İslamda Süslenme Ve Estetik
İslamda Süslenme Ve Estetik - İslamda Süslenme Nedir - İslamda Estetik Nedir
(Şeytan ALLAH-ü Teala'ya karşı);Elbette senin kullarından belli bir nasib edineceğim.Onları mulaka saptıracağım,muhakkak onları(boş)kuruntulara düşüreceğim,kesin olarak onlara emredecğim de,ALLAH'ın yarattığını değiştirecekler dedi.Kim ALLAH'ı bırakıpta seytanı dost edinirse,elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.(Nisa Suresi 118-119.ayetler) İslâm dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirgin hâle getiren,takı takma, saçları tarama,meşru ölçüde süslenme ve güzel giyinme gibi davranışlarını mübah kılmıştır.
Müslümanlara helal kılınan süslenmenin sınırları vardır; süslenen, güzelleşerek alımlı hale gelen insan, gurura kapılmamalı; kendisine verilen bu nimetin Allah'tanolduğunu hatırdan çıkarmamalıdır.
"Yeryüzünde kabara kabara yürüme.Çünkü sen yeri yırtamazsın; boyca da dağlara erişemezsin"(el-Isra, 17/37)
buyuran Allah,müslümanlardan alçak gönüllü olmalarını istemekte;gurur ve kibrin şeytanın bir özelliği olduğunu hatırlatmaktadır.
Canlılar içerisinde insana özgü bir davranış olan giyinmenin ve süslenip,güzel görünme şeklinde iki temel gaye görülür.
Esasen tabii bir ihtiyaç ve yönelişi ifade eden süslenmenin dini ilgilendirmesi,insanların bu konuda taşıdığı zaafların,sapabilecekleri aşırılıkların ve olumsuz etkileşimlerin insanın asli yapı ve kimliğini,cinsler ve insanlar arası münasebetlerin dengesini bozabileceği endişesiyledir.
Bunun için İslam dini esasen serbest ve mübah olmuş temel kural olmakla birlikte,insanların zaaf ve temayüllerinin sapma noktasına varması ve toplumsal bünyenin bozulmasını önlemek maksadıyla süslenme ile ilgili bazı temel ölçüler ve kısıtlamalar getirmiştir.
Yüce ALLAH,insanı ve insanı çevreleyen varlıkları hayranlıkla seyredilmeye değer bir ahenk ve güzellik içinde yaratmış,insanı da estetik duygusuyla donatarak onu güzel görünmeye,güzele ve güzelliğe metfun kılmıştır.
Kur'an-ı Kerim'de ALLAH'ın dünyayı ve gök yüzünü çeşitli güzelliklerle süslediği,insanoğlu için dünyada bir çok güzelliğin yaratıldığı, cennetin de hayal ötesi güzelliklerle dolu olduğu sıklıkla hatırlatılır.
Kur'an-ı Kerim'de Rahman suresi 22 ve 23.ayetlerde ;
Her iki denizden de inci ve mercan çıkar.O halde Rabbınızın hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? buyrulur.
Yine yüce ALLAH çeşitli ayetlerde:
"Ahirette müslümanlara vadedilen Cennet ise göz kamaştırıcı güzelliktedir; gözlerinin hoşlanacağı ne varsa oradadır "(ez-Zuhruf, 43/71); "Orada yaslanılacak koltuklar, ipekli elbiseler, gümüş kaplar billur kâseler, zencefil karısımı kâseler, atlastan elbiseler, bilezikler vardır, ne yana bakarsan bak ulu bir saltanat" (el-Insan, 76/11-22) buyurmak suretiyle bütün bu güzelliklerin hep estetik duygusunu insanlara tattırır.
Ancak Kur'an, bütün bu nimet ve güzelliklerin geçici olup,Allah'ı tanımaya O'na şükredip kulluk etmeye vesile olduğu takdirde bir anlam kazanacağını,insanın dünya hayatının güzellik ve nimetlerine dalıp ALLAH'ı unutmasın,O'na nankörlük etmesinin de affedilmez bir yanlışlık olduğu önemle vurgulanır.
İslam bu çerçevede güzelliği,estetik değerleri,süsü ve süslenmeyi fert ve toplum açısından bazı kayıtlar ve şartlar getirmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de A'raf suresi 32.ayette:
ALLAH'ın kulları için yarattığı süsü ve güzel rızıkları kim haram kıldı?De ki;onlar dünya hayatında,özellikle kıyamet gününde Mü'minlerindir.buyrulmuş ve insanın temiz ve güzel olması istemiştir.
