tualimforum.com  

Geri git   tualimforum.com > ÇOCUK DÜNYASI > Masallar ve Hikayeler > Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri
Kayıt ol Yardım Üye Listesi Ajanda Bugünki Mesajlar

Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri Çocuk masalları,Türk ve Dünya edebiyatından çocuk masalları,Çocuklar için masallar...


Konu Bilgileri
Konu Başlığı
Üzüm Karışırsa Rüyaya/Türk Tarihinden Hikayeler
Konudaki Cevap Sayısı
0
Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler
 
Görüntülenme Sayısı
1140

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler
Alt 12.01.09, 16:50   #1 (permalink)
Kullanıcı Profili
Moderator

 
Okyanus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 9.373
Konular: 7149
Puan Grafiği
Rep Puanı:16317
Rep Gücü:20
RD:Okyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond reputeOkyanus has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 54
889 Mesajına 1.404 Kere Teşekkür Edlidi
:
icon1c Üzüm Karışırsa Rüyaya/Türk Tarihinden Hikayeler

Üzüm Karışırsa Rüyaya
İstanbul'un Topkapı semtinde, Takkeci İbrahim Çavuş Camisi namıyla bilinen ve Mimar Sinan tarafından inşa edilen bir cami vardır. İşte bu, o caminin hikâyesidir.
Osmanlı'nın hüküm sürdüğü bir dönemde, İstanbul'da Topkapı surlarının dibinde küçük bir kulübecik içinde, fakir bir takkeci yaşarmış. Fakirmiş fakir olmasına da, gönlü zenginmiş takkecinin. Bir yandan takkelerini tamir edip dikerken, bir yandan da: "Allah'ım bana bir mal verse de, şuracığa bir cami yaptırsam!" diye kendi kendine söylenir dururmuş. Bunu duyanlar da:
-Bre İbrahim Çavuş, neyle yaptıracaksın camiyi? Senin kendine hayrın yok, diye İbrahim Efendi'yi bu rüyâsından uyandırmaya çalışırlarmış. Fakat Takkeci İbrahim Çavuş hiçbir zaman ümidini yitirmez, devamlı dua edermiş:
- Umulur ki derya tutuşa, dermiş. Cami yaptırma sevdası yüreğinde kor gibi yanarmış. Bazen arkadaşları Takkeci İbrahim'e, biraz alaycı biraz da iğneleyici bir tavırla:
-İbrahim Amca, cami ne zaman bitecek? Bak insanlar namaz kılacak bir yer bulamıyorlar, diye takılırlarmış.
İbrahim Çavuş onların bu alaylarına hiç aldırmaz, bir yandan işini yaparken, bir yandan da tevekkülle:
- Umulur ki derya tutuşa, der; Allah'a dua etmeye devam edermiş.
Gel zaman, git zaman bir gün Takkeci İbrahim Çavuş bir rüyâ görmüş. Rüyâsında aksakallı bir ihtiyar, Bağdat'a gitmesini söylemiş. Orada bir han olduğunu, o hanın avlusunda bir üzüm asması bulacağını bildirmiş. O asmanın yeşil salkımları arasında da siyah bir üzüm salkımı olduğunu ve o üzümü yemesini söylemiş. Heyecanla uyanmış Takkeci İbrahim Çavuş, "Hayırdır inşallah!" demiş. Fakat rüyâya bir mana verememiş. Ertesi gün sabah namazından önce aynı rüyâyı, açık seçik bir şekilde yine görmüş. "Hayırdır inşallah!" demiş. Acaba gitsem mi, diye düşünmüş, ama tam karar verememiş. Üçüncü defa da aynı rüyâyı görünce Takkeci İbrahim Çavuş, "Herhâlde bize yol göründü." demiş ve kimseye bir şey söylemeden, heybesine azığını koymuş ve yollara düşmüş. Bağdat'a giden kervanlardan birine katılmış.
Kâh aç, kâh susuz kalmış yollarda. Yol kesen eşkıyalardan canını zor kurtarmış kimi zaman. Çıktığı yoldan geri dönmeyi düşünmemiş. Bir ay mı desem, iki ay mı desem, bir yol katetmiş.
Takkeci İbrahim Çavuş sonunda Bağdat'ı bulmuş. Sora sora rüyâsında tarif edilen hana varmış. Bir de ne görsün: Gerçekten hanın avlusunda bir asma, onca yeşil üzümün arasında bir salkım siyah üzüm… Rüyâsının gerçek çıkması karşısında hayrette kalmış. rüyâsında söylendiği gibi, siyah üzümü asmadan koparmak için besmele ile elini uzatmış. Tam o sırada hancı, İbrahim Çavuş'un bileğinden tutmuş:
-Selâmünaleyküm yabancı, demiş.

