Sihirli Terlikler

**Okyanus** · 16.10.08, 04:57

SİHİRLİ TERLİKLER

Çok,çok yıllar önce bir kral ve kraliçe yaşadı. Onlar birbirlerini çok sevdiler ve çok mutuydular. Küçük bir oğulları doğduğu zaman daha da mutlu oldular.yakında bir kız çocuğu sahibi olmayı düşündüler. Ama ikinci çocukları da oğlan oldu. Kraliçe “şimdi kızımızı iki erkek kardeş bekliyor” dedi. Ama üçüncü çocukları da oğlan oldu ve bu anda biraz üzüldüler. Ama dördüncü çocuklarının bir kız olacağından eminlerdi. Ama hayır başka bir oğlan doğdu. Ve başka bir tane. Ve başka bir tane. Ve başka bir tane. Ve beş tane daha. On iki çocukları da erkek olunca kral ve kraliçe gerçekten çok üzüldüler. Oğullarının hepsini sevdiler. Hepsi büyük güçlü ve iyiydi. Ama onlar çok da küçük bir kız çocuğu istiyorlardı. En sonunda on üçüncü çocukları doğduğunda bir kız oldu. Onların mutluluğunu anlatmaya kelimeler yetmiyordu. Kraliçe on iki oğlunu çağırdı ve onlara küçük güzel kız kardeşlerini gösterdi. Kral zenginler için fakirler için herkes için büyük bir şölen verdi.(şölen çok zengin bir yemekten oluşuyordu). Kral bu şöleni sarayında verdi.(bir kralın evi saray diye adlandırılır.) insanların hepsini gördüğü için küçük prenses ağlıyordu. Sonra sarayın kapısı açıldı ve üç peri içeri geldi.hiç kimse konuşmadı. Onlar perilerin kralın küçük kızına hediyeler getirdiklerini biliyordu. İlk peri ona hayatında hiç hastalık geçirmemeyi veriyorum.dedi. ikinci peri ona bakıldığında olacağı güzelliği veriyorum dedi. Üçüncü peri ben ona iyilik veriyorum hayatında hiç kötülük yapmayacak dedi. Sonra büyük bir ışık çıktı ve onlar kayboldu. Herkes konuşmaya başladı. Ama çok geçmeden kapı tekrar açıldı ve siyah giyinmiş küçük yaşlı bir kadın içeri girdi ve karşıya doğru koştu bağırarak bekle beni bekle,bekle henüz bitirmedik.dedi.bu yüzden herkes sustu. Küçük yaşlı kadın prensese iki tane küçük gümüş terlik verdi. Küçük kız onları ayaklarına giydi. Bunlar büyülü terlikler bunlarla insanların kalplerine yürüyecek . Ha! Ha! Ha! Ha! Dedi küçük yaşlı kadın. Sonra o gitti ama gülmelerinin kesilmesi için uzun bir süre geçti. Ha! Ha! Ha! Ha!.insanların hepsi insanların kalplerine yürümek bunun anlamı ne? Dedi. Kral vezirine sen insanların kalplerine yürüyebilir misin? Dedi. Vezir büyük ayaklarına bakarak hayır kralım yürüyemem dedi. Bu yüzden kral bunun anlamı nedir? Dedi ve vezir cevapladı bilmiyorum kralım. Sonra diğer vezirlerine sordu. Bunun anlamı ne? Ve bir başka vezir cevapladı. Bilmiyorum. Ve ikinci vezir cevapladı bilmiyorum. İkinci vezir üçüncü vezire sordu. Ama o da bilemedi. Bu yüzden kral gitmelerini ve bunun ne anlama geldiğini bulmalarını ve geceden önce söylemelerini söyledi. Yaşlı vezir şölenden gitmekten memnun değildi. Çünkü onlar yemeklerini bitirmemişlerdi. Ama gittiler çünkü kral onlara gitmelerini söyledi. Kitapların çok olduğu bir odaya gittiler.ve orda bulabileceklerini sandılar.bu kitaplarda cevabını bulamadılar. Ama git gide sinirlenmeye başladılar. Ama sonra zihinleri karıştı. Sonra gülme seslerini duyunca sustular. Ha! Ha! Ha! Ve yaşlı kadın geldi.bu yüzden vezir yaşlı kadına insanların kalplerine yürümenin anlamı ne? Diye sordu. Ve o, insanların kalplerine yürümesinin anlamı, o herkesin onu sevmesini sağlayacak. Herkesin, herkesin, erkekler, kadınlar, kızlar, oğlanlar, köpekler,kediler ve filler.