Bir gün Rasülüllah(SAV)'e:
Ya Rasül!(SAV) güzel giyinme hakkında ne buyurursunuz?diye soruyorlar.Rasülüllah(SAV):
ALLAH güzeldir güzeli sever.buyurmuş,kendisi de şahsi hayatında daima temiz ve düzenli olmuş,sade ve güzel giyinmeyi,güzel koku sürünmeyi teşvik etmiştir.
Bizim için her konuda örnek olan Hz.Peygamber(SAV)in bu konudaki tutum ve davranışları yine bizim için örnek alınmalı.Çünkü Cenab-ı Hak Ahzab Suresi 21.ayette:
Sizin için ALLAH'ı ve ahiret gününü arzu eden ve ALLAH'ı çok zikreden kimseler için,ALLAH'ın Rasülünde güzel bir örnek vardır.buyurmuşlardır.
O halde; süslenme ve güzel görünmede de bizler için örnek Rasülüllah(SAV) dir.O nasıl süslendiyse,O nasıl süslenmeye müsaade ettiyse bizde O'nun yolunu takip etmek mecburiyetindeyiz.Çünkü;Peygamberimiz:
Size iki emanet bırakıyorum onlara sımsıkı sarıldığınız müddetçe asla sapıklığa düşmezsiniz.O iki emanet Kur'an ve sünnettir.
Bizlerde Kur'an ve sünnet çerçevesinde süslenme ve güzel görünme gayretinde olmalıyız.
Kur'an-ı Kerim'de Nur suresi 31.ayette:
Kadınların yabancı erkeklere ziynetlerini ve güzelliklerini göstermeleri,yolda bunu teşhir edecek hatta hissettirecek şekilde yürümeleri kınanarak,süslenme ve güzelliğin yabancılara karşı cinsel çekicilik ve uyarı aracı olarak kullanılması yasaklanmıştır.
Hz.Peygamber de kadınları ev içinde kocalarına karşı güzel olmaya süslenmeye teşvik etmiş,fakat süslenmede ve ziynet eşyası kullanımında aşırılığa lüx ve israfa kaçmayı yasaklamıştır.
Şüphesiz kadının kocasına karşı kendini son derece temiz tutması, güzel koku sürmesi ve tertemiz elbise giymesi müstehabdır.
Başkası görsün diye kendini süsleyip sokağa çıkması ise haramdır.
İbn Mes´ud (r.a.) den yapılan rivayete göre;
"Allah (c.c.) güzel görünmek için döğme yaptıran kadınlara, yüzünün kıllarını aldıran kadınlara, dişlerini tıraş ettirerek aralarını açtıran kadınlara, Allah´ın yarattığı (biçim, renk ve görünümü) değiştiren kadınlara lanet etmiştir."
İbn Mes´ud (r.a.) devamla diyor ki: "Allah´ın Resulü´nün lanetlediği kimseyi ben niçin lanetlemeyeyim..." (Buharî/tefsîr: 59, talak: 5), libas: 82, 84, 85, 87- Müslim/libas: 120- Tirmızî/ edeb:33).
Çünkü İslam fitneye sebebiyet verecek, şehvetleri tahrîk ve teşvikte bulunacak her türlü söz ve davranışı yasaklamıştır.
Erkeklerin ipek ve altını, giyim,takı ve süs aracı olarak kullanmasını yasaklaması da benzeri bir anlam taşır.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Elbisenizi yıkayınız. Saçlarınızı düzeltiniz. Dişlerinizi misvaklayınız. Tertemiz olmaya ve güzelleşmeye çalışınız. Zira İsrailoğulları böyle yapmadığı için kadınları zinaya düştüler." (C. Sağîr: 1/48)
İslam, erkeklerin saç, sakal ve bıyıklarını başıboş bırakmamasını ister. Rasûlüllah'ın saçlarını taradığı, yağladığı bazan uzatıp bazan kısalttığı bildirilmekte; saçı başı dağınık olan bir adam için "Şu şahıs saçını yatıştıracak birşey bulamaz mıydı?" diye sitem ettiği rivayet edilmektedir.
