|
Kayıt ol | Yardım | Üye Listesi | Ajanda | Bugünki Mesajlar | Arama |
Coğrafya Coğrafya dersi ödevleri,Coğrafya ödevleri... |
| LinkBack | Seçenekler |
19.07.08, 11:11 | #2 (permalink) |
S.Moderators Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910 Rep Puanı:11076 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 47 464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi : | CoĞrafya Ders Notları Akarsular ve Göller Akarsular Bölgede yer alan Aras ve Kura nehirleri Hazar Denizi’ne dökülür ve kapalı havza oluştururlar. Dicle, Fırat ve kolları olan Karasu ile Murat nehirleri bölgenin en önemli akarsularıdır. Bölge akarsularının rejimi düzensizdir. Kar erimeleri ile beslendiklerinden yazın suları kabarır. Yatak eğimleri fazla olduğundan hidroelektrik potansiyelleri fazladır. Van Gölü havzası Türkiye’nin en geniş kapalı havzasıdır. Göller Göl bakımından Türkiye’nin en zengin bölgesidir. Volkanik set gölü olan Van Gölü Türkiye’nin en büyük gölüdür. Suları sodalı olan gölde feribot taşımacılığı yapılır. Diğer önemli gölleri; Erçek, Çıldır, Aktaş (Hazapin), Hazar, Balık, Haçlı ve Nemrut gölleridir. İklim Bölgenin denize uzak ve yüksek olması nedeniyle karasal iklimin etkisi görülür. Çok geniş bir bölge olması ve yükseklik farklarına bağlı olarak iklim özellikleri farklılaşır. Erzurum-Kars Bölümü kış mevsiminin en soğuk geçtiği, ortalama sıcaklıkların en düşük değerler gösterdiği yerdir. Burada yaz yağışları fazladır. Yukarı Fırat Bölümü daha güneyde yer alması ve yüksekliğin azalması nedeniyle bölgenin sıcaklık bakımından en elverişli yeridir. Kış yağışları fazla olur, yaz mevsimi ise kurak geçer. Doğal Bitki Örtüsü Bölgede orman örtüsü tahrip edilmiş olup, genellikle antropojen bozkırlar görülür. Kars-Sarıkamış Yöresi’nde sarıçam ormanları yer alır. Bingöl ve Tunceli çevresinde meşe ormanları yer alır. Yüksek kısımlar ile Erzurum-Kars Bölümü’nde gür çayırlar ve otlaklar bulunur. Nüfus ve Yerleşme Türkiye’nin en seyrek ve Güneydoğu Anadolu’dan sonra en az nüfuslu bölgesidir. Doğum oranı çok yüksek olmasına karşın çok göç verdiğinden nüfusu azdır. Bölgenin dağlık olması, iklim özellikleri ve terör olayları göçleri artırıcı etki yapmaktadır. Kentleşme oranı düşüktür. Bölge nüfusunun büyük bölümü Yukarı Fırat Bölümü’ndeki ovalarla, Iğdır Yöresi’nde toplanmıştır. Erzurum, Erzincan, Malatya ve Elazığ bölgenin en kalabalık merkezleridir. İller Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Iğdır, Kars, Malatya, Muş, Şırnak, Tunceli, Van Ekonomik Özellikler Tarım Bölgenin yüksek ve engebeli olması nedeniyle tarım alanları oldukça azdır. Bunlar daha çok tektonik kökenli oluklar ve platolarda yer alır. Malatya, Erzurum, Elazığ, Iğdır, Muş, Bingöl ve Erzincan ovaları en çok ekim yapılan alanlardır. Karasallığın şiddetli olması nedeniyle 2000 m’nin üstünde tahıl tarımı yapılır. Tarım ürünü çeşidi az olan bölgede buğday, arpa, şekerpancarı ve patates başlıca tarım ürünlerini oluşturur. Tarım Ürünleri Pamuk : Iğdır ve Malatya ovalarında yetiştirilir. Tütün : Muş, Bitlis ve Malatya’da ekimi yapılır. Tahıllar : Buğday Malatya, Elazığ, Erzurum-Pasinler ve Horasan ovalarında yetiştirilir. Buğdaya göre daha az sıcaklık isteyen arpa ise Kuzeydoğu Anadolu platolarında yetiştirilir. Şekerpancarı : Sulanabilen tarım alanlarında yetiştirilir. Sebze : Lahana ve patates Erzurum-Pasinler ve Horasan ovalarında yetiştirilir. Meyve : Kayısı yoğun olarak Malatya’da sulanabilen alanlarda, özellikle Fırat ve Tohma kıyılarında yetiştirilir. Ayrıca Malatya, Elazığ ve Erzincan’da dut üretimi yapılır. Akarsu boylarında elma bahçeleri bulunur. Hayvancılık Hayvancılık tarıma göre daha çok önemlidir. Nedeni iklim koşullarının olumsuzluğu ve tarım alanlarının azlığıdır. Erzurum-Kars Bölümü’nde yaz yağışları ve gür otlaklara bağlı olarak büyükbaş hayvancılık, diğer bölümlerde ise küçükbaş hayvancılık yapılır. Hayvancılık mera hayvancılığı şeklinde yapılır ve verim azdır. Hakkari ve Kars yörelerinde arıcılık önemlidir. Ormancılık Türkiye ormanlarının %7’si bu bölgededir. Bölge ekonomisinde ormancılık önem taşımaz. Madenler ve Enerji Kaynakları UYARI : Doğu Anadolu Bölgesi’nde volkanik arazi yaygın olduğundan maden çeşidi boldur. Madenler : Bölge maden ve enerji üretiminde ilk sırayı alır. Bölge krom, demir, bakır, kurşun, kaya tuzu, barit, oltu taşı, manganez yatakları işletir. Krom : Elazığ’da Alacakaya (Guleman) Havzası, Türkiye’nin en büyük krom çıkarım alanıdır. Demir : En çok bu bölgede çıkarılır. Sivas-Divriği, Malatya-Hekimhan, Hasançelebi, Çetinkaya havzalarında çıkarılır. Bakır : Elazığ – Maden, Diyarkbakır-Ergani havzasında çıkarılır. Bakır üretiminin yarısını bu bölge sağlar. Enerji Kaynakları : En önemli linyit yatağı Afşin-Elbistan Havzası’ndadır. Kalorisi düşük ve rezervi bol olan linyitler Afşin-Elbistan termik santralinde kullanılır. Enerji Üretim Tesisleri : Hidroelektrik üretiminin en fazla olduğu yerdir. Fırat üzerinde Keban, Karakaya ve Tercan barajları ile Kars’taki Arpaçay önemli hidroelektrik santralleridir. Afşin – Elbistan termik santralinde linyit kömürü yakılarak elektrik üretilir. Enerji tüketiminin en az olduğu bölgedir. Endüstri Başlıca endüstri tesisleri şunlardır : Şeker : Erzurum, Malatya, Erzincan, Elazığ, Ağrı, Muş, Van-Erciş Süt Ürünleri : Kars Et Ürünleri : Van, Erzurum, Elazığ Sigara : Malatya, Bitlis Pamuklu Dokuma : Malatya, Erzincan Fosfat : Sivrice-Elazığ Ferrokrom : Elazığ Kurşun : Keban Ulaşım Kışların sert ve uzun geçmesi, arazinin dağlık olması ulaşımı güçleştirir. Bölgede doğu-batı yönünde uzanan tektonik oluklar ve akarsu vadileri ulaşım açısından kolaylıklar sağlamaktadır. Dağlık Hakkari Bölümü ulaşımın en zor sağlandığı yerdir. Diğer bölümler kara ve demiryolu ile iç bölgelere bağlanmıştır. Ayrıca hava yolu ile ülkenin bir çok kentine ulaşım sağlanmaktadır. Turizm Ulaşım güçlüğü ve konaklama tesislerinin yetersizliği nedeniyle turizm gelişmemiştir. Dağcılık, kış turizmi, ve doğal güzellikleri açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Nemrut Kaldera Gölü, Van Gölü, Gürlevik ve Bendimahi çağlayanları ilgi çeken doğa güzellikleridir. Doğu Beyazıt’taki İshakpaşa Sarayı, Kars’taki Ani Harabeleri, Erzurum ve Ahlat’taki Selçuklu eserleri önemli tarihi zenginliklerdir. Bölgenin Ülke Ekonomisindeki Yeri Aşağıda bölge ekonomisinde önemli yer tutan ürün ve ekonomik faaliyet türlerinin listesi verilmiştir. Kayısı Şekerpancarı Tahıl Tütün Süt Et Yapağı Hayvancılık Bakır Demir Krom Manganez Linyit UYARI : Bölgede halkın ana geçim kaynağı tarımdır. Daha çok madencilik ve hayvancılığa dayalı sanayi kolları yer alır. Ulaşımın güçlüğü endüstrinin gelişmesini engellemiştir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi En küçük coğrafi bölge olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi yer şekilleri ve Buna bağlı olarak yerleşme ve ekonomik özellikler açısından iki bölüme ayrılmıştır. Bunlar, Orta Fırat Bölümü ve Dicle Bölümü’dür. Bölgeyi bölümlere ayıran sınır Karacadağ volkan konisinden geçer. Yer şekilleri Yer şekilleri sade olan bölgede yükseltisi fazla olmayan ova ve platolar geniş yer kaplar. Dağlar : Bölgenin kuzey kesiminde Toros dağ sırasının güney yamaçları uzanır. Burada asıl Toroslar ile onun önünde ikinci bir kıvrımlı dağ kuşağı uzanır. Bölgenin ortasında 1938 m yükseltiye sahip sönmüş Karacadağ Volkanı yer alır. Bölgenin batısında ise Gaziantep Platosu üzerinde yükselen Kartal Dağları önemli yükseklik oluşturur. Ovalar : Karadağ’ın batısında Altınbaşak (Harran), Ceylanpınar ve Birecik ovaları yer alır. Dicle nehri ve kollarının toplandığı Diyarbakır Havzası’nda fazla geniş olmayan ancak çok verimli bir ovaya geçilir. Platolar : Karacadağ’ın batısındaki Şanlıurfa, Gaziantep, Adıyaman platoları Fırat ve kolları tarafından derin bir şekilde yarılmıştır. Karacadağ’ın doğusu ise daha engebeli bir yapı gösterir. Bu bölümün güneyinde Mardin-Midyat Eşiği yer alır. Akarsular ve Göller Akarsular Bölgenin iki önemli akarsuyundan biri olan Fırat, kaynağını Doğu Anadolu Bölgesi’nden alır. Bölgede ise Toroslar’dan gelen Kahta ve Karadağ’dan gelen küçük akarsularla beslenir. Güneydoğu Toroslar’ın güneye bakan yamaçlarından birçok kol halinde çıkan Dicle Nehri ise bölgenin diğer önemli akarsuyudur. Her iki akarsu da Basra Körfezi’ne sularını boşaltır. Göller Bölgede doğal oluşumlu göl yoktur. Ancak Fırat ve Dicle üzerinde kurulmuş baraj gölleri bulunmaktadır. Bölgenin ve ülkenin en büyük baraj gölü olan Atatürk Barajı bu bölge sınırları içindedir. İklim Denizden uzak olduğu için sıcaklık bakımından karasal iklim özellikleri görülür. Kışlar oldukça soğuk olup, en çok yağış bu mevsimde düşer. Yaz mevsimi ise enlemin, karasallığın ve güneyden esen çöl rüzgarlarının etkisiyle çok sıcak ve kurak geçer. Buharlaşma şiddeti çok fazla odluğundan yaz mevsiminin en kurak geçtiği bölgedir. Ayrıca batıdaki Gaziantep Yöresi’nde belirgin olarak Akdeniz ikliminin ektileri görülür. Doğal Bitki Örtüsü Bölgenin doğal bitki örtüsü bozkırdır. İç Anadolu bozkırlarına göre çok fakirdir. Bölgede antropojen bozkırlar da geniş yer kaplamaktadır. Ormanların en az alan kapladığı bölge olan Güneydoğu Anadolu’da mevcut ormanların büyük bölümü de tahrip edilmiştir. Toros Dağları eteklerinde görülebilen ormanlar ise kuraklık nedeniyle çok zayıftır. Dicle Nehri boylarında yer yer kavak ve söğüt toplulukları görülür. Nüfus ve Yerleşme Nüfusu en az olan bölgemizdir. Ancak doğum oranının yüksek, yüzölçümünün küçük olması nüfus yoğunluğunun fazla olmasına neden olmuştur. Orta Fırat Bölümü ve özellikle Gaziantep Yöresi yoğun nüfuslanmıştır. Yağışın azaldığı düzlüklerde nüfus azalır. Bölgede ekonomik gelişmenin yavaş olması, terör olayları gibi nedenlerden dolayı göç veren bir bölgedir. Ayrıca mevsimlik işçi göçleri de olmaktadır. İller Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Siirt, Şanlıurfa Ekonomik Özellikler Tarım Tarım halkın temel geçim kaynağıdır. Tarım arazisi geniş olmasına karşın kuraklık nedeniyle tarımın en önemli sorunu sulamadır. Tarım topraklarının çok parçalı, tarım işletmelerinin küçük işletmeler şeklinde olması tarımsal verimi düşürmektedir. Tarım alanlarının üçte biri nadasa alınmaktadır. G.A.P. (Güneydoğu Anadolu Projesi) ile birlikte sulu tarım alanları genişlemekte, nadas arazisi azalmakta, tarım ürünü çeşitliliği artmaktadır. Tarım Ürünleri Buğday : Bölgedeki tarım alanlarının yarısından fazlasında buğday ekilir. En fazla ekim alanına sahip Şanlıurfa’yı Diyarbakır izler. Arpa : Bölgede yetiştirilen diğer önemli tahıl olan arpa, en fazla Şanlıurfa, Siirt ve Adıyaman’da yetiştirilir. Pamuk : Bölgede en fazla ekilen endüstri bitkileri arasında yer alan pamuk, halen