tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > KÜLTÜR VE SANAT > Dini Konular > Dini Hikayeler-Yazılar
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Dini Hikayeler-Yazılar Dini hikayeler ve dini yazılar ...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Peygamber Efendimizin Kızı Olmak
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1495

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 14.12.10, 15:47   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator
 
EZEL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 1.089
Konular: 909
Puan Grafiği
Rep Puanı:2080
Rep Gücü:37
RD:EZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant futureEZEL has a brilliant future
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 41
64 Mesajına 108 Kere Teşekkür Edlidi
:
Arrow Peygamber Efendimizin Kızı Olmak

Peygamber Efendimizin Kızı Olmak


Güneş yakın yıldızlarını biraz daha yaklaşmaya çağırdı kendine. Sonra abasının kanatlarını açıp şefkatle sardı onları. Olacak gibi değil ama oldu güneş sisteminin en parlak yıldızları bir örtünün altında toplandılar. Dudakları kilitlendi heyecandan. Nefesleri kalp çekicinin altında şekilden şekle girdi. Işıklarını aldıkları kaynağa bu kadar yakın olmamışlardı hiç. Aynı abanın altında olmak evrendeki değerlerini yeniden belirlemişti. Yalnız onlar değil bütün kâinat nefesini tutmuş güneşin dudaklarının kımıldamasını bekliyordu. Ve güneşin dudakları kıpırdadı : ALLAH" ım! Bunlar benim Ehl-i beytimdir; onları kötülüklerden koru ve kendilerini tertemiz kıl!" Bu duayı işiten yıldızlar sevinçle sokuldular güneşlerine. Hz. Fâtıma Hz. Ali Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Peygamberin abasının altında gülümsediler. Bu âile fotoğrafı albümlerinin ilk sayfasını süsledi inananların. Zira bu sayfaya bakmadan öteki sayfaları anlamak imkânsızdı. Bu fotoğrafta Son Peygamber; hem baba hem dede hem kayınpederdi. Bu fotoğrafta Ali; hem eş hem baba hem damattı. Bu fotoğrafta Hasan ve Hüseyin; hem oğul hem torundular. Bu fotoğrafta Fâtıma; hem anne hem eş hem çocuktu.

Çocuktu ve yapılanları anlayamıyordu. Koşuyor ve küçük elleriyle babasının sırtına atılan pislikleri temizlemeye çalışıyordu. Nasıl yaparlardı bunu! Hem de Kâbe'nin karşısında secdedeyken! Ondan daha temizi yokken nasıl yaparlardı! Fâtıma babasının mübarek sırtına konulan deve işkembesini tuttuğu gibi fırlattı müşriklere. Son Peygamber namazını bitirip ellerini göğe kaldırdı. ALLAH"'ım Kureyş'i sana havale ediyorum!"dedi üç kez. Sonra sarıldı Fâtıma'ya. " Babasının Anası" diye sevdiği cana. Öptü yanaklarından başını okşadı. Fâtıma ne kadar başkaydı! Peygamberlik gelmeden bir sene önce vermişti Yaradan onu. En küçük kızıydı Nebî'nin. Aydınlık yüzlü bir kız! Bu yüzden "Zehrâ" dendi ona. Sonra büyüdü genç kız oldu. İffetli bir kız! Bu yüzden "Betül" dendi ona.
Betül'ü eş olarak istediler Son Peygamber'den. O Ali'ye layık gördü. Hz. Ali Bedir Savaşı'nda ganimetten payına düşen zırhı satarak mehrini verebildi Hz. Fâtıma'nın. Çeyize gelince hiçbir gelin onun kadar kanaatkâr olmadı; içi hurma lifi doldurulmuş deri bir yastık iki el değirmeni deriden yapılma iki su kabı... Bu kaplarla su verecekti birer yıl arayla dünyaya gelen Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'e bu kaplarla Uhud'ta gazilere su taşıyacaktı. Ne müthiş bir gündü o! Yalnız beraberindeki on hanımla beraber su ve yiyecek taşımıyor hemşirelik de yapıyordu o büyük sınavda. Bir zamanlar babasının sırtını temizlemeye çalışan küçük eller büyümüş bu kez babasının kanını dindirmeye çalışıyordu külle.
Rasûlullah'ın göz bebeğiydi o. Kendisini her bakımdan örnek alan konuşmasıyla hayasıyla yürüyüşüyle bir peygamber kızı olduğunu gösteren Fâtıma'nın üzerine titrerdi ALLAH 'ın elçisi. Yolculuğa çıkarken biraz daha fazla görebilmek için en son onunla vedalaşır yolculuktan döndüğünde ise özlemle ilk olarak ona koşardı. Fâtıma'yı görmek "sevinç" demekti Son Peygamber için. Evine geldiğinde ayakta karşılardı onu. Can parçasının yanaklarından öper sonra elinden tutup kendi yerine oturturdu. Fâtıma'nın evini ziyaret etmek ise ayrı bir sevinçti O'nun için. Çünkü o evde damadı Ali torunları Hasan ve Hüseyin de vardı. Hepsi yarışırdı Muhammed (sav) muhabbetinde. Her seferinde damadıyla kızının arasına oturur yalnız kaldıklarında "Beni daha çok seviyor!" diye tatlı tatlı çekiştiklerinden haberdar dengeyi sağlardı aralarında.