Yüce ALLAH,insanları en güzel şekilde,dengeli ahenkli bir surette yaratmakla kalmamış,insanlara makul ve mutedil ölçüler içerisinde süslenmelerine,güzelliklerini korumalarına,güzel görünmelerine de izin vermiş,hatta bunu teşvik etmiştir.
Buna karşılık,insanın yaratılıştan gelen özellik ve şeklini değiştirmeyi,fıtratı bozmayı hedef alan tasarruf ve müdahaleleri yasaklamış,yaradılışı değiştirmenin şeytanın emrine uyma olacağını açıkça beyan etmiştir.
Yüce ALLAH(NİSA SURESİ 118-119.Ayetler)
(Şeytan ALLAH-ü Teala'ya karşı);Elbette senin kullarından belli bir nasib edineceğim. Onları mulaka saptıracağım,muhakkak onları(boş)kuruntulara düşüreceğim,kesin olarak onlara emredecğim de,ALLAH'ın yarattığını değiştirecekler.dedi.Kim ALLAH'ı bırakıpta seytanı dost edinirse,elbette apaçık bir ziyana düşmüştür.buyurarak yaradılışı değiştirmeyi hedef alan her türlü tasarrufun ALLAH'ı bırakıp şeytanı dost edinme olacağı uyarısını yapmıştır.
Müfessirler;ALLAH'ın yarattığını değiştirmekten maksadın ne olduğu hakkında iki görüş açıklamışlar.
1-Bu ALLAH'ın dinini değiştirmektir.
Said ibn Cübeyr , Said ibn Müseyyeb,Hasan-ı Basri,Dahhak,Mücahid,Suddi,Nehai,Katade (RA) Bu görüştedirler.Bunun 1.açıklaması:
Yüce ALLAH insanları İslam fıtratı üzere yaratmıştır.
(Ey Muhammed)Dosdoğru olarak yüzünü dine,ALLAH'ın fıtratına çevir ki,insanları o fıtrat üzere yaratmıştır.ALLAH'ın yaratışında hiçbir değişme yoktur.(Rum Suresi 30.ayet)
Ayette ki ifadeye göre kim bundan sonra küfre saparsa,böylece,ALLAH'ın insanları üzerine yarattığı fıtratı değiştirmiş olur.
2.açıklama ise;
ALLAH'ın dinini değiştirmekten maksat,helali harama veya haramı helale çevirmektir.
demişlerdir.
2-Buradaki değiştirme zahire taallük eden bütün halleri değiştirme manasına gelir.
a)Hasn-ı Basri (RA):Bundan maksat kadınların eğreti saç(peruk)taktırmaları gibi,ALLAH'ın yarattığını değiştirmek.
b)İbni Zeyd (RA):Erkeklerin kadınlar gibi,kadınların da erkekler gibi davranmaları olduğunu söylemiştir.
Günümüzde çok yaygın hale gelen tedaviden ziyade vücudun dış görünüşünü güzelleştirmeyi amaçlayan estetik ameliyatlar hakkında,klasik fıkıh literatüründe özel bir açklamanın bulunmaması gayet doğaldır.
Hz.Peygamber döneminde UFRECE adlı sahabinin savaşta burnu kopmuş,yerine gümüşten suni bir burun yaptırmıştı.Ancak bu gümüşten burunun koku yapması üzerine Hz.Peygamber(SAV)bu sahabinin altından burun yaptırmasına müsaade etmiştir.
Burada ALLAH'ın yarattığı şekli değiştirme değil ihtiyaç bulunması ve tedavi amacı söz konusudur.
Fakat günümüze baktığımızda estetik ameliyatların çoğu tedavi amaçlı değil insanlara güzel görünme hevesiyle yapılan ameliyatlardır.
Fıkıh alimlerin görüşleri dikkate alınırsa vücut üzerinde yapılan tasarruflarda tedavi ve zaruriyetin bulunması esas alınır.
Nitekim,(insanın)doğuştan fazla bir uzvu,mesela parmağı,dişi kestirmeyi,yaratıldığı hal ve şekli değiştirme değil,hilkate,normale dönüş ve herhangi bir zararın izalesi olarak değerlendirildiğinden caizdir.
Bu görüşten yola çıkarak bir kimsenin manen eziyet görmesine ve aşağılanmasına yol açan fazlalıkların ve şekil bozukluklarının,yanıkların,şaşılığın vb.nin giderilmesi tedavi mahiyetinde olup caizdir.Çünkü buna ihtiyaç vardır.
