tualimforum.com
>
KÜLTÜR VE SANAT
>
Biyografiler
>
Diger Ünlülerin Biyografileri
James Frazer Biyografisi-James Frazer Hayatı-James Frazer Kimdir
Kullanıcı ismi
Beni hatırla
Şifreniz
Kayıt ol
Yardım
Üye Listesi
Ajanda
Bugünki Mesajlar
Arama
Diger Ünlülerin Biyografileri
Gazetecilerin biyografisi,Radyocuların biyografisi,Bestecilerin biyografisi,İllizyonistlerin biyografisi,Televizyoncuların biyografisi,Akademisyenlerin biyografisi,Tarihteki önemli kişiliklerin biyografisi.Mankenlerin biyografisi,Modellerin biyografisi,Dizi oyuncularının biyografisi,Kategorisi olmayan biyografiler...
Forumları ara
Konu gösterimi
Mesaj gösterimi
Gelişmiş arama yap
Seçilene git...
Konu Bilgileri
Konu Başlığı
James Frazer Biyografisi-James Frazer Hayatı-James Frazer Kimdir
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
Görüntülenme Sayısı
1307
LinkBack
Seçenekler
25.10.09, 14:46
#
1
(
permalink
)
Kullanıcı Profili
Falcon
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Nerden: İstanbul
Mesajlar: 85
Konular: 84
Puan Grafiği
Rep Puanı:1360
Rep Gücü:0
RD:
Teşekkür
Ettiği Teşekkür: 30
22 Mesajına 36 Kere Teşekkür Edlidi
:
James Frazer Biyografisi-James Frazer Hayatı-James Frazer Kimdir
James Frazer Biyografisi-James Frazer Hayatı-James Frazer Kimdir
James Frazer (1854 - 1941)
Sir James George Frazer
(D. 1 Ocak 1854 Glasgow İskoçya – Ö. 7 Mayıs 1941 Cambridge İngiltere) İskoç
sosyal antropologtur
.
İngiliz insanbilimci yazar ve halk bilimci James George Frazer 1 Ocak 1854'de Glasgow' da doğdu. Babası rahipti. 1869 - 1874 arasında Glasgow Üniversitesi'nde eski Yunan ve Latin Edebiyatı öğrenimi gördü. Frazer'ın insanbilimine ilk ilgisi İngiliz evrimci insanbilimci Edward Tylor'ın 1871'de yayımlanan
"Primitive Culture"
(İlkel Kültür) kitabını okumasıyla başladı. 1874 - 1879 arasında Cambridge Üniversitesi'ne bağlı Trinity College'da öğrenciyken din bilimci W. Robertson Smith ile tanışması bu ilginin artmasında önemli rol oynadı. Frazer 1879'da Trinity College'da öğretim üyesi oldu. 1907 - 1908 yıllarını toplumsal-insanbilim profesörü ünvanı alan ilk kişi olarak Liverpool Üniversitesi'nde geçirdi. Ertesi yıl Cambridge'e döndü ve yaşamı boyunca bu üniversitede çalıştı. 7 mayıs 1941'de Cambridge' de öldü.
Altın Dal
Ondokuzuncu yüzyıl sonlarından bu yana yayımlanmış insanbilim kitaplarının hemen hemen hepsinde adına sık sık rastladığımız James Frazer'ın Altın Dal adlı yapıtı tarihsel dönemin ulaşamadığı çağlardan günümüze dek uzanan evrede insan düşüncesinin ve kurumlarının gelişmesini incelemektedir. Sir James Frazer'ın başyapıtı olarak kabul edilen Altın Dal’ın ilk baskısı 1890’da yapılmıştı. Frazer’ın sürekli yeni eklemelerle genişlettiği eser o günden beri antropolojiye psikolojiye sosyolojiye mitlere dinlere bilime sanata coğrafyaya tarihe edebiyata siyasete – sözün özü insana ilgi duyanların başucu kitabı oldu. Frazer'ın ilkel büyü tabular cinsel uygulamalar batıl inançlar ve büyücülük üzerine yaptığı incelemeler insan imgeleminin en zengin başarılarından biridir.