Hz. Peygamber her işte bir orta yol bir denge gözetirdi. Sevgisi hiçbir zaman adaletine gölge düşürmemişti. "Kızım Fâtıma bile yapmış olsa uygularım" diyerek sosyal statüsü ne olursa olsun insanlar arasında ayrım yapılmasına karşı çıkar hukukun üstünlüğünü savunurdu. Sevgili kızı ve damadının bir hizmetçiye ihtiyaç duyduklarını söylemeleri üzerine bu isteklerinden kendilerinden daha yoksul olan "Ehl-i Suffe" adına feragat etmelerini talep etmiş bunun yerine yatmadan önce her gece otuz üçer defa "Sübhanallah" "Elhamdulillah" ve "Allahuekber" demelerini salık vererek bunun bir hizmetçiden daha çok kendilerine yardım edeceğini hatırlatmıştı.
Ah ayrılık vaktinin geldiğini can parçasına nasıl da hatırlatmıştı! Kur'ân-ı Kerîm'i Cebrâil (a.s.)'la yılda bir kez karşılıklı okuyorlardı ama son sene iki kere bir araya gelmişlerdi. Ayrılığa bir işaret sayılabilirdi bu. Hz. Fâtıma bu sözleri duyar duymaz gözyaşlarına boğulmuş bunun üzerine Hz. Peygamber kendisine ailesinden ilk olarak onun kavuşacağını söyleyerek teselli etmişti onu. Ölümle teselli olur mu! Kavuşulacak olan Son Peygamberse olur elbette. Ah nasıl üzülmüştü ayrılık vaktine Fâtıma! Ah nasıl sevinmişti adı "ölüm" olsa bile buluşma vaktine...
"Fâtıma benim parçamdır" demişti Hz. Peygamber. Hastalığı ağırlaşıp parçasından ayrılma vakti yaklaştığında Fâtıma "Ah babacığım! Vay babamın başına gelenler!"diyerek gözyaşı dökmeye başlamış Kâinatın Efendisi "Bugünden sonra baban hiç dert çekmeyecek güzel yavrum!" diye son kez teselli etmişti onu. Sonunda vakit gelmiş gözler yeniden yaşlarıyla birleşmiş can parçasının dilinden şu sözler dökülmüştü: "Babacığım Rab Teâlâ çağırdı ve hemen koştun! Firdevs cenneti senin yurdundur şimdi! Cebrâil'e teslim ettik seni!"
Ah sevgi! Neler söyletiyor Fâtıma anamıza definden sonra: " Rasûlullah'ın üzerine çarçabuk toprak atmaya eliniz nasıl vardı! Nasıl razı oldu gönlünüz!" Hz. Fâtıma'nın gönlü uzun bir ayrılığa razı olmadı. Babasının müjdesi bu sözleri söyledikten beş buçuk ay sonra gerçekleşti. "Fâtıma benim bir parçamdır. Onu sevindiren beni sevindirmiş onu üzen beni üzmüş olur" demişti Nebî. Aylar binek olup taşımıştı Fâtıma'yı Ramazan'a. Ve Ramazan'da parça aslıyla bütünleşmişti.

A.ALİ URAL
--------------Tualimforum İmzam--------------
Allah'ım Hakkımızda Hayırlısını Ver.
Amin
EZEL isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
efendimizin, kizi, olmak, paygamber efendimiz'in (s.a.v) kızı, paygamber efendimizle ilgili hikayeler, peygamber, peygamber efendimizin kızı olmak


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
Peygamber Efendimizin Sünnetleri EZEL Peygamberler 0 21.09.12 16:00
Peygamber Efendimizin Üç Aylardaki İbadetleri EZEL Mubarek Günler ve Geceler 0 28.05.12 17:49
Peygamber Efendimizin Saçı Okyanus Dini Resimler 0 14.03.11 01:23
Peygamber Efendimizin Ahlakı Güllü Peygamberler 0 15.04.10 05:48
Peygamber Efendimizin Hazineleri Güllü Dini Hikayeler-Yazılar 1 15.04.10 05:45


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:48 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2