri incelenmişti. Kitap Avrupa'da büyük bir yankı uyandırdı, öyle ki Maricourtlu Peter'den beri manyetizma alanında yazılmış en kapsamlı kitaptı. Gilbert bu eserinde yerküreden esinlenerek büyük bir mıknatıs parçasını küre haline getirdi ve Dünya'nın büyük bir mıknatıs olduğunu ortaya attı. Bu deneyi sayesinde kürenin manyetik kutuplarını buldu, pusulaların neden kuzeye yöneldiğini açıkladı ve pusula iğnesinin manyetik eğilmesine bilimsel açıklama getirdi. William Gilbert, tam olarak isimlendirmese de kehribarın çekim gücü elektrostatik çekim ile manyetik çekim arasında bir ayrım olduğuna hükmetti. Her bir mıknatısın görünmez bir etki alanı içinde bulunduğunu ve demir parçalarını nasıl çektiğini söyledi. Mıknatıslar hakkında yaptığı çalışmalar, statik elektrik konusunun önemsiz bir konu olduğu sonucuna varmasına neden oldu ancak eski çağlarda karıştırılan elektrik ve manyetizma arasındaki farklar, Gilbert'in manyetizmayı açıklamasıyla birlikte belirginleşmeye başlamıştır.
Elektriksel yük (Kıvıl yük)
Kütle gibi, elektriksel yük de soyut bir özellik olup, fizikçiler tarafından maddenin davranışlarını tanımlamak için kullanılır. Bir diğer deyişle, hiç kimse doğrudan bir elektriksel yük görmemiştir, ancak bazı parçacıkları inceleyerek benzerliklerin varlığı saptanmıştır.
Kütlenin tersine, biri diğerinin tersi davranışlar sergileyen iki tür elektriksel yükten söz edilir, ve uzlaşımsal (konvansiyonel) olarak, artı (veya pozitif) ve eksi (veya negatif) diye adlandırılırlar.
Eşit miktarda artı ve eksi yüke sahip parçacıklar ise, biri diğerini elediğinden, yüksüz veya nötr olarak adlandırılırlar. Parçacıklar arasındaki bu gücün nicel değerlendirilmesi ise Coulomb yasası ile hesaplanmaktadır.
Elektrik gücü veya kıvıl güç, elektrik enerjisinin üretim veya tüketim oranının göstergesidir ve watt (vat) ile ölçülür. Taşıl (fosil) yakıt, [[Güneş (enerjisi),(nükleer enerji) ısıyı elektrik erkesine dönüştürürler. Ve bu dönüşüm ne kadar hızlı oranda gerçekleşirse üretilen elektrik gücü o kadar şiddetli olur. Ortalama bir güç üretim tesisinin başarımı megawatt (milyonlarca watt) düzeyindedir. Bu güç, sonrasında iletme telleri ile tüketicilere ulaştır
Tüketiciler ise, kullandıkları aygıtlar ile elektrik gücünü farklı erke türlerine dönüştürürler. Örneğin, elektrikli bir soba ile bu güç yeniden ısıya dönüşür, veya elektrik ile çalışan bir arabada ise, hereket dönüşür. Üretim tesisinde olduğu gibi, her elektrik tabanlı aygıt da watt türünden bir özelliğe sahiptir, ve bu değer elektrik erkesini hangi oranda başka bir erke türüne dönüştürebildiğini ifade eder.
Nükleer dışındaki eletrik gücü üretim tesislerinin çıktısı yeşil ve kahverengi diye ikiye ayrılır. "Yeşil erke", geleneksel erke kaynaklarına göre daha temiz olup yenilenebilir kaynaklardan üretilir, örneğin: su, rüzgâr, ısı,
vb
.
Kömür, doğal gaz ve petrolden üretilen erke ise "kahverengi" erke olarak bilinir.
Tags
bugune
,
elektrik
,
gecmisten
,
tarihi
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor.
(0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Yetkileriniz
You
may not
post new threads
You
may not
post replies
You
may not
post attachments
You
may not
edit your posts
BB code
is
Açık
Smileler
Açık
[IMG]
Kodları
Açık
HTML-Kodları
Kapalı
Trackbacks
are
Açık
Pingbacks
are
Açık
Refbacks
are
Açık
Forum Rules
Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
son Mesaj
Elektrik Mühendisi - Elektrik Mühendisi Hakkında Bilgi - Elektrik Mühendisiliği
SERDEM
Meslekler Rehberi
0
03.03.14
22:09
Rüyada Elektrik Görmek - Rüyada Elektrik Görmek Açıklaması ve Yorumu - Elektrik Rüya
Tarot
A-B-C-D-E-F-G ile Başlayan Rüya Tabirleri
0
21.01.13
01:50
Elektrik Isıtıcılı Ütü İcadı -Elektrik Isıtıcılı Ütünün Bulunuşu - Elektrik Isıtıcılı
İpek
İcatlar ve Buluşlar
0
18.07.11
00:08
Geçmişten Bugüne Gelinlikler
ASYA
Gelinlik-Damatlık Modelleri&Aksesuarları
0
01.02.10
09:00
Elektrik Tarihi
SERDEM
Fizik
0
03.08.08
13:18
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat:
16:55
.
-- English (US)
-- Tr
İletişim
-
www.tualimforum.com
-
Arşiv
-
Kullanım sözleşmesi
-
Yukarı git
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
LinkBack
LinkBack URL
About LinkBacks
Bookmark & Share
Digg this Thread!
Add Thread to del.icio.us
Bookmark in Technorati
Tweet this thread