sulanmakta olan Akçakale ve Gaziantep’te yetiştirilir. Kırmız Mercimek : Kuraklığa dayanıklı bir baklagildir. Türkiye üretiminin tamamına yakınını bu bölge sağlar. En çok Şanlıurfa ve Gaziantep’te yetiştirilir. Susam : Az bir alanda ekimi yapılmaktadır. Ancak üretimi bölge için önem taşır. Çeltik : Siverek’te yetiştirilmektedir. Antep Fıstığı : Bölgenin karakteristik ürünüdür. Üretimin % 90’ı bu bölgede gerçekleşir. Üzüm : Özellikle Gaziantep çevresinde bağcılık gelişmiştir. Üretilen üzüm yaş olarak tüketilmesinin yanı sıra pekmez, pestil ya da içki yapımında kullanılır. Zeytin : Akdeniz ikliminin etkileri görülen Gaziantep yöresinde Kilis ve Islahiye çevresinde yetiştirilir. Tütün : Sulama ile birlikte ekim alanları genişlemektedir. Üretimde Adıyaman ve Batman önde gelir. Sebze : Sulanabilen alanlarda domates, biber, patlıcan gibi çeşitli sebzeler yetiştirilmektedir. Meyve : Bölgenin karpuz üretiminde ayrı bir yeri vardır. Özellikle Diyarbakır çevresinde ağırlığı 20 kg’ı aşan karpuz yetiştirilmektedir. Hayvancılık Bölgede hayvancılık önemli bir ekonomik faaliyettir. Bölgenin doğal özellikleri ve gelenekleri hayvancılığın gelişmesine zemin hazırlamıştır. Bitki örtüsünün bozkır olması nedeniyle küçükbaş hayvancılık yaygındır. Bölgede en çok koyun yetiştirilir. Koyundan sonra en fazla yetiştirilen kıl keçisidir ve Toros Dağları eteklerinde otlatılır. Ayrıca Toros Dağları’nda arıcılık yapılmaktadır. Ormancılık Kuraklık nedeniyle ormanların en az bulunduğu bölgedir. Toroslar’ın eteklerinde bulunan ormanlar da çok zayıftır. Bu nedenle bölgede ormancılık gelişmemiştir. Madenler ve Enerji Kaynakları Madenler : Bölge maden bakımından zengin değildir. Gaziantep, Islahiye ve Kilis’te krom ve bakır yatakları bulunur. Kilis-Gölbaşı’nda fosfat çıkartılır. Ayrıca Toros Dağları’nda krom ve çinko yatakları vardır. Enerji Kaynakları : Petrolün çıkarıldığı tek bölgedir. Diyarbakır Havzası’nda Raman, Garzan, Şelmon yatakları ile Adıyaman’da Yanarsu Havzası’nda çıkartılır. Türkiye’nin petrol boru hatları bu bölge topraklarından geçer. Ayrıca Cizre’de önemli bir enerji kaynağı olan linyit çıkarılır. Enerji Üretim Tesisleri : Bölge enerji üretiminde giderek önem kazanmaktadır. G.A.P. kapsamında 22 hidroelektrik santral kurulması planlanmıştır. Önemli barajları Atatürk, Kralkızı ve Deve Geçidi’dir. Endüstri Başlıca endüstri tesisleri şunlardır : Besin : Diyarbakır, Şanlıurfa İçki : Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır Pamuklu Dokuma : Gaziantep, Adıyaman, Diyarbakır Battaniye, Kilim, Halı : Siirt, Gaziantep Petrol Rafinerisi : Batman Ulaşım Bölgede önemli dağ sıralarının olmaması ulaşımı kolaylaştırmıştır. Ancak Güneydoğu Toroslar, İç ve Doğu Anadolu ile olan ulaşıma engel olmaktadır. Irak ve Suriye’ye bağlanan önemli yollar da bölgeden geçmektedir. Bölgede iki ana demiryolu hattı vardır. Bunlardan biri Kurtalan-Diyabakır-Gaziantep üzerinden Doğu ve İç Anadolu ile bağlantıyı sağlar. Diğeri Adana-Gaziantep üzerinden geçerek Nusaybin’e ulaşır. Güneydoğu Anadolu’daki demiryolu hattında çoğunlukla tarımsal ürün ve maden taşınır. Turizm Doğal güzellikleri ve tarihi zenginliğine karşın bölge turizm açısından yeterince gelişememiştir. Adıyaman’daki Nemrut Dağı’nda bulunan Komagene krallığına ait mezarlar ve çeşitli anıtlar adeta açık hava müzesi durumundadır. Şanlıurfa’daki Balıklı Göl halk tarafından kutsal sayılmakta, dinsel turizm için potansiyel oluşturmaktadır. Diyarbakır’da bulunan Orta Çağ’a ait surlar, kuleler bölgedeki diğer turistik zenginliklerdir. Ayrıca Gaziantep Yöresi’ndeki Karkamış ve Roma dönemine ait kalıntılar çok fazla turist çekmektedir. Bölgenin Ülke Ekonomisindeki Yeri Bölgenin Türkiye ekonomisine katkısı çok azdır. Doğu Anadolu Bölgesi’nden sonra geri kalmış ikinci bölgemizdir. Aşağıda bölge ekonomisinde önemli yer tutan ürün ve ekonomik faaliyet türlerinin listesi verilmiştir. Petrol Antep Fıstığı Baklagiller Üzüm Pamuk Hayvancılık |
19.07.08, 11:13 | #3 (permalink) |
S.Moderators Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910 Rep Puanı:11076 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 47 464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi : | CoĞrafya Ders Notları HARİTA BİLGİSİ Harita, Plan, Kroki Dünya üzerindeki bir yerin kuşbakışı görünümü, kroki, plan ya da harita olarak düzleme aktarılır. Harita : Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmış şekline harita denir. Bir çizimin harita özelliği taşıyabilmesi için; - Kuşbakışı görünüme göre çizilmesi, - Arazi üzerindeki uzunlukların belli bir oranda küçültülmesi gerekir. UYARI : Kuşbakışı görünüm temel alınarak yapılan çizimlerin harita özelliği taşıyabilmesi için küçültme oranının (ölçek) bulunması gerekir. Plan : Bir yerin kuşbakışı görünümünün belli bir oranda küçültülerek düzleme aktarılmasıdır. Plan bir tür büyük ölçekli haritadır. Kroki : Bir yerin kuşbakışı görünümünün ölçeksiz olarak düzleme aktarılmasıdır. Haritalarda Bozulmalar Dünya'nın küreselliği harita çizimini güçleştirmektedir. Dünya'nın tümü ya da bir bölümü düzleme aktarırken şekillerde, alanlarda, uzunluk ve açılarda bozulmalar olur. Bu nedenle küresel yüzeyi düzleme aktarmak için çeşitli çizim yöntemleri geliştirilmiştir. Özellikle yeryüzü şekillerini gösteren haritalar tam olarak gerçeği yansıtmazlar. Engebesi fazla, geniş alanların gösterildiği haritalarda hata payı artar. Az engebeli, küçük alanların gösteriminde hata payı azalır. UYARI : Dünya'nın küreselliği harita çizimini zorlaştırır. - Engebeli ve geniş alanların gösterildiği haritalarda bozulmalar fazladır. - Engebesiz ve küçük alanların gösterildiği haritalarda bozulmalar azdır. Projeksiyon Dünya'nın küreselliği nedeniyle, haritalarda ortaya çıkan hataları en aza indirmek için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunun için yerkürenin paralel ve meridyen ağının belirli kurallara göre düz bir kağıda geçirilmesi gerekir. Bu sisteme projeksiyon denir. Projeksiyon Sistemleri - Alan Koruyan Projeksiyon Alan koruyan projeksiyon ile çizilen haritalarda, şekil, açı ve uzunluk oranları bozulur. Ancak, paralel daireleri ile meridyenler arasındaki alanlar bozulmadan, orantılı olarak düzleme geçirilir. Böylece gerçek alan korunmuş olur. - Açı Koruyan Projeksiyon Açı koruyan projeksiyon ile çizilen haritalarda, meridyenler ile paraleller arasındaki 90°’lik açık iler kara ve denizlerin şekilleri korunur. Ancak, bunların alanları bozulur. Bu tip haritalarda kutup bölgelerine doğru gidildikçe, kara ve denizlerin alanı büyür. - Uzunluk Koruyan Projeksiyon Uzunluk koruyan projeksiyon ile çizilen haritalarda, merkezden çevreye doğru tüm yönlerdeki uzunlukların oranı korunur. Açı ve alan korunmaz. Harita Çizimi Bir bölgenin haritası çizilirken öncelikle; - Bölgenin enlem ve boylamının, - Haritanın kullanım amacının, - Haritanın küçültme oranının belirlenmesi gerekir. Harita yapımında kullanılacak çizim yöntemi, küçültme oranı ve harita işaretleri ise haritanın kullanım amacına göre belirlenir. Harita Elemanları Tüm haritalarda bulunması gereken 5 temel eleman vardır. Bunlar, enlem-boylam, ölçek, harita anahtarı (lejant), başlık ve çerçevedir. Enlem-boylam : Haritası yapılacak alanın öncelikle enlem ve boylamları belirlenir. Çünkü haritanın ölçeği, bu alanın genişliğine ve kullanım amacına göre belirlenir. Ölçek : Haritanın kullanım amacına göre belirlenmelidir. Harita Anahtarı (Lejant) : Haritada kullanılan özel işaretlerin ne anlama geldiğini gösteren bölümdür. Her haritanın kullanım amacına göre farklı işaretler kullanılır. Başlık : Haritanın kullanım amacını belirtmeli, haritayı tanıtmaya yeterli, açık ve kısa olmalıdır. Çerçeve : Tüm haritalarda, haritası yapılacak alanı sınırlayan bir iç çerçeve ve diğer harita elemanlarını sınırlayan dış çerçeve çizilmelidir. Harita Ölçeği Harita üzerinde belli iki nokta arasındaki uzunluğun, yeryüzündeki aynı noktalar arasındaki uzunluğa oranıdır. Diğer bir deyişle, gerçek uzunlukları harita üzerine aktarırken kullanılan küçültme oranıdır. Örneğin : Boğaz Köprüsü'nün gerçekte 1074 m olan iki ayağı arası uzaklık, ölçeği bilinmeyen bir haritada yaklaşık 0.5 cm gösterilmiştir. Haritanın ölçeğini bulmak için harita üzerindeki uzunluğu gerçek uzunluğa oranlarız. Buna göre haritanın ölçeği yaklaşık 1/200.000'dir. Ölçek = Harita Üzerindeki Uzunluk / Arazi Üzerindeki Uzunluk (Gerçek Uzunluk) Kesir Ölçek Haritalardaki küçültme oranını basit kesirle ifade eden ölçek türüdür. 1 / 25.000 , 1 / 500.000, 1 / 1.000.000 birer kesir ölçektir. Kesir ölçekte, pay ile paydanın birimleri aynıdır. Uzunluk birimi olarak santimetre (cm) kullanılır. Örneğin : 1 / 1.000.000 ölçeğinde, arazi üzerindeki 1.000.000 cm (10 km)'lik uzunluk harita üzerinde 1 cm gösterilmiştir. Çizgi (grafik) Ölçek Haritalardaki küçültme oranını çizgi grafiği üzerinde gösteren ölçek türüdür. Kesir ölçeğe göre düzenlenir ve santimetre (cm)'nin üstündeki tüm uzunluk birimleri kullanılır. Kesir Ölçeği Çizgi Ölçeğe Çevirme Kesir ölçeği, çizgi ölçeğe çevirirken önce 1 cm'nin kaç km'yi gösterdiği bulunur. Örnek : 1 / 2.500.000 ölçeğinde 1 cm 25km'yi gösterdiğine göre çizgi ölçekte de 1 cm 25 km'yi göstermelidir. Bir doğru parçası çizilerek eşit aralıklara bölünür. Üzerine, 1 cm 25 km'yi gösterecek şekilde değerler yazılır. Sıfırın sol tarafındaki aralık 25 km'den daha kısa uzunlukların ölçülmesine yarayacak biçimde bölümlenir. Çizgi Ölçeği Kesir Ölçeğe Çevirme Çizgi ölçeği kesir ölçeğe çevirirken önce ölçeğin uzunluğunun, toplam kaç km'yi gösterdiği bulunur. 1 cm'nin kaç km'yi gösterdiğini bulmak için orantı kurulur. Örneğin : Çizgi ölçeğin uzunluğu 5 cm'dir. 5 cm 20 km gösterdiğine göre 1 cm x km'yi gösterir. ---------------------------------------- x = 20 / 5 = 4 km Bulunan değer cm'ye çevrilir. Buna göre kesir ölçek 1 / 400.000'dir. UYARI : Çizgi ölçeği kesir ölçeğe çevirirken, grafiğin sonundaki uzunluk birimine dikkat etmemiz gerekir. Harita Türleri Harita yaşamın her alanında yardımcı araçlar olarak kullanılır. Bir kentin imar planının çıkarılması, karayolu, demiryolu ya da köprü yapımı için en uygun yerin belirlenmesi, arkeoloji, coğrafya gibi birçok alanda araştırma yapılması sırasında haritalardan yararlanılır. Haritalar konularına ve ölçeklerine göre ikiye ayrılır. Konularına Göre Haritalar Konularına göre haritalar, kullanım amaçlarına göre genel haritalar ve özel haritalar olarak ikiye ayrılır. Genel Haritalar Toplumun geniş kesimi tarafından kullanılabilen haritalardır. - Topoğrafya Haritaları İzohips (eş yükselti) eğrisi yöntemi ile yapılır. Araziyi ölçekleri oranında ayrıntıları ile gösterirler. Ölçekleri 1 / 20.000 ile 1 / 500.000 arasında değişir. 