10 Kayıp Şehir Efsanesi
Bir şehir, savaş, göç ya da doğal felaketler sonucu terkedilir ve tarihin tozlu saflarında keşfedilmeyi bekler. Gerçek ya da efsanevi, kayıp şehirler asırlardır tarihçilerin, arkeolagların ve macera severlerin ilgi odağı olmuştur. İşte en ünlü kayıp şehirler:
Patagonya Şehri
“Wandering City” ve “The City Of The Caesars” olarak da bilinen bu efsanevi kayıp şehrin, Amerika’nın en güneyinde, Patagonya denilen bölgede, kurulduğuna inanılıyor. Kolonileşme zamanında, birçok meraklısı tarafından aranan; ancak hiçbir zaman bulunamayan şehrin, bir İspanyol gemi batığından kurtulanlar tarafından kurulduğuna ve şehrin inanılmaz derecede altın ve mücevher hazinesine sahip olduğuna inanılıyor. Kimileri bu şehirde, zamanında devlerin yaşadığını, kimileri ise hayaletlerin yaşadığını idda ediyor. Anlayacağınız, efsaneler dilden dile dolaşıp farklılık gösteriyor.
Truva
Homer’in kahramanlık destanı ile ünü tüm dünyaya yayılan bir zamanların efsanevi şehri Truva, Türkiye sınırları içinde yer almaktadır. Özellikle Truva Savaşı ile ünlünen bu yer, zamanının en güçlü şehirlerinden biriydi. Deniz kıyısında yer alması güçlü bir donanma imkanı sağlarken, etrafındaki ovalar da tarımı geliştirmişti. 1870’lerde Heinrich Schliemann tarafından keşfedilene kadar, efsane olduğuna inanılan şehrin, aslında çok büyük bir alana yayıldığı anlaşılmıştır. Bir zamanların dev gücü Truva, bugünlerde o kadar etkileyici değildir malesef. Yıllardır yapılan kazı çalışmaları ve turist yağmalamaları sonucunda, şehir eski etkisini yitirmiştir.
Kayıp Şehir Z
Brezilya ormanlarının derinlerinde kurulduğuna inanılan bu şehrin, oldukça gelişmiş bir uygarlığa ait olduğu söyleniyor. Şehrin gelişmiş yol ve köprü ağları ile birlikte birçok tapınağa da sahip olduğu dilden dile dolaşıyor. Tüm bu spekülasyonlar, Portekizli bir kaşifin, 1753 yılında şehri ziyaret ettiğini söylemesi ile başladı. Ancak, şehrin varlığını kanıtlayacak en ufak bir iz dahi bulunamadı. 1925 yılında, şehri ararken ortadan kaybolan Percy Fawcett ve daha niceleri bu kayıp şehrin hem gizemini hem de meraklılarının sayısını arttırdı. Petra
Muhtemelen listedeki en güzel şehir olan Petra, Ürdün’de Ölü Deniz’in yakınlarında bulunmaktadır. Bir zamanlar Nebatiler’in ticaret merkezi olduğuna inanılan bu yer, özellikle mimarisi ile dikkat çekiyor. M.Ö 100 yılında kurulan bu şehir, hala korumakta olduğu güzelliğini kayadan oyularak yapılmasına borçlu. O zamanların şartlarına rağmen, baraj ve su depolarının varlığı, şehrin gelişmiş yapısını kanıtlamaktadır. Romalıların işgali ve M.S 363 yılındaki büyük depremden sonra şehir tamamen terkedildi. Bu inanılmaz yapılar, kapılarını dünyaya 1812 yılında İsviçreli bir kaşif sayesinde açtı.
El Dorado
Efsanevi şehirlerin en ünlülerinden olan El Dorado, inanılmaz hazineleri ile dilden dile dolaşıyor. Güney Amerika’nın dipsiz ormanlarında kurulduğuna inanılan bu şehir için, birçok keşif gezisi düzenlenmiştir. Bunlardan en çarpıcısı, Gonzalo Pizarro tarafından yönetilen 300 askerden ve binlerce Hintli’den oluşan bir gruptu. Şehrin hiçbir izine rastlamadıkları gibi, bu keşif grup hastalık, açlık ve yerli saldırıları yüzünden dağıldı.