Ve sonra o gitti ama gülmesini kesmedi. Ha ha ha!
Son ha! Bittikten sonra birbirlerine baktılar. En yaşlı vezir konuştu, şimdi gidebiliriz ve kralla konuşabiliriz dedi.
Bir diğer yaşlı vezir yaşlı kadının bize söylediğini söyleyelim. Sonra hepsi hım mm ..
yaşlı vezir tekrar konuştu. Hayır, dedi . bir kadının bizden daha iyi bildiğini söylememeliyiz. Eğer biz onu söylersek kral bizim vezirliğimize inanmayacak. Bu yüzden onlar krala gitti ve yüce kral biz kitapların hepsine baktık ve çok ciddi bir fikre sahip olduk ve bunun anlamı prenses herkesin kendini sevmesini sağlayacak. Kral herkes, herkes, erkekler, kadınlar, kızlar, köpekler, kediler, filler. Kral memnun oldu ve yaşlı adamlara yemeğe gidebilirsiniz dedi. Yemek soğuktu. Bu yüzden aşçı biraz toz kattı. Sonra küçük prensesin annesinin yanına alındı ve her şey geçmişe döndü. Çok yıllar geçti ve kraliçe öldü.
O güçlü güzel ve iyiydi. O her zaman küçük terliklerini giyerdi çünkü onlar büyülü terliklerdi ve onunla büyürdü. O daha büyür, terlikler de büyürdü. Bu prensese bir prens aşık oldu. O herkesin onu nasıl sevdiğini duydu. Ve onunla evlenmek istemeyi düşündü. Bu yüzden o onu görmek için uzun bir seyahate yalnız çıktı.ve beyaz bir ata bindi.çok günler sonra prensesin yaşadığı ülkeye geldi. O geç kalmıştı. Bir ormana doğru gidiyordu. Atı çok yorgundu. O gece nerde kalacağını bilmiyordu.sonra ağaçlara doğru beyaz bir ışık gördü. Çok geçmeden küçük bir eve geldi. Kimse var mı? Diye seslendi. Bir ses içeri gel dedi. Böylece içeri gitti. Evin içinde siyah giyinmiş küçük yaşlı bir kadın vardı. Prens lütfen bana bu gece burada kalabileceğimi söyle dedi. Elbette dedi yaşlı kadın. Atını evin arkasında ki ahıra yerleştir. Sonra tekrar içeri gel. Dikkatli ol ve kedinin üzerine düşme. Bu yüzden prens atını ahıra koydu ve atına biraz yiyecek ve su verdi. Ve yeniden küçük eve gitti. Yaşlı kadın biraz yemek hazırlıyordu. Çok geçmeden yemekleri masaya koydu ve ikisi de yediler. Yemeği bitirdiklerinde yaşlı kadın prensesle evlenmek istersin dedi. Prens sıçradı. Çok şaşırdı. “ nasıl biliyorsun” diye sordu. Sen bir peri olmalısın. Yaşlı kadın “evet ben bir periyim” diye cevapladı. Bana ondan bahset. Belki sana yardımcı olabilirim. Dedi prens. Bu yüzden prens onunla konuştu. Prens bitirdiğinde, peri genç adam prensesi kazanmak senin için zor olacak. Dedi. Ama prens yapacağım dedi. Emin olma dedi yaşlı kadın ve ekledi. Bunun neden zor olacağını biliyor musun? Hayır ama umarım sen bana söyleyeceksin. Dedi prens. Evet sana söyleyeceğim dedi. Prenses doğduğunda ben ona büyülü bir çift terlik verdim. Prens güldü bunun ne anlama geldiğini biliyordu. Herkes onu sever herkes kadınlar erkekler kızlar oğlanlar kediler köpekler ve filler. Dedi.herkes onu sever ama o hiç kimseye aşık değildi. Sen onu seviyorsun ve hiç görmedin ama o seni büyünün etkisinden hiç sevmeyecek. Sonra prens ne yapabilirim? Diye sordu. İlk olarak sihirli terlikleri bana getirmelisin dedi yaşlı kadın. Sonra ben sana ne yapacağını söyleyeceğim. Ben onları nasıl alabilirim? Diye sordu prens. Sabah diye cevapladı peri. Sana küçük mavi bir çiçek vereceğim. Bu bir sihirli çiçek ve onunla herkesi uyutabilirsin. Kralın sarayına gitmelisin ve asker seni durdurmaya çalıştığında ona mavi çiçekle dokunmalısın. Sonra o uykuya dalacaktır. Daha sonra prensesi bulmalısın. Onu da uyutmalısın. Ve terlikleri almalısın. Bu yüzden ertesi sabah