Seyyid Fehîm Arvâsî Biyografisi,Seyyid Fehim Arvasi Hayatı Seyyid Fehîm Arvâsî Biyografisi,Seyyid Fehim Arvasi Hayatı Seyyid Fehîm Arvâsî, (1825-1896) 19. yüzyılda yaşamış din bilginidir. Hayatı Osmanlı Devletinin son devirlerinde yaşadı. Hüseyin bin Ali’in soyundandır. Moğol istilâsı sebebiyle Irak’tan Doğu Anadolu’ya yerleşmiş ve çok sayıda âlim yetiştirmiş bir aileye mensuptur. Molla Abdülhamid Efendi’nin oğludur. Lakabı, Hazret-i Şeyh, Seyyid-i Sened ve Allâme’dir. Arvâsî nisbesi ile meşhurdur. 1825’te Siirt’in Pervari, bugün Van’ın Bahçesaray kazâsına bağlı Arvas köyünde doğdu. Babasını küçük yaşta kaybetti. Kısa zamanda Kur’an-ı kerimi ezberledi. Dedelerinin kurduğu Arvas, bilahare Müküs (Bahçesaray) Mir Hasan Veli medresesinde okudu. Cizre’de Şeyh Hâlid-i Cezerî’nin derslerine devam etti. Muş’un Bulanık kazâsında Molla Resul Sübkî’den ilim icâzeti aldı. Tasavvufta zamanın meşhur âlimlerinden Nakşî şeyhi Seyyid Taha Hakkârî’nin Nehri’deki tekkesinde yetişti. Nakşî, Kâdirî, Çeştî, Sühreverdî ve Kübrevî tariklerinden talebe yetiştirmek üzere mutlak halifesi oldu. Üstadının 1853’te vefatı üzerine vasiyeti gereği kardeşi Seyyid Salih Nehrî’nin sohbetine devam etti. Onun da 1865’te vefatı üzerine Arvas’a dönerek irşad faaliyetine başladı. Arvas medresesini ihya etti. Burada 60 kadar talebe yetiştirip mezun etti. En meşhurları oğlu Van müftüsü Muhammed Emin Efendi ve Abdülhakîm Arvâsî’dir. Şâfiî idi. Seyyid Fehim Efendi, ayrıca hocasının işareti üzerine senede iki defa Van’da Şabaniye Medresesinde ilim ve irşadda bulunurdu. Din ilimlerinin ve ehl-i sünnet itikadının bölgede yayılıp kuvvetlenmesinde çok mühim rol oynadı. Van ve havalisinde çok tanındı. Sadece dinî konularda değil, fen, ziraat ve siyasette de malumat sahibi olduğu gibi, Van vâlisinin zaman zaman kendisine gelip istişarede bulunduğu meşhurdur. 93 Harbi de denilen 1877 Osmanlı-Rus harbinde talebe ve milisleriyle Doğu Bayezid’e gidip düşmanla silahlı müsademede bulundu. 1889’da hocası Taha Hakkârî’nin oğlu Seyyid Ubeydullah ile beraber hacca gitmek üzere yola çıktı. Önce İstanbul’a uğradı. Sultan II. Abdülhamîd tarafından saraya davet edilip kabul olundular. Padişah kendisinden hac dönüşü İstanbul’da kalmasını rica ettiyse de, manevî bir işaret almadıkça kalamayacağını söyleyip özür diledi. 12 gün sonra, Mısır’a gitmek üzere merâsimle Haydarpaşa’ya kadar uğurlandı. Hac yolculuğu sırasında Mısır’a uğradığında, Câmiü’l-Ezher ulemâsının günlerdir uğraştıkları halde çözemedikleri bir meseleyi çözdü. Böylece kısa zaman zarfında Mısır’da şöhreti duyuldu. Benzer durum Hicaz’da da tekrarlandı. Mekke’de İmam Rabbanî soyundan olup, Abdullah Dehlevî’nin halifesi Ahmed Said Sahib Müceddidî Farukî’nun oğlu ve halifesi Şeyhülharameyn Muhammed Mazhar kendisine teveccüh edip, beş tarikten ayrıca halifelik verdi. Fehim Arvasî’ye 300 kuruş duagû maaşı bağlandı. 1882’de Şeyh Ubeydullah hâdisesinin çözülmesindeki hizmeti sebebiyle maaşı 500 kuruşa çıkarılıp, 3. derece Osmanlı Mecidî nişanı ile taltif olundu. Seyyid Fehim Arvasî, 30 Mart 1896’te Arvas’ta vefat etti. Kabri buradadır. Uzun boylu, zayıf, beyaz tenli idi. Oğlu Muhammed Emin, Abdülhakîm Arvâsî, Mejingirli Halife Derviş ve Patnoslu Halife Ali’ye hilafet verdi. Yerine Emin Efendi’yi, onun vefatından sonrası için de Abdülhakîm Efendi’yi bıraktı. Mehmed Reşid, Mehmed Mazhar, Mehmed Emin, Mehmed Sıddık, Mehmed Masum, Hasan Medeni, Hüseyin, Mehmed Salih ve Nizameddin adındaki 9 oğlu da ilim sahibi idi. Fehim Arvasî’nin canlandırdığı ve çok kıymetli kitaplar vakfettiği Arvas medresesi, Rus işgalini müteakip yandı ve bir daha toparlanamadı. |