Orman Dostu Ay Dede - Çocuk Masalları - Masal - Çocuk Hikayeleri - Hamdi Oruç
Bir sonbahar gecesiydi. Günlerdir yağmur yağıyordu . Beş gece olmuştu Ay dedeyi görmeyeli.Ay dede gelse …
- “Benim ormanların ve kuşların dostu olduğumu biliyor musun Ali’ciğim…” diye bir ses .Oh be dedim ay dede geldi. Tanırdım sesinden …
-Bilmez miyim
-Bu gün bu konuda konuşalım
Ay dedeye heyecanla :
-Ay dede ben de ormanların dostuyum.Lakabım “ Ormanlar dostu Ali “Hangi kuşa sorsan , kahramanlıklarımı anlatacaktır sana.Bu lakabı kolay hakketmedim:”Ormanlara gider ,ağaçların dertlerini dinlerim,Kuşların dertlerini dinlerim. Ve hasta kuşları tedavi etmek benim görevim…”
-Çok sevindim buna Ali’ciğim
-Anlatsana ay dede ormanların ve kuşların dostu olmak neleri yapmayı gerektirir daha
Ay dede gülümsedi .
-Bekledim mi beni çok
-Evet
Ay dede derin bir nefes aldı:
-Günlerden bir gün Köroğlu’nun at sürdüğü dağlar ayaklarımın altındaydı. Bir nara atmak gelmişti içimden.Sanki Kör oğlu filminin baş aktörüyüm .bir an öyle sandım kendimi Nara atmaktan ormandaki kuşları düşünerek vazgeçmiştim. Bir şeyler anlata bildim mi…
-Anladım ay dede
-Sen anlarsın .Sen çok zeki bir çocuksun
Övünçle:
- ay dede kuş yuvaları yanmasın diye bir orman yangınında dumanların içine dalmıştım …
-Aferin Ali ama dikkatli ol . Hatta bunu büyüklere bırak .sen kuşlardan daha kıymetlisin
Şu anlatacaklarımı da iyi dinle Ali’ciğim
- Can kulağı ile dinlerim
-Yine bir gün,Az ilerim kayalıktı.Kartal yuvaları görülüyordu kayalıkta.Telaşlı telaşlı uçuşan bulutlar önümü kesse de ona sokuldum .Üzgün bir hali vardı kartalın .Derdini anlamalıydım ormanların ve kuşların dostunun bir görevidir bu.
Bir yolunu bulup kartalı konuşturacaktım derdini anlayacaktım.Şunları anlattı kartal:
Biz kartallar yüksek kayalıkları severiz . Ovalar ayak altı olmalı .Avımızı kuş bakışı görmeliyiz.Adımız kartal bizim …Serçeler gibi köylerde insanlarla yan yana yaşayamayız.
Ormanın derinliklerinde kara kayalıklar vardı . Orayı işaret etti:
- İşte Bize yakışan kayalıklar .Kayalıkların oyuklarından birini kendime yuva yapmalıydım . Biraz zor iş bu.İnsanların ev yapması gibi Temizleyeceksin .Süsleyeceksin yuva olacak. Bunları pençelerimle ve gagamla yapacaktım .Benim ellerim yok ki,
Geçenlerde çıkan orman yangınında bir çok dostumu kaybettim. O orman bana karanlık olmuştu artık . O ormanda kalamazdım.Kaç gündür yeni yuvamı yapmak için uğraş veriyordum.Bu yuvam da çok güzel olacaktı , Yuva yapmada üstüme yok. çocuklarımın da hoşlanacağı bir yuva .Ovalar ayak altı…”Eşim buraya gelmekle iyi ettik . diyecekti… Sordum kartala:
-Bitirdin mi yuvanı
-Bitirdim
-Neden dertlisin öyleyse
-Geçenlerde çıkan yangın benim için yangınların en kötüsü oldu , en kıymetli arkadaşımı yitirmiştim .Eşi ve çocukları da kurtulamamışlardı.
“ Ah arkadaşım ,” Hatırlıyorum küçük yaşta yetim kalmıştı o.Teyzesinin yanında büyümüştü.Teyzesi çok iyi bir kadındı ama çok fakirdi .Yiyecek konusunda ona hep yardımcı olmuştum o günlerde…
Evlenmişti ,iki de çocuğu olmuştu.Bana hep fakirliğinden dert yanardı ve ormanları insanlar kestikçe fakirliği arttı,yaşamı zorlaştı.
