Kıskanç Kurbağa/Şiir Gibi Masallar Kıskanç Kurbağa
Bir kurbağa varmış, kıskanç,
Bütün hayvanlar bilirmiş.
Kim giyse bir şey, taksa taç,
Hasetinden delirirmiş.
Hayvanlar ikaz etmişler,
Demişler: "Huyun pek kötü.
Kendine çekidüzen ver,
Öğüt al, dinle bu sözü."
Kurbağa ha ha ha demiş,
Ben kıskancım bu ne iyi.
Kimseyi sevmem ha demiş,
Çekemem hiçbir kimseyi.
Bir gün bir kuşa özenmiş,
Bir gün de bir kelebeğe.
Bir gün bir ağaca çıkmış,
Ötmüş kuşum, diye diye.
Ama bunun sınırı yok,
Herkesi kıskanmak feci.
Bu yaranın merhemi çok,
Ama isterse bir kişi…
Kurbağa hiç aldırmamış,
Demiş, ne olacak yani?
Bazen böcek, bazen kamış,
Onu kıskandırmış iyi.
Bir zaman bir boğa görmüş,
Demiş: "Onun gibi olsam!"
Şişmiş şişmiş, pek büyümüş,
Keşke demiş: "Hava dolsam."
Bazı dalkavuklar demiş,
"Hava ile şiş ve büyü.
Hem boğa da neymiş, kimmiş,
Sensin ormanın büyüğü."
Kurbağa inanmış buna,
Daha şişmiş, daha şişmiş.
İçini doldurmuş hava,
Bu ne kolay, basit işmiş.
Dalkavuklar demiş: "Devam,
Daha da şiş, daha da şiş.
Boğaya da benzedin tam,
Oldun ondan uzun, geniş."
Kurbağada hırs pek artmış,
Her şeyi geçmek dilemiş.
Havasına hava katmış,
"Ben en büyük oldum!" demiş.
Biraz daha hava almış,
Derisi zar gibi ince,
Sanki balon gibi olmuş,
Şişmiş artık yeterince.
"Pat!" diye bir ses duyulmuş,
Patlamış en son kurbağa.
Artık cezasını bulmuş,
Ödül budur kıskançlığa.
Ateş odunu bitirir,
Kıskançlık da iyiliği.
Her bir şeyini yitirir,
Haset eden kötü kişi. Mehmet ERDOĞAN --------------Tualimforum İmzam-------------- |