30 MİLYONLUK ENGELLİ SEÇMEN GÜCÜ NASIL İHMAL EDİLDİ? Yüzlerce binlerce geldi… Ben İzmir’den gönderen bu genç kardeşimin içimi titreten mesajını seçtim… Bir an için kendinizi Adnan Süvari İlkokulu’nun merdivenlerinde hissedin… İyi okuyun… Çünkü ben Köksal Toptan Lisesi’nin merdivenlerinde benzeri bir duyguyu hissetmiştim.. 123. basamaktan haykırmıştım: - Engelli vatandaşlarımız sandığa nasıl ulaşacak? Ben Köksal Toptan Lisesi’nde 3307 numaralı sandığına ulaşabilmek için iki yokuş aşıp 123 basamak tırmanmıştım… Bunu yazdım… Ve sandığa ulaştığımda görevlilere sorum: - Ben bu sandığa ulaşana kadar neredeyse bir “işkence maratonu” geçtim. Peki yaşlılar, engelliler nasıl gelecek? Onlarda açık yüreklilerle cevap verdiler: - İnanın biz de bilmiyoruz. Dedim ki: - Eğer engelliler oy kullanamıyorsa o demokrasi sakat kalır. Yüzlerce yorum, tebrik ve “bir şeyler yapalım” mesajı geldi. Her birini tek tek yayınlamak yerine hepsi adına içlerinden birini seçtim… Şimdi elinizi yüreğinize koyun nefesinizi tutun ve okuyun… “Merhaba Fatih bey, Ben yürüme engelliyim. Engellileri düşünüp, köşenizde yer ayırdığınız için teşekkür ederim. İzmir’de Adnan Süvari Mahallesi’nde ikamet ediyorum ve imam hatip lisesinde oy kullanmaya gittim, merdivenlerle karşılaştım. 1001 no’lu sandıktan 3 kişi aşağıya indi ve bana oy pusulalarını getirdi. İl genel meclis oyumu verdim ve diğer pusulalara oy verirken “imam hatip” okulu müdürü; orada oy veremezsin, içeride vermen gerekli diye seslendi. Merdivenleri nasıl aşacağım diye sordum! Orası beni bağlamaz, içeride vereceksin dedi. Ailem 1001 no’lu sandığa gitti ve olayı anlattı… Sandık başkanı aynen şunu dedi; “Oyunu burada vermesi gerekmektedir. Sırtınıza alın getirin” Babasız bir gencim.. Annemle oy vermeye geldim. Böyle terbiyesizce bir söz olur mu hiç? Sırtınıza alın getirin gibi.. Annem mi sırtına alıp çıkaracak beni!!! 30 yaşındayım, 1,93 boyum var. Mümkün mü bu… Bu insanlar yüzünden Türkiye’de yaşamaktan üzülüyorum.. Maalesef… Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim. Saygılarımla Maalesef Türkiye'de yaşıyorum” Elbette bu bir engelli vatandaşımızın isyanıdır. Ben kaldırımlarda, hastanelerde, işmerkezlerinde, kısacası sosyal yaşamın her yerinde engelliler için bir özel yol ya da konum olmayan Türkiye'de engelli vatandaşlarımızın bu isyanını her zaman haklı buluyorum. Avrupa'da bir sinemaya ya da tiyatroya gitseniz mutlaka bir engelli yolu ya da yeri bulursunuz. Dünyada son dönemde memleketi için canını ortaya koyup gazisi olan ikinci bir ülke yoktur. Çoğu tekerlekli sandalyeye mahkum olan gazilerimizin de aynı sıkıntıyı yaşadığını biliyorum... Bu örneği de şunun için veriyorum: Yıllarca hatırlayamadık, bari gazilerimiz hatırlatsın bu üzücü durumu... Elbette bu isyanı dile getiren engelli vatandaşımız Türk vatandaşı olmaktan onur duyar... Hepimiz Türk vatandaşı olmaktan onur duyuyoruz... Gurur duyacak bir tarihimiz de var... Ama işte vatandaşlık bilinci yalnızca tarihle ve kahramanlıkla açıklanamıyor... Bir kişinin kendisini Türkiye'ye ait hissedebilmesi için devletin bu sosyal sorumlulukları yerine getirmesi gerekiyor. Adalet yalnızca hukuk kitaplarında ya da mahkemelerde olmaz. Sosyal hayatın da bir adaleti vardır. Örneğin kaldırımları her vatandaşın kullanma hakkı vardır... Peki ya engelliler... Ben Köksal Toptan Lisesi'nde 3307 sayılı sandığa ulaşabilmek için tam 123 basamak aştım... Tekrar soruyorum engelli vatandaşlarımız nasıl oy kullandı? fcekirge@hurriyet.com.tr