Çoban ve Deniz - La Fonten Masalları
Deniz kıyısında yaşayan bir çoban
Sürüsünün geliriyle geçinip gidiyormuş
Başını sıkıntılara sokmadan.
Geliri dar olmasına dar ama sağlammış.
Ama gemilerin getirdiği hazineler
Çelmiş adamın aklını sonunda.
Satmış sürüsünü bizim çoban.
Bütün parasını gemilere yatırmış
Ve gemiler bir gün paralan batırmış.
Eski çoban çobanlığa düşmüş yeniden;
Ama kendi sürüsü değilmiş güttüğü.
Bir zamanlar efendi çobanken
Kul çoban olmuş şimdi.
Bir zaman sonra, biriktirdiği parayla,
Kavuşmuş kendi koyunlarına.
Rüzgârların kesildiği bir gün
Çoban bakmış deniz yine, güler yüzle,
Gemiler çıkarıyor sahile.
— Ne o Deniz Sultan, demiş çoban;
Yine para mı istiyorsun benden?
Aman başka kapıya, rica ederim;
Benden artık metelik alamazsın.
Uydurma bir masal değil bu
Gerçek bir olayı anlattım ki
Size denenmiş olarak göstereyim şunu:
Eldeki sağlam bir metelik,
-Daha iyidir beş metelik umudundan.
Kendi yolunda yürümeli insan;
Denizin, büyük kazançların çağrısına Kulaklarını kapamalı.
Kapamayanlarn bir teki kârlı çıkmışsa
Pişman olmuştur onbinlercesi,
Deniz, Karun hazineleri umdurur size;
Bir güvenmeye görün,
Rüzgârlar ve hırsızlar biner ensenize.