Frazer'ın sosyal antropolojiye olan ilgisi Tylor’ın İlkel Kültür adlı eserini okumasıyla başlamış ve kendisi bu araştırmalar sonucunda insanın akli evrimini ve büyüden dine yönelen süreci anlattığı Altın Dalı yazmıştır. Araştırmalarını mitler ve dinler üzerine yoğunlaştırmış mitlerin ve ritüellerin din ile olan ilişkisini kapsamlı bir şekilde ele almıştır. Ancak Tylor kaçamak ve müphem davranırken daha atak ve samimi davranmıştır. Frazer müphemliğe yer vermeyecek şekilde ilkel büyünün ve modern bilimin doğanın tekbiçimliliği nosyonunu çerçevesinde ortak olduğunu ileri sürmüştür.
Frazer’a göre büyü "insana ve doğaya ilişkin olaylar arasındaki neden – sonuç ilişkisine sembolik bir anlam yükleyen kültürlerde önemli bir yer tutar" ve büyü bu noktada dinden önce gelir. Altın Dal’daki yaklaşımlarında özellikle kitabın 3. ve 4. bölümlerinde din-büyü ilişkisini karşılaştırmalı olarak ortaya koyarken eski topluluklardan da örnekler vererek büyünün dinin içinde örtülü olarak bulunduğunu dine rengini verdiğini onunla karıştığını ve din tarafından desteklenip gücünü muhafaza ettiğini vurgular.
Frazer düşüncenin gelişimini üç aşamada inceler: En alt basamaktaki mitler ve büyüsel düşünce yer alır. Büyü zamanla yerini dine bırakır. Nihai olarak din de etkisini yitirir ve bilimsel düşünce zuhur eder. Teori şu şekilde özetlenebilir:
“Düşüncenin ilerleme sürecinde büyü daha yüksek bir entelektüel aşamayı ifade eder ve muhtemelen her yerde dinden önce gelir”.
Gelişiminin ilk döneminde ilkel insan doğa ve doğaüstünü kendinden o kadar da üstün görmez. Doğa güçleri insan tarafından korkutulabilmekte büyü yoluyla bu güçlerin zorlanabildiğine inanılmaktadır. Düşüncenin bu ilk aşamasında insan başat yere sahiptir. Ancak ilkel insan bilgilendikçe doğayı ve onun gücünü tanıdıkça kendi küçüklüğünün ve zayıflığının farkına varır. Anlaşılamayan açıklanamayan durum ve olayların ardında olduğu varsayılan doğaüstü varlıkların gücü gözünde bir kat daha artar. Böylece bilginin ilk gelişimi beraberinde inancı dua ve kurban törenlerini getirir. Mitlerin ortaya çıkışı dinsel tapınmanın sistemleşmeye başladığı törenlerin belli bir disiplinle yinelendiği bu dönemde görülür. Bu noktada mitosun genel inanışın aksine masal ya da destan gibi türlerden bütünüyle ayrıldığını ve bu anlamları yapısında barındırmadığını belirtmek gerekir. Mitos ilkel insan için gerçeğin ta kendisi yaşamı açıklamanın biricik yoludur. İlkelin düşüncesinde mitler işlevseldir. Öncelikle açıklayıcıdırlar doğayı evreni insanı doğum ve ölüm gibi bütün bilinmeyenleri açıklama gücüne ve yetkisine sahiptirler. Üstelik bunları varlığı tartışılmayan doğaüstü güçlere dayanarak açıkladıkları için tartışılmaz bir doğruluğa ve kesinliğe sahiptirler.
İlk insan büyü vasıtasıyla anlamaya mahkumdur doğasındaki yanlışı geç tanıması ve büyünün kısırlığı insanoğlunun daha düşünceli kısmını engeller fakat insan doğa hakkında daha doğru bir teori ve verimli bir met od bulduğu anda onu bir kenara fırlatıp atar. Böylece insan büyünün başarısız olduğunu acı bir şekilde tecrübe etmiş olur ve gözle görünmeyenle anlaşma içinde kendisine daha farklı ve daha iyi bir metot bulma yoluna girmiş olur. “Büyü çağı” aşamalı olarak “Din çağı”na yol verir. Kısaca ifade edecek olursak insanın büyüden ümidini kesmesi dinin başlangıcı anlamına gelir.