Günümüze baktığımızda oldukça yaygın olan estetik cerrahi müdahalenin önemli bir kısmı;burun,çene,kulak,göğüs,bacak gibi uzuvların daha güzel görünüp,kişiyi daha genç göstermesi amacıyla yapılmaktadır.
Yaşlanma ile ciltte meydana gelen kırışıklıkların giderilmesi,yüz cildinin gerilmesi,hareketsizliğin,aşırı beslenmenin,hormonal dengesizliğin yol açtığı aşırı şişmanlığın giderilip vücut yağlarının ameliyatla alınması gibi estetik ameliyatlarda,tedaviden ziyade estetik duygusu,insanlar arasında daha genç,dinç ve güzel görünme gayesi hakimdir.
Bu da hilkati değiştirme,ALLAH'ın yarattığı şekil ve sureti bozma ve değiştirme dolayısıyla da insanları aldatma yasağı çerçevesine girmektedir.
Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.), süslenmek maksadıyla vücutlarına dövme yapan veya yaptıranları, dişlerini yontarak seyrekleştiren ve şeklini değiştirenleri kınamıştır.
Bu itibarla, Allah'ın yarattığı şekli beğenmeyerek, ameliyatla bazı organların şekillerini değiştirmek, doğal güzelliğin üzerinde güzellik aramak dinen caiz değildir.
Bütün bu açıklamalardan sonra özetleyecek olursak süslenme estetikte aranan şartlar şunlardır:
1-Süslenen, güzelleşerek alımlı hale gelen insan, gurura kapılmamalı; kendisine verilen bu nimetin Allah'tan olduğunu asla hatırından çıkarmamalıdır.
2-Esasen tabii bir ihtiyaç ve yönelişi ifade eden süslenme,zaafa,sapabilecek aşırılıklara ve olumsuz etkileşimlere, insanın asli yapı ve kimliğini,cinsler ve insanlar arası münasebetlerin dengesini bozmayacak şekilde olacaktır.
3- Kişi süslenme ve güzelliğin ancak; ALLAH'ın vermiş olduğu bütün nimet ve güzelliklerin geçici olup,O'nu tanımaya O'na şükredip kulluk etmeye vesile olduğu takdirde bir anlam kazanacağını unutmayacaktır.
4- Kadınlar; yabancı erkeklere ziynetlerini ve güzelliklerini göstermeyecek,yolda bunu teşhir edecek, hatta hissettirecek şekilde yürümeyecek,süslenme ve güzelliğin yabancılara karşı cinsel çekicilik ve uyarı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini asla unutmayacaklardır.
5- Kadınlar; ev içinde kocalarına karşı güzel olmaya süslenmeye gayret edecek,fakat süslenmede ve ziynet eşyası kullanımında aşırılığa lüx ve israfa kaçmayacaklardır.Çünkükadının başkası görsün diye kendini süsleyip sokağa çıkması haramdır.
6- Erkeklerin; ipek ve altın giyim,takı ve süs aracı olarak kullanmasını yasaklanmıştır.
7- İnsanın yaratılıştan gelen özellik ve şeklini değiştirmeyi,fıtratı bozmayı hedef alan tasarruf ve müdahaleler yasaklamış,yaradılışı değiştirmenin şeytanın emrine uyma olacağını açıkça beyan etmiştir.
8-Vücut üzerinde tasarrufa,estetik cerrahi ve müdahaleye ancak bir tür tedavi olarak tıbbi ihtiyaç ve
zaruret halinde başvurmalı,bu ölçünün dışına çıkılmamalıdır.
9-Estetikte;daha kolay ve basit başka bir yol ve usulün olmaması gerekir.
10-Amaç yaratılışı değiştirmek olmamalı,doğuştan taşıdığı özellik ve şekli,yaşın ve tabiatın icabı vaki olan gelişmeleri değiştirme kaste taşımamalıdır.
11-Hile,aldatma ve yanlış anlamaya yol açmamalı,böyle bir amaç taşımamalıdır.
12-Karşı cinse benzeme kastı olmamalıdır.
13-Müdahalenin yapılmasının zanna dayanan bir yararı,yapılmasının da fiili ve halen mevcut bir zararı bulunmalıdır.
İşte saymış olduğumuz bu şartlar ve bu hususlar dikkate alınarak süslenme ve estetik uygulanabilir.