|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Engellilerde Eğitim Tüm Engel Gruplarının Eğitim haberleri |
| LinkBack | Seçenekler |
19.06.09, 01:04 | #2 (permalink) |
Gamma Üye Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 2.538
Konular: 1710 Rep Puanı:3968 Rep Gücü:0 RD: Ettiği Teşekkür: 54 146 Mesajına 240 Kere Teşekkür Edlidi : | --->: Otizm de ilk Adım ve Kaynaştırma KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNDE YAŞANACAK GÜÇLÜKLER Gönlümüz tüm öğrencilerimizin belli seviyeye gelip kaynaştırma eğitimine gitmesi, gittikleri okullarda kabul görüp, akranları olan çocuklardan iyi davranışları model alarak, bizim dünyamıza adapte olup hayatlarını sürdürmelerini arzulamaktadır. Bizim dünyamıza dedim çünkü; otistik bireyin geniş kapsamda eğitimi denilince ben olayı şöyle görmekteyim: Yaşadığımız, belli normları olan dünyamıza bir şanssızlık olarak gelmiş olan, fizik olarak bizden farkı olmayan, fakat iletişim, yaşam tarzı, takıntıları, kendini yaşamaktaki ısrarları ile tamamen başka bir dünyaya ait olan bireyi bizim dünyamıza adapte edebilmektir. Otistik birey bizim iletişim dilimiz bilmemekte ya da konuşmayı kendince gereksiz görmektedir. Kurallarımızı anlamsız bulmakta, kendini yaşamayı, içinden geldiği gibi davranmayı daha gerçekçi bulmaktadır. Bence de otistik dünya daha saf ve temiz. Ama ne yazık ki bu dünyaya gelmişler. Burada, bizimle yaşamak zorundalar. Biz anne-babalar ve eğitimcilere düşen görev ise onların elinden tutarak; onlara bu dünyanın dilini ve kurallarını tanıtıp, bizlerle birlikte yaşamaktan zevk almalarını sağlamaktır. Bu dünyanın kurallarından biri de eğitim-öğretimdir. Bu da bizim dünyamızda okul denilen kurumlarda yapılmaktadır. Normlarımıza göre her 6-7 yaşına gelen birey eğitim-öğretim görmek için ilköğretime başlar. Çocuklarımıza genellikle 3-4 yaşlarında “OTİSTİK” tanısı konulmaktadır. Öyleyse otistik bireyi ilköğretime hazır hale getirebilmek için önümüzde 3-4 yılımız vardır. Bu süre bu çabalar içinde koşuştururken göz açıp kapayıncaya kadar geçer. Bakarız çocuğumuz 6 yaşına gelmiş. Tek evdeki eğitimle olmuyor, akranlarıyla birlikte olması, onlarla bir şeyler paylaşması, onlardan bir şeyler öğrenmesi gerektiğinden bir ana sınıfı veya özel kreş düşünülür. Özel kreşler belki onlar için maddi bir gelir kaynağı olduğumuzun hatırına sesini çıkarmaz. İlköğretim Okulunun ana sınıfına giden otistik bireyin 3-4 gün sonra velisi okula çağrılır. Çocuğunuzun sizin de bildiğiniz; sosyal beceri, iletişim, günlük yaşam becerileri, akademik beceri gibi tüm alanlardaki eksikleri ve uyumsuzlukları sıralanır. Çocuğunuzun sınıfta düzeni bozduğu, öğretmenin tek sizin çocukla ilgilenemeyeceği, bu sınıfta olamayacağı açıkça söylenir. Siz durumunuzu ve çocuğunuzun özel durumunu anlatmaya çalışırsınız. Sık sık bunlar tekrarlanarak ana sınıfı biter. Geçen bu bir yıl; sizi, çocuğunuzun eğitim-öğretim sürecinde nasıl zorluklar beklediği gerçeğiyle yüz yüze getirmiştir. Ama başka seçeneğiniz de yoktur. Kabul göreceğiniz, otistikler için, onları anlayacak bir yer yok ki. Seneye, ilköğretimin 1.sınıfı için ümitleriniz sönmüştür. Çareler aranır. Sonunda şöyle bir çözüm bulunur. Bir yıl geç başlasa daha iyi olur. Ama evde de beklememeli. Biraz daha uyum için akranları ile birlikte olmalı. İlköğretim 1. sınıfa kayıtsız olarak başlatalım. Zille sınıfa girip çıkmayı, sırada oturmayı, öğretmeni dinlemeyi, teneffüslerde diğer çocuklarla birlikte oynamayı öğrensin. Mavi önlük, beyaz yaka (ne kadar da yakışmıştır). Çantanın içi o sınıf için ne gerekiyorsa eksiksiz, en iyisi, en güzeli ile donanmıştır. (Daha cazip gelsin diye) Burada bizim (oğlumla benim) şansımız aynı okulda olmamız. Öğretmeni baş edemediğinde, sınıfın düzenini bozduğunda benim sınıfa (3.sınıf) gönderiliyor, ceza olarak. Bu hemen hemen her gün yaşanıyor. Evde bire bir çalışırken kalem tutup, ödev yapıyoruz. (Zor da olsa) Okulda bunu kesinlikle yapmıyor. Yazmak istemiyor. Kalem kırılıp, silgi ile birlikte pencereden dışarıya fırlatılıyor. Ama sınıftaki kırk öğrencinin adı soyadı yanlışsız söyleniyor. “Bu çocuktan bir