yaşlı kadın evden çıktı. Ve ormanda büyüyen biraz mavi çiçek buldu. Prens bunu aldı. Ona çok teşekkür etti. Ve saraya doğru gitti. Asker bağırarak kim var orda dedi? Prens ona çiçekle dokundu ve asker uyudu. Prens sarayın bahçesine süzüldü. Atını birkaç ağacın arasına sakladı. Sonra gülmeler ve konuşmalar işitti. Bu yüzden sessizce bir ağaca tırmandı ve kendini sakladı. Sonra prensesi ve onun yardımcı kızlarını saklambaç oynarken gördü. Bu oyunda bir oyuncu saklanır ve diğer oyuncular onu bulmaya çalışır. Kısa bir süre sonra prenses birkaç büyük çiçeğin arasına saklandı. Prens ağaçtan indi ve prensesin saklandığı çiçeklere doğru gitti. Onun arkasına geldi ve bu yüzden prenses onu duymadı. Prens sihirli çiçekleri prensese attı ve prenses uykuya daldı. Sonra prens prensesin terliklerini aldı ve torbasına yerleştirdi. Atını tekrar buldu ve yaşlı kadının evine geri döndü. Yaşlı kadın sen bu terlikleri giymemelisin. Eğer giyersen bütün kadınlar sana aşık olacak. Dedi. Hayır, hayır dedi prens gözlerini kapatarak. Sen terliğin birini almalısın. Sonra büyü sadece bir kişi için çalışacak. Diğer terliği ben alacağım. Şimdi prensese ne olduğunu söyleyeceğim. Yardımcıları uzun bir zaman baktı ama onu bulamadı. En sonunda onlar onu çiçeklerin arasında uyurken buldu. Onlar çok kibar bir şekilde onu uyandırdılar. Prenses ayağa kalktığında terliklerim nerde dedi. Hiç kimse bilmiyordu. Hepsi kralın sarayının arkasına gitti ve prensesin gümüş terliklerini kimi alacağını düşündüler. Kral çok sinirliydi. Kral on iki oğlunu da topladı. Ve her birine terlikleri kimin aldığını bulmalarını söyledi. Ama onlar hiçbir şey bulamadı. Prenses çok mutsuzdu her gün kaybolan terlikleri için göz yaşı döküyordu. En sonun da kral prensesin kaybolan terliklerini getiren prensle prensesi evlendireceğini söyledi. O bundan emin değildi. Çünkü prenses terlikleri getiren prensle evlenmek istemeyebilirdi. Eğer terliklerini geri alırsa prensesin çok mutlu olacağını biliyordu. Ve bu yüzden onun terlikleri getiren prensle evlenmeyebileceğini düşündü. Bir gün hizmetçiler krala geldi ve kapıda bir şarkıcının olduğunu söyledi ve kral içeri gelmesine izin verdi. Belki o prensesi mutlu edecekti. Bu yüzden şarkıcı geldi. Bu gerçekten prensti ve torbasında büyülüğü bir terliği vardı. Hiç kimse bunu bilmiyordu. Prens şarkılar söylemeye başladı sen gül ve beni sev diye. Prenses gülmeye başladı prens durduğunda o tekrar söyle tekrar söyle dedi. Kral prensesin güldüğünü gördüğünde çok memnun oldu. On iki erkek kardeşi de çok memnundu. Kral bu adama yüz tane altın verin dedi. Ama prens hayır kralım,istemiyorum. Sen altın istemiyorsun. Herkes altın ister dedi kral. Sen altın istemiyorsun dedi on iki erkek kardeş. Hayır dedi prens. Sonra ne istiyorsun dedi kral. Prens prensese baktı ve prenses de ona baktı. Ve o büyülü terliğin çalıştığını anladı. Bu yüzden o dünyada istediğim sadece bir şey var. Ve kral nedir? Dedi. Prensesle evlenme sözü. Dedi prens. Ne? Diye bağırdı kral. Ne?diye bağırdı on iki erkek kardeş. Sen evden eve giden bir şarkıcısın. Sen prensesle evlenmek istiyorsun. Hadi dışarı atın bunu dedi. On iki erkek kardeş. Götürün buyurdu kral ve başını kesin. Ama prenses tekrar ağlamaya başladı. Oh,oh iyi dedi kral.onun başını kurtarması için ona izin ver.dedi prenses ve ağlamayı kesti. Kral ne olduğunu bilmiyordu. Kral prensese bu adamı ne yapmalıyım dedi. O cevapladı. Onunla