1 / 20.000'den büyük ölçekli olanlar kadastro işlerinde ve askeri amaçlarla kullanılır. Bu haritalardan ölçek, uzunluk alan ve eğim hesaplamada yararlanılır. - Fiziki Haritalar Fiziki haritalar, yeryüzünün kabartı ve çukurluklarını gösteren orta ya da büyük ölçekli haritalardır. Fiziki haritalar hazırlanırken eş yükselti ve eş derinlik eğrileri geniş aralıklarla geçirilir. Bu aralıklar çeşitli renklerle boyanır. Yükseltiler genellikle yeşil, sarı ve kahverenginin çeşitli tonları ile, derinlikler ise açıktan koyuya mavi rengin tonları ile gösterilir. - Siyasi ve İdari Haritalar Yeryüzünde veya bir kıtada bulunan ülkeleri, bir ülkenin idari bölünüşünü, yerleşim merkezlerini gösteren haritalardır. Bu haritalardan uzunluk ve alan bulmada yararlanılır. Ancak yer şekilleri hakkında bilgi edinilemez. - Duvar ve Atlas Haritaları Eğitim ve öğretim amacına yönelik haritalardır. Ölçekleri 1 / 1.100.000'dan daha küçüktür. Dünya'nın tümünü, kıtaları veya ülkeleri gösterirler. Özel Haritalar Belirli bir konu için hazırlanmış haritalardır. Bu haritalardan bazıları şunlardır: - Araziden Yararlanma Haritaları Bir bölgede arazinin nasıl kullanıldığını gösteren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla ekili-dikili alanların, çayır ve mera alanlarının, orman alanlarının, bölünüşü ile kayalık, bataklık gibi kullanılmayan alanlar hakkında bilgi edinilir. Tarımın türü ve tarım ürünleri de bu haritalarda gösterilir. - Ekonomi Haritaları Dünya'nın bütününün ya da bir bölümünün ekonomik özelliklerini gösteren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla endüstri kuruluşlarının türü, sayısı, dağılışı, çalışanların sayısı hakkında bilgi edinilir. - Hidrografya Haritaları Bir bölgenin su potansiyeli (akarsular, göller, yeraltı suları, kaynaklar) hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalar yardımıyla akarsuların drenaj tipi, akım miktarı, kanallar, göl sularının özellikleri, yeraltı sularının türü, kaynakların türü sayısı ve verimlilik derecesi hakkında bilgi edinilir. - İzoterm Haritaları Bir bölgede, eş sıcaklıktaki noktaları birleştiren eğriye izoterm denir. İzotermler yardımıyla çizilen izoterm haritalarından, bir bölgedeki sıcaklık dağılışı hakkında bilgi edinilir. Sıcaklık dağılışını daha iyi gösterebilmek için, bu haritalar sıcaklık basamaklarına uygun olarak renklendirilir. Sıcak yerler için kırmızının tonları soğuk yerler için mavinin tonları kullanılır. - Jeomorfoloji Haritaları Bir bölgedeki şekillenme süreci yani iç ve dış güçlerin etkisiyle oluşan yer şekilleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalarda faylar, yamaçlar, vadi türleri, birikinti konileri, sekiler, ovalar ve daha bir çok yer şekli taranarak gösterilir. Yer şekillerinin kolay ayırt edilmesi amacıyla bu haritalar renklendirilir. - Nüfus Haritaları Dünya'nın bütününde ya da bir bölümündeki nüfusun dağılışı ve özellikleri hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalarda nüfus dağılışı noktalama ile gösterilir. Nüfus yoğunluğu haritaları ise renklendirilir. - Toprak Haritaları Bir bölgenin toprak özellikleri ve dağılışları hakkında bilgi veren haritalardır. Bu haritalardan, yetiştirilecek ürünlerin belirlenmesi, buna bağlı olarak topraklardan daha iyi verim alınabilmesi gibi bir çok konuda yararlanılır. Ölçeklerine Göre Haritalar - Büyük Ölçekli Haritalar Ölçekleri 1 / 200.000'e kadar olan bu haritalarda : • Küçültme oranı azdır. • Ayrıntı fazladır. • Birim düzlemde gösterilen gerçek alan küçüktür. • Eşyükselti eğrileri arasındaki yükselti farkı azdır. Planlar ve topoğrafya haritaları bu gruba girer. - Orta Ölçekli Haritalar Ölçekleri 1 / 200.000 ile 1 / 1.000.000 arasında olan haritalardır. Ayrıntılar, büyük ölçekli haritalar göre daha azdır. - Küçük Ölçekli Haritalar Ölçekleri 1 / 1.000.000'dan daha küçük olan haritalarda; • Ayrıntı en azdır. • Küçültme oranı en fazladır. • Birim düzlemde gösterilen gerçek alan büyüktür. • Eşyükselti eğrileri arasındaki farkı fazladır. Duvar ve atlas haritaları bu gruba girer. Haritalarda Yer şekillerinin Gösterilmesi Haritalarda Kullanılan Çizim Yöntemleri Yeryüzü şekillerini harita üzerine aktarmak için kullanılan yöntemler; - Kabartma Yöntemi Kabartma yöntemi ile yapılan haritalarda, yükseltiler belli oranda küçültülür. Yer şekilleri kabartılarak gösterilir. - Gölgelendirme Yöntemi Gölgelendirme yönteminde, Güneş ışınlarının yer şekilleri üzerine 45 derece açı ile geldiği kabul edilerek arazi yapısı gösterilir. Bu yöntemde gölgelerin açık veya koyu oluşu arazinin eğimi hakkında bilgi verir. Gölgelerin koyulaştığı yerlerde eğim azalır. Yer şekilleri ayrıntılı bir şekilde gösterilemediği için günümüzde yardımcı bir yöntem olarak kullanılır. - Tarama Yöntemi Tarama yöntemi ile yapılan haritalarda, yer şekilleri kısa, kalın, sık ya da ince, uzun, seyrek çizgilerle taranmış olarak gösterilir. Eğim arttıkça taramaların boyları kısalır, sıklaşır ve kalınlığı artar. Eğimin az olduğu yerlerde ise taramalar uzar, seyrekleşir ve incelir. Taramanın yapılmadığı yerler ise düzlükleri göstermektedir. Tarama yöntemi ile harita yapımının zor olması, yükselti, eğim bulma gibi hesaplamaların yapılamaması gibi nedenlerden dolayı bu yöntem günümüzde kullanılmamaktadır. - Renklendirme Yöntemi Eşyükselti eğrileriyle birlikte kullanılan bu yöntemde yükselti ve derinlik basamakları renklerle gösterilir. Fiziki haritalarda yükseltiler genellikle, yeşil, sarı ve kahverenginin çeşitli tonları, derinlikler ise açıktan koyuya mavi rengin tonları ile gösterilir. UYARI : Fiziki haritalarda kullanılan renkler, yer şekillerini göstermez. Yükselti ve derinlik basamaklarını göstermek için kullanılır. - İzohips (Eş yükselti) Eğrisi Yöntemi Bu yöntemle yapılan haritalarda yer şekilleri izohipsler yardımıyla gösterilir. İzohips (Eş yükselti) Eğrisi Deniz seviyesinden aynı yükseklikteki noktaları birleştiren eğriye eş yükselti (izohips) eğrisi, aynı derinlikteki noktaları birleştiren eğriye eş derinlik (izobath) eğrisi denir. İzohips Aralığı (Eş Aralık) İzohipsler haritaların ölçeğine uygun olarak belirlenen yükselti aralıkları ile çizilir. Bu aralığa izohips aralığı ya da eş aralık denir. İzohipslerin Özellikleri • İzohipsler iç içe kapalı eğrilerdir. • Her izohips, kendisinden daha yüksek izohipslerin çevresini dolaşır. • Dik yamaçlarda izohipsler sık geçer • Eğimin azaldığı yerlerde izohipsler seyrek geçer • Doruk nokta ya da üçgen ile gösterilir. • Çevresine göre çukurda kalan yerler yani çanaklar, içe doğru çizilen oklarla gösterilir. UYARI : Kıyı çizgisinden 0 m eğrisi geçer. Her eğri, kendisinden daha yüksek izohipslerin çevresini dolaşır. İzohipslerin sıklaştığı yerlerde eğim artar. Haritalarda Yer şekillerinin Gösterilmesi Yer şekillerinin gösteriminde en çok kullanılan yöntem izohips yöntemidir. İzohips yöntemi ile yapılan haritalarda izohipslerin uzanışına göre, tepe, sırt, boyun, yamaç, vadi, delta gibi yer şekillerini harita üstünde tanımlamak mümkündür. Tepe : Bir doruk noktası ve onu çevreleyen yamaçlardan oluşmaktadır. Sırt : İki akarsu vadisini birbirinden ayıran ve birbirine ters yönde eğimli yüzeyleri birleştiren yeryüzü şeklidir. Sırtların üzeri düz olabileceği gibi keskin de olabilir. Boyun : Birbirine ters yönde açılmış iki akarsu vadisinin en yüksek, iki doruk arasındaki alanın en alçak yerine boyun denir. Buralara bel ya da geçit de denir. Yamaç : Yeryüzündeki eğimli yüzeylerdir. Vadi : Akarsuyun açtığı, sürekli inişi bulunan, uzun, doğal oluktur. Delta : Akarsuyun taşıdığı maddeleri denize ya da göle ulaştığı yerde biriktirmesi ile oluşan yeryüzü şeklidir. UYARI : İzohipslerin "V" şeklini aldığı yerlerde, açık taraf akarsu akış yönünü gösterir. Akarsuların delta oluşturdukları yerlerde, izohipsler deniz veya göl yüzeyine doğru çıkıntı yapar. İzohipsin "V" şeklini aldığı yerlerde yükselti "V" nin açık ucuna doğru artıyorsa sırt, sivri ucuna doğru artıyorsa vadi vardır. Boyun olabilmesi için, karşılıklı iki tepe arasında, birbirine ters yönde uzanan iki akarsu vadisinin bulunması gerekir. Profil Çıkartma Topoğrafya yüzeyinin düşey düzlemde yaptığı ara kesite topoğrafik profil denir. Haritalarda yeryüzü kuşbakışı olarak görüldüğü için profil, yer şekillerinin yandan görünüşü hakkında bilgi verir. Profil eş yükselti eğrisi yöntemi ile yapılan haritalardan yararlanarak çizilir. Harita Hesaplamaları Gerçek Uzunluğu Hesaplama Gerçek uzunluk, diğer bir deyişle arazi üzerindeki uzunluk, Gerçek Uzunluk = Ölçek (Payda) * Harita Uzunluğu formülü ile ya da doğru orantı kurularak hesaplanır. Örnek : 1 / 850.000 ölçekli bir haritada A - B kentleri arası 8 cm ölçülmüştür. Buna göre iki kent arasındaki kuş uçuşu uzaklık kaç km'dir? Orantıyla Çözüm : Ölçeğe göre, arazi üzerindeki 850.000 cm haritada 1 cm gösterilmiştir. 1 cm 850.000 cm'yi gösterdiğine göre 8 cm x cm'yi gösterir. ---------------------------------------------------------------- x = 8 * 850.000 / 1 = 6.800.000 cm cm'yi km'ye çevirmek için 5 basamak sola doğru gitmek gerekir. 6.800.000 cm = 68 km'dir. Formülle Çözüm : Gerçek Uzunluk = Ölçek * Harita Uzunluğu Gerçek Uzunluk = 850.000 * 8 Gerçek Uzunluk = 6.800.000 cm = 68 km'dir. Haritadaki Uzunluğu Hesaplama Harita üzerindeki uzunluk Harita Uzunluğu = Gerçek Uzunluk / Ölçek (payda) formülü ile ya da doğru orantı kurularak hesaplanır. Örnek : Arazi üzerindeki 180 km'lik uzunluk 1 / 900.000 ölçekli haritada kaç cm ile gösterilir? Orantıyla Çözüm : 1 / 900.000 ölçeğinde, 1 cm 9 km'yi gösteriyorsa x cm 180 km'yi gösterir. ---------------------------------- x = 1* 180 / 9 = 20 cm'dir. Formülle Çözüm : Ölçeğe göre, arazi üzerindeki 900.00 cm haritada 1 cm gösterilmiştir. Harita Uzunluğu = Gerçek Uzunluk / Ölçek (payda) Harita Uzunluğu = 18.000.000 / 900.000 Harita Uzunluğu = 20 cm'dir. Haritadaki Uzunlukların Karşılaştırılması İki harita uzunluğunun karşılaştırılması esasına dayanan sorular ters orantı kurularak ya da iki aşamalı olarak çözülür. Örnek : 1 / 750.000 ölçekli bir haritada A-B noktaları arasındaki uzaklık 12 cm ölçülmüştür. Aynı uzaklık 1 / 1.500.00 ölçekli bir haritada kaç cm ile gösterilir. Çözüm l : 1 / 750.000 ölçekli haritada 12 cm'lik uzaklık, 1 / 1.500.000 ölçekli haritada x cm gösterilir. Ölçekler arasında 750.000 / 1.500.000 oranı bulunduğuna göre harita uzunlukları arasında 12 / x oranı vardır. x = 750.00 * 12 / 1.500.000 = 6 cm'dir. Çözüm 2: 1. haritadan yararlanarak gerçek uzaklığı bulalım 1 cm 7.5 km'yi gösteriyorsa, 12 cm x km'yi gösterir. ----------------------------------------------------- x = 12 * 7.5 / 1 = 90 km'dir. 2. haritadan yararlanarak haritadaki uzunluğu bulalım : 15 km'yi 1 cm gösteriyorsa 90 km'yi x cm gösterir --------------------------------- x = 90 * 1 / 15 = 6 cm'dir. İzdüşümsel Alanın Hesaplanması İzdüşümsel alan, yer şekillerinin izdüşümünün alınması ile hesaplanan alandır. Arazi üzerindeki gerçek alan hesaplamalarında ise yer şekilleri yüzölçümü dikkate alınır. Bu nedenle bir yerin izdüşümü alanı ile gerçek alanı arasındaki fark yardımıyla arazinin engebeliliği hakkında bilgi edinilebilir. İzdüşüm alanı ile gerçek alan arasındaki fark fazla ise, arazinin engebesi de fazladır. İzdüşümsel alan, İzdüşümsel Alan = Ölçek (Payda)2 * Haritadaki Alana formülü ile ya da doğru orantı kurularak hesaplanır. Örnek : 1 / 700.000 ölçekli bir haritada bir adanın kapladığı alan 15 cm2 olduğuna göre adanın izdüşümsel alanı kam km2 dir? Orantıyla Çözüm : Ölçeğe göre, 1 cm 700.000 cm'yi göstermektedir. 