Şuayip Dağıstanlı Biyografisi - Şuayip Dağıstanlı Hayatı - Şuayip Dağıstanlı Kimdir? Şuayip Dağıstanlı Biyografisi - Şuayip Dağıstanlı Hayatı - Şuayip Dağıstanlı Kimdir? Dr. Şuayip Dağıstanlı 20 yıldır Türkiye’deyim. Altı ayda dili burada öğrendim.26 Ağustos 1969 da Dağıstan’da doğdum. 9 yaşına kadar uçurum kenarı denilebilecek doğduğum köyde, vahşi doğanın içinde büyüdüm. Bu kısmı ikinci kitabımda detaylı olarak anlatacağım. Sonra yatılı olarak okumak için ailem tarafından gönderildim. O dönem çok kızdım tabi ama sonra bunu da anladım, buradaki öğretilerin de hayatıma neler kattığını fark edince aileme kızmaktan vazgeçtim. Hala doğduğum köyde yaşayan akrabalarım var. Zaman zaman gidiyorum. Arınmak için. Ama artık benim memleketim burası ve mutluyum Türkiye’de olmaktan… Lise bittikten sonra devlet beni Dağıstan’da Pedagoji üniversitesine gönderdi. Hayalim öğretmen olmaktı. Mühendis öğretmen eğitimi alarak mezun oldum. Fakat ikinci sınıftan sonra gönüllü olarak askere gittim. Moskova’da askerlik sırasında bir kaza geçirdim. Ondan sonra felç olmamla hayatım bir anda değişti. Askere gittikten bir sene sonra kaza geçirdim. Boyun kemiklerim kırıldı. Bütün omurgam neredeyse yok olmuştu. Vücudumun yüzde sekseni felç olmuştu. Kazadan hemen sonra altı, yedi saat süren bir operasyon geçirmiştim. Hiç bir cerrah benim hayatımı sağlıklı bir şekilde sürdürebileceğime garanti vermiyordu. Operasyonun mahiyeti sadece yaşama devam edebilmem adınaydı. Çünkü o dönemlerde 88-89 yıllarında dünyada da Moskova’da da bu tür operasyonlar nadir gerçekleştirilen operasyonlardı. Başarı çok azdı. Şansım, askeri profesörlerin beni ameliyat etmesiydi. Moskova askeri tıp akademisi hastanesinde tam üç ay yattım. Üniversite ikinci sınıfta, askeriyeden malulen gazi emeklisi olmuş biri olarak ,beni artık “sana yapılacak hiç bir şey yok” deyip evime gönderdiler. Tabi ben bunu hiç bir zaman kabul etmedim. Hiç kabul etmedim. Üniversiteye başladığım yıllarda ise hayalim danstı. Her zaman dans etmeyi hayal eden bir genç adam olarak bunu kabul etmem imkânsızdı. Bu arada ailemin hiç bir şeyden haberi yoktu. Eve gönderildiğimde boynumdaki kocaman dikiş izini gördüklerinde ve anlattıklarımı duyduklarında çok üzüldüler. Zayıf perişan, sağ tarafı felçli, malulen gazi emeklisi bir adam olarak eve dönmüştüm. Ancak bu süreçte başlıyor asıl hikâye, tüm bunları kabul etmeyen genç ve “en büyük hayali dans etmek” olan, bu adam “benim bunu aşmam lazım” diyerek kendine yollar bulmaya başlıyor? Sonra… Beyin gücü ile bunu atlatabilir miyimin peşine düşmüştüm. Sovyet rejimi o yıllarda yeni yıkılmıştı. Sovyet Rejimi sırasında Ezoterizmi konuşmak yasaktı. Artık yavaş yavaş konuşulduğu yıllardı. O döneme de denk geldiğim için şanslıydım çünkü kitaplar bulma şansım vardı. Parapsikoloji, Ezoterizm, Beyin Gücü ile ilgili kitaplar buldum. Ve altı ay okuduklarımı kendi üzerimde denedim. Altı ay sonra tamamen o sağlıklı günlerime döndüm. --------------Tualimforum İmzam-------------- |