- Aleykümselâm, diye cevap vermiş İbrahim Çavuş, biraz da umursamazca.
- Bre yabancı! Sahibinden habersiz daldaki üzüm koparılır mı, diye çıkışmış.
Bunun üzerine İbrahim Çavuş, başını öne eğmiş, üzerindeki suçluluk duygusunu atmaya çalışarak rüyâsını oracıkta hancıya anlatmış. Hancı bunun üzerine gülerek üzümden yemesine müsaade etmiş ve demiş ki:
- İlâhi be şaşkın adam, bir rüyâ için tâ İstanbul'dan buralara kadar gelinir mi? Hem de bir üzüm yemek için? Eğer rüyâyla iş yapılsaydı, ilk önce benim yollara düşmem lâzımdı...
- Sen neden yollara düşecekmişsin, diye sormuş İbrahim Çavuş, şaşkın ve meraklı gözlerle.
Hancı kendinden emin bir tavır takınıp konuşmaya başlamış:
- Altı ay kadar önceydi... Bir gece rüyâmda, aksakallı bir ihtiyar, İstanbul'a gitmemi, orada Topkapı denen semti bulmamı söyledi. Orada yaşayan bir takkeci varmış. İsmi hâlâ aklımda, İbrahim! O adamın kulübesinin ocağının altında iki küp hazine saklıymış. Sabahleyin kalktım, rüyâmı hanıma anlattım. Hanım: "Efendi, bu rüyâ sadık rüyâya benziyor, git bir hele İstanbul'a." dedi. Ben de hanıma: "Bir rüyâ uğruna, İstanbul'a gidecek değilim?" dedim. Nasıl, iyi demiş miyim?
İbrahim Çavuş'un kalbi küt küt atmaya başlamış heyecandan. Kısa süren şaşkınlığının ardından kısık sesle:
- İyi demişsin! İyi demişsin, demiş.
Hancı, "Şu dünyada ne garip insanlar var." diyerek gülüp, İbrahim Çavuş'un yanından uzaklaşmış.
İbrahim Çavuş, hayretten ağzı açık, hancının ardından bakakalmış. Rüyâsının hikmetini anlamış. Allah'a dualarını kabul ettiği için şükretmiş. İstanbul'a döner dönmez ocağın altındaki altınları bulmuş. Takkeci İbrahim Çavuş adıyla bilinen camiyi yaptırmış altınların bir kısmıyla. Bir kısmını fakirlere dağıtmış. Bir kısmını da devlet hazinesi için padişaha göndermiş, tok gönüllü İbrahim Çavuş.
--------------Tualimforum İmzam--------------
Okyanus isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
hikayeler, karisirsa, ruyaya turk, tarihinden, uzum


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar son Mesaj
İlk Osmanlı Parası/Türk Tarihinden Hikayeler Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 1 13.08.20 17:26
Şeref Konuğu/Türk Tarihinden Hikayeler Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 12.01.09 16:47
İkinci Murad Ve Türk Kültürü/Türk Tarihinden Hikayeler Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 12.01.09 16:23
İlk Kağıt Para/Türk Tarihinden Hikayeler Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 12.01.09 16:19
Selçuklu Türk Tarihinden Bir Demet/Türk Tarihinden Hikayeler Okyanus Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri 0 12.01.09 16:17


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:36 .


Powered by vBulletin Version 3.8.7
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 RC 2