Altın Dal’ın Büyü ve Din adlı 4. bölümünde Frazer dikkate değer bir görüşünü tartışır. “Böylece büyünün ve bilimin dünya tasavvurlarındaki benzerliklerinin birbirine yakın olduğu ortadadır. Her ikisindeki etkinliklerin kusursuz bir şekilde kurallara uygun olarak ve kesin bir biçimde birbirine mütecanis olduğu varsayılmıştır. Buradaki öngörülebilir ve tam olarak hesaplanabilir işlem değişmez kanunların bir zorunluluğudur. Geçici heveslerin şansın ve tesadüfün unsurları tabiatın gidişatı tarafından uzaklaştırılmıştır.” Bu bağlamda mitin anlaşılması gereken bir olgu olduğunu ve mitin insan düşüncesinden ayrı bir alan olarak görüldüğü sürece meselenin çözülemeyeceği gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Her şeyden önce mit ile insanlığın birbirinden ayrı olarak telakki edilmesi bir kenara bırakılmalıdır. Çünkü insan düşüncesi bu gibi köktenci ayrımlarla açıklanamaz. İnsanın düşünce yapısı ilerleyişi en başından en sonuna ilk hazırlık adımlarından ulaştığı en yüksek noktaya kadar hep aynı kalır. İnsan düşüncesi Kant’tan mülhem olarak homojen bir yapıdadır ve tek biçimlidir. Büyünün çözümlenmesi meselesine bu ilkeyi uygulayan Frazer büyü yapmakta olan birisinin ilke olarak laboratuarda deney yapan bir bilim adamından farklı olmadığını ileri sürer. Büyücü ilkel toplulukların hekimi modern bilim adamı ise günümüzün hekimidir. Onlar aynı ilkelere göre düşünüp eylemlerde bulunmaktadır. Bu bağlamda Frazer’ın yaklaşımı modern biliminki ile özdeştir. Tüm sistemin temelini oluşturan tabiatın düzen ve tekbiçimliliğini duyulan ve dile getirilmeksizin anlaşılan ama gerçek ve kesin olan bir inançtır. Büyücünün yaklaşımı ile modern bilim adamının yaklaşımı meseleleri kavrama noktasında yakın bir benzerlik içindedir. Dolayısıyla yabanıl insan zihni ile uygarlaşmış insan zihni arasında hiçbir temel ayrımın olmadığını düşünme hususunda Frazer ve Tylor ortak bir noktada buluşmaktadır.
Frazer'in teorisi bütünüyle aleni olanı ispat eder. Ancak düşünce şüphesiz gerçekliğin esaslarını içerir ve Frazer’in teorisi bu bağlamda kabul edilemez kesin karşıtlıklar içerir. Frazer ilkel insanın yaşamıyla ilgili olarak sadece bu türden önermeler ileri sürerek onun düşünce yapısını yansıtan hususları bundan ibaret görüp teorisini bunlara dayandırmıştır. Daha da ötesi Frazer’in teorisi dinin zuhuru ile ilgili olarak negatif bir izahat yolunu seçmiş ve büyünün başarısızlığını dinin ortaya çıkışına temel almıştır. Bu teoride eksik olan dinin ortaya çıkışındaki pozitif etkenlerin ortaya konmamış olmasıdır. Zira Frazer tarafından çizilen tabloda insan spontane duygularla hareket eden bir varlıktır ve dine olan ihtiyacı büyünün artık kendisine yetemez oluşundan sonraki döneme tekabül eder. Ayrıca dinin kökenini büyüsel dönemde aramak bize konuyla ilgili bütünlüklü bilgiyi vermediği gibi bizi ana kaynağa götürme hususunda da yeterli değildir. Zira dinin gerçek kökeninin düşünce ve duygunun daha derin tabakalarında aranması gerekir.
Büyünün inançlardan ritlerden mitlerden doğmalardan kurban törenlerinden dualardan ilahilerden ve danslardan tezahür ettiğini belirttikten sonra büyüler aracılığıyla çağrılan varlıkların ve güçlerin sadece dinin işaret ettiği durumlara benzemekle kalmadığını aynı zamanda sıklıkla aynı olduklarını belirtir. Ama yine de tarihsel olarak büyünün ve dinin genellikle birbirlerine düşman bir konumda sergilenmiş oldukları belirtilmelidir.