-İnsanlardan dertlisin …
-Evet
-İnsanlara ne oluyor böyle.Bu dünya sadece onların mı.İşimizi hep zorlaştırıyorlar.
-Hemen söze karıştım:”. Sizin hakkınızı savunanlar da var,insanların içinde”
-Biliyorum
-Kötüler galip mi diyeceksin
-Evet
-Bu sefer iyiler galip olacak .Uluslar arası yasalar konuldu…
-“Ah şu insan kardeşler ormanlarda kuşların da hakkının olduğunu anlasalar” Tarla açmak için ormanı yakarlar. Piknik için giderler gölgesinde oturduğu ağacı yakacak ateşi de arkalarında bırakıp gitmeseler olmaz sanki. “Ah onların dalgınlıkları”. hem de çok menfaatlerine düşkünler .Biz güçlüyüz diye böyle mi yapmalılar.Bir gün yaktıkları ormana onlar da muhtaç olacaklar. Orman olmayınca kuraklık olacak...
Yazların gelmesini hiç istemiyorum….Ah hiç yaz gelmese…
-Olur mu yaz gelsin…
-Yaz gelince ormanları yakıyor insanlar
-Yaz gelsin ağaçlar yaprak açsın,Tavşanlar yavrulasın .Koyunlar yavrulasın…
Kartal hem ağlamıştı, hem anlatmıştı.Saatlerce dinlemiştim o gece dedi Ay dede
-Çok sabırlısın ay dede dedim
….
-Ormanlarda ağlayan ağaçlar olduğunu biliyor muydun Aliciğim .
-Hayır
-Kaç ağaca ağlarken şahit oldum.Kiminin dallarını çobanlar kırıp keçilere yedirmişlerdi.Onun için ağlıyorlardı.
-Çabuk büyümek istiyorum ay dede
-Çabuk büyümelisin Ali’ciğim
Ay dede bir şeyi söylemeyi unutmuş gibiydi:
-Aliciğim
-Buyur ay dede
-Sana çok güzel kuşlar göstereceğim bu gece
-Çok teşekkürler ay dede
Ay dede aldı beni o gece hiç bilmediğim yerlere götürdü .Gök kuşlarının olduğu yere…
- İşte bu bahar kuşu .Yeşil mi yeşil…İşte dedi bu da kar kuşu .Beyaz mı beyaz
İkisinin de gagasında güneş vardı. İşte dedi şu gece kuşu .Yıldız elbiseli bir Tavus’a benziyordu.Su sabah kuşu …
Bu kuşların hepsini sevmiştim
-Ay dede bitti mi
-Diğerlerini de sonra .
-Tamam
- Bir sır daha vereyim mi sana
-Ver
-Çok gece kuşların ve ağaçların dertlerini dinledim .Sevinçlerini paylaştım .Onları daha çok sevmenin yolu bu . Kuşlarla konuşmalısın Ali’ciğim .Ağaçlarla konuş.Annen çiçekleriyle neden konuşuyor her sabah…
-Tamam ay dede.
Uyku akıyordu gözlerimden .Ay dede de farkındaydı:
-Doğayı koru.” Her şey bir görevli , bu evrende abes bir şey yok” ”. Yüce
Allah onlar gerekli olmasaydı yaratmazdı.Bize de korumak düşer…
-Sağ ol ay dede .Görevlerimi öğrettin .
Ah şu bulutlar aramıza girmese .Bir de benim uykum gelmese
-Senin uykun geldi benim gitme vaktim .
Ay dede gitmişti.Uzaklarda köylerin cılız ışıkları . Bir de evimde bir lamba ışığı vardı . Her yer öyle karanlıktı ki, … Dedim ki, “Yüce Allah muhtaç olduğum ışığı ayağıma yolluyor”.Öğreneceklerimi öğrenmiştim. .Bir güzel uyku çekecektim artık…Bu da hakkım…
Ay dedeyi çok sevin .benim gibi …Ve orman dostu olun benim gibi …Ay dedeyi seven çocuklar ormanı da çok sever…Kuşları da…Ben onlardan biriyim. . Ay dedeyi seven çocuklar ormanları da sevmeli… çünkü Ay dede ormanı ve kuşları çok seviyor onlara ışık taşıyor … Ormanları sevenleri ve Ay dedeyi sevenleri çok seviyorum. Onlar gerçek sevgiyi yakalamışlardır…
Hamdi Oruç