evlenmeme izin ver dedi. Kral ne! Diye bağırdı. On iki erkek kardeş ne diye bağırdı. Tu diye bağırdı kral sinirlice.sen senin terliklerini bulanla evlenmelisin dedi. Şimdi ise bir çok prens onları bulmaya çalışıyor. Dedi. Prenses eski terlikleri bir daha hiç istemiyorum sadece bu şarkıcıyla evlenmek istiyorum. Dedi. Prens konuşabilir miyim? Dedi. Hayır diye bağırdı kral. Hayır diye bağırdı on iki erkek kardeş. Evet dedi prenses sonra prens sessizce “terlikleri geri getireceğim dedi.” Ama sen prens değilsin dedi kral. Prenses prens istemiyordu. Kral “hım” dedi. Kral şarkıcının terlikleri bulamayacağını düşündü. O hala şarkıcının gerçekten bir prens olduğunu bilmiyordu. İyi dedi kral git ve terlikleri bul ve onları bulduğunda ne olabileceğine bakacağız. Hayır dedi prens. İlk olarak prensesle evleneceğim ve sonra ona terlikleri vereceğim dedi. Ne diye bağırdı kral. Ne diye bağırdı on iki erkek kardeş. Sonra onlar hep bir ağızdan konuşmaya başladılar. Büyük bir gürültü vardı. Her zaman “kesin kafasını” diye sözler söyledi. Prenses ağlamaya başladı. O yüzden dur dedi. En sonunda yok ya ve herkes sustu. Nikah yarın olacak ve daha sonra düğün olacak. Sen, şarkıcı düğün başlamadan önce prensese gümüş terlikleri getireceksin. Eğer getiremezsen başın kesilecek bu anda prenses ağlamadı güldü. Sonra prense baktı. Prens onun gözlerine baktı ve o da güldü. Duyuyor musun dedi kral. Eğer yarın terlikler olmazsa senin başın düşürülecek.sonra o salondan dışarı yürüdü ve on iki erkek kardeş onunla gitti.sonra ki gün elli aşçı kralın mutfağında yemek yaptı. Elli bahçıvan çiçekleri getirdi. Elli hizmetçi yardımcı bayanda elbiselerine yardım ediyordu. İnsanların hepsi en iyi elbiselerini giydiler. On iki erkek kardeş en iyi elbiselerini giydi. Kral en iyi tacını giydi ama sinirli görünüyordu. On iki erkek kardeş çok sinirli görünüyordu. Bu yüzden prensle prenses hemen evlendi nikahtan sonra herkes kutlamaya gitti. İlk olarak bayanlar ve sonra on iki erkek kardeş sonra baltayı taşıyan bir adam ve kral şimdi senin kafanı keseceğiz. Vücudunu alacağız dedi. Çünkü bu şarkıcının terlikleri bulamayacağından emindi. Adam baltasını kaldırdı ve prense doğru yavaşça yürüdü ama henüz onun başını kesmeye gidiyordu. Prens güldü ve paketinden gümüş terliği çıkardı. Adam baltasıyla şaşırdı. Ve konuşamadı. Ve onlar onu almak zorundaydı ve ona su içmesi için su verdi. Tu dedi kral o sadece bir terlik diğeri nerde? Ben buradayım dedi bir ses. Ve başka bir şey göreceksin. Ha! Ha! Ha! Ha! Bu yüzden onlar kapıyı açtı altın fayton gördüler. Prensin babası ve annesiydi. Prensin babası onlara şöleni sordu. Tüm bunlardan sonra kızını bir prensle evlendirdiği için çok mutluydu. Prenses sahip olduğu ülkesine prensesi aldı. Ve onun babası ve annesi de gitti ve onlarla beraber çok mutlu yaşadı.

Konu Bilgileri
	Konu Başlığı Sihirli Terlikler	Konudaki Cevap Sayısı 0
	Şuan Bu Konuyu Görüntüleyenler	Görüntülenme Sayısı 980

Benzer Konular
Konu	Konuyu Başlatan	Forum	Cevaplar	son Mesaj
Çoraplı Terlikler ve Sandaletler	ASYA	Bayan Modası	0	29.06.09 02:32
Fantazi Terlikler	ASYA	Bayan Modası	0	14.06.09 01:58
Yazlık Örgü Terlikler	ASYA	Yazlık Elişi Modelleri	0	14.06.09 01:56
Sihirli Söz	Okyanus	Çocuk Masalları/Çocuk Hikayeleri	0	13.11.08 20:48
Tatil İçin Tığişi Terlikler	Berrak	Yazlık Elişi Modelleri	0	16.07.08 07:09

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)