1 cm2 49 * 1010 km2 yi gösterdiğine göre, 15 cm2 x km2'yi gösterir. -------------------------------------------------------------- x = 15 * 49 * 1010 = 735 * 1010 cm2 dir. cm2'yi km2'ye çevirmek gerekir. 735 * 10 cm2 = 735 km2'dir. Formülle Çözüm : İzdüşümsel Alan = (Ölçek Paydası)2 * Haritadaki Alan İzdüşümsel Alan = (700.000)2 * 15 İzdüşümsel Alan = 49 * 1010 * 15 = 735 * 1010 cm2 cm2'yi km2'ye çevirmek gerekir. 735 * 1010 cm2 = 735 km2'dir. Haritadaki Alanı Hesaplama Haritadaki alan, Haritadaki Alan = Gerçek Alan / Ölçek (Payda)2 formülü ile ya da doğru orantı kurularak hesaplanır. Örnek : Gerçek alanı 590.4 km2 olan göl 1 / 1.200.000 ölçekli haritada kaç cm2 gösterilir. Orantıyla Çözüm : Ölçeğe göre ; 1 cm 12 km'yi göstermektedir. 1 cm2 144 km2'yi gösteriyorsa x cm2 590.4 km2'yi gösterir. -------------------------------------------------------- x = 590.4 / 144 = 4.1 cm2 dir. Formülle Çözüm : Haritadaki Alan = Gerçek Alan / Ölçek2 (Payda) Haritadaki Alan = 590.4 / (12)2 Haritadaki Alan = 590.4 / 144 = 4.1 cm2 UYARI : Haritalardaki alan hesaplanırken ölçek paydasının karesi mutlaka alınmalıdır. Ölçek Hesaplama Harita ve arazi üzerindeki uzunlukların verildiği sorularda ölçek, Ölçek (Payda) = Harita Uzunluğu / Gerçek Uzunluk formülü ya da doğru orantı kurularak hesaplanır. Örnek : Arazi üzerindeki 84 km'lik uzunluk, ölçeği bilinmeyen haritada 7 cm gösterildiğine göre, haritanın ölçeği nedir? Orantıyla Çözüm : 84 km cm'ye çevrilir. 7 cm 8.400.000 cm'yi gösteriyorsa 1 cm x cm'yi gösterir. ----------------------------------------------- x = 1 * 8.400.000 / 7 = 1.200.000 cm'dir. Ölçek : 1 / 1.200.000'dir. Formülle Çözüm : Ölçek (Payda) = Harita Uzunluğu / Gerçek Uzunluk Ölçek (Payda) = 7 / 8.400.000 Ölçek (Payda) = 1.200.000 cm Ölçek : 1 / 1.200.000'dir. Ölçek Hesaplama Harita ve arazi üzerindeki alanların verildiği sorularda ölçek Ölçek (Payda) = Haritadaki Alan / Gerçek Alan kesrinin karekökü formülü ya da doğru orantı kurularak hesaplanır. Örnek : Gerçek Alanı 4375 km2 olan bir göl, ölçeği bilinmeyen haritada 7 cm2 gösterildiğine göre haritanın ölçeği nedir? UYARI : Harita ve arazi üzerindeki alanların verildiği sorularda ölçeği hesaplarken kare kök almayı unutmayınız. Eğim Hesaplama : Eğim : Topoğrafya yüzeyinin yatay düzlemle yaptığı açıya eğim denir. Eğim, Eğim = Yükseklik (m) * 100 / Yatay Uzaklık formülü ile hesaplanır. Örnek : A - B arasındaki uzaklık 1 / 600.000 ölçekli haritada 4 cm gösterilmiştir. Aralarındaki yükselti farkı 1200 m. olduğuna göre, A ile B arasındaki eğim binde (%o) kaçtır? Çözüm A B arasındaki gerçek uzaklık; 4 * 6 = 24 km olduğuna göre, Eğim = Yükseklik Farkı (m) / Yatay Uzaklık (m) * 1000 Eğim = 1200 / 24.000 * 1000 Eğim = %o 50'dir. UYARI : Eğim yüzde (%) olarak hesaplanırken 100 ile, binde (%o) olarak hesaplanırken 1000 ile çarpılır. |
19.07.08, 11:14 | #4 (permalink) |
S.Moderators Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910 Rep Puanı:11076 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 47 464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi : | CoĞrafya Ders Notları İKLİM TİPLERİ Dünya’da İklim ve Doğal Bitki Örtüsü Dünya’da Görülen İklim Tipleri Bir yerde benzer sıcaklık, basınç, rüzgar, nemlilik ve yağış özelliklerinin uzun süre etkili olmasıyla iklim tipleri belirmektedir. İklimi oluşturan bu öğelerden birinin ya da ikisinin farklı olması, değişik iklim tiplerinin ortaya çıkmasına neden olur. Dünya’da görülen iklimler, sıcak kuşak iklimleri, ılıman kuşak iklimleri ve soğuk kuşak iklimleri olarak üöç ana bölümde toplanır. Sıcak Kuşak İklimleri Sıcak Kuşak İklimlerinin Ortak Özellikleri • Yıllık sıcaklık ortalamaları 20°C’nin üstündedir. • Sıcaklık farkları Ekvator’dan uzaklaşdıkça artar. • Soğuk mevsim yoktur. • Yağış özellikleri farklılık gösterir. Ekvatoral İklim Ekvatoral İklimin Özellikleri Yıllık sıcaklık ortalamasının 20°C’nin üstünde olduğu ekvatoral iklimde yıl boyunca yaz koşulları yaşanır. Güneş ışınları, yıl boyunca dik ve dike yakın açılarla geldiğinden yıllık sıcaklık farkı azdır. Yıl boyunca yükseltici hava hareketlerine bağlı olarak konveksiyonel yağış görülür. Yıllık yağış miktarı 2000 mm’nin üzerindedir. Her mevsimin yağışlı olduğu ekvatoral bölge akarsularının rejimleri düzenlidir ve yıl boyunca bol su taşır. Güneş ışınlarının dik geldiği Mart ve Eylül aylarında yağışlar artar. Bu nedenle ekinokslarda (21 Mart – 23 Eylül) akarsularda kabarma olur. Konveksiyonel Yağış : Isınan havanın yükselerek soğuması ile oluşan yağışlardır. UYARI : Ekvatoral iklimde yıllık sıcaklık farklarının az olması güneş ışınlarının yere değme açılarının az değişmesiyle, günlük sıcaklık farklarının az olması ise nem oranının yüksek olmasıyla ilgilidir. Ekvatoral İklimin Doğal Bitki Örtüsü Yıl boyunca sıcaklık ve nem koşulları elverişli olduğundan sürekli yeşil kalabilen yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan gür ormanlardır. Yağmur ormanları adı verilen bu ormanlardaki ağaçların boyu yağış miktarının fazla olması nedeniyle 40-60 m lere kadar çıkabilir. Ormanaltı floarası da çok zengindir. Ormanaltı Florası : Orman örtüsü altında loş ortamda yetişen, çoğunlukla ot ve sarmaşık türlerinin oluşturduğu bitki topluluğudur. Ekvatoral İklimin Görüldüğü Yerler 10° Kuzey ve Güney enlemleri arasında, Güney Amerika’da Amazon Havzası’nda, Afrika’da Kongo Havzası’nda ve Gine Körfezi kıyılarında, Asya’da Endonezya Adaları’nda görülür. Yazları Yağışlı Tropikal İklim (Savan) Yıllık sıcaklık ortalaması 20°C’nin üstündedir. Yazlar sıcak ve yağışlı, kışlar sıcak ve kurak geçer Güneş ışınlarının dik açıyla geldiği yaz aylarında konveksiyonel yağışlar görülür. Kış aylarında subtropikal yüksek basıncın (DYB) etkisinde kaldığından kış kuraklığı belirgindir. Yıllık yağış miktarı 1000 mm civarındadır. UYARI : Savan ikliminde günlük sıcaklık farkları, nemlilik nedeniyle yazın az, kışın fazladır. Yazları Yağışlı Tropikal İklimin (Savan İklimi) Doğal Bitki Örtüsü Yaz yağışlarıyla yeşeren, uzun boylu, gür ot topluluklarıdır. Bunlara savan adı verilir. Savanlar arasında yer yer kurakçıl ağaçlar görülür. Akarsu boylarında ise galeri ormanları görülür. Galeri Ormanları : Savanlardaki, küçük akarsu boylarında görülen, çoğunlukla 50-100 m genişliğinde, bir akarsu ağı biçiminde uzanan ve sürekli yeşil kalabilen nemli ormanlardır. Galeri ormanları olarak adlandırılmalarının nedeni, ağaçların, akarsuyun üstünü bir galeri şeklinde kapatmasıdır. Yazları Yağışlı Tropikal İklimin (Savan İklimi) Görüldüğü Yerler 10° enlemleri ile dönenceler arasında, Orta Amerika’da, Sahra Çölü ile Ekvatoral Afrika arasında, Güney Afrika’da, Güney Amerika’da, Kuzey Avustralya’da, Madagaskar’ın batısında görülür. Muson İklimi Muson İkliminin Özellikleri Kış sıcaklığı 10°C - 20°C arasında değişir. Yıllık sıcaklık ortalaması 20°C nin üstündedir. Muson rüzgarlarının etkisiyle yazlar sıcak ve bol yağışlı geçer. Kışlar ise ılık ve kuraktır. Çoğunlukla 2000 – 5000 mm arasında değişen yıllık yağış miktarı bazı yerlerde 10000 mm’yi geçmektedir. Örneğin Hindistan’ın Çerapunçi kasabasında yıllık yağış miktarı 12000 mm’yi bulmaktadır. Yaz aylarında orografik yağışlar görülür. Orografik Yağışlar : Nemli hava kütlelerinin bir dağ yamacına çarparak yükselmesi sonucunda oluşan yağışlardır. Muson İkliminin Doğal Bitki Örtüsü Yağışın fazla olduğu yerlerde, kış aylarında yapraklarını döken yayvan yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar görülür. Bu ormanlara muson ormanları denir. Muson İkliminin Görüldüğü Yerler Güney, Doğu ve Güneydoğu Asya kıyılarında, Madagaskar’ın doğusunda, Avustralya’nın kuzeydoğusunda, Kuzey Amerika’nın güneydoğu kıyılarında görülür. Çöl İklimi Çöl İkliminin Özellikleri Günlük ve mevsimlik sıcaklık farklarının azla olması karakteristik özelliğidir. Yağışlar yok denecek kadar azdır. Sıcaklık farklarının fazla olması, kayaların fiziksel olarak parçalanıp ufalanmasına neden olur. Kimyasal çözülme yetersiz olduğundan toprak oluşumu zordur. Çöl İkliminin Doğal Bitki Örtüsü Kuraklığa uyum sağlamış olan kurakçıl otlar ve çalılardan oluşur. Kuraklığa en iyi uyum sağlamış bitkiler, gövdesinde çok miktarda su biriktirebilen kaktüslerdir. Üzerlerindeki küçük dikenler, bitkinin ısı kaybını azaltmaktadır. Ayrıca yer altı sularının yüzeye çıktığı yerlerde vahalar oluşmuştur. Vaha : Çöllerde suyun bulunduğu, bitkilerin yetişebildiği, insanların yerleşip barındığı yerdir. Vahalar akarsu boylarında, kuyuların açıldığı yerlerde, büyük su kaynakları yanında gelişmiştir. Çöl İkliminin Görüldüğü Yerler Asya Kıtası’nda; Arabistan, Gobi, Taklamakan Çöllerinde, Kuzey Amerika’da; Kaliforniya, Nevada, Kolorado, Meksika Çöllerinde, Afrika’da; Büyük sahra, Kalahari, Namibya Çölleri’nde, Avustralya’da; Büyük Kum Çölü’nde, Güney Amerika’da; Atakama Çölü’nde görülür. UYARI : Çöllerin en büyük bölümü Kuzey yarım Küre’dedir. Bu durum, karaların Kuzey Yarım Küre’de Güney Yarım Küre’den daha fazla olmasının sonucudur. Ilıman Kuşak İklimleri Ilıman Kuşak İklimlerinin Ortak Özellikleri Yıllık sıcaklık ortalamaları 20°C’nin altındadır. Sıcaklık farkları belirgindir. 