Bunun yanı sıra eğer Frazer’in sözünü ettiği ilkel insanlık bütün büyüselliğine rağmen önceden de dindar bir yapıya sahipti. Burada büyüden daha önce dini bir dönem olmadığı gibi Frazer’in öne sürdüğü gibi dinden daha önce de büyüsel bir çağ yoktu. Zira mitin hakikati bir iman hakikatidir. Mit gerçektir ve yalnızca doğru olabilir.
Eğer gerçekten Büyü ve Din Frazer’in öne sürdüğü gibi Doğa’nın açıklanması ve anlaşılması konusunda Bilim—öncesi zihniyetin ürettiği formülasyonlar olsalardı (Tylor ‘Büyü ilkel bilimdir’ diyordu) o takdirde birer törensel pratik olarak dua ve büyü sözleri ile gerçekleşmesi öngörülen dilek arasında bir nedensellik bağlamı kurulabilirdi. Oysa din ve elbette büyü kökenleri itibariyle Ludwig Wittgenstein’ın Frazer antropolojisini eleştirirken belirttiği gibi zihinsel değil heyecansal olgulardır. Wittgenstein bunu sevdiği kişinin fotoğrafını öpen birinin konumunu örnek göstererek şöyle anlatır:
‘Bu öpücüğün o resme onun temsil ettiği obje (sevilen kişi) üzerinde kesin bir etki yapması inancıyla kondurulmadığı açıktır.’
Öyleyse burada söz konusu olan bir heyecansal tavırdır; —bir dileğin gerçekleşmesi temennisi!
Bir dileği betimlemek Wittgenstein’a göre o dileğin nasıl yerine getirileceğini de betimlemek demektir. Frazer’a karşı yapılan eleştirilerin en ses getirenini ortaya koyan Wittgenstein Tylor/Frazer’ın büyünün ilkel bir din olduğuna dair düşüncelerini tamamıyla reddetmiştir.
Not:
İnternetten alıntıdır.
Tags
biyografisijames
,
frazer
,
hayatijames
,
james
,
james frazer
,
james frazer biyografi
,
james frazer biyografisi
,
james frazer hakkında
,
james frazer hakkında bilgi
,
james frazer hayatı
,
james frazer kim
,
james frazer kimdir
,
james frazer özgeçmişi
,
james frazer yaşamı
,
kimdir
«
önceki Konu
|
sonraki Konu
»
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor.
(0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
Seçenekler
Yazdırılabilir şekli göster
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Yetkileriniz
You
may not
post new threads
You
may not
post replies
You
may not
post attachments
You
may not
edit your posts
BB code
is
Açık
Smileler
Açık
[IMG]
Kodları
Açık
HTML-Kodları
Kapalı
Trackbacks
are
Açık
Pingbacks
are
Açık
Refbacks
are
Açık
Forum Rules
Benzer Konular
Konu
Konuyu Başlatan
Forum
Cevaplar
son Mesaj
James Rodriguez Biyografisi - James Rodriguez Kimdir - James Rodriguez Hayatı - James
Kartal
Futbolcuların Hayatı ( Biyografileri )
0
29.06.14
12:09
James Otis Biyografisi - James Otis Hayatı - James Otis Kimdir - James Otis Yaşamı
Eylül
Yabancı Sinema Sanatçılarının Hayatı ( Biyografileri )
0
22.12.11
00:37
James Ensor Biyografisi - James Ensor Kimdir - James Ensor Hayatı -Ressam James Ensor
Serap
Yabancı Ressamların Biyografileri ve Eserleri
0
01.11.11
17:04
James Root Biyografisi - James Root Kimdir - James Root Hayatı - James Root Yaşamı
Eylül
Diger Ünlülerin Biyografileri
0
30.10.11
03:07
James Mason Biyografisi - James Mason Kimdir - James Mason Hayatı -James Mason Yaşamı
İpek
Yabancı Sinema Sanatçılarının Hayatı ( Biyografileri )
0
02.01.11
00:52
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat:
04:05
.
-- English (US)
-- Tr
İletişim
-
www.tualimforum.com
-
Arşiv
-
Kullanım sözleşmesi
-
Yukarı git
Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2
LinkBack
LinkBack URL
About LinkBacks
Bookmark & Share
Digg this Thread!
Add Thread to del.icio.us
Bookmark in Technorati
Tweet this thread