Memphis
M.Ö 3100 yılında kurulan ve antik Mısır’ın başkenti olan Memphis, Thebes ve İskenderiye’nin yükselişine kadar medeniyetin merkezi olmuştur. Zamanında 30.000 nüfusa sahip olduğu tahmin edilen Memphis, antik çağların en büyük şehriymiş. Yıllarca gittikçe yok olan ve arkeologlar arasında büyük tartışmalara yol açan Memphis, 1700’lerde tekrar keşfedildi. Tüm sfenksler, heykeller ve tapınaklar ciddi olarak bu zamanlarda incelenmeye başlandı; ancak bu yapılarda kullanılan taşlar yakın yerleşim yerlerini inşa ederken alındığı için, Memphis’in tarihinin büyük kısmı kayboldu.
Angkor
Kamboçya’nın Angkor bölgesi, MS 800 yılından 1400’lere kadar Khmer İmparatorluğu’na ev sahipliği yaptı. 1431’de Tayland ordusunun saldırısına uğrayan bölge tamamen terkedildi. Geriye, oldukça büyük bir şehir ve Buda tapınakları kaldı. 1800’lerde Fransız arkeologlarının çalışmasına kadar, bu kayıp şehre neredeyse hiç dokunulmadı. Büyüklük olarak, Los Angeles ile yarışan bu Angkor, sanayi öncesi dönemin en büyük şehri kabul ediliyor. Bölgede bulunan Angkor Wat tapınağı ise, şu ana kadar var olan en büyük dini abide olarak biliniyor.
Pompeii
Romalıların şehri Pompeii, M.S 79 yılında patlayan Vezüv Yanardağı nedeniyle, yaklaşık 15 metre külün ve taşın altına gömüldü. Zamanında 20.000 insanın yaşadığı ve zenginlerin tatil için uğrak noktası olduğu tahmin edilen Pompeii, 1748 yılında Napoli Kralı için inşa edilen saray sırasında bir işçi tarafından keşfedildi. O zamandan beri, Pompeii arkeologların kazı çalışmalarının baş sehri konumuna gelmiştir. Şehri yerle bir eden Vezüv yanardağı aynı zamanda, şehrin yapılarını ve o anki durumunu bugüne kadar korumuştur. Yapılan çalışmalar sayesinde, Romalıların yaşantısına ışık tutulmuştur.
Atlantis
Plato M.Ö 360 yılında Atlantis hakkında yazdığından beri, Şehrin efsaneleri dilden dile dolaştı. Plato bu kayıp şehri oldukça gelişmiş ve Avrupa’nın birçok kısmını keşfedecek kadar güçlü betimlemiş; sonunda ise doğal bir afet sonucu bu şehrin sulara gömüldüğünü belirtmiştir. Bu yazının bir hayal ürünü olup olmadığı tartışılırken, macera severler hala bu şehri bulmak için çeşitli geziler düzenliyor. Bunlardan en önemlisi, Nazilerin Tibet’e giderken bu şehri bulma çalışmalarıdır.
Machu Picchu
Keşfedilip üzerinde çalışma yapılan kayıp şehirlerden en gizemlisi Machu Picchu’dur. Peru’da ıssız bir bölge olan Urubamba Vadisi’nin yakınında bulunan bu şehirden, 1911 yılına kadar bölge dışından başka kimsenin haberi yoktu. Bu şehri İspanyol ve Meksikalı istilacılarından korumuştur. Şehrin, 1400’lerde Inkalılar tarafından inşa edildiğine ve 100 yıl kadar sonra terkedildiğine inanılıyor. Büyük ihtimalle Avrupa’dan gelen çiçek hastalığı yüzünden yok olan bu uygarlığın, bu şehri tam olarak ne için inşa ettiği hala sırrını koruyor. Kimileri bunun büyük bir tapınak olarak kullanıldığını söylerken, kimileri de bunun ya bir hapishane ya da kralın sarayı olduğunu idda ediyor. Bu ıssız bölgenin seçilmesini ise, İnka topluluğunun astrolojik mitolojisine bağlıyorlar.