4 mevsim yaşanır. Akdeniz İklimi Akdeniz İkliminin Özellikleri Yazları sıcak ve kurak geçer. Yıllık ortalama sıcaklık 18°C - 20°C arasında değişir. Yazın genişleyen subtropikal antisiklon (DYB), Akdeniz iklim bölgesinde yaz kuraklığını belirginleştirir. Kışlar ılık ve yağışlıdır. Çünkü kış aylarında gezici alçak basınçlar cephesel yağışlara neden olur. Yıllık ortalama yağış miktarı 600-1000 mm arasında değişir ve yağış rejimi düzensizdir. Kar yağışı ve don olayı ender görülür. Don Olayı : Havanın açık ve durgun olduğu kış gecelerinde aşırı ısınma nedeniyle toprak donar. Don olayı tarımsal üretime büyük ölçüde zarar verir. Karasal bölgelerde don olayı sık görülür. Akdeniz İkliminin Doğal Bitki Örtüsü Kısa, bodur ağaç ve çalılardır. Bu bitki örtüsüne maki adı verilir. Yaz kuraklığına uyum sağladığından yaprakları genellikle sert, tüylü, ince ve uzundur. Zeytin, defne, keçiboynuzu, mersin, lavanta, kekik ve zakkum maki bitki topluluğu içinde yer alır. Akdeniz İkliminin Görüldüğü Yerler Akdeniz çevresindeki ülkelerde, Güney Portekiz kıyılarında, Afrika’da Kap Bölgesi’nde, Güneybatı Avustralya kıyılarında, Orta Şili’de, Kuzey Amerika’da Kaliforniya yöresinde, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Güney kıyılarında görülür. UYARI : Akdeniz iklimi genellikle 30°-40° enlemleri arasında görülür. Ilıman Kuşak Okyanus İklimi Ilıman Kuşak Okyanus İkliminin Özellikleri Orta Kuşak kıtalarının batı kıyılarında, batı rüzgarlarının ve sıcak su akıntılarının etkisiyle gelişen bir iklim tipidir. Yıllık ortalama sıcaklık 20°C’nin altındadır. Sıcaklık farkları belirgin değildir. Yazlar serin ve yağışlı, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Her mevsim yağışlıdır. Sonbahar ve kış yağışları daha belirgindir. Kar yağışı ve don olayı ender görülür. Kış aylarında cephesel, yaz aylarında hem cephesel hem de yükselim yağışları görülür. UYARI : Okyanus ikliminin belirmesinde temel etken batı rüzgarları ve sıcak su akıntılarıdır. Ilıman Kuşak Okyanus İkliminin Doğal Bitki Örtüsü Yayvan ve iğne yapraklı ağaçlardan oluşan karma ormanlardır. Yer yer çayırlar görülür. Ilıman Kuşak Okyanus İkliminin Görüldüğü Yerler Kuzey Amerika’nın batı ve güneydoğu kıyılarında, Güney Amerika’nın güneybatı kıyılarında, Batı Avrupa’nın Atlas Okyanusu kıyılarında, Yeni Zellanda’da, Afrika’nın güneyinde, Avustralya’nın doğusunda, Tasmanya’da görülür. Ilıman Kuşak Karasal İklim Ilıman Kuşak Karasal İklimin Özellikleri Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. Günlük ve mevsimlik sıcaklık farkları belirgindir. En yağışlı mevsim ilkbahardır. Don olayı sık görülür. Sıcak çöllerin kenarlarında görülen karasal iklimde yaz mevsimi kısa sürer. UYARI : Ilıman karasal iklimde kış aylarındaki yağış azlığı, termik yüksek basıncın etkili olmasına bağlıdır. Yazın görülen yağışlar ise konveksiyoneldir. Ilıman Kuşak Karasal İklimin Doğal Bitki Örtüsü İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile sararan kısa boylu otlardır. Bunlara step ya da bozkır denir. Steplere Kuzey Amerika’da preri, Güney Amerika’da pampa adı verilir. Yüksek yerlerde yer yer iğne yapraklı ağaçlar görülür. Ilıman Kuşak Karasal İkliminin Görüldüğü Yerler Kuzey ve Güney Amerika’nın iç kısımlarında, Anadolu’nun iç kısımlarında, Irak’ta, İran’da, Türkistan’da, Afrika’nın iç kısımlarında, Avustralya’nın iç kısımlarında görülür. Soğuk Kuşak İklimleri 60° - 90° enlemleri arasında görülür. Sıcaklık yıl boyunca düşüktür. İklimin elverişsiz olması tarımı sınırlandırmaktadır. Soğuk Kuşak Karasal İklim Soğuk Kuşak Karasal İklimin Özellikleri Bu iklim iki alt bölüme ayrılır. Yazı ve Kışı Soğuk Karasal İklim Yıllık sıcaklık farkları belirgindir. Yazlar soğuk, yer yer serin ve kısa, kışlar ise çok soğuk, uzun ve karlı geçer. Kar uzun süre toprakta kalır. En yağışlı mevsim yazdır ve konveksiyonel yağış görülür. Sıcaklık ortalamalarının Ekvator’a doğru gidildikçe artmasına bağlı olarak bu iklim tipi değişir ve yazları sıcak karasal iklime geçilir. Yazları Sıcak Karasal İklim Kış sıcakları -10°C’nin altına inmez. Yaz sıcaklıkları 20°C nin üstüne çıkar. Yağış miktarı fazladır. İlkbahar ve yaz yağışları daha belirgindir. Soğuk Kuşak Karasal İklimin Doğal Bitki Örtüsü İğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlardır. Bu bitki örtüsüne tayga adı verilir. Yer yer çayırlar görülür. Soğuk Kuşak Karasal İklimin Görüldüğü Yerler Soğuk kuşağın yazları sıcak karasal iklimi, ABD’nin kuzeydoğusunda, Kanada’da, Kuzey Çin’de, Mançurya’da, Rusya’da, Orta Sibirya’da görülür. Soğuk kuşağın yazları da soğuk karasal iklimi, Asya, Avrupa ve Amerika kıtalarının kuzeyinde, tundra ikliminin altında bir kuşak halinde görülür. Tundra İklimi Tundra İkliminin Özellikleri • Yazlar çok kısa ve serin geçer. Yaz sıcaklığı 10°C’nin üstüne çıkmaz. • Yıllık yağış miktarı 250 mm civarındadır. • Kışlar çok soğuk ve uzun geçer. • Toprak kış aylarında donmuş haldedir. • Yaz aylarında toprağın üst kısımlarında çözülmeler görülür ve bataklıklar oluşur. Tundra İkliminin Doğal Bitki Örtüsü Düşük sıcaklığa ve kuraklığa uyum sağlamış olan kısa boylu çalılar, otlar ve yosunlardır. Bu bitki örtüsüne tundra adı verilir. Tundra İkliminin Görüldüğü Yerler 60°-70° enlemleri arasında, Asya’da, Avrupa’da, Kanada’nın kuzey kısımlarında, Güney Amerika’nın güney kısımlarında görülür. Kutup İklimi Kutup İkliminin Özellikleri Sıcaklık yıl boyunca 0°C’nin altındadır. Sıcaklığın düşük olması buharlaşmayı engellediği için yağış az ve kar biçimindedir. Sürekli donmuş halde olan toprak kar ve buz ile kaplıdır. Kutup İkliminin Doğal Bitki Örtüsü Toprak , sürekli kar ve buz örtüsü ile kaplı olduğu için bitki örtüsünden söz edilemez. Kutup İkliminin Görüldüğü Yerler Kutuplar çevresinde, Grönland’da, Antartika’da görülür. Türkiye’de İklim ve Doğal Bitki Örtüsü Türkiye’de Görülen İklim Tipleri Türkiye, matematik ve özel konumu nedeniyle çeşitli iklim tiplerinin görüldüğü bir ülkedir. Türkiye’de, çevresindeki denizlerin, kara kütlelerinin, basınç merkezlerinin, enlemin ve yeryüzü şekillerinin etkisiyle 3 ana iklim tipi belirmiştir. Ana iklim tipleri arasında her iki iklim tipinin de özelliğini taşıyan geçiş iklimleri görülür. Karadeniz İklimi Karadeniz İkliminin Özellikleri Karadeniz Bölgesi’nin kıyı kesimlerinde görülür. Her mevsim yağışlıdır. En çok yağış sonbahar ile kış aylarında düşer. Türkiye’de görülen iklimler içinde yıllık yağış miktarı en fazla olandır. Yazlar serin ve yağışlı, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Yıllık sıcaklık farkı azdır. Bulutluluk oranı yüksek, güneşli gün sayısı azdır. Karadeniz iklimi yer şekillerinin farklılığı nedeniyle 3 alt tipe ayrılmıştır. UYARI : Karadeniz iklimi sıcaklık ve nem koşulları bakımından okyanusal iklime benzer. Bu iklim tipinde yağış miktarı dağların konumuna ve yükseltilerine bağlı olarak farklılık gösterir. Doğu Karadeniz Tipi Dağların kıyıdan hemen sonra yükselmesi, uzanış yönleri ve bunların yağış getiren rüzgarlara dönük olması gibi etkenlerden dolayı Türkiye’nin ve bölgenin en yağışlı bölümüdür. Yıllık sıcaklık ortalaması : 14°C - 15°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : 7°C Temmuz ayı sıcaklık ortalaması : 23°C Yıllık yağış miktarı 1500-2500 mm Orta Karadeniz Tipi Bu bölümde dağlar kıyıdan uzaklaştığı ve yükseltileri azaldığı için yıllık yağış miktarı azalmıştır. Yıllık sıcaklık farkları azdır. Yıllık sıcaklık ortalaması : 14°C - 15°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : 7°C Temmuz ayı sıcaklık ortalaması : 23°C Yıllık yağış miktarı : 700 – 900 mm Batı Karadeniz Tipi Yaz ve kış sıcaklıkları Orta ve Doğu Karadeniz tipine göre biraz daha düşüktür. Yıllık yağış miktarı, Orta Karadeniz’dekinden daha azdır. Kar yağışı ile don olayı Doğu ve Orta Karadeniz’e göre daha sık görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması : 13°C - 14°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : 5°C Temmuz ayı sıcaklık ortalaması : 21°C Yıllık yağış miktarı : 1000-1500 mm Karadeniz İkliminin Doğal Bitki Örtüsü Sıcaklık ve yağış koşulları gür ormanların ve ormanaltı florasının gelişmesini sağlamıştır. Ancak Orta Karadeniz Bölümü’nde yıllık yağış miktarının azalmasına bağlı olarak orman örtüsü zayıflar. Karadeniz Bölgesi Bitki Katları Geniş yapraklı ağaçlardan oluşan orman Geniş ve iğne yapraklı ağaçlardan oluşan orman İğne yapraklı ağaçlardan oluşan orman Alpin çayırlar Akdeniz İklimi Akdeniz İkliminin Özellikleri Yazları sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlı geçer. Kar yağışı ve don olayı ender görülür. En yağışlı mevsim kış, en kurak mevsim yazdır. Yaz kuraklığı belirgindir. Akdeniz iklimi sıcaklık ortalamaları farklı olduğu için 2 tipe ayrılır. UYARI : Akdeniz ikliminin etki alanı Akdeniz Bölgesi’nde Toros Dağları’nın varlığı nedeniyle dar, Ege Bölgesi’nde ise dağların kıyıya dik uzanması nedeniyle geniştir. Asıl Akdeniz Tipi Akdeniz ve Ege kıyılarında görülür. Dağların kıyıdan hemen sonra yükseldiği yerlerde yağış miktarı artar. Kış sıcaklığının en yüksek olduğu yerler Akdeniz kıyılarıdır. Yıllık sıcaklık ortalaması : 18°C - 19°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : 8°C - 9°C Temmuz ayı sıcaklık ortalaması : 28°C - 30°C Yıllık yağış miktarı : 750 – 1000 mm Bozulmuş Akdeniz Tipi (Marmara Tipi) Gelibolu Yarımadası ile Güney Marmara kıyılarında daha yaygın olan bu iklim tipi, Trakya’nın büyük bir bölümünde de görülür. Akdeniz iklimi ile Karadeniz iklimi arasında geçiş özelliği gösterir. Enlem farkı nedeniyle sıcaklık ortalamaları Asıl Akdeniz tipine göre düşüktür. Kar yağışı ve don olayı Asıl Akdeniz tipine göre daha sık görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması : 12°C - 15°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : 5°C - 6°C Temmuz ayı sıcaklık ortalaması : 24°C Yıllık yağış miktarı : 600 – 800 mm UYARI : Akdeniz İkliminin Marmara tipinde sıcaklıkların daha düşük olması, enlem farkı ve kuzeyden gelen rüzgarların etkisiyle açıklanır, Karadeniz ikliminin etkisiyle yaz yağışlarında artış görülür. Akdeniz İkliminin Doğal Bitki Örtüsü Kısa, bodur ağaç ve çalılardan oluşan makilerdir. Maki bütün yıl boyunca yeşil kalır. Makilerin yükselti sınırı enlemin etkisine bağlı olarak değişir. Akdeniz’de 700 – 800 m Ege’de 400 – 500 m Güney Marmara’da ise 250 – 300 m’dir. Karasal İklim Karasal İklimin Özellikleri Kuzey Anadolu ve Toros Dağları denizel etkilerin iç bölgelere girmesini zorlaştırdığı için iç kesimlerde iklim karasallaşmıştır. Yıllık yağış miktarı az, sıcaklık farkları belirgindir. Karasal iklim, enlem ve yükselti farkı nedeniyle 3 tipe ayrılır: UYARI : Karasal iklimde yaz kuraklığının görülmesi, Akdeniz yağış rejiminin etkili olduğunu gösterir. İç Anadolu Tipi İç Anadolu, İç Batı Anadolu, Göller Yöresi ve Ergene Havzası’nda görülür. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı geçer. En yağışlı mevsim ilkbahardır. Yıllık sıcaklık ortalaması : 10°C - 12°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : 2°C - 4°C Temmuz ayı sıcaklık ortalaması : 25°C Yıllık yağış miktarı : 250 – 500 mm Güneydoğu Anadolu Tipi Türkiye’nin en sıcak iklim bölgesidir. Yazlar çok sıcak, kurak ve uzun, kışlar ılık, yer yer soğuk ve kısa geçer. Yaz kuraklığının en belirgin olduğu bölgedir. Bölgenin batısında kış yağışları, doğusunda ilkbahar yağışları belirgindir. Yıllık sıcaklık ortalaması : 15°C – 19°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : 1°C - 2°C Temmuz ayı sıcaklık ortalaması :30°C den yüksek Yıllık yağış miktarı : 400 – 700 mm Doğu Anadolu Tipi (Yazın Yağışlı Tip) Bölgenin yüksek bölümlerinde karasal iklim özellikleri daha belirgindir. Kışlar çok soğuk, karlı ve uzun, yazlar serin, yağışlı ve kısa geçer. En yağışlı mevsimler, yaz ve ilkbahardır. Kar yağışı ve don olayı çok sık görülür. Yükseltinin etkisiyle kar yağışı diğer bölgelere göre erken başlar. Yıllık sıcaklık ortalaması : 3°C - 6°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : -12°C’den düşük Temmuz ayı sıcaklık ortalaması :21°C - 22°C Yıllık yağış miktarı : 400 – 600 mm Doğu Anadolu Tipi (Yazları Kurak Tip) Bölgenin Çukurda kalan alanlarında (Yukarı Fırat, Orta ve Yukarı Murat Bölümleri) kış sıcaklığı biraz daha yüksektir. Ancak İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu tipine göre kışlar sert geçer. İlkbahar yağışları belirgindir. Yazlar daha sıcak ve kurak geçer. Bu iklim tipi yükseltisi düşük çöküntü ovalarında ve akarsularca derin yarılmış vadi tabanlarında görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması : 12°C – 12°C Ocak ayı sıcaklık ortalaması : -8°C Temmuz ayı sıcaklık ortalaması :25°C den yüksek Yıllık yağış miktarı : 300 – 500 mm Karasal İklimin Doğal Bitki Örtüsü İlkbahar yağışlarıyla yeşeren, yaz kuraklığı ile fazla boy atmadan sararan ve step (bozkır) adı verilen bitki örtüsü geniş yer kaplar. Step alanlarının bir bölümü antropojendir. Yüksek yerlerde yer yer iğne yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlar bulunur. Dağ doruklarına yakın yerlerde düşük sıcaklık nedeniyle dağ çayırları yer alır. Antropojen Step (Bozkır) : Ağaçların tahrip edildiği alanlarda gelişen steplere antropojen step (bozkır) adı verilir. İklimin İnsan ve Çevre Üzerindeki Etkileri İnsanların yaşantısını, ekonomik etkinliklerini belirleyen en önemli etken iklimdir. İklimin Doğal Bitki Örtüsüne Etkisi Bir bölgede ormanın bulunması, alt ve üst sınırının belirlenmesi doğrudan iklimin kontrolü altındadır. Ormanın yataydaki (enleme bağlı) ve dikeydeki (yükseltiye bağlı) üst sınırını sıcaklık belirler. Yağış ise orman örtüsünün alt sınırını belirleyen önemli bir iklim elemanıdır. Ayrıca yağış miktarı ormanın yoğunluğu üzerinde etkindir. Bir yerde bitki örtüsündeki çeşitlilik de iklim elemanlarına bağlıdır. İklimin Tarım Koşullarına Etkisi Bir bölgenin sıcaklık ve nem koşulları tarım ürünlerini, sulamaya duyulan gereksinimi etkilemektedir.Yaz kuraklığının belirgin olduğu bir yerde sulamaya duyulan gereksinim fazladır. Buna kuraklık sınırı denir. Tarımsal etkinlikleri sınırlandıran diğer bir etken de düşük sıcaklıktır. Sıcaklık kutuplara doğru ve yükseklere çıkıldıkça düşer. Belli bir yerden sonra tarımsal etkinlik sona erer. Ancak, bazı ürünler düşük sıcaklığa daha dayanıklı olduğundan tarım alanları kutuplara daha yakındır. UYARI : Tarımın yükselti sınırı, tropikal kuşakta 4000 m, Türkiye’de 2000 m civarındadır. İklimin Toprak Oluşumuna Etkisi Bir bölgedeki toprağın türü, oluşum süresi ve derinliği iklimle yakından ilişkilidir. Değişik iklim bölgelerindeki topraklar birbirinden farklıdır. Örneğin nemli bir bölgede yağışlar ve yüzey suları ile toprağın içindeki kireç ve mineraller yıkanır. Çöllerde ise yağış azlığı nedeniyle topraktaki yıkanma minimum düzeydedir. İklimin Kara ve Deniz Sularına Etkisi İklimin, karalardaki suların oluşumu ve özellikleri üzerinde önemli etkisi vardır. Akarsular, göller, yer altı suları ve kaynaklardan oluşan kara sularının fiziksel ve kimyasal özellikleri ile su potansiyelleri iklimle yakından ilişkilidir. İklim, akıntılar, denizlerin su sıcaklığı ve tuzluluk oranı üzerinde de etkilidir. İklimin Yer şekillerine Etkisi Bir bölgede etkili olan dış güçler (akarsular, buzullar, rüzgarlar) bölgenin iklim koşullarına bağlı olarak değişir. Örneğin Türkiye’de akarsuların oluşturduğu yer şekilleri yaygınken, İsveç, Norveç gibi soğuk enlemlerdeki ülkelerde buzul şekilleri yaygın olarak görülmektedir. İklimin Nüfus ve Yerleşmeler Üzerine Etkisi Yeryüzünde nüfusun dağılışı büyük ölçüde iklimin kontrolü altındadır. Nüfusun yatay dağılışı incelendiğinde, nüfusun yoğun olduğu ülkelerin Orta Kuşak’ta toplandığı görülür. Buna karşın sıcak ve kurak çöller ile kutuplarda nüfus yok denecek kadar azdır. Yerleşmelerin dikey dağılışı ise yükseltiye ve denize olan uzaklığa bağlıdır. Ayrıca nüfusa bağlı olarak yerleşmelerin yoğunluğu ve büyüklüğü de iklimle ilişkilidir. İklimin Konut Tiplerine Etkisi Bir yerin iklim koşulları ile konut tipleri ve yapı malzemesi arasında yakın bir ilişki vardır. Örneğin kar yağışının etkin olduğu yerlerde evler dik çatı yapılırken, sıcak ve kurak iklim koşullarının etkin olduğu yerlerde kalın duvarlı, küçük pencereli ve düz çatılı yapılır. Kent yerleşmelerinde ise yapılaşma, iklim koşullarından bağımsızdır. İklimin Turizme Etkisi Yıl boyunca sıcaklık koşullarının uygun olduğu kıyı bölgeleri deniz turizminin geliştiği yerlerdir. Örneğin Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde deniz turizmi çok gelişmiştir. Ayrıca yüksek dağlarda ve yüksek enlemlerdeki kar yağışına bağlı olarak yapılan kış turizmi de iklimin kontrolü altında gelişmiştir. UYARI : İklim özellikleri benzer bölgelerde; doğal bitki örtüsü, tarımsal etkinlikler, akarsu rejimleri, konut tipleri ve yapı malzemesi, turizm etkinlikleri, insanların gereksinimleri (giyim beslenme) benzer özellikler gösterir. |
19.07.08, 11:15 | #5 (permalink) |
S.Moderators Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910 Rep Puanı:11076 Rep Gücü:20 RD: Ettiği Teşekkür: 47 464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi : | CoĞrafya Ders Notları TÜRKİYE ‘NİN YERŞEKİLLERİ VE OLUŞUMU Ülkemizin yer şekilleri de dünyadaki diğer yerler gibi İç ve Dış Kuvvetlerle oluşmuştur. İç Kuvvetler: Volkanizma, Depremler ve Tektonik Hareketlerdir. Bunlar yeryüzünü çok hızlı şekillendirirler ve büyük yer şekilleri oluştururlar. Bu kuvvetlerin sonucunda yer şekilleri yükselir, kıvrılır yada kırılır, yeni dağlar yada çukur alanlar oluşur v.s. Dış Kuvvetler: Akarsular, Buzullar, Rüzgarlar, Dalgalar gibi aşındırıcı güçlerdir. Bu güçler yavaş şekillendirme yaparlar. İç kuvvetler yeryüzüne engebe kazandırırken dış kuvvetler onları törpüleyip aşındırarak aşınan malzemeyi çukur alanlara doldururlar. Böylece yeryüzünü düzleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu aşındırma ve biriktirmenin son safhası ise dümdüz yeryüzü yani Peneplenler ’dir. İç ve Dış kuvvetlerin faaliyetleri günümüzde hala devam etmektedir. Oluşumu milyonlarca yıl öncesine dayanan ülkemizin oluşumunu jeolojik zaman çizelgesi içerisinde inceleyelim. 1.ZAMAN: (4 milyar yıl öncesi) Türkiye ’nin arazisinde Tethys Denizi vardı. Daha sonra bu denizin tabanı yükselerek ülkemizin çekirdeğini oluşturmuştur. 1. Zamanda oluşmuş araziler sertleşmiş (Masif) haldedir. Bu yüzden esnemezler, kırılmazlar. Trakya ’da Yıldız Dağl. Ege’de Menteşe, İç Anadolu’da Kırşehir ve Doğuda Bitlis masif alanlardır. Bu zamanda gür olan bitki örtüsü kalıntıları bu günkü Taşkömürü yataklarını oluşturmuştur. 2.ZAMAN: (360 Milyon yıl önce) Bu zamanda yerkabuğu hareketleri (Tektonizma) fazla olmamış. Ülkemizin su yüzüne çıkan masif alanları dış kuvvetlerce aşındırmalara maruz kalmıştır. 3.ZAMAN: (160 Milyon yıl önce) Bu zaman da Alp- Himalaya kıvrım kuşağı ile ülkemizin arazisi de yükselmeye uğramış ve Anadolu Yarımadası genel görünümünü almıştır. Bunun sonucunda Toroslar ve K.Anadolu Dağ Kuşakları oluşmuştur. Volkanizma ve faylanma etkili olmuş, Volkan dağları oluşmuştur. Bu zamandan kalan bitki kalıntıları ise bu günkü Linyit Yataklarının oluşmasını sağlamıştır. Ayrıca Petrol, Tuz ve Bor Mineralleri de bu zamanda meydana gelmişlerdir. 4.ZAMAN: (2 Milyon yıl öncesinden günümüze) Buzul Dönemi ve Buzul sonrası diye iki dönem yaşanmıştır. Ülkemiz son şeklini almıştır. (Delta ovaları ve Akarsu sistemi oluşmuş) Ege denizi ’nin olduğu Egeit karası çökerek Ege Denizi, bunu takiben İst. ve Ç.Kale Boğazları oluşmuştur. Bugün bu çökme Marmara, Karadeniz ve Akdeniz Havzalarında hala devam etmektedir. Türkiye’nin Yerşekillerinin Genel Özellikleri 1) Ülkemiz yükseltisi fazla olan bir ülkedir.Ortalama 1132 m. İle Avrupa’nın en yüksek ülkesidir. (Asya;1000m. Avrupa;300m.) Bu durumun nedeni; • Alp-Himalaya Orojenezi sunucu oluşan genç bir arazi olması, • Epirojenik hareketlerle toptan yükselmiş olmasıdır.(Ancak yüksek olmasının yanı sıra iç kısımlarında birçok çöküntü ovası bulunmaktadır.Erzurum, Muş ovaları v.s.) 2) Ülkenin dağlarının Doğu-Batı uzantılı olması, (Alp-Himalaya kuşağının arasında kaldığı için) 3) Kuzey ve Güneyde uzanan sıradağlar Doğuda birleşirler buda Doğunun yükseltisini arttırmıştır, 4) Kuzey ve Güneyde kıyıya paralel uzanan dağlar bu kıyıların girintisi çıkıntısı az sade bir özellik göstermesini sağlamıştır. 5) Türkiye’de batıdan doğuya gidildikçe yükselti artar. Sonuç; Türkiye yükseltisi fazla ama yerşekilleri yönüyle çok çeşitlilik gösteren bir ülkedir. Bu da çok çeşitli iklim tiplerinin görülmesine, tarımsal ve doğal bitki örtüsü çeşitliliğinin artmasına neden olmuştur. TÜRKİYE’NİN DAĞLAR Türkiye’de dağlar çok geniş bir alan kaplar. Dağ; çevresine göre 500m. Ve daha yüksek kabarıklıklardır. Bazıları tek bulunurken bazıları da sıradağlar şeklindedir.Oluşumlarına göre dağlar ikiye ayrılır.1-Orojenik Hareketlerle Oluşan Dağlar: Orojenez dağ oluşumu demektir. Yan basınçla sıkışan yerkabuğu plakaları kıvrılarak yada kırılarak engebe kazanır ve sıradağlar oluşur. Ülkemizde orojenez iki şekilde görülür. A) Kıvrılma ile B) Kırılma ile a) Kıvrım Dağları: Orojenez sonucu esnek tabakalar kıvrılarak yükselir ve sıradağlar oluşturur. Ülkemizdeki dağlar Alp-Himalaya orojenezi sonucu oluşmuştur. Kuzey Anadolu ve Toros Dağları bu şekilde oluşmuştur. B Kıvrılma sonucu yüksekte kalan kubbemsi kısımlara Antiklinal, alçakta kalan çanaksı yapıya ise Senklinal denir. Bu oluşumda da bazen kırılmalar dolayısıyla senklinaller boyunca fay hatları oluşabilir. Ülkemizi K.Anadolu b) Kırık Dağları: Orojenez sonucu sert tabakalar kıvrılmaz kırılır. Böylece yükselen kısımlar (Horst) sıradağları oluştururken, Alçalan kısımlar Çöküntü ovalarını (Graben) oluştururlar. Horst ve Grabenler arasında ise kırıklar (Fay Hatları) bulunur. Bu yüzden buralar hem deprem alanlarıdır hem de kaplıca kaynaklarının sık görüldüğü yerlerdir. Ege bölgesinde kıyıya dik uzanan dağlar bu şekilde oluşmuşlardır. 