Gemideki Kurbağa/Şiir Gibi Masallar Gemideki Kurbağa
Vak vak vrak! Vak vrak! Vak vak vrak! Vak vrak!
Şimdi masal başlıyor. Oyalanmayı bırak.
Evvel zaman içinde… Kalbur saman içinde…
Hemen beni okuyun, sütünüzü için de!
Zamanın eskisinde bir garip diyar varmış.
Bu garip memlekette kurbağalar yaşarmış.
İki varsa dört yokmuş; dört varsa on dört yokmuş.
Kurbağa âleminde yaşayanlar pek çokmuş.
Neyse çok uzatmadan başlayayım masala,
İşte huzurunuzda Pişuti’yle İpsila!
Efendim bu can dostlar, pek iyi anlaşırmış.
Buldukları her şeyi ortadan paylaşırmış.
Ne sabah serinliği, ne gölün derinliği,
Ayırmazmış onları havanın gerginliği.
Sinek avlıyorlarmış sabah akşam göllerde,
Onların dostlukları örnekmiş yâd ellerde.
Sinek avlıyorlarken sessiz bir sabah yineSinek yine,
Pişuti dil uzatmış dostunun sineğine.
“Hop!” diye kapmış hemen midesine indirmiş,
Üç saniye geçmeden, enzimlerle sindirmiş.
İpsila çok şaşırmış ne yapsın bilememiş,
Neden sonra kızarak “Yazıklar olsun!” demiş.
Bunca yıllık dostuz biz, ikimiz de biliriz.
Her gün yemeğimizi hep önümüzden yeriz.
Şimdi bana yaptığın doğru oldu mu sence?
Ben ömrümde görmedim böyle garip işkence.
Yazıklar olsun sana! Seni dostsun sanmışım.
Meğer pek kabaymışsın ne yaman aldanmışım.
“Hoppalaa!” deyip önce Pişuti girmiş söze.
Mini minnacık hatam ne çok göründü göze.
Keşke yapmaz olaydım ama oldu bir kere,
Sen de beni hoş görüp “Aman boşver!” desene.
Hiç olur mu öyle şey! Artık senle konuşmam.
Bana beş yıl yalvarsan, inan ağzımı açmam.
İşte sana son sözüm: “Çok kabasın çok kaba!”
İnşallah seni yutar beyaz başlı akbaba!
Ne diyorsun İpsila. Sildin attın mı beni?
Bunca yıllık dostuz biz, unutamam ben seni?
Anlatacaklarım var, bana vakit ver biraz,
Eğer ikna olmazsan asla etmem itiraz.
Bizim belki yüzlerce ortak tarafımız var.
İnan saymaya kalksam onlarca sayfa dolar.
İkimiz de göllerde balık gibi yüzeriz.
Sinek, böcek, solucan… Ortak nimetler yeriz.
Hem ne çok seversin sen benim güzel sesimi.
Sen de bilirsin benim seni çok sevdiğimi.
Boylarımız aynıdır, dilimiz dudağımız,
Sanki iki kardeşiz, çok benzer ayağımız.
Bunca ortak noktayı koyup da bir tarafa,
Bana darılacaksın! İnsafa gel insafa!
Senin bu yaptığına inan ki zulüm denir.
Küçük larvalar bile bu hemen öğrenir.
Dalgalı bir denizde, düşün ki gemideyiz.
Çaresiz ve kimsesiz yetmiş iki kişiyiz.
Yetmiş biri akıllı, namuslu, dürüst olsun.
Biri ise günahkâr, suçlu, edepsiz olsun
Hiç o bir kişi için gemi batırılır mı?
Onca güzel insanın hepsine kıyılır mı?
Senin bana yaptığın işte bunun gibidir.
Böyle küçük kusurlar bence örtülmelidir.
“Özür!” demiş Pişuti, sözünü bitirince,
İpsila gülümsemiş, bu özürü duyunca.
İki eski şeker dost sarılıp birbirine,
Şükretmişler hemen bakıp da hâllerine… --------------Tualimforum İmzam-------------- |