şey olmaz” diyorum. İstediklerini (işine geleni) çok güzel öğreniyor.Sınıf fişlerde epey ilerledi, biz daha yazmıyoruz. Evde sesli harflerden başladık, bunları okuyup yazıyoruz. Sıra sert sessizlerde. Biz seslerden fişlere, diğer çocuklar fişlerden sese, aralık ayında aynı yerde buluştuk, okuyoruz. Okuduğu öyküler, yazılar ve şiirlerle, soru-cevaplarla her alanda daha hızlı bir gelişme bekliyorduk, yanılmışız. Okuyor ama; kelime hazinesi zayıf, vurgu yok, sözcükleri bazen birleştiriyor, kısacası anlamadan okuyor. Yine amaca ulaşamadık. Matematikte “bir bir daha kaç eder?” sorusunun cevabını çubuklar ve fasulyeler yardımıyla yapıyor, soyut düşünemiyor. Tek kazancımız; seneye sekiz yaşında, kayıtlı öğrenci olarak 1. sınıfa başladığında, okuma-yazma ile fazla uğraşmayıp, bu zamanı matematikte ilerleme ile geçireceğimiz. Ertesi yıl, yeni bir okulda, yeni arkadaşlarla birlikte. Sınıfında kurallara uyup, sınıfının gerektirdiği tüm sorumlulukları yapmak zorunda. Eğitim-öğretimde yaşadıklarımızı bir yana bırakalım. Velilerle başımız dertte. Çocuğuma özel öğretmen tutup eğitimini evde yaptırmam gerektiğini bana anlatmaya çalışanlar. (ben bilmiyorum ya) Okul müdürüne şikayet edip sonuç alamayınca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne şikayet edenler. Benim çocuğum yüzünden kendi çocuğunu başka okula götürenler. (Anlayışlı olanlar da var bu arada) Ben bu durumdan memnun muyum acaba? Her gün evde saatlerce ödev yaptırmaya çalışırken. Onu anlamaya çalışırken. Yaptığı uyumsuz davranışların nedenini (onun anlayacağı dilden konuşarak) öğrenmeye çalışırken ben mutlu oluyor muyum acaba? Üç gün önce Türkçe dersinde işledikleri metni okurken “S” harfini “ş” diye okuduğu için kendisine kıkırdayan arkadaşının kolunu üç gün sonra koparırcasına ısıran çocuğu kim anlar ? Her yerde, her zaman onun ifade dili ben olamam ki. Sınıfta ders anında belki yıllar önce yaşadığı komik bir olayı; şimdi yaşıyormuş gibi hatırlayıp kendi kendine gülünce onu kim anlar ? Okul bahçesinde oynarken kendi etrafında dakikalarca dönmesinin sebebini kim anlar ? Diğer çocuklara yetişmek için değil, onların yanında kendinin varlığını hissedebilmek için evde masa başında ne kadar çaba harcadığını kim bilebilir ? Diğerlerinin 10-15 dakikada yapabileceği bir ödevi yapabilmek ve anlamak için iki saat çalıştığını kim bilebilir ? Sadece otistik çocuk ve onunla çalışan tabii ki. İlköğretimin 5 yıldan 8 yıla çıkarılmasına otistikler ve diğer norm dışı kabul edilen çocuklar adına üzülmekteyim. Onların; diğer insanlarla birlikte yaşayacak konuma gelmelerini sağlayacak, özbakım, sosyal beceri, iletişim becerileri gibi alanlarda gelişmeye daha çok ihtiyaçları var. Anlayamadıkları, anlamakta zorlandıkları soyut kavramlarla uğraştırmanın bu çocuklara pek faydası yok. Çocuklarımızın kaynaştırmaya gittikleri okullarda akranlarıyla aralarındaki farklılık yaşları büyüdükçe daha da artmaktadır. Ayrıca kendi farklılıklarını küçük yaşlarda pek anlamasalar da büyüdükçe bunu anlamaya başlıyorlar. Çocuklarımızın şansa ihtiyaçları var. Şansları açık olsun. Onları sevilecekleri, kabul görecekleri ortamlarda eğitmek en güzeli. Ben “OÇEM” leri otistik çocuklar adına bir şans olarak görüyor, burada bu çocuklar yararına çalışmak isteyen arkadaşlarıma tüm otistikler adına teşekkür ediyorum. Hazırlayan: NEDRET ÖZDEMİR Merkez Hakkında| Eğitmen Kadrosu| Ana Sayfa| Merkez Resimleri| Eğitim Görüntüleri| Otizm'de Eğitsel Tedavi | |
Tags |
adim, de, ilk, kaynastirma, otizm, ve |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Adım Adım Gezdim Ata Yurdumu Şarkı Sözü Deniz Toprak - Deniz Toprak Adım Adım Gezdim | Serap | Türkçe Müzik Hit ( En Sevilen ) Şarkı Sözleri | 0 | 07.03.13 02:42 |
İlk Adım Bebek Ayakkabı Modelleri 2012 - İlk Adım Bebek Ayakkabıları | ASYA | Çocuk Modası | 0 | 27.08.12 14:49 |
Adım Adım Video Cd'leri Kopyalamak | Mavi Lord | Network ve İnternet | 0 | 17.12.08 11:50 |
Adım Adım Bakım ücreti Başvurusu | Güllü | Engelliler Kanunları-Hakları-Mevzuat | 0 | 24.09.08 03:15 |
Adım Adım phpBB 2.0.15 Kurulumu | Cigde | Webmaster | 0 | 31.07.08 09:02 |