2- Volkanizma ile Oluşan Dağlar: Yerin derinliklerindeki mağmanın yerkabuğunun zayıf ve çatlak kısımlarından yer üstüne çıkmasıyla oluşan genelde tek dağlardan ibaret olan dağlardır. Not: Volkanik sahalar mineralce zengindir. O yüzden tarım arazileri de çok verimlidir. Ayrıca maden bakımından da zengin alanlardır. Türkiyedeki volkanik dağlar; Marmara Bölgesi : Uludağ G.Doğu Anadolu Bölgesi : Karacadağ Karadeniz Bölgesi : Köroğlu Dağları Akdeniz Bölgesi : Hassa Bölgesi (Hatay)Ege Bölgesi : Kula Tepeleri (En genç) Doğu Anadolu Bölgesi : Ağrı ,Tendürek, Nemrut, Süphan Dağları İç Anadolu Bölgesi : Erciyes, Melendiz, Hasandağ, Karadağ, Karacadağ. TÜRKİYEDEKİ DAĞLARIN DAĞILIŞI Kuzey Anadolu Dağları: Alp-Himalaya sisteminin kuzey kanadını oluşturur. Kocaeli Yarımadasından Gürcistan’a kadar uzanır. Bu uzanış boyunca dağlar Batı Karadeniz’de yükselir Orta Karadeniz’de 1000m. lere alçalır D.Karadeniz’de ise tekrar yükselerek 3000 m. nin üstüne çıkar. K.Anadolu Dağları kıyıya paralel uzanırlar. Bu yüzden bol yağış alan kıyı kesimde fındık, çay gibi mono kültür ürünler yetiştirilir. Ayrıca ormanlarında sık olmasını sağlar. Güney Anadolu Dağları: Alp sisteminin güney koludur. Toros Dağları da denir. Girit ve Rodos Adalarından başlar İran’a kadar uzanır. Bu dağlar özellikle Taşeli Yarımadası karstik arazilerden oluşmuştur. Bir sürü karstik şekle rastlanır. Batı Anadolu Dağları: Kırıklı yapıda olduklarından horstlar şeklinde oluşmuşlardır. Aralarında ise Grabenler yani çöküntü ovaları uzanır. Denize dik uzandıkları için; • İç kısımlara ulaşımı zorlaştırmazlar. • Kıyıların çok girintili çıkıntılı olmasını sağlamıştır. • İklimin iç kısımlara kadar girebilmesini sağlamış. Bu da tarımı olumlu etkilemiştir. Dağların Ekonomiye Etkileri Olumlu Etkileri • Kıyı kesimleri iç bölgelerden ayırarak kıyıların yağışlı iç kısımları karasal olmasını sağlamış Bu durum mevsim çeşitliliğine neden olmuştur. Bu durumda tarımsal ürün çeşitliliğine imkan sağlar. • K.A.D.’da gür ormanlar oluşmuştur. • Dağlar akarsuların su deposudur. • Yaban hayatının yaşama alanlarıdır. • Yer altı kaynaklarının temel depo alanlarıdır. • Avcılık,Dağ Sporları ve Kış Turizmine imkan sağlarlar. • Yaylacılık faaliyetleri ile hayvancılığı destekler. Olumsuz Etkileri • Ulaşımı zorlaştırır. Yol yapım maliyetlerini arttırır. • Heyelanların fazla olduğu yerlerde can ve mal kayıplarına neden olurlar. • Tarım ve Yerleşme alanlarının sınırlanmasına neden olur • TÜRKİYE ‘NİN PLATOLARI Plato: Fiziki coğrafya terimidir. Yer şeklini ifade eder. Çevresine göre alçakta kalmış, akarsularca parçalanmış dalgalı ve eğimli geniş düzlüklerdir. Yayla: Beşeri ve Ekonomik coğrafya terimidir. Belli bir şekli olmayan geçici bir yerleşim ve ekonomik etkinlik alanıdır. G.D.Anadolu’da Hayvancılığa yönelik yapılırken Karadeniz ve Akdeniz yaylacılığı genellikle Sayfiye (Dinlenme) amaçlıdır. Ülkemizde platolar çok geniş alanlar kaplar çünkü 4.zamanda epirojenez ile yükselen ülkemiz daha sonra akarsularca aşındırılarak platoların yayılış alanı haline gelmiştir. Platoların yükseltisi de Batıdan Doğuya doğru artar. Ülkemizdeki Plato Çeşitleri Aşındırma Platoları: Daha önceden aşınımını tamamlamış ve düzleşmiş platoların tekrar yükselmesi ve akarsularca parçalanması ile oluşmuşlardır. KOCAELİ PLATOSU Tabaka Düzlüğü Platoları: Kalın ve sert arazilerin çevresinin aşınmasıyla yüksekte kalması sonucu oluşan geniş dalgalı düzlüklerdir. İç Anadolu’da CİHANBEYLİ, OBRUK v.s. Lav Platoları: Volkanizma sonucu yeryüzüne yayılan yüksek lav yığınlarının akarsularca parçalanmasıyla oluşurlar. D.Anadolu’da ERZURUM-KARS, NEVŞEHİR-ÜRGÜP ÇEVRESİ PLATOLARI gibi. Karstik Platolar: Kalkerli (Kireçtaşı) araziler üzerinde oluşurlar. Akdeniz çevresinde görülür. TAŞELİ PLATOSU gibi. TÜRKİYEDEKİ PLATOLARIN DAĞILIŞI İç Anadolu: Cihanbeyli, Obruk, Haymana, Uzunyayla ve Bozok Platoları. Marmara Bölgesi : Çatalca-Kocaeli Platoları G.Doğu Anadolu Bölgesi: Şanlıurfa, Gaziantep, Mardin Eşiği Akdeniz Bölgesi : Taşeli Platosu Ege Bölgesi : Yazılıkaya ve İç Batı Anadolu Platoları Doğu Anadolu Bölgesi : Erzurum-Kars, Ardahan Platoları Platoların Ekonomiye Etkileri • Yüksek platolar yaz aylarında hayvancılığa dayalı yaylacılık alanları olarak kullanılırlar. • Alçak platolar ise tarım alanlarıdır. Ancak kuru tarım yapılabilir. Az su isteyen Buğday, Şekerpancarı, Arpa v.s. ekimi yapılır. • Yüksek platolarda yerleşme seyrektir. Ülkemizin en tenha yerlerinden biri de Taşeli Platosu’dur. TÜRKİYE ‘NİN OVALARI Çevresine göre alçakta kalmış çoğu akarsuların biriktirmesiyle alüvyon dolgu alanı haline gelmiş geniş düzlüklerdir. Çevrelerine göre alçakta olmalarına karşın denizden yükseklikleri farklıdır. (Yüksekova 2000m., Adapazarı Ovası 17m. gibi) Oluşumlarına Göre Ovalar Tektonik Ovalar: Çöküntü ovaları da denir. Yerkabuğu hareketleri sonucu yükseltiler arasında çukurda kalan yada çöken sahaların zamanla alüvyonlarla dolmasıyla oluşmuşlardır. ERZURUM, ERZİNCAN,B. VE K. MENDERS OVALARI Delta Ovaları: Akarsuların taşıdığı malzemeyi denize döküldükleri sığ kıyılarda biriktirmesiyle oluşan kabaca üçgen şekilli ovalardır. BAFRA, ÇARŞAMBA OVALARI Gölyeri Ovaları: 3. Zamanda çok geniş alan kaplayan göllerin sularının çekilmesiyle ortaya çıkan geniş düzlüklerdir. TUZ GÖLÜ, AKŞEHİR GÖLÜ, EBER GÖLÜ Karstik Ovalar: Karstik arazilerde dolin ve uvalaların birleşip genişlemesiyle oluşmuş ovalardır. Akdeniz Bölgesinde örnekleri görülür. MUĞLA, ELMALI, KESTEL OVALARI Dağ Eteği Ovaları: Dağların eteğinde dağdan inen akarsuların biriktirdiği alüvyonlarla oluşmuş az eğimli düzlüklerdir. BURSA OVASI, NUR DAĞL. ETEKLERİ (İSKENDERUN) Bulundukları yere göre Ovalar A) İç Ovalar: D.Anadoludaki gibi dağların arasındaki tektonik çukurlarda oluşmuş ovalardır. Erzurum, Muş, Erzincan v.s. İç Anadoludaki gibi platolar arasına gömülmüş ovalardır. Konya , Aksaray ovaları gibi. Tektonik kökenli oldukları için fay hatları üzerindedirler ve deprem alanlarıdır. Dolayısıyla fay kaynakları ve kaplıcalar sıkça görülür. Bazı iç ovalar plato-ova arası bir geçiş şekline benzerler böyle şekillere HAVZA denir. Ergene havzası, Diyarbakır, Malatya Havzası gibi. Akdenizdeki bazı iç ovalarda karstik ova şeklindedir. Bölgelere Göre Önemli İç Ovalar; İç Anadolu: Konya, Kayseri, Ankara Ovaları Marmara Bölgesi : Ergene, Bursa, Adapazarı, Balıkesir Ovaları G.Doğu Anadolu Bölgesi: Diyarbakır, Antep Ovaları Akdeniz Bölgesi : Burdur, Amik, Isparta, Elmalı, Kestel (Karstik) Ege Bölgesi : Bergama, Torbalı, Ödemiş, Salihli, Manisa, Afyon Ovaları Doğu Anadolu Bölgesi : Erzurum, Malatya, Muş, Iğdır Ovaları B) Kıyı Ovaları: Akarsuların kıyılarda oluşturduğu delta ovaları ve diğer kıyı şeridi düzlüklerdir. Başlıca Delta Ovaları; ÇARŞAMBA (Yeşilırmak), BAFRA (Kızılırmak), SAKARYA (Sakarya), SİLİFKE (Göksu Irmağı) ÇUKUROVA (Seyhan, Ceyhan), DİKİLİ (Bakırçay), B. Ve K. MENDERES OVALARI Kıyı Şeridi Ovaları; Dalaman, Köyceğiz, Manavgat, Finike .... Ovaların Ekonomiye Etkileri • Tarımsal etkinlik sahalarıdır. • Hayvancılığa Katkısı vardır. • Ulaşıma elverişlidir. • Yerleşmeye uygun alanlardır. • Su kaynakları bakımından zengindirler. (Artezyen, kuyu, göl v.s.) Ovaların Sorunları • Sanayi kuruluşlarıyla dolmaktadırlar. • Tuğla, Kiremit v.s. yapımı için toprak ihtiyacı ovalardan karşılanmakta buda toprak kaybına yol açmaktadır. • Taban suyu yüksek yerler bataklığa dönüşmektedir. Türkiye'de Dalga ve Akıntıların Oluşturduğu Şekiller Dalga ve Akıntılar aşındırma ve biriktirme yoluyla şekillendirmeler yaparlar. Akıntılar ülkemiz kıyılarında pek etkili olmayıp daha ziyade dalgalar şekillendirme yaparlar. Falez (Yalıyar): Dalgaların kıyıya inen dik yamaçları dövmesiyle oluşan dik yamaçlı yada altı oyulmuş kıyılardır. Ülkemizde en çok Karadeniz kıyılarında Ordu-Sinop kıyılarında, Akdeniz’de Teke ve Taşeli Y.Adl.’da, Ege bölgesindeki dik yamaçlı kıyılarda yer yer falezlere rastlanır. Kumsal (Plaj): Dalgaların kıyıdan kopardığı malzemeler zamanla aşındırılarak ufalanır ve genişliği 50m. Civarlarında olan kum yığınlarını şeritler halinde kıyıya biriktirir. Bu oluşum falezli dik kıyılar dışındaki alçak yamaçlı sığ kıyılarda oluşur. Orta ve Batı karadenizde, Antalya-Mersin kıyı hattında ve Ege kıyılarında grabenlerin uzandığı kıyı bölümlerinde birçok plajlar oluşmuştur. Bu oluşum alanları deniz turizmi açısından önemli alanlardır. Kıyı Oku (Kordonu): Dalga ve akıntıların ufaladığı malzemeyi sığ olan koyların ağızlarında biriktirmesiyle denize doğru ilerleyen çıkıntılardır. Lagün (Deniz Kulağı): Koy ağzında gelişen kıyı oklarının koyun ağzını kapatıp denizden ayırması ve koyu bir göl haline getirmesiyle oluşur. B. ve K. Çekmece, Durusu, Ölüdeniz bu şekilde oluşmuş göllerdir. Tombolo: Kıyı yakınlarındaki bir adanın kıyı okunun gelişmesiyle anakaraya bağlanması sonucu oluşurlar. Böylece ada bir yarımadaya dönüşür. Karadeniz’de Sinop ve Marmara Denizi’ndeki Kapıdağ Yarımadaları birer Tombolodur. TÜRKİYE’NİN AKARSULARI Genel Özellikler; • Akarsularımızın boyları kısadır. (Türkiye’nin bir yarımada olması ve dağların uzanış biçiminden dolayı) • Akış hızları (debileri) fazladır. (Dağların fazla olmasından dolayı) • Rejimleri (Mevsimlere göre akımı) düzensizdir. (Karadeniz bölgesi akarsuları hariç) • Ulaşım için elverişli değildirler. (h-Hızlı aktıkları ve düzensiz rejimli oldukları için) • Enerji üretimi için elverişlidirler. Başlıca Akarsularımız; Karadeniz’e Dökülenler : Sakarya, Kızılırmak, Yeşilırmak, Çoruh Marmara’ya Dökülenler : Susurluk Ege’ye Dökülenler : Meriç, Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes Akdeniz’e Dökülenler : Aksu, Göksu, Seyhan, Ceyhan, Asi Dışarıya Dökülenler: Fırat, Dicle Basra Körfezi, Kura, Aras Hazar Denizi, Çoruh (Gürcistan) Karadeniz Dışarıdan Gelenler: Asi(Suriye) Akdeniz , Meriç (Bulgaristan) Ege Akarsu Havzalarımız; Akarsularımızın çoğunun havzası açıktır. Sularını denize ulaştıramayan Kapalı Havzalarımızda vardır. Bunlar; Konya Ovası, Tuz Gölü, Van Gölü, Akşehir-Eber gölleri ve Göller Yöresidir. Akarsularımızın Rejimleri Akarsu rejimi, akarsuyun yıl içinde gösterdiği akım grafiği ve akarsuyun beslenme şeklini ifade eder. Her mevsim birbirine yakın akım gösteren akarsuların rejimi DÜZENLİ REJİM, Kurak dönemlerdi olan ve suları azalan yada kuruyan akarsuların rejimine DÜZENSİZ REJİMLİ akarsular denir. Akarsular Yağmur, Kaynak, Kar ve Buzul sularıyla bazıları da Göl sularıyla beslenirler. Akarsu, bunlardan biriyle besleniyorsa SADE REJİMLİ, birkaçı ile besleniyorsa KARMA REJİMLİ akarsu denir. a) Yağmur Sularıyla Beslenenler: Genellikler yazın kururlar. Yağmurun fazla olduğu aylarda canlanırlar. • Ege, Akdeniz ve İç Anadolu akarsuları. b) Kar ve Buzul Sularıyla Beslenenler: Yüksek Dağlardan beslenirler. Karların eridiği yaz aylarında canlanırlar. • D.Karadeniz (bir Kısmı), D.Anadolu akarsuları c) Kaynak Suları ile Beslenenler: Genelde küçük akarsulardır. Akdeniz bölgesindeki Karstik sahalarda görülür. • Manavgat Çayı d) Gölden Çıkan Akarsular: Bazı göllerin yaışlı dönemlerde taşan fazla sularını boşaltırlar. (Gideğen-Gölayağı denir) • Beyşehir Gölü Çarşamba Suyu Konya Ovası, Eğirdir Gölü Kovada Çayı Kovada Gölü e) Karma Rejimli Akarsular: Uzun boylu akarsulardır, çok çeşitli beslenme kaynakları vardır. • Fırat, Dicle, Kızılırmak gibi. TÜRKİYEDE İKLİM ELEMANLARI 1-SICAKLIK: En önemli iklim elemanıdır. Ekonomik faaliyetlere, yerleşme tiplerine v.s. gibi birçok alana etki eder. Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklık dağılışına baktığımızda ; - En sıcak Yerler: YAZ G.D.ANADOLU (Nedeni;nem farklılığı) KIŞ AKDENİZ’dir. - En Soğuk Yerler: YAZ-KIŞ K.D.ANADOLU’dur. (Erzurum,Kars,Ağrı) - En fazla Sıcaklık Farkı: K.D.ANADOLU (30C) - En Az ise: D.KARADENİZ’dir. (15c) Ortalama Sıcaklık Dağılışı: - Kıyılar iç kesimlere göre daha sıcaktır. Kıyılarda sıcaklığın dağılışı enleme göre (güneyden kuzeye doğru azalır) paralellik gösterir. - İç kesimlerde ise sıcaklık yükseltiye göre (batıdan doğuya doru azalır) paralellik gösterir. Kış Sıcaklık Dağılışı: Kışın iç ve doğu kesimler kuzeyden gelen hava kütlelerinin etkisiyle çok soğur. Akdeniz bölgesi ise enlem faktörü sayesinde daha sıcaktır. Kuzey kıyılara gidildikçe bu sıcaklık azalır ama D.Karadeniz’de föhn rüzgarlarının etkisi ve Gürcistan’daki Kafkas dağlarının Sibirya’dan gelen soğuk havayı engellemesiyle kış sıcaklığı Marmara’dan daha yüksektir. Yaz Sıcaklık Dağılışı: Yazın Güneydoğu Anadolu enlemin etkisinin yanı sıra Afrika’dan gelen çöl rüzgarlarıyla kavrulur. Yüksekliğin etkisiyle Kuzeydoğu Anadolu yazın en serin yerdir. Kıyı kesimlerde de yazın nemlilik sayesinde aşırı sıcaklar olmaz. Türkiye’de Don Olayları ve Önemi: Don olayları da kıyıdan iç kesimlere ve batıdan doğuya gidildikçe artar. Bu olayı tarım yerleşme ve ulaşım gibi etkinlikleri çok etkiler. Özellikle mevsim normali dışındaki donlar ve dona alışkın olmayan Akdeniz bölgesi tarım ürünleri büyük zarar görür. Yollarda kazalara ve trenlerin raydan çıkmasına neden olur. Kışın görülen donlar bahar aylarındaki kadar zararlı olmaz. Çünkü karla kaplı tarım alanları dondan korunmuş olur. 2-BASINÇ VE RÜZGARLAR Sıcaklıktan sonra iklimi etkileyen en önemli elemandır. Çünkü basınç rüzgarları oluşturur rüzgarlarda yağışın oluşmasına ve dağılmasına katkıda bulunur. Ayrıca estikleri yerlerin özelliklerini değişik bölgelere taşırlar. (Sıcak, Soğuk Nemli v.s.) Sıcaklıktan etkilenen basıncın ülkemizde mevsimlere göre dağılış durumu şekildeki gibi olur.Kara ve Denizlerin farklı ısınması sonucu ülkemizde iç kesimlerle kıyı kesimler arasında oluşan rüzgarlar çevredeki daha büyük basınç merkezlerinin etkisi artınca kendi etkileri kaybolur. Bu büyük basınç merkezleri ise SibiryaYB, Basra AB, İzlanda AB. Ve Asor YB.’dır. Bu basınç merkezleri dışında daha küçük sıcaklık farklarından oluşan daha küçük basınç alanları ve rüzgarlarda ülkemizin heryerinde görülür. Bu rüzgarlar çok zayıf eserler ve herhangi bir yağışa neden olamazlar. Bunlara Meltem Rüzgarları denir. Meltemler günlük sıcaklık farklarından doğan basınç farkları sonucu oluşurlar. NEM VE YAĞIŞLAR Atmosferdeki su buharına nem denir. Higrometre ile ölçülür. Gram (gr) olarak ifade edilir. Havadaki nem en çok buharlaşma ile ve kısmen de bitkilerdeki terleme ile kazanılır. Atmosferdeki nem 3 şekilde ifade edilir; 1-Mutlak Nem: 1m³ havadaki nem miktarıdır. Sıcaklığın ve buharlaşmanın fazla olduğu ekvator kuşağında çok, kutuplarda ve dağ zirvelerinde azdır. 2-Maksimum Nem: 1m³ havanın belli bir sıcaklıkta taşıyabileceği en fazla nem miktarına denir. Sıcaklık arttıkça max. Nem de artar. 3-Bağıl (Nisbi) Nem: Mutlak nemin max. Neme oranıdır. Kısacası havanın neminin % olarak ifadesidir. Yoğunlaşma Su buharının soğumaya uğrayıp tekrar sıvı yada katı hale gelmesine yoğunlaşma denir. Bunu için havadaki nem doyma noktasına ulaşmalı yani bağıl nem %100 olmalıdır.Böylece doyma noktasını aşan nem yoğunlaşır ve yağış oluşur. Not: Yoğunlaşma için ilk şart SOĞUMA ’dır. Bunun için bir hava kütlesi; Soğuk bir hava kütlesiyle karşılaşırsa, Soğuk bir bölgeden geçerse Yükselmeye uğrarsa, sıcaklık azalır doyma noktasına ulaşır ve YAĞIŞ OLUŞUR. Yoğunlaşma Ürünleri Bulut: Havadaki soğuma sonucu küçük su taneciklerinin bir araya gelmesiyle oluşan kümelerdir. Sis : Yeryüzüne yakın yerde oluşan bulutlardır. Nemli havanın soğuk zeminle teması sonucu oluşur. Cephe alanlarında da yağışın yanında siste oluşur. Yağış ve Türleri Yağış: Atmosferdeki nemin yoğunlaşma ile sıvı yada katı hale gelip yeryüzüne düşmesidir. Plüviyometre ile ölçülür. Yağışın yıl içindeki dağılımına YAĞIŞ REJİMİ denir. Yağış oluşma biçimleri Yağışlar oluşumlarına göre 3’e ayrılır. 1-Yamaç Yağışları (Orografik) : Nemli hava kütlelerinin karşılaştığı dağ yamaçları boyunca yükselip soğumaya uğramasıyla oluşurlar.Dünyada G.D. Asya’da ,O.Kuşak karalarının Batı kıyılarında, Ülkemize Karadeniz, Yıldız ve GB. Torosların denize bakan yamaçlarında bolca görülür. 2- Konveksiyonel Yağışlar (Yükselim): Güneşli ve Rüzgarsız kara alanlarında ısınan havanın yükselip soğumasıyla oluşan yağışlardır. Dünyada en çok Ekvatoral Bölgede ülkemizde ise İç Anadolu’da rastlanır (Kırkikindi Yağışları). 3- Cephesel Yağışlar (Frontal): Sıcak ve soğuk hava kütlelerinin karşılaşma alanlarında oluşan yağışlardır. Dünyada en çok 60 enlemlerinde görülür. Ülkemizde ise kış yağışları hep cephesel kökenlidir. Türkiye’de Yağış Çeşitleri ve Önemi YAĞMUR: İkiye ayrılır. Küçük taneli ve yavaş yağana ÇİSELİ, iri taneli ve hızlı yağana SAĞANAK yağış denir. Çiseli yağmur daha zararsızdır. Ancak sağanak yağışlarla toprak fazla yağışı hemen ememez ve sellere, dolayısıyla erozyona neden olur. Tarımsal alanların, hidroelektrik santrallerinin su ihtiyacı, kurak bölgelerin içme ve sulama suyu, meraların yeşerebilmesi (hayvancılık açısından) yağmurların etkisiyle olur. Buda insan hayatı için çok önemlidir. KAR: Kar aşırı yağmadıkça tarımsal ürünlere zarar vermez hatta onları dondan korur. Yavaş yavaş eriyerek erozyona sebep olmaz, toprağın su ihtiyacını karşılar yeraltı sularını besler. Ancak aşırı olanı ulaşımı etkiler. Karın yerde kalma süresi B ’dan D ’ya doğru artar. DOLU: Zararlı etkileri fazla olan bir yağış çeşididir. Yere düşünce çabuk erir ve sellere yol açar, tarım ürünlerine ve hatta eşyalara zarar verir. Bol Yağışlı Yerler (+1000 mm) Kurak Yerler (-500 mm) -D.Karadeniz -B.Karadeniz -G.D.ve Orta Toroslar -D. Ve İç Anadolu’daki yüksek yerler -Iğdır ovası -Konya Ovası -Tuz Gölü Çevresi -G.D.Anadolu’nun güneyi -D.Anadolu’daki çukur ovalar. SİS: Kara, Kıyı Yamaç(orografik) ve cephe sisleri gibi çeşitleri vardır. Görüş mesafesi 1 km’den az olduğunda meteorolojik anlamda o gün sisli gün sayılır. En fazla sisli gün sayısı İç Anadolu’dadır. Akdeniz kıyı kesiminde ise sis neredeyse hiç görülmez. Ulaşımı olumsuz etkiler. Türkiye’de Yağışın Dağılışı Türkiye’de genel olarak kıyı kesimler ve yüksek dağ yamaçları bol yağışlı denize kapalı iç kesimler ve çukur yerler az yağışlıdır.Buna göre; TÜRKİYEDEKİ BİTKİ TOPLULUKLARI Relikt (Kalıntı) Bitki: 4.Zamandaki buzul devrinde yaşayabilen iklimlerin ısınmasıyla günümüzde dağların yüksek kesimlerindeki soğuk alanlarda yaşamını sürdüren eski devre ait bitkilerdir. Endemik Bitki: Ancak sıcak iklimlerde yetişen ama ülkemizde Torosların güneye bakan sıcak yamaçlarında yetişme ortamı bulabilen bitkiler. Geniş Yapraklılar: Kayın,Kestane,Meşe, Dişbudak,Ihlamur, Kavak İğne Yapraklılar: Ladin, Köknar, Sarıçam, Karaçam, Kızılçam A – ORMANLAR 1.Karadeniz Ormanları: Türkiye ormanlarının %25’idir. Nem ve Yağış fazla olduğundan çeşitlilik fazla ve bitki örtüsü gürdür. Bu ormanlar; • Doğudan Batıya • Alçaktan Yükseğe • Kuzeyden Güneye doğru yükselti ve yağışın değişmesine paralel olarak farklılaşır. 2.Batı Anadolu Ormanları: Çanakkale Boğazı ile Ege Kıyılarını kapsar. Kuzeyde Karadeniz ormanlarındaki benzerlik güneye doğru Akdeniz ormanlarına dönüşür. 2. Akdeniz Ormanları: Karedeniz ormanlarından farkı kuraklığa dayanıklı olmalarıdır. Kıyıda 1000 m.lere kadar çıkan Maki kuşağının sona erdiği yerde başlayan orman kuşağı Toros Dağları boyunca uzanır. Sadece kuraklığa dayanabilen iğne yapraklı orman kuşağı yer alır. Bu ormanlar Karadeniz ormanları kadar gür değildir. 4. Doğu ve İç Anadolu Ormanları: İç kesimlerde sık olmamakla birlikte dağların yağış alan yüksek yerlerinde bulunurlar. Daha alçak yerlerde ise insanların tahribi sonucu yok edilmiş orman artıkları olan tek tük ağaçlar vardır. (Antropojen Bozkır) B – MAKİ Akdeniz iklimi etkisindeki kıyı bölgelerimizde insanların tahrip ettiği orman kuşağının yerinde oluşan bitki topluluğudur. Makiler çalı yada ağaççık olarak tanımlanır. Yüzlerce çeşidi vardır. (Tesbih, Sandal, Zakkum, Delice Zeytin, Kocayemiş, Keçiboynuzu v.s. bazılarıdır. ) Makiler tüm kıyılarımızda görülür. Ancak Güney kıyılarımızdan Kuzeye doğru yükselti basamakları ve çeşitleri değişir. (enlemin etkisi) Akdeniz’de 800-1000m lere Ege’de 500-600m lere Marmara’da ise 300m’ye kadar yetişebilirler. Karadeniz’de ise Yalancı Maki dediğimiz Garigler yer alır. C – BOZKIR İklim şartlarının ağaç yetişmesine uygun olmadığı yarı kurak yerlerdeki otsu, dikensi küçük çalı topluluklarıdır. İlkbahar aylarında yemyeşil olan bu ot toplulukları, yaz kuraklığı ile sapsarı kurak ve çorak çalı topluluğuna dönüşür. İç bölgelerimizdeki alçak (çukur) alanlarda yayılan bozkırlar yağışın arttığı dağ yamaçlarında yerlerini iğne yapraklı ormanlara bırakır. İç Anadolu’da bir çok yerde bu ormana geçiş kuşağı birden olmaz çünkü insanların tahribi sonucu eskiden orman olan alanlar tek tük ağaçlardan ibaret olan Antropojen Bozkırlara dönüşmüştür. Doğu Anadolu’da yüksek platolardaki bozkırlar kurak bir yaz yaşamadıkları için yazın yemyeşil kalırlar. Bu yüzden buralarda büyükbaş mera hayvancılığı yaygındır. D – DAĞ ÇAYIRLARI (Alpin Çayırları) Ormanların yetişemeyeceği kadar soğuk ve az nemli yükseltilerde görülen yazın yeşeren kışın kar altında kalan soğuğa dayanıklı ot topluluklarıdır. --------------Tualimforum İmzam-------------- Aksini Belirtmediğim Takdirde Yazdığım Konular ALINTIDIR Liseler - Anadolu Liseleri - Fen Liseleri Anaokulu - İlköğretim Sınav Soruları ve Ders Notları |
Tags |
cografya, ders, notlari |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | son Mesaj |
Coğrafya Ödev Kapakları - Coğrafya Dersi Performans Ödevi Kapakları - Coğrafya | Başak | Coğrafya | 1 | 26.01.16 09:55 |
KPSS Ders Notları -Coğrafya Ders Notları | SERDEM | Kpss Sınavı Ders Notları | 1 | 10.06.09 04:12 |
Öss Coğrafya Sınavı İçin Ders Notları | tualim | Öss Sınavı Ders Notları | 0 | 08.06.09 17:04 |
Girişimcilik Ders Notları | SERDEM | Açıköğretim 4. Sınıf Ders Notları | 1 | 26.05.09 02:21 |
Kpss Coğrafya Ders Notları | SERDEM | Kpss Sınavı Ders Notları | 0 | 18.05.09 18:48 |